[voiserPlayer]
27 Mayıs Cuma günü Resmi Gazete’de Türk Ceza Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayınlandı. Kadına karşı işlenen suçların cezasının artırılması ve bazı suçların kapsamının genişletilmesine dair değişiklikler incelendiğinde, bu değişikliklerin uzun süredir toplumda ses getiren taleplerin bir yansıması olduğunu söylemek mümkün. Bu yazıda değişikliklerin ne anlama geldiğini özetlemeye çalışacağım.
Takım Elbise İndirimi Kalktı Mı?
Kamuoyunda “takım elbise indirimi” olarak bilenen takdiri indirim nedenleri maddesinde bir değişiklik yapıldığını görüyoruz. Aslında bu hüküm, değişiklik öncesi haliyle de takım elbise giydi diye ya da sadece pişmanım diyen sanık için bir indirim öngörmüyordu. Fakat kamuoyunda tepki uyandıracak şekilde bu takdiri indirim, otomatik uygulanan bir hal almıştı. Yapılan değişiklik ile “Ancak failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şeklî tutum ve davranışları, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmaz” cümlesi eklendi. Bu cümle doğrudan sosyal medya ve kamuoyunun tepki ve taleplerini yansıtıyor. Ancak takdiri indirim sebepleri tamamen ortadan kalkmadı.
Kanundaki 62. maddenin tamamını okuduğumuzda “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulabilir” ifadesinin yer aldığını görüyoruz. Yani hâkim tüm bunları göz önüne alarak yine takdiri indirim yapabilir. Burada önemli olan kararda hâkimin bu takdir yetkisini kullanma gerekçesini açıklaması ve de bu takdiri indirimin otomatik hale gelmemesi. Yani ülkemizdeki çoğu kanun değişikliğinde olduğu gibi burada da aslında lafzi değişikliğin işe yaraması ve beklentiyi karşılayarak toplumdaki adalet duygusunun tatmin edilmesi yine uygulamada bitiyor.
Kadına Şiddet Nitelikli Hal mi Oldu?
Kasten öldürme, kasten yaralama ve işkence suçlarına ilişkin yeni bir düzenleme olduğunu da görüyoruz. Bu suçlara ilişkin maddelerde yapılan düzenleme uyarınca kasten öldürme suçunun mağdurunun kadın olması halinde suçu işleyen kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması öngörülmüş oldu. Kasten yaralama ve işkence suçunda yapılan düzenlemeler uyarınca kadına karşı bu suçların işlenmesi halinde verilebilecek ceza süreleri de yükseltilmiştir. Ayrıca ceza yargılamalarının usulüne ilişkin kanun olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddelerinde de bu değişikliklere uygun düzenlemeler yapıldı.
Israrlı Takip Suç Mu Oldu?
Israrlı takip konusu da uzun zamandır gerek akademisyenler gerekse kamuoyu tarafından sıklıkla tartışılıyordu. Bu kanun değişikliği ile de ısrarlı takip artık suç haline geldi. Bu düzenlemeye göre ısrarlı bir şekilde bir kişiyi; fiziki olarak takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olmak bir suç haline geldi. Ancak bu düzenlemeye baktığımızda “ısrarlı bir şekilde”, “ciddi huzursuzluk”, “güvenliğinden endişe duymak” gibi somutlaştırılması zor kavramların da yer aldığını görüyoruz. Bu kavramların nasıl yorumlanacağı yine yargı kararları ile netleşecek. Bu konunun suç haline gelmesi sevindirici, ancak yargının da burada eşikleri belirlerken detaylı bir inceleme yaparak hakkaniyetli ve bireylerin güvenliğini sağlayıcı kararlar vermesini umut ediyorum.
Ayrıca bu suça ilişkin diğer bir önemli düzenleme de ısrarlı takip eğer ki çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenirse; ya da ısrarlı takibe maruz kalan kişinin okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine, okulunu veya işini bırakmasına neden olursa; ya da hakkında uzaklaştırma ve konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen kişi ısrarlı takip yaparsa, verilecek olan ceza artırılır. Bu özel düzenlemelerin belirlenmesinin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü, net şekilde kişinin hayatını zorlaştıran bu durumlarının da ağırlaştırıcı hal haline gelmiş olması özellikle kadına karşı şiddetin önlenmesi açısından önemli bir adım. Ayrıca, ısrarlı takibin yalnızca fiziksel takip olarak düzenlenmemesi de kayda değer. Özellikle kadınların sosyal medya mecraları aracılığıyla farklı alanlardan ve farklı hesaplardan rahatsız edilmek suretiyle şiddete maruz kalmasına sıklıkla rastlanıyor ve bu durumda korunmaları gerekiyor.
Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddete Tutuklama Uygulaması Mı Geldi?
Modern hukuk sistemlerinde tutuklama istisnaidir ve yalnızca belirli koşulların sağlanması halinde tutuklu yargılanma gerçekleştirilebilir. Kanuni düzenlemelerde yapılan değişiklik ile sağlık çalışanlarına görevleri sırasında ya da görevleri ile ilgili olarak uygulanan şiddet de bu tutuklama sebebi sayılabilecek suçlar arasında eklenmiş oldu.
Bu kanun değişiklikleri genel olarak sosyal medya ve kamuoyunun taleplerinin mevzuata yansıtılması oldu ama daha önce de belirttiğim gibi önemli olan kanunlarda yazan güzel maddeler değil uygulamada bu değişikliklerin nasıl yorumlanacağıdır. Bu nedenle, umarım kadınlara ve sağlık çalışanlarına karşı getirilen bu koruma önlemleri, toplumda caydırıcı etki yaratır ve de bu suçları daha az yaşarız.
Fotoğraf: L’odyssée Belle