Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Yorulduk Artık! Kadınların Ahval-i Pür Melali
    Yazılar

    Yorulduk Artık! Kadınların Ahval-i Pür Melali

    Evren Çelik Wiltse23 Temmuz 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Pek Sevgili Daktilo 1984 Dostlarım,

    Uzun bir aradan sonra yine damarımıza basan konular birikti, dilimiz şişti, klavye başına sizlerle dertleşmeye geldik.

    Bildiğiniz üzere gerek ABD’de, gerekse Türkiye’de yüksek yüksek mahkemeler işlerini güçlerini bırakmış, nasıl bir karar alsak da kadınları çileden çıkartsak, ellerindeki üç-otuz hakkı da kopartıp alsak, yerlerde sürüsek diye bir telaşa düşmüşler, benim endişe ile gözü mahkeme salonlarında kalmış sevgili okurlarım.

    Bu nasıl bir izansızlıktır? Bu nasıl bir kadın düşmanlığıdır? Anlayan beri gelsin!

    Yirmi yıldan fazla oldu ABD ile bağım. Son 22-23 yılın çoğunu ABD’de, 6 yılını da Ankara’da geçirdim. Naçizane gözlemim şu oldu: Evet, ABD diğer gelişmiş, kalkınmış, endüstrileşmiş ülkelere göre çok daha muhafazakâr. Türkiye’nin de dahil olduğu Dünya Değerler Araştırması sonuçlarına baktığımızda şunu görüyoruz: ABD geleneksel-seküler eksende diğer tüm gelişmiş ülkelerden, çoğunluğu Protestan olmasına rağmen diğer Protestan ülkelerden daha tutucu.  Buna karşılık Polonya, Portekiz ve Uruguay gibi Katolik ülkelere daha yakın duruyor.

    Dünya muhafazakarlık haritası

    Yukarıdaki haritayı siyaset bilimi derslerinde, özellikle de siyasi kültürden bahsettiğimizde sıklıkla kullanıyoruz. Çok basit olarak özetlersem, 110 ülkede aynı soruları sorarak saha araştırmaları yapılıyor. Bu araştırmalarda her ülkeyi temsil edecek örneklemle seçilen vatandaşlara siyasi ve iktisadi tercihleri, çocuk yetiştirmede önemsedikleri değerler ve dini inançları gibi pek çok konuda kapsamlı sorular soruluyor. Sonuçlara bakıldığında, temel değerleri ve gelişmişlik seviyelerine göre ülkelerin belli gruplara ayrıldığı gözleniyor. Örneğin daha az gelişmiş ülkelerde iktisadi kaygılar nispeten fazla olduğundan, vatandaşlar kendileri ve çocukları için iş-aş gibi en temel ihtiyaçları önceliyor (survival). Oysa biraz daha karnı tok sırtı pek ülkeler sadece hayatta kalmak için gerekli asgari ihtiyaçlara değil, ifade özgürlüğüne, kendini gerçekleştirmeye de önem vermeye başlıyor (self expression). X eksenindeki dağılımı böyle özetleyebiliriz.

    Y ekseni ise doğrudan geleneksel değerler ile rasyonel-seküler dünya görüşü ayrımına bakıyor. Bu kısımda genel olarak dini inanç ve ibadet alışkanlıklarının yanı sıra, boşanma, kürtaj, kadın hakları gibi konularda da vatandaşlara görüşleri soruluyor. Yine baktığımızda Afrika gibi daha az gelişmiş bölgeler ile Latin Amerika gibi Katolikliğin, Orta Doğu gibi İslamiyet’in ağırlıklı olduğu bölgelerde geleneksel değerlerin yüksek olduğunu görüyoruz. Buna karşılık eski Sovyet cumhuriyetlerinde, Uzak Doğuda ve kalkınmış Avrupa ülkelerinde rasyonel-seküler değerler daha yaygın.

    Şimdi böyle nispeten genel ve soyut bir çerçeve çizdikten sonra sadede geliyorum:

    Durum maalesef artık sevimli dindar ve muhafazakar Amerikalıların Pazar günleri kiliseye gitmesinden ve yine pazarları alkol satışlarını pek çok eyalette yasaklamasından çok daha ciddi bir hal aldı, benim yasak sevmez okurlarım. 2022 yazında Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi muadili olan Yüksek Mahkeme (Supreme Court) 6-3 aldığı bir kararla kürtaj içtihadını tamamen değiştirdi. Bu yeni kararla kürtaj, bu hakkı güvence altına alan merkezi/federal hükümetin yetki alanından çıkartılıp eyaletlere devredildi. Zaten muhafazakarların ağırlıklı olduğu pek çok eyalet Trump tarafından yapılan Yüksek Mahkeme yargıç atamalarından sonra böyle bir beklenti için olduklarından, yerel meclislerinde tetikleyici yasa taslaklarını geçirmiş hazırda bekliyordu. Mahkeme kararıyla birlikte derhal eyalet bazında geniş kapsamlı kürtaj yasaklarını ilan ettiler.

    Yukarıdaki haritada siyah ile gösterilen eyaletlerde kürtaj artık tamamen yasak. Koyu kırmızılarda ise son derece istisnai hallerde yapılabiliyor. Aşağıdaki linkten her eyaletteki uygulamayı tek tek görebilirsiniz.
    https://www.plannedparenthoodaction.org/abortion-access-tool/US

    Bu kürtaj konusunda ne desek yürekler soğumaz, derya olmuş dertlerimiz durulmaz, benim derde derman okurlarım. Yine de madem başladık, gayret edelim:

    Ben öncelikle kadınların kendi bedenlerine dair bu kadar özel ve önemli bir konunun siyasete malzeme edilmesinin, tonlarca erkek siyasetçinin bundan nemalanmasının yanlışlığının altını çizerek başlayayım:

    Yahu size ne!

    Kadınlar zaten akşam-sabah kürtaj olayım diye sağa sola koşmuyor. Bu kadar travmatize eden bir operasyondan olabildiğince uzak duruyorlar. Doktorlar, jinekologlar yıllarca eğitim almış profesyonel insanlar. Çıkıp bangır bangır uzman olarak mahkeme salonlarında ifade veriyorlar, yapmayın, böyle her şeyi külliyen yasaklamayın, türlü bin farklı vaka var, dış gebelikler var, tecavüzler var, fetüsün anneyi ölüme götürdüğü durumlar var, yasal kürtajı kaldırırsanız daha çok cana mal olur, diye uyarıyorlar. Bu insanların sözünün niye kıymeti yok? Kadınların sözünün, iradesinin neden kıymeti yok?

    Durum çok vahim sevgili okurlarım. Dünyada emperyalizm rüzgarları estiren, tek bir F-35 için 110-küsür milyon dolar harcayabilen ABD’nin ulusal çapta kapsamlı bir sosyal güvenlik sistemi yok. Dolayısı ile herkesin sağlık güvencesi yok. Sadece bir doktor randevusu, hiçbir tetkik yapılamasa bile yüzlerce dolara mal oluyor. Üstüne üstlük doğum kontrol hapları sadece reçeteyle satılıyor. Yani Türkiye’deki gibi git eczaneden iste, versinler olmuyor. Dolayısıyla en pratik doğum kontrol yöntemi, alt gelir grubundaki kadınların erişimine uzak. Çünkü doktora rahatça gidemiyorlar.  

    Şimdi diyebilirsiniz ki hocam ortalık yangın yeri, bir de Amerikalı kadınlara mı dertlenelim? Haklısınız.

    Ancak bunlar bizim memleketimizdeki kadınların son zamanlarda karşılaştığı kara baht ve kör talihten çok da farklı değil, benim empati zengini okurlarım. Biz de kadın iradesini hiçe sayan, beden bütünlüğüne saygı göstermeyen, kazanılmış haklarını erozyona uğratan bir fırtınanın içindeyiz ne yazık ki…

    Kadına şiddet sorunu tüm dünyada olduğu gibi bizde de sağır sultanın bile duyduğu ve hatta önlem almaya çalıştığı bir problemdi. Nitekim Birleşmiş Milletler öncülüğünde pek çok ülke yakın zamanda bir araya geldi. Kadınları, kızları dövmeyelim, öldürmeyelim, onlara zarar verenlere karşı etkin koruma ve kollama görevini kamu otoritesi üstlensin diye bir anlaşma metni imzaladı. Bunu da 2011 yılında İstanbul’da yaptı; ilk imzayı da ev sahibi ülke olarak Türkiye attı!

    On yıl öncesi durumla kıyasladığımızda bile geldiğimiz hal içler acısı sevgili okurlarım. Sözleşme şartlarını yerine getirmek için gayret edeceğimize; kolluk gücünü, etkin koruma, sosyo-ekonomik destek imkanlarını arttıracağımıza; yürütmenin başının aldığı tek kişilik bir kararla, milli iradenin parlamento aracılığı ile onayladığı evrensel bir insan hakları sözleşmesinden çıkmış olduk. Üstüne üstlük, memleketin en yüksek mahkemesi de 3’e 2 aldığı bir kararla olur, başkandır, hikmetinden sual edemeyiz, ne yapsa yeridir, dedi…

    ‘Hani Başkanlık sistemindeki güçler ayrılığı prensibi, yargının denge ve denetleme görevi vardı, o ne oldu?’ dediğinizi duyar gibiyim. Çok haklısınız benim parlamenter sistemin de, başkanlık sisteminin de inceliklerine hakim, kül yutmaz okurlarım. Ancak bizim sanayide her şeyin toplamasını yapabileceğini zanneden, Tofaş Doğan/Şahin araçlara Mercedes, Lincoln arması takıp gezen bir millet olduğumuzu sakın unutmayalım. İşte o cahil cesareti ile, batıdan aldığımız toplama siyasi modelleri de kendimize benzettik, başkanlık sistemini Mercedes armalı Tofaş’a çevirdik, hamdolsun!

    [Yazı uzadı, yine bir şekilde Ostim oto sanayiye getirdim konuyu. J Ostim’i ayrıca çok severim, oradaki tüm emektar ve yaratıcı esnafa da hürmet ederim, bunu bir paranteze alıp devam ediyorum.]

    Sevgili Dostlarım, Aziz Romalılar,

    Durum hiç parlak değil. Biz kadınlar yorulduk artık. Bedenlerimiz sürekli siyasetin konusu olmasın. Biz erkeklerin bedenlerini siyaset konusu yapıyor muyuz? Yapmıyoruz! Siz de yapmayın. Eski kazanılmış haklarımız sürekli tehdit altında olmasın. Bizim de eşit ve özgür yaşama hakkımız olsun. Bunu başaran toplumlar inanın çok daha mutlu ve refah içinde. Nüfusun %50’sini horlayarak adam gibi yaşanmıyor. Ben 30 kadar ülkeyi gezdim, gördüm, kiminde uzun kiminde kısa yaşadım. İnanın, gerçek bilgi. Kadınların hür ve eşit olduğu her yer daha güzel.

    Daha fazla yormayın bizi!

    Hür ve eşit olduğumuz günleri görmek ümidi ile,

    Kendinize, kadınlara ve çocuklara çok çok iyi bakın.

    Fotoğraf: Manny Becerra 

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikNe Okuyayım Şimdi Ben?
    Sonraki İçerik Thor: Love and Thunder | Sinekritik #52

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}