Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (18-24 Haziran 2024)
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Pazar günü verdiği bir röportajda “(Gazze’de) Hamas’la savaşın yoğun aşamasının sona ermek üzere olduğunu” ve ordunun odağının, son haftalarda İran destekli Hizbullah grubuyla çatışmaların yoğunlaştığı İsrail’in Lübnan’la olan kuzey sınırına kayabileceğini söyledi.
Ancak Netanyahu, militan grup Hamas ortadan kaldırılana kadar İsrail’in Gazze’de operasyonlara devam edeceği sözünü vererek savaşın bitmediğini de vurguladı:
“Bu savaşın sona ereceği anlamına gelmiyor ama savaş şu anki haliyle Refah’ta sona erecek. Bu doğru. Çimleri biçmeye daha sonra devam edeceğiz.” diyen Netanyahu, 7 Ekim’de Hamas ile savaşın başlamasından bu yana yerel İsrail medyası ile ilk bire bir röportajını yapmış oldu.
İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah kentine yönelik hava ve kara operasyonuna başlamasından önce bir milyondan fazla Filistinli kuzey Gazze’de güneye göç ederek Refah’a sığınmıştı. İsrail bu süreç içerisinde uluslararası toplumun operasyona devam edilmemesi yönündeki çağrılarına kulak tıkadı. O zamandan bu yana yaklaşık 800,000 kişi, Birleşmiş Milletler gıda ajansı tarafından koşulların “kıyamet gibi” olarak tanımlandığı Refah’tan da göç etmek zorunda kaldı.
Refah kentinin insani yardım için hayati bir giriş noktası olan Mısır’la sınır kapısı, İsrail ordusunun bu bölgeyi geçen ayın başlarında ele geçirmesinden bu yana kapalı kaldı.
Refah operasyonunun başlamasından bu yana İsrail’in Gazze’deki eylemleri üzerindeki uluslararası baskı da artmış durumda. Geçtiğimiz ay Uluslararası Adalet Divanı İsrail’in Gazze’deki tartışmalı askeri operasyonunu derhal durdurmasını salık vermiş ve Gazze’deki insani krizi “felaket” olarak nitelendirmişti.
Yukarıda söz ettiğim röportajda Netanyahu, Gazze’de halen esir tutulan bazı rehinelerin iadesi için Hamas ile “kısmi bir anlaşma” yapmaya hazır olduğunu söyledi, ancak Hamas’ı ortadan kaldırma hedefine ulaşmak için ateşkesten sonra da savaşın devam edeceği yönündeki görüşünü yineledi.
İsrail hükümeti sivil protestolarla da sınanıyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü rehinelerin aileleri; Tel Aviv, Kudüs, Herzliya, Caesarea, Raanana, Be’er Sheva, Kiryat Gat ve Pardes Hanna-Karkur kasabasında devam eden hükümet karşıtı protestolara katıldı. Birçok protestocu hükümetten rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasını kabul etmesini talep etti.
ABD destekli üç aşamalı ateşkes planı, “Gazze’de bulunan diğer tüm rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesi karşılığında düşmanlıkların kalıcı olarak sona erdirilmesini” öneriyor. Ancak Netanyahu hükümeti bu plana yanaşmıyor.
İsrail hükümeti ile ordusu arasındaki çatlaklar da derinleşiyor gibi görünüyor. Netanyahu, yerle bir edilmiş Gazze’nin savaş sonrası yönetimi için bir strateji geliştirmesi konusunda hükümet üyeleri ve İsrail’in ABD dahil müttefiklerinden artan bir baskı görüyor.
Hamas ise Netanyahu’nun açıklamalarında kullandığı sözlerin Gazze’deki savaşı sona erdirmek yerine sadece kısmi bir anlaşma arayışında olduğunu gösterdiğini söyledi. Hamas’tan yapılan açıklamada Netanyahu’nun tutumunun “son Güvenlik Konseyi kararını ve ABD Başkanı Joe Biden’ın önerilerini reddettiğinin açık bir teyidi” olduğu belirtildi.
Hamas, İsrail ile varılacak herhangi bir anlaşmanın “kalıcı bir ateşkesin ve Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmenin açık bir şekilde teyit edilmesini” içermesinde ısrar etmeye devam ediyor.
İsrail’de ise Rehine Aileleri Forumu Genel Merkezi tüm rehinelerin iadesi sağlanmadan Gazze’den çekilme önerisini kınadı. Forum Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Rehineler serbest bırakılmadan Gazze Şeridi’ndeki çatışmaların sona ermesi, eşi benzeri görülmemiş bir ulusal başarısızlık ve savaşın hedeflerine ulaşılamaması anlamına gelir” dedi. Buradan da anlaşılacağı üzere rehineler gerekçesiyle İsrail toplumunda ciddi bir kesim de Gazze’de kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına sıcak bakmıyor.
Savaş Kuzeye mi Kayıyor?
Orta Doğu’nun en güçlü paramiliter güçlerinden birine sahip olan İran destekli İslamcı hareket Hizbullah, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarının ertesi günü olan 8 Ekim’den bu yana Lübnan’ın güneyinden İsrail’in kuzeyindeki bölgeleri hedef alan ve kimi zaman ölümle sonuçlanan saldırılar düzenliyor.
İsrail, Hizbullah’ın saldırılarına aralarında üst düzey komutanların da bulunduğu Hizbullah militanlarını öldüren saldırılarla karşılık veriyor.
12 Haziran’da Hizbullah, 7 Ekim’de Gazze Savaşı’nın başlamasından bu yana İsrail’in kuzeyine en büyük füze saldırısını düzenleyerek Kuzey İsrail’deki kimi askeri üsleri Katyuşa füzeleri ile vurdu.
Hizbullah bu saldırıyı, İsrail’in başka bir saldırıda Saha Komutanı Talib Sami Abdullah’ı öldürmesi üzerine gerçekleştirmişti.
Hizbullah ile İsrail arasında son haftalarda artan gerginlik nedeniyle Netanyahu’nun verdiği demeçte dikkat çeken bölümlerden biri de İsrail’in Hizbullah ile çatışmasını genişletebileceğine dair sözleriydi: “(Gazze’de) yoğun aşamanın sona ermesinin ardından gücün bir kısmını kuzeye kaydırma imkanımız olacak ve bunu yapacağız.”
Devam eden çatışmalar nedeniyle on binlerce İsrailli, İsrail’in kuzeyinde yer alan evlerinden tahliye edildi. Güney Lübnan’daki köyler de boşaltıldı.
İsrailli yetkililer, Gazze’ye karşı olası bir saldırıya hazırlık olarak kaynaklarını güney Gazze’den kuzey İsrail’e kaydırmayı planladıklarını söyledi.
Son haftalarda sınır ötesi saldırılardaki artış, Orta Doğu’da yeni bir tam teşekküllü çatışmanın patlak verebileceği yönündeki endişeleri arttırdı.
Tüm bu gelişmeler Orta Doğu’da, arkasında büyük travmalar ve yıkım bırakan Gazze Savaşı’nın ardından yine büyük bir yıkıma neden olacak bir İsrail-Hizbullah Savaşı başlar mı sorularını da beraberinde getiriyor.