Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Yeni Yılın İlk Günlerinden: Ekonomik Görünüm Bizlere Neler Söylüyor?
    Yazılar

    Yeni Yılın İlk Günlerinden: Ekonomik Görünüm Bizlere Neler Söylüyor?

    Oytun Meçik12 Ocak 20244 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    “2024 yılı neler getirecek” sorusunu cevaplarken, mal ve hizmet fiyatlarındaki artışların hız kesmediğine ve dolayısıyla sabit gelirlilerin sorunlarının büyümeye devam edeceğine vurgu yapmıştık. Yeni yılın ilk günlerinde bu beklentinin gerçekleşmeye başladığını görüyoruz.

    Bir ekonomide enflasyon, yıllık yaklaşık yüzde 65 oranında artış gösteriyorsa (ve bu oran önceki yıl da bu düzeydeyse) enflasyon düşürülemiyor demektir. Böyle bir durumda ücretli kesimin satın alma gücünde ortaya çıkacak düşüşlerin ücret artışı ile ayarlanması gerekir ki başka bir geliri olmayan bu kesimler yaşamlarını sürdürebilsinler. Kuşkusuz bu, ekonomide çarkların dönmesi ve dolayısıyla diğer kesimlerin iktisadi faaliyetlerini sürdürebilmeleri açısından da önemlidir.

    Ekonominin çarkları durmaya başladığında, ekonomideki bütün olumsuzlukların bedelini ilk olarak ödemeye aday olan sabit gelirli insanlar, artan fiyatların altında ezilmeleri yetmiyormuş gibi bir de azalan talep nedeniyle işsiz kalmaya başlarlar. Ekonominin durgunlaştığı, işsizliğin arttığı ve yüksek enflasyonun bu tabloya eşlik ettiği stagflasyon koşulları ile karşılaşmak da hiç arzu edilmeyecek kadar kötü bir durum yaratır. Ancak bundan kaçınmak adına salt büyüme odaklı atılan adımlar, fiyat artışlarının güçlü bir seyir izlemesine de katkı yapacaktır.

    2024 yılı için 17.002 TL olarak belirlenen asgari ücret, kamu kesimi ve emeklilerine uygulanan yüzde 49,25’lik maaş zammı oranının yanında diğer emekliler için uygulanacak zam oranının yetersiz olduğu kanaatinin oluşmuş olması, bu oranda da bir güncellemeyi gündeme getirdi. Kuşkusuz bu artışlar da 2024 yılı enflasyonunun oluşumuna katkı yapacak unsurlar olacaktır. Yani her ücret artışının ortalamada enflasyonu yukarıya taşıdığı bir gerçektir.

    Yıllık ya da en azından 6 aylık dönemlerle (asgari ücretin yılda sadece bir kez güncelleneceği tartışmasını da hatırlarsak) artırılan ücretler ise yüksek seyreden enflasyon nedeniyle sabit gelirli insanların satın alma gücünün bu dönemler boyunca düşmesine, yaşam standartlarının kötüleşmesine ve toplumda çeşitli kademelerde meydana gelen kiracı-ev sahibi tartışması, alacaklı-borçlu anlaşmazlığı, ödeme aksaklıkları nedeniyle yaşanan hukuki meseleler gibi sorunlara yol açmaktadır.

    Makroekonomik düzeyde ele alındığında bu tür problemlerin çok daha büyük işlem maliyetlerine yani topluma yansıyan büyük külfetlere neden olduğu kolaylıkla tahmin edilebilir.

    Öte yandan, ekonomide yüksek enflasyon ve şiddetli biçimde hissedilen hayat pahalılığı, toplumun harcama dinamiklerini değiştiriyor ve son dönemdeki ağır koşullar toplumdaki borçluluk oranlarını da yükseltiyor. Yükselen enflasyon sonucunda sıkılaştırıcı para politikası çerçevesinde artırılan faizler, borçluluk maliyetlerini de hızlı bir şekilde yukarı çektiği için uzun süredir insanların gelirleriyle karşılayamadığı zorunlu giderlerini yüksek maliyetlerle finanse etmek zorunda kalmasına neden olmaktadır.

    2023 yılında 116 milyon kredi kartının kullanımda olduğu Türkiye’de, önceki yıldan 2023 yılına devreden kredi kartı borç miktarlarının da iki buçuk kat arttığı ve 1,1 trilyon TL seviyesine yükseldiği görülmektedir. Bu artışa karşılık, tüketici kredilerinin yüzde 12 daraldığı, konut kredilerinin ise yüzde 26’lık bir daralma ile karşı karşıya kaldığına dikkat çekmek gerekmektedir. Taşıt kredileri ise yüzde 93’lük bir artışla farklı bir hareket sergilemektedir. Zira insanlar, birikimlerini dayanıklı bir tüketim malı olan otomobil alımlarında değerlendirmeyi tercih etmek zorunda kalmaktadır.

    Hane halkı, ağırlaşan yaşam koşulları ile karşı karşıya kalırken bir yandan da kamu kesiminin hız kesmeyen harcamaları son yıllarda oluşan bütçe açığını neredeyse on kat büyüttü. Merkezi yönetim bütçesi faiz giderleri de hızlı bir yükseliş sergiliyor. 2021 yılının Aralık ayında uygulamaya konan Kur Korumalı Mevduatın bütçeye maliyeti de oldukça büyük ve oluşan tüm bu büyük külfet toplumun omuzlarına yüklendi.

    Bütün bu gelişmeler ışığında artan kamu giderlerinin finansmanı adına daha da fazla artırılan vergilerin, özellikle sabit gelirlilerin karşı karşıya olduğu vergi yükünü de ağır biçimde artırdığını gözden kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla, yeni yılın ilk günlerinde karşı karşıya kaldığımız bütünleşik etkilerin bize pek parlak günler getirmeyeceğinin aşikâr olduğunu söyleyebiliriz.

    Toplumun yaşam koşullarını ve refah seviyesini belirleyen dinamiklerin etkilerinin uzun vadeli olduğu göz önünde bulundurulduğunda son yıllarda yaşanan gelir dağılımındaki bozulma eğiliminin kısa vadede, hele ki fiyat istikrarının sağlanamadığı bir durumda, olumlu yönde değiştirilebilmesinin kolay olmayacağı ifade edilebilir.

    Toplumun geleceğe yönelik karar verme sürecini daha karmaşık hale getiren bir diğer husus, ekonomi yönetiminin öngörülebilir bir hareket tarzı benimsememesinden kaynaklanmaktadır. Son dönemde gündeme gelen kredi kartı taksit uygulamasının kaldırılması gibi tercihler, açıkça ortaya konmaya çalışılan toplumdaki geçim sıkıntısını çok daha yaşamsal bir alana taşıyarak, yoksulluk sınırının zaten altında olan, açlık sınırı ile de neredeyse başa baş bir seviyede bulunan asgari ücretli nüfusun yaşam damarlarının kesilmesi sonucunu doğuracaktır.

    Ekonomi yönetimi, salt bir bilanço okuma faaliyeti ya da matematiksel denklemlerden ibaret bir faaliyet alanı değildir. Sosyal bir bilim olan iktisada hâkim kişilerin, kredi kartı gecikme faiz oranları arttığında düşmeyen kredi kartı borçluluk oranlarını, toplumun tamahkârlığı ya da uslanmaz karakteri ile açıklamaya ya da realiteyi bu tür bir yanılsama perdesi arkasından görmeye yönelmemesi beklenir.

    Bir yönetim, özellikle de bir ülke yönetimi, topluma ekonomik perspektifin dışında, sosyal, kültürel ve siyasi pencerelerden de bakabilmeyi bilmelidir. Bu tür geniş bir perspektiften toplum okuması yapılmaması, toplumda iktisadi adımlarla da telafisi mümkün olmayan ağır ve uzun soluklu hasarlar bırakacaktır.

    Ekonomi L2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikCHP’nin Çiçeği Burnunda Adayları | Çerçeve S3 #25
    Sonraki İçerik Bir Bakışta 2023 | Zedcast #5

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}