Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (29 Temmuz – 4 Ağustos 2025)
İsrail savaş suçlarını sürdürüyor. Soykırım dosyasına her gün yeni kanıtlar ekliyor. Tüm dünyadan bu duruma yeterince güçlü olmayan tepkiler geliyor. Peki tüm bu tepkiler sonrası Netanyahu hükümetinin davranışı ne oldu dersiniz? Netanyahu hükümeti Gazze’yi topyekûn işgale hazırlandığını açıkladı.
Gazze’de Açlık ve Ölüm
7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de açlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 180’e çıktı. Bu 180 insanın 93’ü çocuk ve her geçen bu sayı artıyor.
İsrail geçtiğimiz hafta gelen tepkiler üzerine Gazze’ye insani yardım girişlerini kısmen arttırdı. Ancak bu yardımlar açlığı engellemekten çok ama çok uzak. Havadan yardım indirmeler de devam ediyor. İspanya da Gazze’ye havadan yardım indiren ülkeler arasına eklendi.
İsrail ordusu ise yardım noktalarında yiyecek arayan insanların üzerine ateş açmaya devam ediyor. Pazar günü bu şekilde 27 kişiyi öldüren İsrail ordusu, bu sabah da Natzerem Koridoru civarında bulunan GHF (Gazze İnsani Yardım Vakfı) noktasında 7 kişiyi daha öldürdü.
İsrail ve ABD’nin destek verdiği ve İsrail’in Birleşmiş Milletler yardım kuruluşlarını Gazze’den çıkartmasından sonra kurulan GHF’nin 4 yardım noktası bulunuyor ki bu sayı Birleşmiş Milletlerin yardımları koordine ettiği dönemde 400 kadardı. Çünkü ancak bu sayıda yardım noktası olduğunda 2.3 milyon nüfusu açlıktan koruyabiliyordunuz.
Bu 4 noktanın güvenliğini Amerikalı özel şirketler sağlarken İsrail askerleri de etrafta devriye atıyor. Gazze halkı ise ikamet ettikleri yerlerden kilometrelerce uzakta olan bu yardım noktalarına ulaşmaya, -eğer kurşunların hedefi olmazlarsa- alabildikleri yardımları almaya ve ailelerine dönmeye çalışıyorlar.
GHF’nin Gazze’de faaliyet göstermeye başlamasından beri neredeyse her gün İsrail askerlerinin yardım dağıtım alanlarında Filistinlilere ateş açtıkları haberleri ajanslara düşüyor.
Nitekim, ABD ordusundan emekli ve deneyimli bir asker olan Anthony Aguilar, ünlü podcast yapımcısı Tucker Carlson’ın kanalında Gazze’de GHF ile çalışırken İsrail askerlerinin Filistinlileri nasıl öldürdüğünü ayrıntılarıyla anlattı. Çok ses getiren bu yayından sonra İsrail’e yönelik soykırım suçlamaları da hızla arttı. (Yayını merak edenler için linkini buraya ekliyorum.)
İsrailli ünlü yazar ve barış savunucusu David Grossman da Gazze’de yaşananları soykırım olarak adlandıranlar arasına eklendi. Grossman, “Gazze’deki açlık ve yıkım öyle bir boyuta ulaştı ki, artık başka kelimeler yetersiz kalıyor” şeklinde konuştu ve Gazze’de yaşananları soykırım olarak tanımlamamak için direndiğini ama başka çare kalmadığını vurguladı.
Protestolar ve kınamalar da gelmeye devam ediyor. Hafta sonu Sydney kentinde 100 bin kişi şiddetli yağmura rağmen Sydney Liman Köprüsü’nde ellerinde açlığı temsil eden tencere ve tavalarla yürüdüler. Ancak Avustralya, Filistin devletini tanıyacağını açıklayan ülkeler arasında henüz yer almıyor.
Slovenya ise İsrail ile silah ticaretini yasaklayan ilk Avrupa Birliği üyesi ülke oldu. Slovenya, Avrupa Birliğinin İsrail’e yaptırım kararı uygulama konusunda ortak bir tavır geliştirememesi nedeniyle böyle bir kararı kendi başlarına aldıklarını duyurdu ve İsrail’i soykırım yapmaktan vazgeçmesi konusunda uyardı.
Netanyahu: Gazze’yi İşgal Edeceğiz
Tüm dünyanın tepkisine rağmen halen ABD yönetiminin desteğini arkasında hisseden Netanyahu, Pazartesi sabah yaptığı açıklamada Gazze’nin tamamını işgal edeceklerini açıkladı.
Netanyahu, “Belirlediğimiz savaş hedeflerine ulaşmak için birlikte durmaya ve birlikte savaşmaya devam etmeliyiz: düşmanın yenilmesi, rehinelerimizin serbest bırakılması ve Gazze’nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmayacağının güvence altına alınması” açıklamasında bulundu.
İsrail ordusunun Hamas’a karşı yürüttüğü savaşta hedeflerine nasıl ulaşacağını kararlaştırmak üzere bu hafta içinde Netanyahu’nun güvenlik kabinesini toplayacağı belirtiliyor.
Netanyahu, Hamas’ın elinde kalan rehinelerin bulunduğu düşünülen bölgelere askeri operasyonlar başlatmak ve Gazze Şeridi’nin tamamını işgal etmek istediğini belirtiyor ki bu açıklama, bugüne kadar birçok İsrailli yetkilinin yaptığı “Gazze’yi işgal etme gibi bir amacımız yok” açıklamalarını da boşa düşürdü.
Netanyahu’nun açıklaması, Gazze’de tutulan rehinelere ait İsrail halkını dehşete düşüren ve dünya liderlerinin sert eleştirilerine yol açan yeni videoların Hamas tarafından yayınlanmasından sonra geldi.
Netanyahu, bu videoların Hamas’ı devirme kararlılıklarını güçlendirdiğini ve bir anlaşmaya varma arayışını yok ettiğin belirtti. İsrailli lider, anlaşmak yerine Gazze’yi topyekûn işgale girişerek Hamas sorununu sonsuza dek ortadan kaldıracağına ve Gazze’nin İsrail için bir güvenlik tehdidi oluşturmaktan çıkacağına inanıyor.
Öte yandan, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in Gazze’nin tümüyle işgal edilmesine karşı çıktığı ve bu nedenle Netanyahu ile arasında sorun yaşandığı söyleniyor. İsrail basınına göre Netanyahu, Zamir’e “Eğer bu sana uymuyorsa, görevinden istifa etmelisin” şeklinde bir mesaj gönderdi.
Netanyahu’nun koalisyon ortakları aşırı sağcılar, özellikle de Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, son haftada gelen tepkiler nedeniyle İsrail’in Gazze’ye giren insani yardımları arttırmasının Hamas’a bir hediye olduğunu düşünüyor.
Aşırı sağcılar, Hamas’ın İsrailli rehinelerin videosunu yayınlamasına çok şiddetli şekilde tepki veriyor ve Gazze’nin tamamen işgal edilmesini savunup bu konuda Netanyahu’ya baskı yapıyor ki Netanyahu da bu baskılara yenik düşmüş görünüyor.
Geçtiğimiz hafta aralarında İslam ülkelerinin de bulunduğu ülkelerden Hamas’a rehineleri teslim et çağrısı geldi. Ayrıca birçok insan da Hamas’ın silah bırakması gerektiğini ve İsrail ile anlaşarak rehineleri vermesini böylece sivillerin hayatının kurtarılacağını düşünüyor. Bu düşünce Gazze’de yaşanan soykırım ve açlık düşünüldüğünde acil bir çözüm gibi görünüyor.
Ancak Hamas rehineleri teslim ederse, İsrail’in Gazze’den çıkmasını sağlamak için elinde koz kalmamış olacak ki Hamas liderleri, İsrail ile yaptığı görüşmelerde rehinelerin teslim edilmesi için İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesi gerektiğini savunuyor.
Olaya Hamas tarafından bakarsak Hamas’ın silahsızlandırılmasının ve yok edilmesinin Gazze’yi de Batı Şeria’nın kaderine terk etmek demek olduğunu düşündüklerini söyleyebiliriz. Zira El-Fetih’in silahlı mücadeleden büyük oranda çekilmesinden sonra İsrail, Batı Şeria’da yeni yerleşimler yoluyla işgalini oldukça genişletti ve genişletmeye devam ediyor.
Gazze’ye de zaman içerisinde bu tür bir yerleşimci işgali politikasıyla İsrail’in yayılacağını tahmin etmek mümkün. Zira Lübnan’ın güneyinde oldukça zayıflatılan Hizbullah’ın bulunduğu bölgeye geçen hafta İsrail yine bir operasyon düzenledi ki bu da bize silahlı savunma güçlerinin olmadığı bölgelere İsrail’in kolayca müdahil olabildiğini -Suriye’yi de buna örnek verebiliriz- gösteriyor.
Ayrıca Batı Şeria’daki yerleşimcilerin söylemlerine bakılırsa Gazze’ye doğru da yayılmak istedikleri açıkça görülüyor. Çünkü bu radikal Yahudiler, “nehirden denize İsrail” sloganının ima ettiği tüm Filistin topraklarının tanrı tarafından kendilerine verildiğine inanıyor ve bu inancın gereğini yetirme konusunda tüm dünyaya meydan okuyacak kadar da cesur ve küstahlar.
İsrail Gazze’deki operasyonlarını şiddetlendirerek sürdürecek gibi görünüyor. Bu durumda her gün açlıktan ve yardım noktalarına gitmeye çalışırken İsrail askerlerinin açtığı ateş nedeniyle hayatını kaybedenlerin -özellikle de çocukların- sayısı artacak gibi görünüyor.
Bu koşullar altında bütün dünyanın Netanyahu hükümetine daha sert tepki göstermesi ve ABD’nin İsrail’e olan desteğini geri çekmesi gerekiyor. Aksi takdirde gözlerimizin önünde gerçekleşen soykırımın sorumluluğu İsrail’den sonra başta ABD ve sonra tüm dünyanın omuzlarında olacak.