Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » 10 Yılın Muhasebesi
    Forum

    10 Yılın Muhasebesi

    Cem Özen30 Aralık 20196 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    2010’lu yıllar benim kuşağımdan liberaller için felaketlerle geçti. Hem Türkiye’de hem dünyada insan hakları, özgürlükler, açık toplum beklentilerinin tavan yaptığı bir atmosfer ile başlayan 10’lu yılların sonunda, demokrasilerin gelecekte var olup olamayacağı, Türkiye’nin girdiği tünelden ne zaman çıkacağı ve Çin’in özgür dünyaya boyun eğdirme tehlikesi gibi konuları konuşarak kapatıyoruz.

    Şampiyon olan bir takımın eksiklerine yönelik eleştiriler nasıl kimse tarafından duyulmazsa; Doğu Bloku’nu yıkan demokrasiler için de uzun süre bu kulak tıkama dönemi sürdü. Bir yandan demokratik ülkelerin “o kadar da” demokratik olmadığı gerçeği öte yandan zenginleşmiş gibi gözükse de aslında mali piyasaların yarattığı balonun fark edilmesi için 90’lardan iyice uzaklaşmak gerekti. İşte 2010’lu yıllar bu gerçeklerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde yüzleştiğimiz bir dönem oldu.

    Ekonomi

    2008 krizi Batı ekonomileri üzerinde kalıcı etki bıraktı. Refah seviyesi düşen geniş halk kesimleri radikal hareketlere şans verme hakkını kendinde gördü. Öyle ya, en az 30 yıldır büyüyen ekonomiler daralmaya gitmiş ve insanlar kendi babalarının yaşadığı refahtan uzaklaşmalarını kendilerine açıklama ihtiyacı duymuşlardı. Giderek yaşlanan Batılı ülkelerin nüfusu, dünyanın başka bölgelerinde olmayan genişlikteki sosyal devlet bütçesini fazlasıyla zorlamaya başladı. Birbiri ardına Avrupa ülkeleri kendi iç dinamikleri nedeniyle krize sürüklendi. İrlanda, Yunanistan, İspanya, İtalya 2010’lu yılları zorlu ekonomik kriz koşullarını aşmaya çabalamakla harcadı. 2010’lu yıllar biterken Batılı ekonomiler dünyanın geri kalanı ile birlikte resesyon korkusunu yaşıyor.

    Küreselleşmenin hiç durmadan ilerleyen bir süreç olduğu görüşü Ticaret Savaşı’nı hesaba katmamış olmalıydı. Çin’in büyüyen üretim gücü ve kural tanımayan anlayışı, ABD Başkanı Trump tarafından tarife ve gümrüklere getirilen sınırlamalar ile durdurulmaya çalışıldı. Bu bloklaşmanın getirdiği korku atmosferi dünya finans piyasalarını da etkiledi. Hegemonya mücadelesinin uluslararası ekonomiyi uluslararası olmaktan çıkarmasına 2020’li yıllarda çok az kişi şaşıracak.

    Arap Baharı

    2011’da Tunus’ta başlayan ve tüm Arap dünyasını saran ayaklanmalar başladığında ortalama bir Batılı liberal, demokratikleşme dalgasının sonunda Arap dünyasına da uğradığından emindi. Görünen manzaraya göre Arap halkları da artık küreselleşmenin getirdiği açıklık ve refahtan paylarını almak istiyor, bunun için eski sistemi yerle bir ederek aynı Doğu Bloku’nda olduğu gibi yeni bir sayfa açmayı amaçlıyordu. Ancak küresel sistemin geldiği nokta ve Orta Doğu’nun iç dinamikleri, bu dalganın değil büyümesini tam tersi bölgenin en karanlık dönemlerinden birine girmesine neden oldu. Batılı demokrasilerin kendi çıkarlarını sarsmasından çekinerek ayaklanmalara çekinceli yaklaşması, öte yandan bölgedeki çıkarlarını korumak isteyen Suudi Arabistan, İran ve Rusya gibi aktörlerin canla başla bölgeye müdahalesi sonucunda reformcu dalga neredeyse her bir ülkede bastırıldı. Sonuçta 2010’lu yılların başında Arap dünyasının demokratikleşmesi beklenirken takip eden yıllarda Türkiye’nin birkaç kilometre güneyindeki pazarlarda esir kadınlar satıldı.

    Çin

    Mao Zedung’un ardından Deng Xiaoping ile dünya ekonomik sistemi ile uyumlu bir geçiş dönemine giren Çin, kapitalist dünyanın boşluklarını değerlendirerek kendisine özgü bir kalkınma modeli uyguladı. Üretim gücünü elinde bulunduran Batı dünyasındaki ağır sosyal haklara karşın, ucuz iş gücü ve kitle üretimine dayalı bir ön modelle ülkesine yatırım ve ardından teknoloji çeken Çin, belirli bir eşiğin ardından ucuz işgücü modeli yerine iç tüketimi ve iç yatırımları da önceleyen; kendi firmaları ile üretim yapmaya evrilen sonraki aşamaya geçti. Ancak 2010’lu yılların başında teknolojik üretimi yapamayan ve tıkanıklığa giren ülke, büyük altyapı yatırımları ve gelişmemiş ülkelerin doğal kaynaklarını emperyalist bir politika ile sömürgeleştirmek yoluyla büyümesini sürdürmeye yöneldi. Xi Jinping’in başını çektiği bu yeni model, Batı dünyası ile işbirliği yerine onunla rekabete ve onun kurumlarını zedelemeye dayanıyordu. Jinping’in Çin Komünist Partisi’nin başında ebedi lider olarak belirlenmesi ile güçlenen bu süreçte artık Çin, 2010’lu yılların sonunda tüm dünya demokrasilerini ve bireysel özgürlüklerini tehdit eden bir numaralı düşman haline geldi.

    Rusya

    Vladimir Putin liderliğindeki Rusya, Batı dünyasının küresel düşüşünden yararlanarak kendi bölgesindeki tüm konularda stratejik üstünlüğü yakaladı. Suriye’de giriştiği Esad’ı kurtarma hamlesi ile Akdeniz’de askeri üs edinmek gibi önemli avantajlar yakalayan Putin rejimi, kurduğu dijital istihbarat birimleriyle demokratik Batı rejimlerinin altını oymak için faaliyet sürdürmekten geri durmadı. Rusya’yı ekonomik olarak bir başarı hikayesi yazmasa da elindeki özellikle askeri imkanları başarılı taktiklerle değerlendiren Putin, 2010’lu yılların sonuna elinde 10 yıl öncesinden çok daha etkili bir Rusya ile giriyor.

    Popülist ve Aşırı Sağ Akımlar

    Şüphesiz 2010’lu yıllarda Batı demokrasilerinin en büyük baş ağrısı kurulu düzen karşıtı popülist ve aşırı sağ akımlar oldu. Dijital dönüşümün ve sosyal medyanın dayattığı yeni düzene ayak uyduramayan demokratik kurumlar, kolay örgütlenen ve sisteme karşı anlamlı olmasa da yıkıcı eleştiriler getiren popülist ve aşırı sağ akımlar karşısında eridi. Hemen her Batılı ülkede popülist ve aşırı sağ akımlar parti bazında oy oranını artırırken, Batı dünyasının kalesi Amerika ve İngiltere, Trump’ın başkan seçilmesi ve Brexit konusundaki tartışmalarla sarsılma sürecini hızlandırdı. Her ne kadar demokrasilere karşı yapısal olarak kalıcı zafer kazanmaları zor olsa da demokrasilere karşı en büyük tehdidin popülizm ve aşırı sağ hareketler olduğu herkes tarafından kabul ediliyor.

    Türkiye

    AK Parti’nin ilk döneminde Türkiye’nin önünü tıkayan eski rejim büyük ölçüde geriletildi ve bu durum toplumun çeşitli kesimlerinden demokratlar tarafından da büyük destek gördü. Ancak eski rejimin ve kurumlarının yerine konacak yeni mekanizmalar kurulamadığından 2013 Gezi olayları ile başlayan ve toplumsal çalkantılar ile her yıl yapılan seçimlerle Türkiye korkunç bir 10 yıl geçirdi. 2020’li yıllara otoriter bir rejim ile giren Türkiye, kayıp yılları uzun süre telafi edemeyeceğe benziyor.

    2020’ler İçin Çözümler

    2020’li yıllara liberallerin büyük endişe ve belirsizlik içinde girdiğine şüphe yok. Bir yandan Batı dünyasının içinde bulunduğu karmaşa ortamı, öte yandan ekonomik dinamizmin yitirilmesi diğer yandan Rusya ve Çin gibi dış faktörlerin saldırıları; dünyadaki özgürlük atmosferinin oldukça karanlık gözükmesine neden oluyor. Özgürlükleri korumak, medeniyeti ilerletmek ve belki en önemlisi insan haysiyetini layıkıyla korumak için bir takım zihinsel dönüşüme ve “yeni liberalizm”e ihtiyacımız var.

    Her şeyden önce ekonomik gücün paylaşıldığı bir dönemden geçtiğimizden şüphe yok. Ekonomik değer üretim merkezi Pasifik’e kayıyor. Uzunca bir süre de bu güç kaymasının süreceği görülüyor. Batılı ülkelerin bu nedenle dış dünyaya harcayacak ve ekstra operasyonel maliyetleri karşılayacak kaynaklara sahip olmadığını kabul etmek gerekiyor. Bu da siyasi gücünün kendi bölgesi ile sınırlanması anlamına geliyor. Dolayısıyla daha az (ya da hiç) maliyetli olan güç alanlarına yatırım yapılması gerekiyor: Bu da insan hakları ve özgürlüklerdir. Batı dünyası özgürlüklerin, eleştirel düşüncenin, rekabetin merkezi olma konumunu ne kadar güçlü tutarsa o kadar çekim merkezi olma konumunu koruyacaktır. Özellikle AB, güçlü bir insan haklarına dayalı dış politika stratejisi oluşturabilirse ve kısa vadeli çıkarları göz ardı edip Suudi Arabistan gibi rejimlere desteğini çekerse dünyadaki güç dengelerinde hatırı sayılır bir dönüşüme ön ayak olabilir.

    Bunun yanında Endüstri 4.0 başta olmak üzere yeni üretim süreçlerini topluma entegre etmekte başarı sağlanırsa, Çin’in ele geçirdiği üretim gücü yeniden Batı ülkelerinde kümelenebilir ve yaratılan katma değer yine dünya medeniyetine ışık tutabilir. Bunun için eskimiş sosyal devlet uygulamaları yerine üretkenliğe dayalı ve toplumun farklı kesimlerini üretim sürecine dahil edecek başta eğitim gibi alanlara yatırım öncelenebilir. Endüstri 4.0’ın başarıya ulaşması özgürlüklerin de garantisi olacaktır.

    2010’lı yıllar insanlık için oldukça karamsar geçti. Medeniyeti oluşturan değerler aşındırıldı. Özgürlük düşmanları güçlendi ve örgütlendi. Fakat inancımız odur ki özgürlük düşüncesi yok edilemez ve köhne sistemler yıkılmaya mahkumdur. Tüm bu karmaşa içinde unutulmamalı ki son yıllarda Malezya, Ermenistan, Bolivya ve en son Hong Kong direnişinde görüldü ki insanlık özgürlüğe ve açık topluma muhtaç. Değerlerimize bağlı kalarak onları çağın gerektirdiği şekilde yenilemeyi başarırsak, 2010’lu yılların kötü bir hatıra olarak kaldığı güzel bir on yıl geçirmemek için hiçbir neden yok.

    Fotoğraf: Charles

    Dünya Ekonomi Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikRadyo Daktilo – Yerli Araba Üretmek Önemli mi?
    Sonraki İçerik Erdoğan’ın Başarısı Aslında Çöküşü Olabilir

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Bültenler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}