Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (20-26 Mayıs 2025)
Trump’tan AB’ye Gümrük Vergisi Jesti
Trump hafta sonu yaptığı açıklama ile AB’den ithal edilen mallara uygulayacağı %50 gümrük vergisini ertelediğini duyurdu.
Başkan Trump, müzakerelere daha fazla zaman tanımak için AB’ye yüzde 50 gümrük vergisi uygulama süresini 1 Haziran’dan 9 Temmuz’a uzattığını söyledi.
Bu açıklama, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Trump ile yaptığı görüşmeden sonra yapıldı. Ursula von der Leyen, Trump ile görüşmesinde, AB’nin bir ticaret anlaşmasına ulaşmak için ekstra zamana ihtiyaç duyduğunu ifade etti ve ABD Başkanı ile yaptıkları görüşmeyi “iyi bir görüşme” olarak nitelendirdi.
Görüşmelerin “hızlı ve kararlı bir şekilde” ilerleyeceğini söyleyen Leyen’in bu sözünü Trump da kendi sosyal medya platformu Truth Social paylaşımında yineledi.
Geçtiğimiz Cuma günü Trump, AB bloğu ile ticaret görüşmelerinin “hiçbir yere gitmediğini” söylemiş ve 1 Haziran’dan itibaren AB ithalatına yüzde 50 gümrük vergisi uygulayacağı tehdidini yinelemişti.
Trump’ın bu açıklaması, dünyanın en büyük iki ekonomik aktörü arasında tüm dünya ticaretini istikrarsızlaştıracak bir ticaret savaşı korkusunu arttırmıştı.
Neyse ki Trump her zamanki gibi müzakereleri uzatmak ve pazarlıkta elinde kuvvetlendirmek için yinelediği bu tehdidi geri çekerek AB’ye uygulanacak gümrük vergisini erteledi.
İki blok arasındaki anlaşmazlıklar çözülmesi çok kolay sorunlar değil. Trump AB’den bazı dijital düzenlemeleri değiştirmesini talep ediyor. AB ise her iki tarafın da sanayi ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini sıfıra indirmesini öneriyor.
Trump’ın önce tehdit edip sonra ertelemeler yaparak gümrük vergisini dış politikada bir silah gibi kullanması, piyasalarda tedirginliğe ve hep uzayan bir belirsizliğe neden oluyor. Ancak Trump’ın artık klasik hale gelen bu davranışına da alışmak gerekiyor. AB ile ABD, Trump’ın bu salvosundan sonra gümrük birliği görüşmelerini hızlandıracaktır.
Rusya’dan Ukrayna’ya Yine Hava Saldırısı
Rusya hafta sonu boyunca savaşın en büyük insansız hava aracı ve füze saldırılarından birini gerçekleştirerek Ukrayna’da en az 12 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına neden oldu.
Başkan Trump bu saldırının ardından Rusya’dan “memnun olmadığını” ve buna karşılık Rusya’ya daha fazla yaptırım uygulamayı düşündüğünü söyledi.
Aslında son dönemde Trump ile Putin’in diyaloğu iyi gidiyor ve yaptıkları görüşmelerin iyi geçtiğini iki taraf da ilan ediyordu.
Ancak Putin, bu iyi niyet gösterilerine rağmen barış müzakerelerine derhal başlamak yerine Trump’ı oyalayıp Ukrayna topraklarına şiddetli saldırılarda bulunmaya ve sivilleri öldürmeye devam ediyor.
Trump gazetecilere verdiği demeçte, “Çok sayıda insanı öldürüyor ve Putin’e ne olduğunu bilmiyorum” şeklinde konuştu. “Müzakerelerin ortasındayız ve o Kiev’e ve diğer şehirlere roket atıyor.” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Trump’ın seçim döneminde en büyük vaatlerinden olan Ukrayna’da barışı kısa sürede sağlamak vaadi, halen gerçekleşmediği gibi Trump’ı büyük bir hayal kırıklığına uğratma seviyesine geldi.
Trump, İsrail’de Netanyahu’nun yaptıklarından dolayı hissettiği hayal kırıklığının bir benzerini, kişisel ilişkilerinin çok iyi olduğunu düşündüğü Putin için de hissetmeye başladı.
Putin’in Trump ile barışı konuşurken Ukrayna topraklarına hava saldırıları yapması ve bu saldırılarda sivillerin de hayatını kaybetmesi, Trump’ı aldatılmışlık hissine de itebilir ki bu durumda Trump yönetiminin Rusya’ya karşı politikasını değiştirdiğini de zaman içerisinde görebiliriz.
Ancak söylemlerine rağmen Trump, Rusya’ya karşı yeni mali yaptırımlarda Avrupalılara katılmayı henüz düşünmüyor ve Ukrayna’ya yeni silahlar ya da başka yardımlar da teklif etmiyor.
Öte yandan, savaşın uzaması ve Putin’in Ukrayna’ya saldırılarını sürdürmesi, Trump yönetiminin Ukrayna meselesine karşı kayıtsızlığını da arttırıyor. Nitekim Trump yaptığı açıklamalardan birinde Ukrayna Savaşı için “bu benim savaşım değil” ifadesini de kullandı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ise saldırıları “Rusya’nın bu savaşı uzattığı ve her gün öldürmeye devam ettiğinin” bir başka kanıtı olarak değerlendiriyor ki kendisine hak vermemek mümkün değil.
Geçtiğimiz hafta sonu yine füzeler ve insansız hava araçlarıyla yapılan bu son saldırı, iki ülke arasında süren ateşkes görüşmelerine rağmen Moskova’nın iki gece içinde ikinci, bir hafta içinde ise üçüncü büyük çaplı hava saldırısı oldu. Rusya’nın son saldırılarında şehirleri daha yoğun bir şekilde hedef aldığı ve bu nedenle sivil kayıplarda artış olduğu da görülüyor.
Venezuela’da Maduro Yine Kazandı
Venezuela’da Maduro’nun liderliğini yaptığı iktidar koalisyonu, muhalefet partilerinin çoğunluğu tarafından boykot edilen bölgesel ve parlamento seçimlerinde “ezici bir zafer” olarak nitelendirdiği sonucu kutluyor.
Hükümet yanlılarının çoğunlukta olduğu Seçim Konseyi (CNE), Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun partisi Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) adaylarının ülkenin 24 eyaletinden 23’ünde valilik yarışını kazandığını açıkladı.
CNE’ye göre iktidar koalisyonu Venezuela’nın yasama organı olan Ulusal Meclis için kullanılan oyların da %82.68’ini kazandı.
Ana muhalefet partileri seçimleri bir “maskaralık” olarak nitelendirdi. Muhalefet lideri María Corina Machado katılımın %15’in altında kaldığını söyledi. Machado, sandığa gitmeyenler için “Venezuelalıların %85‘inden fazlası bu rejime itaat etmedi ve ’hayır’ dedi” açıklamasını yaptı. CNE ise seçime katılım oranını %42,6 olarak açıkladı.
Gün boyunca oy verme merkezlerini ziyaret eden bağımsız gazeteciler, oy verme kuyrukları görmediklerini ve geçen Temmuz ayında yapılan başkanlık seçimine kıyasla daha az kişinin sandığa gittiğini ifade ediyor.
Maduro geçtiğimiz yıl yapılan şaibeli seçimleri de, tarafsızlığı muhalefet tarafından sorgulanan CNE’nin ilan etmesiyle kazanmış ve ülke büyük bir istikrarsızlık döneminde girmişti. Bu seçimle Maduro, iktidarını daha çok tahkim etti ve Venezuela demokrasisi muhtemelen daha da karanlık bir döneme girdi.