Altüst: Yeni Teknolojiler ve Değişen Endüstriler Bülteni (Mayıs 2024)
OpenAI, bilim kurgu filmlerini andıran özelliklere sahip yeni ChatGPT sürümünü kullanıma sundu. Öte yandan, Google’ın yapay zeka uygulaması Gemini akıllı telefonlar üstünden bir atılım yapmayı hedefliyor.
Kasım’daki ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken Biden hükümeti, elektrikli otomobiller başta olmak üzere Çinli ithal ürünlere uygulanan gümrük vergilerini ciddi oranda artırdı ve iki ülke arasında ticaret savaşının yeniden alevlenmesi ihtimali ortaya çıktı.
Tüm bunlar yaşanırken önde gelen teknoloji firmaları, yapay zeka sektöründe yaşanan gelişmelerden dolayı katlanarak artan dijital veri üretiminin altyapısını kurmak için devasa yatırımlar yapmaya devam ediyor.
GPT-4o ve Gemini’nin Yapay Zeka Lansmanları
OpenAI, Şubat ayında yazılı komutlarla video üretebilen Sora’yı tanıtmış ve yapay zekanın kabiliyetleri konusunda çığır açıcı bir noktaya geldiğini göstermişti. Şirket bu ay, ChatGPT’nin yeni sürümü olan GPT-4o’nun tanıtımını yaparak ücretsiz bir şekilde kullanıma açtı.
GPT-4o’nun önceki ChatGPT sürümlerinden en büyük farkı ise kullanıcıların yapay zeka uygulaması ile kesintisiz bir şekilde sözlü iletişim kurabilmesi. Şimdilik, aralarında Türkçenin de olduğu 50’den fazla dil kabiliyetine sahip olan GPT-4o, bu sayede dünya nüfusunun %97’si ile sözlü iletişim kurabilecek kapasiteye erişmiş oluyor.
Yeni sürümde ayrıca kullanıcılar, GPT-4o’ya analiz edebilmesi için görsel, yazılı doküman ve ses dosyaları yükleyebiliyorlar. Bu sürümde ChatGPT’nin kamera entegrasyonu da oldukça gelişmiş durumda. Yüz tanıma özelliği sayesinde yüz ifadelerini ve duygu durumlarını yorumlayabilmekle beraber GPT-4o, kamera aracılığıyla içerisinde bulunduğu mekanı ve ortamdaki nesneleri gerçek zamanlı bir şekilde betimleyebiliyor.
GPT-4o’nun lansmanının gölgesinde kalsa da bu ay içerisinde Google’ın yapay zeka uygulaması Gemini’nin de yeni özelliklerinin tanıtıldığı bir lansman yapıldı. Google, yazılı komutları videoya dönüştürebilen ve OpenAI’ın Sora’sına rakip olduğu anlaşılan Veo’yu tanıttı.
Ayrıca, geçtiğimiz aylarda Gemini’nin yarattığı bazı görseller tarihsel gerçeklere uygun olmamakla eleştirilse de yeni sürümle beraber Gemini’nin görsel yaratma becerileri daha da geliştirildi ve tutarlı hale getirildi.
GPT-4o’ya benzer şekilde Gemini de kamera aracılığı ile mekan ve nesne tanıma özelliğine kavuşacak ve sözlü bir şekilde kullanıcı ile iletişime geçebilecek. Fakat en büyük fark yaratan nokta, bu özelliklerin Project Astra adıyla anılan ve akıllı telefonlara entegre edilecek olan bir yapay zeka asistanının içerisinde yer alacak olması.
Eğer Google, Gemini’yi akıllı telefonlar için kullanışlı bir asistan haline getirebilirse diğer yapay zeka uygulamalarına karşı ciddi bir rekabet avantajı elde edebilir. Çünkü, açık kaynak olsa da, Google’ın şekillendirdiği Android işletim sistemi, akıllı telefon pazarının %70’ini oluşturuyor.
Dolayısıyla, Android telefonların bu kadar yaygın olması sebebiyle Google, kendi yapay zeka uygulamasını popülerleştirebilmek için çok elverişli bir donanımsal altyapıya sahip. Ayrıca, Gemini’nin geliştirilmesi ve eğitilmesi için Google arama motoru, YouTube ve Gmail benzersiz bir veritabanı sağlıyor.
Google’ın tüm bu sektörel avantajlarına rağmen ChatGPT halen en popüler yapay zeka uygulaması olmayı sürdürüyor. Özellikle Gemini’nin lansmanından bir gün önce GPT-4o’nun çok daha etkileyici bir lansmanla tanıtılması, pazarlama konusunda OpenAI’ın bir adım daha önde gittiğini gösteriyor.
Reuters’ın Similarweb verilerinden derlediği istatistiklere göre Nisan 2024’te yapay zeka web sitelerinin toplam internet trafiğinin neredeyse %50’sini ChatGPT oluşturuyor. İkinci sırada ise yaklaşık %35’lik internet trafiği payı ile Microsoft’un yapay zekası bing.com veya yeni adıyla Copilot geliyor. Ardından ise popülaritesi giderek artan Google’ın yapay zeka uygulaması Gemini, %10’luk pay ile rakiplerini takip ediyor.
ABD ve Çin Arasında Elektrikli Otomobil Savaşı
Bu yılın başında Avrupa Birliği ve Çin arasında özellikle elektrikli otomobiller üzerinden bir ticaret savaşı ihtimali ortaya çıkmıştı. Çinli elektrikli otomobil firmalarının Avrupalı ve ABD’li markalara göre çok daha ucuz fiyatlara üretim yapabilmesi nedeniyle Çinli markaların gümrük vergilerinin artırılması için Elon Musk başta olmak üzere çoğu Batılı aktörler tarafından çağrılar yapılmıştı.
Bu ay ise, Kasım ayındaki ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken ABD Başkanı Joe Biden, elektrikli otomobiller başta olmak üzere Çinli ithal ürünlere ciddi oranda gümrük vergisi artışı kararı aldı. Böylece, Çinli elektrikli otomobillere uygulanan gümrük tarifesi %25’ten %100’e, elektrikli araçlarda kullanılan lityum iyon pillerde %7,5’ten %25’e, güneş panellerinde %25’ten %50’ye ve yarı iletken çiplerde %25’ten %50’ye çıkarıldı.
Biden hükümeti, vergi artışlarıyla elektrikli otomobil ve güneş paneli sektörlerinde Çinli ürünlerin maliyetini artırarak yerli üretimi teşvik etmeyi amaçlıyor. Ayrıca, ABD bu hamleyle Avrupa Birliği’nin de Çin’e karşı benzer bir gümrük vergisi artışına gitmesini kolaylaştırmayı umuyor.
Biden’ın kararının Kasım’daki seçimlere etki etmesi ihtimali hiç de az değil, çünkü Başkanlık yarışının diğer aday ismi Donald Trump da uzun zamandır seçim kampanyasında Çinli elektronik ithal ürünlerine benzer bir gümrük artışı yapacağının vaadini veriyordu.
Benzer şekilde Trump, yakın zamanda fikrini değiştirmiş olsa da, Çinli ByteDance’e ait TikTok’un yasaklanmasını savunuyordu ki Biden hükümeti geçtiğimiz ay, TikTok satılmazsa ABD’de kullanımının tamamen yasaklanması için karar almıştı.
Ciddi bir seçmen tabanına hitap eden ve ABD’nin en büyük sanayi sendikalarından olan Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW), Biden’ın gümrük vergisi kararını olumlu karşıladı. Çin hükümeti ise ABD’nin gümrük vergisi artışını kınayarak kendi çıkarlarını korumak için benzer tedbirler alacağını açıkladı.
Yapay Zeka Devriminin Depoları: Veri Merkezleri
Altüst bülteninde her ay yapay zeka konusuyla ilgili çok önemli bir habere yer vermek durumunda kalıyorum. Çünkü bu alanda “devrim” denilmeyi hak edecek derecede büyük ve hızlı bir dönüşüm yaşanıyor.
Fakat, 10 kelimelik bir cümleyle video yaratabildiğimiz bu çağda, daha önce eşi benzeri görülmemiş derecede hızlı bir şekilde veri üretiliyor ve bu verilerin fiziksel olarak nerede depolanacağı aslında pek düşünmediğimiz ama çok önemli meselelerden biri.
Şubat ayındaki Altüst bülteninde, veri merkezlerini geliştirmek için Microsoft’un Almanya’ya 3.2 milyar euroluk devasa yatırımından bahsetmiştik. Amazon ise bu ay karşı atak yaparak Microsoft’un yatırımını unutturacak kadar büyük yatırımlarla Avrupa’daki veri merkezlerini artırma kararı aldı.
İspanya’ya 17 milyar, Almanya’ya 8.4 milyar ve Fransa’ya 1.3 milyar euroluk yatırımlarla Amazon, yapay zeka altyapısının ihtiyaçlarını önceleyen veri merkezleri kuracak. Amazon’un İspanya’daki devasa yatırımı, Meta ve Google’ın halihazırda veri merkezleri kurduğu ve rüzgar çiftliklerinin bol enerji sağladığı Aragon bölgesine yapılacak.
Microsoft da Finlandiya’daki veri merkezlerini geliştirmek için 1 milyar euroluk yatırım yapma kararı aldı. Özellikle İskandinav ülkeleri son zamanlarda yeni veri merkezleri için en popüler coğrafi bölgelerden bir tanesi.
Soğuk iklim koşulları, veri merkezlerinin soğutulmasını kolaylaştırırken rüzgar enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının bolluğu, bölgeyi veri merkezleri için ideal kılıyor. Bu nedenle iklim krizi, veri merkezlerini gelecekte soğuk bölgelere daha da fazla yönelmeye itebilir.
Fakat, veri merkezlerine ardı ardına yapılan bu dev yatırımlar aslında bir çeşit “veri merkezi inşa etme yarışı” olarak da adlandırılabilir. Yapay zekayla beraber veri üretimi ciddi oranda artarken Avrupa’da kısıtlı olan emlak piyasası ve gitgide daralan elektrik tedariği koşullarında teknoloji firmaları, Avrupa pazarında veri merkezleri kurabilmek için birbirleriyle yarışıyor.
Dolayısıyla, dijital veri depolama ve işleme konusunda çok sıkı regülasyonları olan Avrupa Birliği ülkelerinde devasa veri merkezleri yatırımları görmeye muhtemelen devam edeceğiz. Fakat, ciddi oranda enerji tüketimi yapan veri merkezleri, çok yakın zamanda enerji krizinin çok tartışılan aktörlerinden biri haline de gelebilir.