[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (8-14 Kasım)
Geçtiğimiz hafta dünya gündeminde en öne çıkan konular ABD ara seçimleri ve G20 Zirvesi oldu. ABD ara seçimlerinde anketlerin ve geniş kamuoyunun beklentilerinin aksine Demokrat Parti ABD kongresinde çoğunluğunu kaybetmediği gibi Temsilciler Meclisi’nde de ciddi bir güç kaybı yaşamadı. Özellikle Pensilvanya’da Trump’ın desteklediği Cumhuriyetçi aday Mehmet Öz’ün rakibi Demokrat Mark Kelly’e yenilmesi, Cumhuriyetçi Parti içinde Trump’a yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu.
Son olarak posta yoluyla gönderilen oyların sayılmasının ardından kritik iki eyalet olan Arizona ve Nevada’da da Demokrat senatörlerin seçimi kazanmasıyla kongrede Demokratlar 50 senatör sayısına ulaştı. ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris kongrenin başkanı sıfatıyla senatör olarak oy kullanabildiğinden, 50 senatör sayısına ulaşan Demokratlar kongrede çoğunluğu sağlamış oldu. 6 Aralık’ta, çoğunluğun sağlanamadığı Georgia’da tekrar seçime gidilecek. Ancak bu eyalette Demokratlar kazanamasa bile kongre çoğunluğunu sağlamış oldular. Temsilciler Meclisi’ni kaybedecek olsalar da Demokratlar ara seçimlerde beklenen darbeyi almadılar ve Trump’ın iddia ettiği kırmızı dalga gerçekleşmedi.
ABD’nin Avrupalı müttefikleri ve NATO için ara seçim sonuçları istendiği gibi sonuçlandı diyebiliriz. Zira Trump bu seçimde açık bir şekilde destek kaybetti ve partisi içindeki eleştirilerin odağına oturdu. NATO ve Avrupa ülkeleri, ABD’nin müttefikleriyle olan derin ve kapsamlı ilişkilerine zarar verecek yeni bir Trump hükümetinin 2024’te seçilmesi ihtimalinden endişe duyuyorlardı. Ara seçimlerde Trump’ın aşırı sağcı söylemlerini destekleyen adaylar kazanamadı ve Cumhuriyetçi Parti içinde Trump’ın korkulduğu gibi gücünü artıracak bir sonuç ortaya çıkmadı.
NATO’nun Avrupalı üyeleri Trump’ın güçlenmesi ve Cumhuriyetçilerin kongreyi kazanması durumunda ABD’nin Ukrayna’ya yapacağı desteğin kesilmesinden dolayı da endişe duyuyorlardı. Biden Ukrayna’ya desteğini sürdürmek için 400 milyon dolarlık bir paketi daha yürürlüğe koydu. Böylelikle ABD ara seçimlerinin ABD’nin Ukrayna politikasında bir değişikliğe yol açmayacağı onaylanmış oldu. Bu yardım paketiyle Rusya ordusuna savaş sahasında ciddi kayıplar yaşatan HIMARS füze sistemlerinden 4 tane daha olmak üzere top atışlarına karşı savunma sistemleri ile yeni ve daha hassas top mermileri de Ukrayna’ya gönderilecek. Ara seçimlerde kongre çoğunluğunu koruyan Biden yönetiminin Çin ile arasındaki sert rekabetin de süreceğini söyleyebiliriz ki bu durumda senatoda yer alan Trump’a muhalif Cumhuriyetçi senatörlerin de bazı konularda Biden yönetimine destek vermesi beklenebilir.
G20 Zirvesi’nde Neler Konuşuluyor
Endonezya’nın Bali adasında toplanan G20 Liderler Zirvesi 15-16 Kasım tarihlerinde gerçekleştiriliyor. 17’inci G20 Liderler Zirvesi, “Birlikte Toparlanma-Daha Güçlü Toparlanma” başlığı altında pandemi sonrası ekonomik anlamda ülkelerin yaralarının sarılması, gıda ve enerji güvenliği, sağlık ve dijital dönüşüm gibi konuları görüşecek. ABD-Çin rekabetinin en çok hissedildiği Asya-Pasifik bölgesinde yer alan Endonezya’da bu toplantıların yapılıyor olması ise ayrı bir anlam taşıyor.
ABD Başkanı Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping zirveye katılırken Putin bu zirveye de katılmadı. Geçtiğimiz hafta Mısır’da yapılan COP27 Zirvesi’ne de katılmayan Putin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana uluslararası toplantılara katılma konusunda geri planda duruyor. Putin bu toplantılar sırasında Ukrayna konusunda alacağı tepkilerden çekiniyor olmalı. Zirvede Rusya’yı Dışişleri Bakanı Lavrov temsil edecek.
G20 Zirveleri liderlerin bir araya gelip birçok ikili görüşme gerçekleştirmesine de zemin sağlıyor. Son dönemde bu tip uluslararası toplantılarda Rusya-Ukrayna Savaşı, belirlenen ortak konu başlıklarından biri olmasa da liderlerin açıklamaları ve ikili görüşmeler sırasında sık sık gündeme geliyor. Bu G-20 toplantısında da Rusya-Ukrayna konusu tartışılacaktır. Zira Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, ülkesi G20 üyesi olmamasına rağmen Ukrayna Devlet Başkanı Viladimir Zelenski’yi Bali’de yapılacak toplantılara davet etti. Zelenski online olarak G20 Zirvesi’ne katılacak, ki savaşın başından bu yana bu yolla birçok uluslararası toplantıya da katıldı.
İngiltere’nin yeni başbakanı Rishi Sunak ve İtalya’nın yeni başbakanı Giorgia Meloni ilk kez bir G20 Zirvesi’ne başbakan sıfatıyla katılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da zirveye katılıyor ve Biden ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmede Biden, Tahıl Koridoru Anlaşması için Erdoğan’a teşekkür etti ve İstiklal Caddesi’nde yaşanan terör eylemi nedeniyle taziyelerini iletti. Görüşmede ayrıca bölgesel konular ve ekonomi konuları da ele alındı.
Biden-Şi Cinping Görüşmesi
G20 Zirvesi kendi gündemiyle toplantılarına başlamadan önce Biden ve Şi Cinping’in bir görüşme gerçekleştirmesi tüm dünya gazetelerinin manşetindeydi. Biden ve Şi Cinping arasında Biden’ın başkan seçilmesinden bu yana ilk kez yüz yüze bir görüşme gerçekleşmesi ve bu görüşmenin 3 saat sürmesi dünyanın dikkatini de bu toplantıya çevirdi. Çin ile ABD’nin son yıllarda iyiden iyiye şiddetlenen rekabeti ve bu rekabetin ortasında kalıp taraf seçmeye zorlanan Hindistan, Brezilya ve G20 Zirvesi’nin ev sahibi Endonezya gibi ülkelerin endişeleri, Çin-ABD ilişkilerinin gelecekte nasıl şekilleneceğine dair merak ve ilgiyi arttırıyor.
Biden görüşme sonrasında Çin ile aralarında yeni bir Soğuk Savaş yaşanmayacağına dair söz verdi. Görüşmedeki en önemli konu ise Tayvan sorunuydu. Biden Çin’in Tayvan’ı işgal etmeyeceğine inandığını ve kendisinin Şi Cinping’i anladığını ve onun da kendisini anladığını düşündüğünü belirtti. Çin resmi haber kanalından yapılan açıklamada ise Tayvan’ın Çin’in çıkarlarının merkezinde yer aldığı ve Tayvan konusunun Çin’in kırmızı çizgisi olduğu belirtildi.
Biden ve Şi Cinping’in el sıkıştığı görüntülerin dünya basınında yer alması ve iki ülkenin rekabetleri konusunda centilmence davranacağına dair mesajları tüm dünyayı rahatlatmış görünüyor. Görüşmede hassas konuların konuşulması için iki ülke arasında bir diyalog mekanizması kurulması kararının alınması ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Çin’i ziyaret edeceğinin açıklanması da oldukça dikkat çeken gelişmeler arasında. Ara seçimlerden kongre çoğunluğunu koruyarak çıkan Biden’ın, Çin ile rekabetlerini sorumlu bir şekilde sürdüreceklerini söylemesi, Şi Cinping’in ise ABD-Çin rekabetinin, bir tarafın diğeri aleyhine yükseldiği bir oyuna dönüşmemesi mesajı, iki ülke arasındaki rekabetin bir sıcak çatışmaya dönüşmesi endişelerini bir nebze de olsun azaltmış görünüyor.
Ancak bir görüşmeye bakarak hemen karar vermemek gerekiyor. Bu görüşmeden çıkan sıcak mesajların iki ülke ilişkilerine ne tür somut yansımaları olacağını görmek lazım. Biden ve Şi Cinping arasındaki bu görüşme G20 Zirvesi’nin önüne geçti. Zira reel politiğin en sıcak konusu ister istemez diğer meseleleri geri plana atıyor. G20 Zirvesi’nden önemli mesajlar ve gelişmeler çıkarsa haftaya bu konuya tekrar değineceğim.