Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » AİHM’in 11 Temmuz Osman Kavala Kararı Ne Anlama Geliyor?
    Forum

    AİHM’in 11 Temmuz Osman Kavala Kararı Ne Anlama Geliyor?

    Afra Teren Gürlüler15 Temmuz 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire 11 Temmuz 2022 tarihinde Kavala dosyası bakımından ihlal kararını açıkladı. Bu karar sadece Türkiye’nin kararı uygulamadığına dair bir tespitti. Karar 16’ya 1 olarak geçti. Yalnızca Türk Hâkim Sayın Saadet Yüksel Olumlu oy kullanmadı. Karar bu tarih itibariyle kesinleşti yani bundan sonra karara ilişin bir itiraz mekanizması işleme şansı yok.

    AİHM tarafından verilen kararlarının üye devletler tarafından uygulanıp uygulanmadığını denetlemekle görevli  kurum ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’dir (Bakanlar Komitesi). Osman Kavala dosyasında verilen ve Kavala’nın haklarının ihlal edildiğini hükme bağlayan AİHM kararı sonrası Bakanlar Komitesi ile Türkiye Cumhuriyeti yetkileri arasında bir uyuşmazlık olmuştu. Türkiye aslında kararı uygulayarak Kavala’nın tutukluluk halini sona erdirdiklerini, devam eden tutukluluğun başka dosyadan olduğunu öne sürmüştü. Bakanlar Komitesi ise AİHM kararının uygulanmadığını dile getirmişti.

    Türkiye Cumhuriyeti ile Bakanlar Komitesi arasındaki uyuşmazlıkta son söz ise 11 Temmuz 2022’de Büyük Daire kararı ile söylenmiş oldu. Hukuken bundan öte bir söz söylemek mümkün değil. Büyük Daire’nin önüne gelen bu dosyada karşımıza çıkan, bir ihlal prosedürüdür. Yani Kavala’nın haklarına ilişkin bir tespit değil, Türkiye’nin AİHM’in önceki kararına uyup uymadığının tespiti hakkında işletilen bir süreçtir.

    Bu karar, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 46. maddesi ve Anayasamız uyarınca bağlayıcı bir karar. İhlal prosedürü kararı çok uzun bir süreç ve her türlü savunma ve görüş alınarak sonuçlandırılıyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin de argümanlarını sunduğunu ve birçok cevap verdiğini AİHM kararından görmek mümkün. Mahkeme son karara varırken tüm bu cevapları incelemiş ki karar metninde tek tek hükümetin argümanlarını neden dikkate almadığını açıklamış. Karar bu nedenle çok uzun ve usul süreçlerini tek tek anlatıyor.

    AİHM 11 Temmuz 2022’de Ne Dedi?

    Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi bu süreç, Türkiye’nin ilk ihlal kararına uyup uymadığı konusunda bakanlar Komitesi ile Türkiye arasında bir fikir uyumsuzluğu sebebiyle başladı. AİHM önünde görülen her türlü dosyada ki buna ihlal prosedürü de dahil, Adalet Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti adına argümanlarını sunar ve savunmaları yapar. Bu nedenle AİHM, Bakanlar Komitesi ve Türkiye arasındaki yazışmalar, ülkemiz tarafında Adalet Bakanlığınca yürütülüyor.

    Bu dosyada da aynı şekilde oldu. Türkiye’nin orijinal ihlal kararına uyararak Kavala’yı serbest bırakmadığı argümanı karşısında Adalet Bakanlığı, ilk tutukluğun ortadan kalktığını belirtirken diğer tarafta Bakanlar Komitesi kararın uygulanmadığını söyledi. Türkiye’nin buradaki argümanı tüm süreç boyunca Kavala’nın tutukluğunun ihlal verilen dosya dışında bir dosya ve başka sebeplerle olduğunu öne sürmesine rağmen Bakanlar Komitesi tatmin olmadı. Bunun sonucunda da Bakanlar Komitesi tarihinde ikinci defa bir ihlal prosedürünün uygulanmasını talep etti.

    Aslında Bakanlar Komitesi AİHM’e çok basit bir soru sordu: “10 Aralık 2019 tarihinde verilen kararınızın uygulanıp uygulanmadığını tespit edin”. Yani bu kararda tek bir soru ve tek yanıt var. Karara göre Bakanlar Komitesi’nin yorumu doğru ve Türkiye devletinin argümanları hukuken yanlış ve kabul edilemez.

    Peki AİHM’in  bu yanıtı ne anlama geliyor? Büyük Daire’nin yanıtından karşımıza iki önemli anlam çıkıyor. İlk olarak asıl ihlal kararı dediğimiz ve 10 Aralık 2019’da AİHM tarafından Kavala’nın mutlaka serbest bırakılması gerektiğini söylediği karardaki görüşünü tekrar ediyor. Bu kararın uygulanmıyor oluşunun da Kavala’nın hakları bakımından devam eden bir ihlal olduğunu belirterek derhal serbest bırakılması gerektiği sonucuna ulaşıyor.

    İkinci önemli nokta ise sizlerin de bildiği gibi Kavala hakkında birinci derece mahkemesi bir mahkumiyet kararı verdi. Türkiye Cumhuriyeti ihlal prosedürü sürecinde savunmalarında bu noktaya değinmiş. Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığı için artık bu dosyada ihlal bakımından tutukluluk değerlendirmesi yapılmamalı argümanını öne sürmüş. Ancak, AİHM Büyük Daire bu savunmayı yeterli bulmadı. Hatta üstüne üstlük Türkiye’deki mahkemenin ağırlaştırmış müebbet cezası için hükme gidiş yolunda kullandığı argümanların, gerekçelerin ve delillerin tutukluluk için dahi yeterli olmadığını, tutukluluk için yeterli olmayan bir yol ile hükme varılmasının evveliyetle uygunsuz olduğunu belirtti. Bu nedenle tutukluluktaki hak ihlaline ek olarak aslında beraat kararı alınmalıdır da demiş oldu. Buradan anlaşılacağı üzere basit bir soruya net bir cevap gibi dursa da karar çok önemli iki sonuca varmamızı sağladı.

    Bu Kararın İç Hukuka Etkileri Neler Olacak?

    AİHM Demirtaş kararında bir terim kullanmıştı. “Return to pre-tiral detention” olan kavramı daha sonra Atilla Taş kararında da görmüştük. Bu kavram göz önüne alındığında hükümetin iddiasının AİHM tarafından kabul edilmediğini anlıyoruz. AİHM, ortada tek bir tutuklama olduğunun ve bunun farklı parçalara bölünmüş izlenimi yaratılmak istendiğini dile getiriyor. Kararda bu tutukluluğun amacının da tamamen siyasi olduğunu ve bu siyasi engeli sağlamak adına yargı elinin kullanıldığın da altı çizilmiş. Aslında zaten ihlal prosedürünü başlatırken Bakanlar Komitesi birden fazla tutukluluğun olup olmadığının incelenmesini amaçlamıştı.

    AİHM de bu incelemeyi yaparken yeni tutukluluğa gerekçe oluşturabilecek bir durum ve kanıt var mı diye baktı. Kararda böyle delillerin olmadığını ortaya koydu. Bu delillerle bir kişi tutuklanamaz ve tutuklanamayan kişi bu delillere dayanarak zaten mahkûm edilemez diyerek hukuki açıdan durumun vahametini ortaya koymuş oldu. Aslında bu karar ile 3 ayrı suçlamanın her biri için beraat gerekeceğini söylemiş oldu demek yanlış olmaz. Zira tüm suçlamalar aynı delillere dayanıyor. Karar kesin ve bağlayıcı. Bu nedenle Türk Mahkemelerinin aslında bir aksiyon alması gerekiyor fakat siyasi konjonktür de dikkate alındığında iç hukukta mahkemelerin zorlanacağını düşünmek yanlış olmaz.

    Hukuki olarak bu karar sonrasında Kavala’nın tutuklu kalması da beraat etmemesi de mümkün değil. Tahliye ve beraat kararlarının en kısa sürede alınması gerekiyor. Ancak mahkemelerin nasıl bir yaklaşım göstereceğini zaman içinde göreceğiz. Çoğu hukukçuya göre Adalet Bakanlığı bu karara uymamak adına farklı yaklaşımlar deneyecek. Deyim yerindeyse “şapkadan tavşan çıkaracak”. Ancak hukuken karar verilmesi ve izlenmesi gereken yol aslında çok net ve tartışmaya açık değil.

    Uluslararası Hukuk Açısından Kararın Etkisi Ne Olacak?

    AİHM’in, tarihinde ikinci kez ihlal prosedürü işlettiği bir örnek ile karşı karşıyayız. Bu süreç ilk defa Azerbaycan için bir siyasi olan Mammadov kararı sonrasında işletilmişti. Fakat, Kavala ve Mammadov kararlarında çeşitli farklılıklar var.

    Mammadov’un haklarının ihlal edildiğini tespit eden ilk kararda AİHM ihlal bulmuştu fakat derhal serbest bırakılması ya da kendisi ile ilgili ne tür bireysel tedbirler uygulanması gerektiğine ilişkin bir tespitte bulunmamıştı. Bakanlar Komitesi bir ihlal varsa serbest bırakılma gerekir derken Azerbaycan hükümeti ise serbest bırakılma kararda yazmıyor diye tutukluluğu devam ettirmişti. Bunu takiben de Büyük Daire, Bakanlar Komitesi’nin talebi ile tarihinde ilk kez ihlal prosedürünü işletmiş ve karar vermişti. İhlal prosedürünün sonucundaki kararda AİHM serbest bırakma gerekli olduğunu tespit etmişti. Kavala dosyasında ise yani 2019 tarihli ihlal kararında Mammadov kararından farklı olarak ihlali tespit etmeye ek olarak ihlalin giderilmesi için serbest bırakılma gerektiğini belirtmişti.

    Türkiye aleyhine işletilen ihlal prosedürü sonrasında çıkan karar, uluslararası hukukta kötü niyetle yapılan tutuklamalarda taraf devletler aleyhine 5. ve 18. madde ihlali bulunduğunda, taraf devletlerin bu maddelerdeki ihlal tespitlerine rağmen aynı delillerle kişiyi hükümlü olarak hapiste tutmaya devam ettiremeyecekleri yönünde bir içtihat gelişmesi hukukçular tarafından bekleniyor. Aslında çok basit bir hukuki mantık var bir kişinin tutukluluğu için dahi yetersiz veriler ile kişinin hükümlü olması kabul edilemez.

    Tüm bunlar dikkate alındığında nadir işletilen bir prosedür sonucunda Kavala hakkındaki Büyük Daire kararı hem iç hem de uluslararası hukukta çeşitli sonuçlar doğuracaktır. Hukuki olarak durum net olmasına rağmen uygulamada neler göreceğimiz konusu ise bir muamma. Bu yazı yazıldığı tarihte bakanlıklardan karara uymak yerine kararı kınama açıklamaları geldi. Zaman içerisinde karara uyulup uyulmayacağını hep birlikte göreceğiz.

    Fotoğraf: EKATERINA BOLOVTSOVA

    Hukuk
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKitap Yorum: Bappaditya Paul, The First Naxal
    Sonraki İçerik Dünyanın En Kötü İnsanı (2021)

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Muhalefetin Bluesky’a Göçü Kalıcı Bir Çözüm Olmayacak

    7 Nisan 2025 Çağın T. Eroğlu
    Yazılar

    İmamoğlu’nun Geri Alınan Diploması: Hukuki Bir Analiz

    21 Mart 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Türkiye’de Medya Özgürlüğü: Sürekli Daralan Bir Alan

    14 Şubat 2025 Gürkan Özturan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}