Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » ABD Gündemi: Trump ile Zelenski, Orta Doğu’da Gerilim ve Gümrük Savaşları
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump ile Zelenski, Orta Doğu’da Gerilim ve Gümrük Savaşları

    Emrullah Özdemir11 Nisan 20256 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Geçtiğimiz ay ulusal gelişmelerin uluslararası gelişmelerden bağımsız olmadığını hepimize kanıtlayan bir ay oldu. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri gibi bir süper güç ve Türkiye’nin kilit pozisyonda müttefiki olan bir ülkenin birkaç ay içinde dış politikada hızlı bir eksen değişikliğine gitmesi, başta bölgemiz olmak üzere tüm dünyada tansiyonu yükseltti.

    Trump’a yıllardan beri yakıştırılagelen ve adeta ceket gibi üzerine yapışan “öngörülemez” ve “sıfır toplamcı” sıfatları, son ABD bülteninin yayınlanmasının üzerinden geçen bir aylık süreçte de geçerliliğini korudu. Ayrıca yine bu süre içinde hükümeti oluşturan klikler arasındaki çatışma gözle görülür hale geldi. “Kol kırılır, yen içinde kalır” anlayışı istemeden de olsa terk edildi.

    Zelenski Dost mu Düşman mı?

    Trump ve ekibinin 28 Şubat’ta Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ile dünya basınının gözü önünde kavga ettiği sırada Ukrayna’nın ABD büyükelçisi Oksana Markarova’nın kameralara yansıyan yüzündeki bitap hali, iki ülkenin ilişkilerinin geldiği noktayı özetler nitelikteydi. Bu durumun ana nedeni Zelenski ile Trump’ın Ukrayna’daki işgalin sona erdirilmesi hususunda çözüm anlayışlarının farklı olmasında yatsa da Mart ayı içinde ikilinin arasındaki buzlar yavaş yavaş erimeye başladı.

    Halihazırda Zelenski ile Trump’ın Beyaz Saray’da bir araya gelme sebebi olan Mineraller Anlaşması, Ukrayna’nın dünyada ender bulunan minerallerinden ABD’nin de faydalanması amacını taşıyor, karşılığında ise Zelenski’ye barış vaat ediyordu. Vaadin böylesine güçlü olmasının sebebi ise elbette Demokratlara kıyasla Cumhuriyetçilerin Putin ile müzakereye sıcak bakması ve ideolojik yelpazede görece daha yakın durmalarıydı.

    ABD-Ukrayna taraflarının Suudi Arabistan’daki müzakere sürecinin ardından 11 Mart’ta yaptığı açıklamada Ukrayna’daki minerallerin işletilmesi karşılığında ABD’nin hem Putin’i ateşkese ikna etme hem de Ukrayna’ya kestiği istihbarat ve güvenlik desteğinin yeniden sağlanmaya başlaması noktasında bir anlaşmaya varıldı. Rusya’nın ateşkese ikna edilmesinin ABD açısından bu denli dikkate alınmasının sebebi olarak Ukrayna’daki rezervlerin yaklaşık beşte birinin Rusya’nın işgal altında tuttuğu bölgelerde bulunması görülüyor. ABD’nin yeni dönemde ilkesel yaklaşımı rafa kaldırarak tamamen çıkar odaklı hareket etmesi, Ukrayna’nın her ihtimale karşılık Avrupa’yı da çemberin içinde görme isteğini canlı tutuyor. Nitekim Ukrayna cephesi düşerse Putin’in bununla yetinmeyeceği aşikar.

    Avrupa Birliği, ABD ile Ukrayna’nın bu anlaşmasına resmi olarak karşı durmasa da mineral anlaşmasının hayata geçirilmesinin olası sonuçlarına karşı AB içinden yükselen pek çok ses; anlaşma koşullarının Ukrayna’nın AB üyeliği açısından bir engel teşkil edeceğini iddia ediyor. Zelenski’yi önümüzdeki günlerde bolca terletecek olan bu arada kalmışlık hali, Mart ayının sonuna doğru düzenlenen Gönüllüler Koalisyonu Zirvesi’ni takiben ABD’nin Polonya’daki Jasionka şehrinde Ukrayna’ya destek için bulundurduğu lojistik merkezindeki asker ve teçhizatını çekeceğini açıklamasıyla iyice perçinlendi. Polonya Dışişleri Bakanlığının açıklamasına göre Polonya içinden Ukrayna’ya sağlanan desteğin neredeyse tamamı Jasionka üzerindendi. ABD oradaki yerini Polonya ve NATO birliklerine bıraktı.

    ABD’nin Ortadoğu’daki Düşmanları

    ABD, Mart ayında bir yandan 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana düşman olarak tanımladığı İran’la en gerilimli günlerini yaşarken bir yandan da Yemen’e pek çok hava saldırısında bulundu. Yemen’e yapılan saldırıların gerekçesi, -Arap Baharı’nın ardından darbeyle yönetimi ele geçiren- İran yanlısı Husilerin Aden Körfezi ile Kızıldeniz’i birleştiren Babu’l Mendeb Boğazı’nda ABD’li ticaret gemilerini hedef almasıydı.

    Bu olayın üzerine ABD ordusu 15 Mart’ta Yemen’in çeşitli noktalarını hedef aldı. İsrailli gemilerin de zaman zaman geçişini engelleyen Husiler, birkaç aydır ABD ve İsrail’den tehditler almalarına rağmen tavır değişikliğine gitmeyince askeri olarak hedef haline geldiler. Geçtiğimiz günlerde ABD’nin düzenlediği hava saldırılarında silahlı Husilerle birlikte pek çok sivil de hayatını kaybetti. Saldırılara karşılık olarak Husilerin ABD’li insansız hava aracı ve savaş gemilerini hedef almasıyla Kızıldeniz’de gerilim iyice tırmandı. Her savaşta olduğu gibi maalesef burada da en çok zararı siviller gördü.

    ABD’nin yaklaşık 20 yıl önce Şer Ekseni’nin içinde gösterdiği baş düşmanlarından İran ile ise işler iyice sarpa sarmışa benziyor. Kabinesini oluştururken İran’a karşı şahin isimleri öne çıkaran Trump, Obama döneminde imzalanan Nükleer Anlaşması’na İran’ın uymaması halinde çok sert karşılık vereceğini dile getiriyor. Kendisi ilk döneminde ABD’yi bu anlaşmadan geri çekmiş olsa da geçtiğimiz senelerde İran’daki nükleer silah çalışmalarının basına yansımasının ardından ABD, İran ile sıcak çatışma ihtimalini yeniden gündemine almak zorunda kaldı.

    Donald Trump’ın İran’ı açıkça askeri güç kullanmakla tehdit etmesinin ardından İran da misilleme olarak ABD’ye olası bir operasyonda destek olacak civardaki ülkeleri tehdit etmişti. 7 Nisan’da İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya gelen Trump, basına yaptığı açıklamada İran ile 12 Nisan günü müzakerelere başlanacağını ilan etti. Bu açıklamanın İsrail Başbakanı’nın yanında yapılması İran’ın durumunun ciddiyetini gösteriyor. Nitekim Ortadoğu’da birbirine düşman olan bu iki ülke arasında geçmişte sayısız çatışma ve operasyon meydana gelmiş, Trump İran’ı tehdit ederken de olası bir askeri operasyonun liderliğini İsrail’in üstleneceğini dile getirmişti.

    ABD ile İran’ın müzakere masasına oturması en başta Körfez ülkelerini rahatlatmışa benziyor. Örneğin Katar Başbakanı El-Sani, geçtiğimiz haftalarda yaptığı konuşmada İran’ın nükleer tesislerine gerçekleştirilecek bir saldırının kendileriyle birlikte doğrudan Kuveyt ve BAE gibi Körfez ülkelerinin su kaynaklarını tehlikeye atacağını ifade etti. Tek içme suyu kaynakları olan Basra Körfezi’ndeki suyun kirlenmesi ihtimali, civardaki Arap ülkelerini oldukça tedirgin etse de tarafların diyalog kurma kararıyla beraber ortam kısmen yumuşamış durumda.

    Daha Çok Gümrük Vergisi

    Donald Trump’ın uzun zamandır dillendirdiği gümrük vergilerinin artırılması vaadinde Nisan ayı itibariyle yeni bir döneme girildi. Tüm ülkelere en az %10 oranında gümrük vergisi uygulanacağının 2 Nisan’da resmen açıklanmasıyla birlikte Beyaz Saray’ın ‘black list’e aldığı ülkeler için çok daha yüksek oranlar söz konusu. ABD’de finansal piyasaların sarsıntı geçirmesi bir yana Fransa’daki şarap ve peynir üreticilerinden Kolombiya’daki kahve üreticilerine kadar pek çok kesim Trump’ın bu kararından doğrudan etkilenecek. Nitekim ek vergilerden ötürü Amerikalı tüketicilerin marketlerden uzaklaşacak olması pek çok ekonomik ezberi de bozacaktır. Trump ve ekibi bu kararın hem ülkenin üretim sektörüne katkı sağlayacağı hem de halihazırda ABD mallarına karşı yüksek oranda gümrük vergisi uygulayan ülkelerin hizaya getirileceğini düşünüyor.

    Avrupa Birliği’ne karşı koyulan %20’lik gümrük vergisi oranıyla birlikte Çin, Trump’ın ilk açıklamasında %34 ile mallarına yüksek oranda vergi koyulan ülkelerden biri oldu. Çin ve AB’nin 2024 yılı itibariyle ABD’nin toplam ithalatının yaklaşık dörtte birini oluşturduğu gerçeğine rağmen Trump gözünü karartmış vaziyette. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping bu duruma ABD’li bazı şirketlere ihracat kontrolü getirerek, bazılarını da ‘güvenilmez kuruluşlar’ listesine alarak ve ABD mallarına karşı gümrük vergisi oranını artırarak karşılık verdi. Trump ile karşılıklı vergi artırımlarıyla birlikte Çin mallarına karşı uygulanan vergi oranı %100’ü aştı. Gülümseten bir gelişme olarak bu restleşme üzerine Çin’in ABD Büyükelçiliği, 7 Nisan günü resmi X hesabından yüksek gümrük vergisi uygulamalarını 1987’de bizzat dönemin Cumhuriyetçi ABD Başkanı Ronald Reagan’ın pek çok örnekle eleştirdiği videosunu paylaşarak Trump’a yanıt verdi.

    Mevcut Demokrat siyasetçilerden gelen eleştirilerin yanında Biden dönemi Hazine Bakanı Janet Yellen, vergi kararlarının ekonomiyi yaraladığını ve şok etkisi yarattığını ifade etti. Trump, elindeki tabloyla birlikte kime ne kadar vergi uygulanacağını açıkladıktan birkaç saat sonra misilleme kararı almayan onlarca ülkeye 3 aylığına yeni vergi artışını durdurdu. Böylece o ülkeler ABD ile sadece kısa bir süreliğine temel %10 oranından ticaret yapacak. Tüm dünya her ay “Trump acaba şimdi ne açıklayacak?” diye yüreği ağzında beklemeye aşina oldu artık.

    Bonus

    Trump Anayasa’da açıkça ‘maksimum iki dönem kuralı’ bulunmasına rağmen üçüncü dönem için adaylığını koymaya niyeti olduğunu ilan etti. Bu ilan üzerine sosyal medyada Barack Obama ile Donald Trump’ın yarıştığı bir 2028 senaryosu konuşulsa da ABD Anayasası’nın değiştirilme ihtimalinin ne kadar güç olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu çok düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Yine de bir başkanın -hele hele yaşı bu denli ileri bir başkanın- Anayasa hükümlerini görmezden gelerek böyle bir heves içine girmesi, ABD’de kurumsal demokrasinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

    ABD’nin kurumsal demokrasisinin sallantıda olduğu bir iklimde dünyanın geri kalanındaki otoriter yapıların çok daha cesaretleneceği su götürmez bir gerçek iken bu durumun hepimizi yakından etkiliyor olması da acı bir gerçek.

    ABD Gündemi Dünya R1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSanayi Devrimi’ni Açıklamak – 4 | Sömürgecilik, Küresel Ticaret ve Kurumlar
    Sonraki İçerik Muhalefet-İktidar Çekişmesinde Dış Politika Ayrıntısı

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Yazılar

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Elif Menderes
    Yazılar

    Batık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı

    22 Mayıs 2025 Alper Yağcı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}