[voiserPlayer]
Bugün, iyisi ile kötüsü ile bir futbol sezonunu daha geride bırakıyoruz. Takımlar ve futbolcular adına çoook yoğun ve yorucu bir sezonu geride bırakıyoruz. Süper Lig, tarihinde ilk kez 21 takım ile oynandı. Takımlar, 42 maç haftası boyunca 40 müsabakaya çıktılar. Tribünlerde taraftarlardan yoksun tamı tamına 420 maç izledik. Dolayısıyla, geride kalan sezonun da pek tadı tuzu olmadı.
Kalabalık bir lig tablosu, sıkışık bir fikstür, korona olan teknik adamlar ve futbolcular, taraftarlardan yoksun tribünler vb. pek çok olumsuz şartlara rağmen öne çıkan çok sayıda bireysel performansa ve takım performanslarına şahitlik ettik.
Bireysel oyuncu performanslarına birazdan değineceğiz ancak öne çıkan takım performanslarından ve taktiksel performanslardan söz etmek istiyorum.
Beşiktaş, sezon boyunca seyretmesi en keyifli takımdı. Oynadıkları dinamik ve hızlı futbol ile bizlere göz ziyafeti sundular. Rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray’a oranla daha kısıtlı bir kadro ile en iyi verimi aldılar. Sergen Yalçın takımını bir bütün halinde tutmayı başardı ve Mensah hariç her bir oyuncusundan üst düzey performans almayı bildi. Beşiktaş’ın 4-3’lük Fenerbahçe, 7-0’lık Hatayspor, 6-0’lık ve 3-2’lik Çaykur Rizespor, 3-2’lik Başakşehir FK maçları; sezon boyunca akıllarda kalan harika oyunlardan birkaçıydı.
Rıza Çalımbay’lı Sivasspor, ligin en şanssız ekibiydi. Koronavirüs vakaları, sakatlıklar, kısıtlı kadro gibi pek çok dezavantajlı durumlar ile yüzleşmelerine rağmen Avrupa Ligi ve Süper Lig’de önemli işler başardılar. En az 15 maça 14-15 kişilik kadro ile hazırlanıp maçlara çıktılar. Takım iskeletinde önemli roller üstlenen oyunculardan yararlanamadılar. Ancak şubat ayında yakaladıkları ivmeyi koruyarak üst sıralara tırmanmayı bildiler. Mücadeleci, dayanıklı bir oyun izlettiler.
Bu sezon, ligin en büyük sürprizi Hatayspor oldu. Hatayspor aynı zamanda yabancı oyuncu serbestliğini de en efektif kullanan ekipti. Lige yeni yükselen bir ekibin böylesine iyi bir scouting çalışması ile kadrosuna dahil ettiği oyuncuların yanı sıra; takımın başına Ömer Erdoğan’ın getirilmesi de Hatayspor’un başarılı olmasında çok önemliydi. Sezon başında hızlı oyuncuları ile kontra atağa dayalı defansif bir futbol oynamayı tercih eden Ömer Erdoğan, oyuncularının top kullanma yeteneklerini keşfettikten sonra; Hatayspor’dan topu kullanan, direkt oyun oynamayı tercih eden, rakiplere gegenpress uygulayan, ofansif bir takım yarattı.
Alanyaspor’un Sergen Yalçın ve Erol Bulut ile süregelen 2 yıllık ideal bir yapılanması vardı. Sezon başında da sürpriz bir karar ile takımın başına Çağdaş Atan’ı getirdiler. Çağdaş Atan; futbolculuk kariyerinde Energie Cottbus, Basel gibi yurtdışındaki ekiplerin yanı sıra Beşiktaş ve Trabzonspor’da da görev almıştı. Gaziantepspor, Kayserispor, Eskişehirspor, Konyaspor, Alanyaspor ve Beşiktaş’da Sergen Yalçın’ın yardımcılığını yapan Çağdaş Atan; Sergen Yalçın’ın oynattığı göze hoş gelen ve sonuç alan oyun tarzının mimarlarından biri olarak kabul görüyordu futbol otoritelerince. Birinci adamlıktaki ilk görevine Alanyaspor’da başlayan Çağdaş Atan, yakından tanıdığı oyuncu grubundan sezon boyunca müthiş bir katkı aldı. Bizler de keyifle Alanyaspor maçlarını izledik. Topa hâkim olan, pas kanallarını doğru dizayn eden, alan ve adam paylaşımını doğru kurgulayan bir takım izledik. Alanyaspor’un bu futbol tarzını en doğru şekilde uygulamasında en büyük pay sahiplerinden biri olan Çağdaş Atan’ın yardımcısı Francesco Farioli, Şenol Can’ın Fatih Karagümrük’ten ayrılmasından sonra takımın başına geçti. Farioli, F. Karagümrük’te 9 maçta 1,44 puan ortalaması tuttururken; Alanyaspor’dan tanıdık olduğumuz göze hoş gelen futbolu yeni takımında da bizlere izlettirmeyi başardı.
Marius Sumudica, geçen yıl olduğu gibi bu sezon da 3-5-2 sistemini ligde sabit olarak uygulayan tek teknik adamdı. Sumudica, Gaziantep FK ile 12 Eylül’de 1. Hafta müsabakasında Galatasaray’a 3-1 yenildikten sonra 9 Ocak’ta Sivasspor’a yenilene kadar tam 15 lig maçında yenilgi yüzü görmedi. Sivasspor yenilgisi sonrası Sumudica görevinden ayrıldı. Yaptığı akıl almaz yanlış ve bir o kadarda çirkin demeçlerden sonra Gaziantep FK, Sumudica’nın görevine son verdi. Gaziantep FK’da teknik adamlık koltuğunu Portekizli Ricardo Sá Pinto devraldı. Ancak istenen başarıyı elde edemedi. 16 maçta yalnızca 1,06’lık puan ortalaması ile sezonu tamamladı. Sumudica’da Gaziantep FK’dan sonra görev yaptığı Çaykur Rizespor’da başarılı olamadı. 3-5-2 sistemini Rizespor’a da taşıyan Sumudica, 7 maçta 0,43 puan ortalaması tutturunca 4 Mart’ta görevine son verildi.
Sezon boyunca Süper Lig’de pek çok önemli futbolcuyu izledik. Yıldız oyuncuların kimisi beklenen performansı sergileyemezken, kimi oyuncu da beklentilerin ötesine geçerek takımını sırtladı ve sezona damgasını vurdu. 2020-21 sezonunda Süper Lig’e damgasını vuran oyuncuları derledik ve sizler için as ve yedek olmak üzere iki takım oluşturduk.
En İyi İlk 11
Altay Bayındır-Valentin Rosier-Ryan Donk-Attila Szalai-Jure Balkovec-Josef de Souza-Taylan Antalyalı-Ozan Tufan-Rachid Ghezzal-Cyle Larin-Aaron Boupendza
Yedek 11
Uğurcan Çakır-Stelios Kitsiou-Georgios Tzavellas-Vitor Hugo-François Moubandje-Rayane Aabid-Atiba Hutchinson-Dimitrios Pelkas-Halil Akbunar-Mame Diouf-Vincent Aboubakar
Neden Bu Oyuncular?
Gösterilen bireysel performans, takım oyununa ve skoruna verilen katkı ve lig sıralaması gibi belli başlı kriter kıstaslarını göz önünde bulundurarak mevkilere uygun en iyi tercihler yapılmaya çalışılmıştır.
Altay Bayındır: Kalite ve komplike yetenek anlamında Uğurcan Çakır her ne kadar Altay Bayındır’ın önünde olsa da Trabzonspor’un kontrollü, daha defansif bir oyun oynama tercihi Uğurcan’ın Altay’a oranla kendini daha az gösterme şansı tanıdı. Altay, önündeki stoper oyuncularının bireysel hataları ve rakip hücum oyuncularının üstün performanslarına engel olma becerisi ve bir nevi tek başına takımına kazandırdığı pek çok puan ile sezonun en iyi kalecisi performanslarından birini gösterdi. Birebir pozisyonlardaki kusursuz performansı, refleksleri rakip forvet oyuncularını çileden çıkartan cinstendi. Pek çok Fenerbahçe müsabakasında, “Maçın Adamı” ödülünü kazanan isimdi.
Valentin Rosier: Hızı, dinamizmi, temposu ve oyunu yönetme yeteneği ile lig içerisinde çok önemli bir etki yarattı. 2011-12 sezonunda Emmanuel Eboué’nin lige yaptığı etkinin bir benzerini bu sezon Rosier yaptı. Sporting CP, sezon başı Valentin Rosier’e güvenmediği için Manchester City’den Pedro Porro’yu kiralayıp Rosier’i de Beşiktaş’a kiralık olarak gönderdi. Ancak Rosier, Porro’ya oranla takımının bütünsel oyununa etki ettiği bir aşikâr. Ayrıca Rosier, Rachid Ghezzal’ın muazzam performansına etkisi de yadsınamaz.
Ryan Donk: Galatasaray’ın sezon başı yapılanmasındaki stoper tandemi ikilisi olarak Marcão ve Luyindama düşünülüyordu. Sayısal olarak eksik kalan orta saha rotasyonu için dahi Ryan Donk, yedek oyuncu olarak gösteriliyordu. Marcão ve Luyindama’nın yaptığı bireysel hatalar sonucunda yenen goller ve kaybedilen puanlar sonucunda kendini profesyonel olarak hazır tutan Donk, formayı kaptı. Oyun kurma becerisi ile Marcão’nun üzerindeki baskının kırılmasına, takımının 1.-2. bölge bağlantısını hatta 1.-3. bölge bağlantısını kuran oyuncu oldu. Takım savunması ve hücumuna doğrudan katkı veren, lider bir oyuncu olarak sezon boyunca görev aldığını gördük.
Attila Szalai: Bu sezon Süper Lig’de, takım performanslarına doğrudan etki eden stoper katkılarına nadiren tanıklık ettik. Szalai, ara transfer döneminde Fenerbahçe’ye dahil oldu. Takımının ocak ayı itibariyle şampiyonluk yarışına havlu atma safhasına geldiği anda gösterdiği performans ve çalışkanlıkla Fenerbahçe’nin ivme kazanarak, son ana kadar yarışa ortak olmasını sağladı. Fenerbahçe sezon boyunca stoper hattındaki oyuncularından istikrarlı bir performans elde edemiyordu. Serdar Aziz, Marcel Tisserand, Mauricio Lemos ve Sadık Çiftpınar farklı periyotlarda forma giyip katkı vermelerine rağmen hiçbiri takım bütünlüğünü olumlu yönde ivmelendiremediler. Szalai, sahip olduğu oyun bilgisi ve yeteneği ile oyunu kurma ve alan savunmasına verdiği katkılar ile takımının elini kolaylaştırdı. Hızlanma seviyesi henüz Avrupa standartlarında olmasa da Süper Lig için son derece yeterli.
Jure Balkovec: Sezon öncesi Hellas Verona’dan F. Karagümrük kadrosuna dahil edilen oyuncu, bir önceki sezonda Empoli’de kiralık oynarken Serie B’de 1 gol 6 asistlik önemli bir performans göstermişti. Balkovec, F. Karagümrük’le Süper Lig’de boy gösterdiği ilk dakikadan itibaren; Gaël Clichy’nin Başakşehir FK ile geçtiğimiz sezon, Mariano’nun da Galatasaray ile önceki sezon gösterdiği performansa benzer bir katkı sağladı takımı adına. João Cancelo’nun Manchester City, Clichy’nin Başakşehir FK ve Mariano’nun Galatasaray için gösterdiği bek özellikli oyun kurucu rolünü F. Karagümrük için sergiledi. Orta sahayı destekleyici özellikleri, sol çizgiyi savunma ve hücum pozisyonlarında en iyi şekilde doldurması ile sezonun en iyi sol bek performanslarından birini bizlere izletti.
Josef de Souza: Beşiktaş’ın kanatları efektif olarak kullandığı geniş alan oyununda merkezi her anlamda dolduran, oyunu tamamlayan en önemli rol oyuncularında biri; Josef’ti. Bir önceki sezon Mohamed Elneny’nin katkısı ile Atiba Hutchinson harika bir sezon geçirmişti. Atiba’nın geçtiğimiz sezonun üstüne çıkan performansı ve takımın bütünsel oyununa etki eden doğrudan faktör Josef’dir. Sürekli oyunun içinde oluşu, oyunu 360 derece görüşü, 3-4 pas öncesinde oyunun nasıl şekilleneceğini okuması ile komplike bir orta saha oyuncusu olduğunu bize bir kez daha gösterdi.
Taylan Antalyalı: Galatasaray, bir önceki sezon en büyük sıkıntı çektiği orta saha rotasyonunu bu sezon öncesi de doğru şekilde yapılandıramamıştı. O bölge için herkesin kafasında bir soru işareti vardı. Ama Taylan Antalyalı, sezon boyunca gösterdiği performans ve takım oyununa verdiği katkı ile taraflı, tarafsız herkesin takdirini kazandı. Ön alan baskısı, alan savunmasındaki liderliği ve markaj bilgisi ile Taylan’dan hiç beklenilmeyen performansları en üst düzeyde sergiledi. Zaten bilinen top kullanma yetenekleri ve fizik gücünü de limitleri zorlayarak ne kadar çok geliştirdiğini gördük. Her anlamda komplike bir performans gösteren Taylan, takımının banko oyuncusu haline geldi. Onun olmadığı maçlarda Galatasaray hücum etmekte, kalesini savunmakta büyük sıkıntılar yaşadı. Galatasaray’ın en iyi oyun oynadığı maçlarda hep o başroldeydi.
Ozan Tufan: Fenerbahçe hem takım olarak hem de bireysel oyuncu performansı anlamında sezon boyunca dalgalanan bir performans sergiledi. Buna rağmen Ozan Tufan sezon boyunca istikrarlı bir performans sergiledi. Takım arkadaşlarının ve tüm takımın dalgalı performanslarından hiç etkilenmeden kendi oyununu en iyi şekilde saha içine yansıtmayı başardı. Kimi zaman takımını tek başına sırtladı. Ceza yayı üzerinde takımının hücum opsiyonlarını çoğalttı. Ön alan baskısını/savunmasını başlatan ilk isimdi. Saha içindeki top dağıtımını yönlendiren isimdi. Sahanın her alanında, her pozisyonunda takımı adına katkı verdi.
Rachid Ghezzal: Son zamanlarda Süper Lig’de izlediğimiz en yetenekli oyunculardan birisi. Sahip olduğu oyun becerisi, ayağını ve topu kullanma yeteneği ile rakip takımlara karşı Beşiktaş adına kilidi açan yegâne oyuncu da o idi. Beşiktaş’ın duran toplardan bulduğu goller ve kazandığı puanlarda, kapalı savunmaları aşan ters top ve ara paslarda baş rol hep Ghezzal’deydi. Sezon sonunda, çapraz koşularla uzak kale direğine çektiği şutlar ile bulduğu skorlar, kısıtlı kadro rotasyonu nedeniyle Beşiktaş’ın hücum alanında yaşanan sıkıntıları aşabilmek adına hayati önem niteliğindeydi.
Cyle Larin: Sezon öncesi Zulte Waregem ile olan kiralık sözleşmesi sona eren ve Beşiktaş’a geri dönen Larin’in etkili bir performans vereceğine dair beklentilerim kamuoyunun aksine bir hayli fazlaydı. Atletik özellikleri ve yeterli düzeydeki pozisyon alma becerisi ile birlikte bir önceki sezon yakaladığı oynama istikrarı Larin’den bekletilerimi arttırıyordu. Ancak Larin, benim bile beklentilerimin ötesinde bir devamlılık ve verimlilikle oynadı ki; Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışındaki en önemli hücum silahı haline geldi. Bir kanat forvet olarak üstlendiği misyonu en iyi şekilde yerine getirdi.
Aaron Boupendza: Attığı spektaküler goller ile tüm futbol severlerin gönlünü çaldı. Becerilerini hızı ile birleştirdiğinde durdurması güç bir oyuncu olduğunu gösterdi. Önemli bir yeteneği ve potansiyeli var. Ancak takım bütünlüğü ve oyunundaki rolünün biraz sorunlu olduğunu düşünüyorum. Biraz bencil özellikleri olan bir oyuncu. Fransa ve Portekiz’de oynadığı üst düzey seviyelerde bu nedenle sıkıntı yaşadığını düşünüyorum. Hatayspor teknik ekibinin ona tanıdığı özgürlük alanı ve serbest rol ile kadronun tamamının onun bu rolünü tamamlama gayreti ile Süper Lig’de büyük bir fark yarattığı inancındayım. Bu listede yer alan tüm oyuncular takım performansını ayağa kaldırırken, Boupendza’nın performansının bu kadar etkili olmasının ana nedeni takım oyunu ve takım arkadaşlarıydı.
Süper Ligde yer alan 21 takımda görev alan ve etkili bir performans sergileyen bazı oyunculara bu as/yedek kadrolarda yer veremedik. Bu sezon değerlendirmesinde, o oyunculara da yer vermeseydik onlara haksızlık etmiş olurduk. 2020-21 sezonunda Süper Lig’de fark yaratan diğer oyuncular da şu isimlerden oluşuyor:
Max Gradel – Hugo Rodallega – Alassane Ndao – David Akintola – Alexandru Maxim – Adem Büyük – Emre Kılınç – Salih Uçan – Anastasios Bakasetas – Lucas Biglia – Cherif Ndiaye – Davidson – Fayçal Fajr – Adama Traoré – Ruud Boffin – Joseph Paintsil – Emrah Başsan – Marko Jevtovic – Enzo Roco – Pablo Santos – Abdülkerim Bardakçı – Isaac Thelin – Mattias Johansson – Robin Yalçın – Uğur Çiftçi
Bu sezon Süper Lig’de oynayan U21 kadrosu oluşturmakta biraz güçlük çektik. O nedenle kadromuzun yaş skalasını biraz yükselterek gelecek Vaad eden U23 kadrosunu oluşturduk. İşte 2020-21 sezonunda Süper Lig’in en iyi U23 kadrosu bu oyunculardan oluşuyor.
Ersin Destanoğlu – Bünyamin Balcı – Arda Kızıldağ – Fatih Aksoy – Rıdvan Yılmaz – Berkan Kutlu – Berat Özdemir – Gedson Fernandes – Kerem Aktürkoglu – Ferdi Kadioglu – Gökdeniz Bayraktar
Fotoğraf: Abigail Keenan