Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Cumhuriyet’in Edebiyatı
      • Varsayılan Ekonomi
      • Yakın Tarih
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • D84 INTELLIGENCE
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    • Project Syndıcate
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Türkiye’ye Getirilen Ukraynalı Yetimlerle İlgili Ciddi İddialar Gündemde: Burcu Karakaş Dosyayı Anlatıyor
    daktilo2

    Türkiye’ye Getirilen Ukraynalı Yetimlerle İlgili Ciddi İddialar Gündemde: Burcu Karakaş Dosyayı Anlatıyor

    Gökhan Korkmaz14 Aralık 20255 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Daktilo2 için gerçekleştirdiğimiz bu söyleşide, Gazeteci Burcu Karakaş ile Anna Babinets ve Yanina Kornienko’yla beraber hazırladığı “Türkiye’ye getirilen Ukraynalı yetimlere yönelik ihmal ve istismar zinciri” başlıklı haberin ve yürütülen soruşturma sürecinin detaylarını konuştuk.

    Gazeteci Burcu Karakaş, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismardan Korunmasına Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin, istismarın önlenmesi, mağdurların korunması ve müdahale mekanizmalarının erişilebilir kılınması konusunda devletlere net sorumluluklar yüklediğine dikkat çekerken Türkiye’nin, toprakları üzerindeki her çocuk için bu hakları eksiksiz biçimde sağlamakla yükümlü olduğunun da altını çiziyor. Gazeteci Burcu Karakaş’ın Daktilo2’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

    Agos Gazetesi’nde Anna Babinets, Yanina Kornienko ile birlikte hazırladığınız haberde yer alan belge ve tanıklıkların ortaya koyduğu tablo ürkütücü: Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sırasında 510 yetim çocuk “Savaşsız Çocukluk Projesi” kapsamında Antalya’ya getiriliyor. Ukraynalı 11 yetkilinin imzasının bulunduğu rapora göre yetim çocuklar ihmal edilip psikolojik ve cinsel istismara maruz kalırken iki kız çocuğu da otel çalışanları tarafından hamile bırakılıyor. Siz bu dosyayı ilk okuduğunuzda bir gazeteci olarak ne hissettiniz ve bu tür uluslararası koordinasyonlardaki denetim boşluklarını nasıl yorumluyorsunuz?

    Vakayı ilk duyduğumda çaresizlik hissettim. Düşünün ki hem çocuksunuz hem yetimsiniz hem de savaştan kaçıyorsunuz ve yerleştirildiğiniz ülkede ihmale ve istismara maruz kalıyorsunuz. Savaştan kaçarak güvenli bir ülkeye sığınan, üstelik de yetim çocuklar; yaşadıkları travmalar nedeniyle olağanüstü kırılgan durumdalar. Korunmaları ve güvence altına alınmaları Türkiye devleti açısından sadece insani bir sorumluluk değil, aynı zamanda çok açık bir yükümlülük. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismardan Korunmasına Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, istismarın önlenmesi, mağdurların korunması ve müdahale mekanizmalarının erişilebilir kılınması konusunda devletlere net sorumluluklar yüklüyor. Bu yükümlülükler çocukların uyruğuna ya da statüsüne göre değişmiyor. Türkiye, toprakları üzerindeki her çocuk için bu hakları eksiksiz biçimde sağlamakla yükümlü.

    Devletin sorumluluğu sadece çocukları ülkeye kabul etmekle sınırlı değil. Onların maruz kaldığı her türlü ihlalin bildirilmesini, şeffaf şekilde denetlenmesini, etkin biçimde soruşturulmasını ve caydırıcı şekilde cezalandırılmasını da kapsıyor. Dosyadaki tanıklıklar ve belgeler ise bu süreçlerdeki aksaklıkların ve boşlukların çocukların hayatında nasıl derin ve telafisi güç sonuçlar doğurduğunu açıkça gösteriyor. Öte yandan, burada denetim boşluğundan ziyade yöntem yanlışlığı var. Çocuklar neden devlete ait kurumlar yerine bir otele yerleştirildi? Bunun cevabı, “Biz Ukraynalı vakfa önerdik ama kabul etmediler” olamaz. Çocuk hakları alanında çalışan avukat arkadaşımın da dediği gibi: “Çocuğun yararı teklife mi bağlı?”

    Ukrayna makamlarının Mayıs 2024’te Türkiye’den bildirilen çocuk hakları ihlallerine ilişkin başlattığı soruşturma, delil yetersizliğinden Haziran 2025’te kapatılmış. Bu sürece ilişkin yargı sürecinde neler yaşandı ve son durum ne?

    Ukrayna makamları, Türkiye’den bildirilen çocuk hakları ihlallerine ilişkin başlattığı soruşturmayı delil yetersizliğinden Haziran 2025’te kapattı. Sürece ilişkin yargı sürecinde kimse cezalandırılmadı. Yani ceza alan kimse olmadı. Sadece Ukraynalı yetimhane müdürü Oleksandr Titov’un kıdemi, heyet raporundan sonra cezai soruşturmada suçlu bulunmamasına rağmen “denetleyici görevi”nden “beden eğitimi öğretmenliği”ne indirildi.

    Uluslararası araştırmacı gazetecilik ağı Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP) kapsamında yayımlanan bu haber hem Türkiye’de hem de dünyada çok yankı yarattı. Bir araştırmacı gazeteci olarak bu tür dosyaların kapatılmasını engellemek için medya kuruluşlarının ya da gazetecilerin hangi araçları daha etkin kullanması gerektiğini düşünüyorsunuz?

    Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin en büyük eksikliklerinden birinin “cross-border” yani sınırları aşan ortak araştırmalar olduğunu düşünüyorum. Komşularımıza baktığımızda inanılmaz bir haber potansiyeli olduğu görülüyor: Suriye’den Irak’a, Gürcistan’dan Balkanlar’a kadar Türkiye ile doğrudan bağlantılı ya da birbirine değen meseleler var. Bence bu nedenle uluslararası mesleki dayanışma çok kritik. Neticede bir fanusun içinde yaşamıyoruz. Meselelerin siyasi, ekonomik ya da kriminal yanları çoğu zaman tek bir ülkeyle sınırlı değil. Tam da bu yüzden ortak kaynak geliştirme, birlikte doğrulama süreçleri ve uluslararası ağların desteği, dosyaların kapatılmasını engellemede çok güçlü araçlar. Ülkeler arası işbirliği, ortak platformlar ve daha güçlü uluslararası gazetecilik ağları, hem hakikatin ortaya çıkmasını sağlayabilir hem de dosyaların üzerinin kolayca örtülmesini engeller diye düşünüyorum.

    Çocuk odaklı habercilik kapsamında bu yaşananları kamuoyuna aktarırken gazetecilerin en çok dikkat etmesi gereken etik ilkeler sizce neler? Cinsel şiddet ve savaş deneyimleri kamuoyuna aktarılırken bireylerin yaşadığı travmalar yeniden tetiklenebilir. Travmayı yeniden üretmeden hakikati kamuoyuna nasıl aktarabiliriz?

    Travmayı yeniden üretmeden bu tür ağır hikâyeleri aktarmak aslında imkânsız değil, yeter ki çocuk odaklı söylemi doğru kurabilelim. Gazetecinin görevi, yaşanan istismarı sansasyonelleştirmek değil, çocuğun haklarını merkezde tutarak yapısal sorunları görünür kılmak. Olayın detaylarında kaybolmamaya özen göstermek lazım. Sistemdeki açıkları ortaya koymak ve yaşanan ihlalleri anlatmak kamu yararı için gerekli. Anonimlik, özellikle de can güvenliğini tehlikeye atmamak açısından oldukça önemli. Çocuğun adı, kimliği, fotoğrafı, hatta yaşadığı yer gibi onu ifşa edebilecek her türlü bilgi mutlak bir şekilde korunmalı. Bir diğer kritik nokta ise dili özenle seçmek: Çocuğu suçlayıcı, ima eden, sorumluluğu mağdura yükleyen her türlü ifade hem etik açıdan sorunlu hem de çocuk hakları standartlarına aykırı.

    Agos Gazetesi’nde yayımlanan haberle ilgili EMEP Gaziantep milletvekili Sevda Karaca, bağımsız İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu ve İyi Parti Grup Başkan Vekili Turhan Çömez tarafından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a yazılı olarak cevaplaması için soru önergesi verildi. Araştırmacı gazetecilikte böyle bir haberin politik hesap verebilirliğin önünü açması sizi umutlandırıyor mu? Yoksa Türkiye’deki medya ekosisteminde bu tür haberlerin sansür ve dezenformasyonla boğulma riski daha mı ağır basıyor?

    Haber yayınlanmadan önce gündem yaratacağını tahmin etmiştim, ancak ülkenin yoğun gündemi içinde hak ettiği etkiyi gösterememe ihtimali de doğrusu beni endişelendirmişti. Gazeteciliğin en güzel yanlarından biri şüphesiz ki yaptığımız haberlerle muktedire hesap sorabilmemiz. Mevcut politik iklimde gazetecilik adına çok da umutlanmamızı gerektirecek bir durum olduğunu düşünmüyorum ama umutsuzluğa kapılmanın da alemi yok.

    Haberciliğin en baskıcı dönemlerde bile kendine bir yol bulduğunu görüyoruz. Sansür riski her zaman var. Hatta bazen sansürün kendisi haberin etki alanını genişletiyor: Bir haber engellendiğinde, bastırılmaya çalışıldıkça daha fazla kişinin dikkatini çekebiliyor. Sessiz sedasız kaybolacak bir mesele, sansür girişimiyle çok daha geniş bir kesimin gündemine girebiliyor. Bu nedenle baskının özellikle de internet çağında haberi tamamen yok edebileceğine inanmıyorum. Bir şekilde yolunu buluyor ve görünür oluyor. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var, malum!

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikÇözüm Süreci

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Çözüm Süreci

    14 Aralık 2025 Murat Özçelik
    daktilo2

    Devler Birleşirken: Netflix-Warner Bros Birleşmesi Başarı mı Olacak, Yoksa Bir Kültür Sınavına mı Dönüşecek?

    14 Aralık 2025 Elif Avcı
    daktilo2

    Asgari Ücret, Azami Tartışma

    14 Aralık 2025 Burak Dalgın

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Ukrayna’da Barış Neden Hâlâ Uzak Bir İhtimal

    7 Aralık 2025 Çeviriler daktilo2 PROJECT SYNDICATE Daktilo1984

    Rejim Krizinin Ortasında Yaratılan Bir Heyûlânın Anatomisi: “Ulusalcı”yı Yeniden Düşünmek

    7 Aralık 2025 daktilo2 Yazılar Yalçın Murgul

    İslamcılığın Komplo Teorisi – II: Anti-Semitizmin Modern Öncesi Hali

    7 Aralık 2025 daktilo2 Yazılar Birol Başkan

    Kültürel Hegemonya Kimde, Daha Doğrusu Kültürel Hegemonya Var mı?

    7 Aralık 2025 daktilo2 Yazılar Alper Yağcı

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Aralık 2025
    • Kasım 2025
    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • PROJECT SYNDICATE
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    • Seçenekleri yönet
    • Hizmetleri yönetin
    • {vendor_count} satıcılarını yönetin
    • Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    • {title}
    • {title}
    • {title}