[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (18-24 Temmuz 2023)
Dünya, Rusya’nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı sonlandırma kararının etkileriyle sarsılıyor. Rusya’nın bu kararı küresel tahıl piyasalarında fiyat baskılarına yol açarken Karadeniz ve bu denize komşu ülkeler açısından da güvenlik risklerini içinde barındırıyor. Bu hafta, bu kararın geniş çaplı etkilerini ve Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Tahıl Koridoru Anlaşması’nın sona ermesinin ortaya çıkarabileceği riskleri ele alacağız.
Tahıl Koridoru Anlaşması Nedir?
22 Temmuz 2022’de Türkiye ve BM’nin girişimiyle Rusya ve Ukrayna ile imzalanan ayrı ayrı anlaşmalar, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana küresel gıda bunalımının önlenmesi için başta tahıl olmak üzere gübre ve diğer gıda ürünlerinin dünya pazarlarına Karadeniz üzerinden yeniden satışının başlamasını öngörüyordu.
Anlaşma kapsamında Karadeniz’den geçecek tahıl taşıyan gemilerin güvenliğinin sağlanması, BM, Türkiye, Rusya ve Ukrayna tarafından garanti altına alınıyordu. Bu anlaşma sayesinde Rusya ve Ukrayna’da üretilen milyonlarca ton tahıl dünya pazarlarına bir senedir ulaştırılıyordu.
Rusya’nın Anlaşmadan Çekilmesi
Geçtiğimiz yıldan bu yana üç aylık aralıklarla yenilenen anlaşma Rusya’nın diğer ülkelerin anlaşma koşullarına uymaması gerekçesini öne sürerek anlaşmadan çekilmesiyle geçtiğimiz hafta son buldu. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, mevcut şartlarda anlaşmaya katılımlarını durdurduklarını, gerekli koşullar sağlanırsa anlaşmaya geri döneceklerini kamuoyuna açıkladı.
Rusya’nın anlaşmaya geri dönmek için sunduğu koşullar ise Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devam ettiği düşünüldüğünde Batı dünyasının kabul edeceği şartlar gibi gözükmüyor. Rusya, tahıl koridoru anlaşmasına geri dönmek için mevcut durumda ülkeye uygulanan yaptırımların gevşetilmesini istiyor. Bu yaptırımlar arasında; tahıl ve gübre ihracatı, küresel bankacılık sistemi (SWIFT), tarımsal üretim için yedek parça teminatı, tarımsal üretimle ilişkili varlıkların dondurulması gibi konular yer alıyor.
Rusya, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın Rusya’yı ilgilendiren kısımlarıyla ilgili gelişmeler sağlanacağına dönük BM taahhütlerine rağmen bu alanlarda ilerleme sağlanamadığına vurgu yapıyor ve ileri sürülen koşullara uyulmadığı sürece anlaşmaya dönülmeyeceğini kesin bir dille yineliyor.
Anlaşmanın taraflarından olan Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya’nın bu kararını derin üzüntüyle karşıladıklarını, bu kararın dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerine darbe indireceğini ve milyonlarca kişinin bu kararın bedelini ödeyeceğini belirtiyor. Rus tarafı ise gönderilen tahılın ihtiyaç sahibi ülkeler yerine Avrupa’ya gittiğini savunarak Guterres’in argümanına karşı çıkıyor. Ancak BM, bu anlaşma sayesinde küresel tahıl fiyatlarının yüzde 20 ucuzlamasının yoksul ülkelere faydası olduğunu belirtiyor.
Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın Sona Ermesinin Yaratacağı Riskler
Anlaşmanın sona ermesi küresel çapta tahıl fiyatlarında baskı yaratıyor. Nitekim Rusya’nın anlaşmadan çekilmesinden sonra Avrupa ve ABD borsasında tahıl fiyatları (yüzde 8-10 civarında) yükseldi. Fiyatlar özellikle en kırılgan Afrika ekonomilerinde daha fazla yükseliyor ki bu durum Afrika’da halihazırda yaşanan gıda krizini daha da olumsuz etkileyecektir. Gıda güvenliği alanında yaşanacak küresel problemler nedeniyle ülkeler, Rusya’nın anlaşmaya geri dönmesi için Putin yönetimine çağrıda bulunmaya başladılar. Putin ise bu anlaşmadan yararlanarak Rusya’ya uygulanan yaptırımların hafifletilmesini sağlamaya çalışıyor ve bu kozu kullanmaktan kolayca vazgeçecekmiş gibi görünmüyor.
Anlaşmanın diğer bir önemli tarafı olan Türkiye ise diplomatik çabalarını yoğunlaştırarak Rusya’nın anlaşmaya dönmesini sağlamaya çalışıyor. Erdoğan, “Dostum Putin’in bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum” açıklamasında bulundu. Erdoğan, Ağustos ayında Putin’in Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret sırasında da tahıl koridoru konusunu gündeme getireceklerini ve dışişleri bakanları aracılığıyla da sorunun çözümü için çalıştıklarını vurguladı.
Türkiye açısından ciddi bir diplomatik başarı olan Tahıl Koridoru Anlaşması’nın sona ermesi, ülkemizin Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta arabulucu rolüne devam etmesi, Rusya ile ilişkilerini sürdürerek Putin yönetimi ile diyalog imkanlarından yararlanması gibi avantajlarını kaybetmesine neden olabilir. Bu durumun bilincinde olan Erdoğan yönetimi, anlaşmaya geri dönmek için elinden geldiğince Putin’i ikna etmeye çalışacaktır.
Öte yandan Ukrayna, Rusya’nın çekilmesine rağmen anlaşma kapsamında ihracatı sürdürmeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak bu durum Karadeniz’de güvenlik riskleri oluşturabilir. Rusya’nın Ukrayna limanlarından Karadeniz’e açılacak gemilere engel olması, Rusya-Ukrayna arasında yeni bir kriz alanı yaratmakla birlikte Türkiye için de bir güvenlik açığına neden olacaktır.
Nitekim, anlaşmadan çekilmesinden sonra Rus güçleri, Ukrayna’nın Karadeniz limanlarını bombalamaya başladı. Rusya ayrıca, Ukrayna limanlarına giden gemileri potansiyel askeri yük gemisi olarak görecekleri ve bandıralı gemilerin ülkelerinin de savaşta taraf olarak algılanacağı tehdidini savurdu. Ukrayna da buna karşılık, 21 Temmuz tarihinden itibaren Karadeniz’deki Rus ve Rusya işgali altındaki Ukrayna limanlarına giden tüm gemilerin “potansiyel askeri kargo taşıyıcısı” olarak değerlendirileceğini açıkladı. Dolayısıyla Tahıl Koridoru Anlaşması’nın sağladığı güvencelerin sona ermesi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı Karadeniz sularında sıcak çatışmaya dönüştürecek potansiyeli de içinde barındırıyor.
Ukrayna, tahılını dünya pazarlarına ulaştırmak için farklı rotalar da arıyor. Karadan Tuna Nehri’ne ulaştırılacak sevkiyatın Avrupa pazarlarına gönderilmesi, düşünülen alternatif yollardan biri. Ancak bu rotadan sağlanacak sevkiyat, Karadeniz üzerinden sağlanana göre daha maliyetli olacaktır.
Ukrayna’nın Karadeniz’i sevkiyat konusunda kullanma ısrarı ise Rusya’nın tahıl gemilerine yönelik saldırı ihtimalini arttıracaktır. Sonuç itibarıyla Putin yönetimi Tahıl Koridoru Anlaşması’nın sürdürülmesine ikna edilemezse Karadeniz’de sular ısınacaktır. Bu durum ise Türkiye’nin Karadeniz’de atacağı adımları son derece dikkatli atması gerektiği gerçeğini Türk diplomasisinin önüne ciddi bir gündem olarak getirecektir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana bu savaşın ortaya çıkarttığı gelişmeler, küresel çapta sonuçlar üretmeye devam ediyor. Rusya ve Ukrayna dünya tahıl üretiminde ciddi bir paya sahip. Küresel ısınmanın getirdiği üretimde verimlilik düşüşü halihazırda gıda güvenliğini tehdit ederken savaşın gıda güvenliğine getirdiği ek yükler, özellikle kırılgan ekonomileri ciddi şekilde etkileyecektir. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kamuoyu, Karadeniz Tahıl Koridoru meselesini çözmek için olası tüm yolları deneyerek bir çözüme ulaşmalılar. Türkiye’nin bu konuda arabulucu olarak oynayacağı rol ve vereceği katkı ise ülkemizin yumuşak güç potansiyeline olumlu etkide bulunacaktır.