Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Rusya-Ukrayna Savaşı: Putin Rubicon’u Geçti
    Bültenler

    Rusya-Ukrayna Savaşı: Putin Rubicon’u Geçti

    Bahadır Çelebi1 Mart 20227 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (22-28 Şubat)

    [voiserPlayer]

    2022 yılında tüm dünyanın gözleri önünde böylesine bir işgal girişimini izlemek, sanırım pek kimsenin aklına gelecek bir ihtimal değildi. Hele ki insanlık olarak pandeminin yaralarını sarmaya başladığımız bu dönemde yeni bir dert ile uğraşmaya kimsenin de enerjisi yokken. Her ne kadar Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edebileceği son 1.5 aydır özellikle Amerikan medyasında, istihbaratçıların raporlarına dayanılan haberlerde iddia edilse de kimi Avrupalı ülkeler bile topyekün bir işgali pek ihtimal dahilinde görmemişlerdi. Ancak Putin şaşkın bakışlar arasında bunu gerçekleştirdi ve giderek daha fazla askeri güç kullanacağına dair de işaretler veriyor.

    Bu konuda ben de birçokları gibi Putin’in Donbas bölgesine girebileceği ve bu bölgeden daha küçük çaplı operasyonlarla Donbas’ın batısına doğru hamle yapabileceğini tahmin etmekteydim. Ancak böylesine büyük bir işgal girişimini beklemediğimi söylemeliyim. Zira Ukrayna, 44 milyon nüfusa ve tüm toprakları Avrupa kıtası içerisinde bulunan ülkeler arasında en büyük yüzölçümüne sahip oldukça büyük bir ülke. Putin’in böyle bir ülkeyi işgal etme girişiminin bir çılgınlık olacağı ve günün sonunda bu girişimin Rusya’nın çıkarlarına da zarar vereceği kanaatindeydim. Dolayısıyla rasyonel bir aktör olduğunu varsaydığım Rusya’nın bu işgale girişmesini çok düşük ihtimal olarak değerlendiriyordum. Fakat bu çılgınca karardan anlaşılıyor ki otoriter bir rejimin başında 20 yılı aşkın süredir tek adam olarak duran Putin, ülkesini de tehlikeye atacak seviyede bir iktidar zehirlenmesi yaşıyor ve böylesine tehlikeli bir girişimin hayata geçirilmesine de tamamen tek başına karar veriyor. Sonuçta, ABD’nin Putin’in Ukrayna’yı işgal edeceğine dair ısrarlı söylemleri doğru ve Rusların asla böyle bir niyetleri olmadığına dair resmi ifadeleri ise tamamen yanlış çıkmış oldu ve 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa topraklarında görülmemiş derecede büyük bir işgal başladı. Bu noktada, ABD yönetiminin öngörüsü ve istihbarat başarısının hakkını da teslim etmek lazım.

    Putin revizyonist bir politika izliyor. Rusya’nın sınırlarındaki ülkeleri kukla yönetimlerle kendine bağlı tuttuğu ve NATO’nun bu ülkeleri kapsamına almayacağı bir Lebensraum (yaşam alanı) oluşturmak niyetiyle hareket ediyor. Ancak bu tür bir niyetin hayata geçirilmesi tüm dünyayı, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası sistemin yıkılmasına ve Avrupa tarihinin 17. ve 18. yüzyıllarından hatırladığımız, güçlü olan ülkelerin diğer ülkelere savaş zoruyla müdahalede bulunarak kendi güç alanına dönüştürdüğü, Cardinal Richeliu’nun realist dış politika anlayışına götürür ki sanırım bu durumu da aklı başında ve rasyonel hiçbir aktör istemeyecektir.

    Şu an Ukrayna’da verilen savaşın gidişatı ve ortaya çıkaracağı sonuçlar, uluslararası sistemin gelecekte evrileceği yöne dair de bize fikir verecek. Bu bakımdan, Batı dünyasının yanı sıra Çin’in bu savaşa olan yaklaşımının da çok önemli olduğunu belirtelim. Ve şu ana kadarki gelişmelerden anlaşılan, Çin yönetiminin de Putin’e istediği oranda destek vermediği ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bazı sınırları aştığı şeklinde değerlendirme yaptıkları yönünde. Zira Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında Rusya’nın kınanmasının ve Ukrayna’dan çekilmesinin oylandığı tasarı için Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte çekimser oy kullandı. Ancak şunu da belirtmek lazım ki Çin yönetimi, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesini halen işgal olarak nitelendirmekten kaçınıyor ve tarafları diplomasiyle sorunu çözme yoluna davet ederek bir tür denge politikası izliyor.

    Putin’in Geri Dönüşü Yok

    Savaşın başlamasının üzerinden bir hafta geçti. Geldiğimiz noktada Rusya’nın, Kiev’e daha erken ulaşmayı ve işgali çok daha kısa sürede bitirmeyi hedeflediği anlaşılıyor. Ancak Ukrayna halkı ve Zelensky beklenenden daha iyi direniyor. ABD ve Avrupa ülkeleri Ukrayna’ya silah dahil her türlü yardımda bulunuyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde ajanslara düşen haberlere göre 64 kilometre uzunluğunda bir Rus konvoyu Kiev’e doğru ilerlemekteydi. Putin’in Kiev’i kontrolü altına alabilmek için çok daha fazla askeri gücü başkent bölgesine sevk ettiği anlaşılıyor. Öte yandan, Ukrayna’nın en büyük ikinci kenti Kharkov’dan da patlama sesleri ve sivillerin öldüğüne dair haberler geliyor.

    Putin gibi otoriter ve kararlı bir liderin bu aşamada geri adım atmasını beklemek naiflik olur. Putin Rubicon’u çoktan geçti. Bu vakitten sonra Batılı ülkeler yaptırımlara artan bir hızla devam edecek ve Rusya ise buna karşılık daha fazla askeri güç kullanarak tüm Ukrayna’yı kontrolü altına almaya çalışacaktır. Elbette Putin, işgali tamamladıktan sonra Zelensky hükümetini devirip Rus yanlısı bir yönetimi Ukrayna’nın başına getirmek isteyecektir. Ukrayna halkının Rus işgaline ne kadar direnebileceği, Batılı ülkelerin Rusya’ya uyguladığı finansal ve ekonomik yaptırımların Rusya’yı ne kadar zora sokacağı, Ukrayna’ya gönderilecek silah yardımlarının kapsamı ve boyutları gibi faktörler bundan sonra Ukrayna’da ne tür gelişmeler olacağını da belirleyecek. Batılı ülkeler Rusya ile sıcak bir çatışmaya girmeyeceklerini peşinen açıklayıp bu seçeneği ortadan kaldırdılar. Zira Biden, “Elimizde iki seçenek var, ya Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlatıp Rusya ile tamamen bir savaşa gideceğiz ya da uluslararası hukuku ihlal eden bir ülkeye yaptırımlarla bedel ödeteceğiz” sözleriyle durumu özetledi. Sonuç olarak, NATO’nun bu işe karışması, Putin’in geçen haftaki konuşmasında belirttiği üzere nükleer silah kullanımı seçeneğini masaya getirir ki bu ihtimalin konuşuluyor olması bile tüm dünya için yeterince korku verici.   

    Hibrit Savaş

    21. yüzyıl koşullarında teknolojinin vardığı gelişmişlik seviyesini de düşünecek olursak, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın önceki savaşlardan farklı bazı yollara başvurularak sürdürüleceğini tahmin edebiliriz. Konvansiyonel savaş dışında hem Rusya hem de Ukrayna tarafının hibrit savaşın tüm unsurlarını seferber etmeye çalışacağı daha savaşın ilk haftasından belli oldu. Hibrit savaş, yanıltıcı bilgilendirme, siber saldırı, ekonomik baskı, düzensiz silahlı grupların konuşlandırılması ve düzenli kuvvetlerin kullanılması gibi birçok farklı yöntemin bir araya geldiği, günümüzün çok yönlü savaşlarını adlandırmak için kullanılıyor.[1] Siber saldırılar ise hibrit savaş denince akla gelen ilk yöntemlerden biri oluyor ki Ruslar bu konuda oldukça becerikli ve deneyimli.

    Savaşın başladığı 23 Şubat Çarşamba günü Microsoft’un Tehdit İstihbarat Merkezi’nde uyarı alarmları çaldı. Bu alarmlar Ukrayna’nın kamu kurumları ve bankalarını hedef alan bir korsan yazılımın sisteme yayıldığını haber veriyordu. New York Times’ın haberine göre Fox Blade adı verilen bu yazılım, Ukrayna’nın siber savunma yetkililerine haber verilmesi ve Microsoft’un anti-virüs yazılımını güncellemesi ile engellendi.[2] Bu zararlı yazılımın Doğu Avrupa ülkelerine de yayılmasından korkan ABD, yazılımın kod detaylarını Baltık ülkeleri, Polonya ve diğer Avrupa ülkeleri ile de paylaşma kararı aldı. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş birçok alanda olduğu gibi siber savaşlar alanında da dünya için yeni bir test anlamına geliyor. ABD ve Avrupa’nın Ukrayna’ya olan desteği, konvansiyonel savaşa silah göndermenin yanı sıra siber savaş, enformasyon ve propaganda savaşı, finansal ve ekonomik yaptırımlar gibi alanlarda sürecek. Bakalım bu tür adımlar Putin’e geri adım attırılmasını sağlayabilecek mi?  

    Dünya Kamuoyunun Rusya-Ukrayna Savaşı’na Bakışı

    Zelensky komedyen olduğu için zaman zaman dalga geçilip küçümsenen bir liderdi. Son bir haftadır Ukrayna halkı ile omuz omuza ülkesini savunuyor ve ailesini bile Kiev’den göndermedi. Uluslararası kamuoyunda çok büyük sempati toplayan Zelensky bu savaşın sonucu ne olursa olsun Ukrayna tarihinde bir kahraman olarak anılacaktır. Putin ise uluslararası kamuoyunda çok büyük tepki ile karşılanıyor. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri, Ukrayna halkına yardım toplayarak, sayıları 500 bine ulaşmış Ukraynalı göçmenleri evlerine alarak ve Putin karşıtı eylemler yaparak tepkilerini ortaya koyuyor.

    Putin’e yönelik tepkiler, dünya kamuoyunu otoriter rejimlere karşı birleştiriyor. Rusya ve ona destek olan az sayıda ülke ise git gide yalnızlaşıyor. Çatışmalar sertleşip Ukrayna halkı direnmeyi sürdürdükçe maalesef sivil ölümlerin sayısı artacak. Bu açıdan, Putin’e karşı büyük bir nefret ve düşmanlık duygusunun ilerleyen günlerde tüm dünyada artarak devam edeceğini öngörebiliriz. Rus halkının da bu savaş konusunda Putin’e ne kadar destek verdiği merak konusu. Savaşın başlamasıyla dünyanın birçok başkentinde olduğu gibi Moskova’da da savaş karşıtı eylemler gerçekleşmiş ve çok sayıda eylemci göz altına alınmıştı. Ancak bu eylemler Rus kamuoyunun genel tutumunu yansıtmıyor olabilir. Şurası kesin ki Rusya’ya karşı bugüne kadar görülmemiş boyutlarda uygulanan yaptırımlar, Rus halkını da ciddi şekilde sarsacaktır. Bu durumda Putin’in iç kamuoyunda da destek kaybedeceği aşikar.

    Özetlemek gerekirse, Ukrayna-Rusya Savaşı sonrası Putin iktidarını sürdürmeyi başarırsa, Putin’in Rusya’nın başında iktidarda kaldığı bir dünya, bu savaşın öncesinden daha farklı bir yer olacaktır. Şayet Putin bu savaşı kazanıp Ukrayna’da kukla bir yönetimi başa geçirir ve istediklerini gerçekleştirirse, Putin’in emperyal hayallerinin yarın birgün başka bir işgal girişimi ya da silahlı çatışmaya neden olmayacağının hiçbir garantisi yok. Dolayısıyla, Ukrayna Savaşı sona erse de Batılı ülkeler, Rusya’ya uyguladıkları yaptırımları Putin iktidarda kaldığı sürece uygulamaya devam edeceklerdir. Bu yaptırımların sürmesi dünya finans düzeninde kimi farklılıklara yol açabilir. Dün, çatışmalar sürerken Belarus sınırında bir araya gelen Ukrayna ve Rusya heyetleri bir görüşme gerçekleştirdiler. Bu görüşmelerin ikincisi yarın yapılacak. Hemen bir sonuç alınamasa da bu tür görüşmeler her zaman iyidir. Ancak Putin Rubicon’u geçti ve Ukrayna’nın Roma’sı Kiev’i elde etmek için her yolu deneyecektir.         


    [1] https://www.nato.int/docu/review/tr/articles/2021/01/13/hibrit-savas-doeneminde-enerji-guevenligi/index.html

    [2] https://www.nytimes.com/2022/02/28/us/politics/ukraine-russia-microsoft.html

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikRusya-Ukrayna Savaşı|Sinan Ülgen: Putin, bütün ülkeler egemendir ama bazı ülkeler daha fazla egemendir anlayışına dayanıyor
    Sonraki İçerik Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı Ne Doğurdu?

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}