Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Prag Zirvesi ve Avrupa Fotoğrafında Olmak İçin Can Atmamak
    Yazılar

    Prag Zirvesi ve Avrupa Fotoğrafında Olmak İçin Can Atmamak

    Barçın Yinanç17 Ekim 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Merkezi Brüksel’de olan bir düşünce kuruluşunun başkanı, geçen yaz İngiltere’de o dönem dışişleri bakanı olan şimdiki başbakan Lizz Truss’a Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) hakkında fikrini sorduğunda, “önce mevcut kurumları gereği gibi çalıştırsak daha iyi olur” yanıtını almış.

    AB’den yeni çıkmış İngiltere’nin şüpheyle yaklaşması doğaldı da; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AST’ı ortaya attığında hemen herkes benzer bir tereddüt sergiledi. 

    Zaten başlangıçta ne olduğuna dair belirgin bilgi de yoktu. Öyle aceleye getirilmişti ki Fransız Dışişleri Bakanlığı bile Macron’un önerisini sonradan öğrenmişti.

    Şaşırmamak lazım.

    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra önce Kiev ardından da Moldova ve Gürcistan AB’ye üyelik başvurusunda bulununca, AB’nin dönem başkanlığını yürüten Macron’un acele bir karşılık vermesi gerekmişti. 

    Daha kısa bir süre öncesine kadar Balkanlara bile kapıyı aralık bırakmaktan imtina eden AB’nin, bu üç ülkeye olumsuz mesaj verip Rusya’nın ellerini ovuşturmasına göz yumması olanaksızdı.

    Ama kapıları sonuna kadar açmak da bir o kadar zordu. 

    İşte Macron ara çözüm olarak “yeni bir işbirliği platformu” diye sunduğu AST’ı gündeme getirdi. Fakat AST’la ilgili pek çok muğlaklık olunca istediği desteği ilk anda göremedi. Bunun AB üyeliğine alternatif olacağını düşünen Baltık ülkeleri ile Polonya’nın tepkisi üzerine hemen, “merak etmeyin, alternatif olmayacak” dendi.

    Prag Zirvesinin Diplomatik Kulislerinden Sızanlar

    AB’ye alternatif olmayacak ama peki o zaman ne olacak? Prag zirvesine gelene kadar bazı fikirlerin havada uçuştuğu anlaşılıyor. Eğer kurumsallaşmayacaksa, siyasi topluluk demek yerine Avrupa Siyasi Forumu diyelim denmiş, ama rağbet görmemiş. “Sadece bir sohbet odası mı olacak” diye kimileri kaşını kaldırmış. Düşünsenize 44 ülke 5 dakika konuşsa, dinle dinle bitmez.

    AST’ın içinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi benzeri, ülkelerin rotasyon usulü yer değiştireceği mini bir Avrupa Güvenlik Konseyi fikrine özellikle küçük ülkeler karşı çıkmış.

    Zirve sonrası bir deklarasyon yayınlama fikri de rağbet görmeyince; AST’ın şimdilik herhangi bir sekreteryası olmadan; G20’nin yaptığı türden, altı aylık zirve toplantılarıyla yoluna devam etmesinin en kabul gören formül olarak ortaya çıktığı anlaşılıyor.

    Ancak pek çok AB uzmanı, herhangi bir kurumsallaşma olmadan AST’ın manalı bir geleceği olabileceğine dair kuşku taşıyor. Tabii kurumsallaşma olsa da geçmişteki örnekler de bize “pan Avrupa kulüplerinin” işlevsiz kaldığını gösteriyor. Sırf Türkiye’yi dışarda tutmak için uydurulmuş Akdeniz İçin Birlik bu duruma en çarpıcı örnek. AB çalışan uzmanların bile unuttuğu bir kurum.

    Sonuçta, şimdilik görüş alışverişinde bulunulacak siyasi bir platform olarak ortaya çıkan AST, ilk zirvesini Prag’da gerçekleştirdi. Organizasyonu da fikir sahibi Fransa, AB Dönem Başkanı Çekya ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel üstlendi.

    Şüphesi son ana kadar devam eden Birleşik Krallık katılmaya son anda karar verdi. İhtimal, Liz Truss bu toplantının Rusya’ya vereceği mesaj açısından Prag’da olmayı önemsedi. 

    Türkiye Prag’a Gitmek İçin Can Atmadı

    Türkiye ise tam da bu ihtimal nedeniyle Prag’a gitmek için can atmadı. Zaten ilk aşamada davet alıp almayacağı bile tartışmalıydı. Kulislerden sızan bilgilere göre son bir kaç yıldır tüm diplomatik çabasını Rusya ile Türkiye’yi aynı kefede, ve dolayısıyla aynı tehdit kategorisinde göstermeye çalışan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi, davetiyenin gitmemesi için bayağı çaba harcamış. Gerçekten Türkiye davet edilmeseydi, bunu kendi kamuoylarına Türkiye’yi Avrupa’dan dışladık diye büyük bir diplomatik başarı olarak satarlardı.

    Ve fakat, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u ikna edememişler. Yine de Türkiye’ye davetiye oldukça geç geldi. Türkiye de davete neredeyse zirveye 3-4 gün kala yanıt verdi. Bu tereddüt hali, Ak Parti hükümetinin bir değerler topluluğu olarak “Avrupa ailesine” bakışını ve jeostratejik öncelik sıralamasının nerede yattığını göstermesi açısından son derece dikkat çekici.

    Türk yetkililere sorduğunuzda, tereddütün bir kaynağı olarak AST’ın uzun vadede AB’ye alternatif oluşturma riskine işaret ettiler. Ancak bunun sadece bürokratlar tarafından dikkate alındığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bu riskin hiç önemli olmadığı aşikar. Zaten, ilk günlerdeki muğlaklık giderilip AST’ın alternatif olmayacağı net olarak ortaya konunca, bu argüman kendiliğinden elenmiş oldu.

    Asıl dert Rusya idi. Prag zirvesinin Rusya karşıtı bir cepheleşme yaratıp, sadece Kremlin’i hedef alan, Moskova’nın yerden yere vurulacağı bir platforma dönüşmesi olasılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve danışmanlarını huzursuz etti.

    Erdoğan’ın Arabuluculuk Takıntısı

    Erdoğan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı durdurmayı kafasına takmış durumda. Bu obsesif halin, savaşın durmasının Türkiye’nin çıkarlarına olacağı inancından ziyade (zira savaşın devamından da Türkiye az nemalanmıyor) savaşı durduran lider olarak iç kamuoyunda kazanacağı destek beklentisinden kaynaklandığını söylemek mümkün. Anlaşılan o ki Erdoğan, Putin nezdindeki güvenilirliğinin, Ukrayna’ya tam destek verip Ruslara tam anlamıyla karşı çıkan ülkeler grubuyla aynı karede bulunmaktan imtina ederek pekişeceği hesabını yaptı. 

    Fakat Erdoğan’ın ilk aşamada gösterdiği bu refleks, Türkiye’nin diğer alanlarda attığı adımlarla çelişiyor. Sonuçta Putin bilmiyor mu Türkiye’nin savaşın başlamasından sonra da Ukrayna’ya satmaya devam ettiği insansız hava araçlarının Rus askerlerini öldürdüğünü, Boğazlar’dan Rus gemilerinin geçişlerini engellediğini ya da Suriye’li savaşçı gitmesin diye Rusya – Suriye arasındaki hava sahasını Rus uçaklarına kapattığını ve en son Rusya’nın Ukrayna’ya ait dört bölgeyi ilhak etmesini kınayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun kararına olumlu oy atmakla yetinmeyip bu kararın ortak sunucularından olduğunu?

    Putin Türkiye’nin Moskova Aleyhine Attığı Adımların Farkında

    Putin bilmiyor mu, savaşla birlikte yavaş yavaş Rusya’dan uzaklaşmaya çalışan Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkeleriyle Türkiye’nin ilişkilerinin, Moskova’nın aleyhine sonuçlar doğuracak şekilde hız kazandığını?

    Sonuç olarak Erdoğan Prag zirvesine katılma kararı aldı. Ama bu kararı almasına götüren nedenler de; Batı, Avrupa ya da demokratik ülkeler grubunda diyelim, kendisini gördüğü yer açısından ibret verici.

    Sızan bilgeler özellikle Azerbaycan lideri İlham Aliyev’in Erdoğan’dan Prag’a gelmesini istediği yönünde. Zira zirvenin Azerbaycan – Ermenistan ve Fransa liderlerinin buluşmasına fırsat yaratıp, Erdoğan’ın da Ermenistan lideri ile ikili bir görüşme için zemin oluşturması beklentisi vardı. Nitekim Erdoğan için Prag’a gitmenin temel motivasyonu, Kafkaslarda bir uzlaşma sürecinde rolü Macron’a kaptırmamak oldu.

    Avrupa Fotoğrafında Olmamanın Götürüsü Hesaba Katılmıyor

    44 ülkenin katıldığı, içinde “Avrupa” geçen bir platformda Türkiye’nin olmamasının götürüsünün hiç hesaba katılmadığını söylemek mümkün. 

    Erdoğan’ın tam da Prag zirvesinden bir kaç gün önce, Türkiye’nin bırakın gözlemci üye olmayı, onun da altında olan diyalog ortağı sıfatıyla Şangay İşbirliği Örgütü’nün Semerkant zirvesine koş koşa gittiğini de hatırlatmak gerekiyor.

    Evet, Erdoğan son anda Prag’a gitme kararı aldı. Ancak oradaki varlığı, Türkiye’nin demokratik ülkeler grubunda olmak gibi bir konumlandırmaya dair net bir duruş olarak değil, pragmatik ve değerlere değil çıkarlara dayalı taktik bir tercih olarak görüldü.

    Bir ülkenin kendisini nasıl konumlandırdığı başkalarının sizi nasıl konumlandırdığını da etkiler. Erdoğan istediği kadar Türkiye’nin hedefi Avrupa Birliği desin – ki zirvede öyle dediği anlaşılıyor- Semerkant zirvesinden sonra ŞİÖ’ye üyelik için heves gösterir gibi durmasını da eklersek, kendi eliyle yaptıkları Türkiye’nin Batı karşıtı kampta konumlandığı algısını güçlendiriyor.

    Son dönemlerde AB belgelerinde bile Türkiye’nin ortak mı yoksa rakip mi hatta ötesinde hasım mı olarak görüldüğüne dair kafa karıştırıcı ifadelerden bunu görmek mümkün. 

    Avrupalı liderlerin “Balkanları; Çin, Rusya ya da Türkiye’ye bırakamayız” gibi açıklamalarını ya da Afrika’da rakipleri sıralarken Çin ve Rusya’nın yanına Türkiye’yi de koyduklarını hatırda tutmak gerekir. 

    Türkiye gibi bir ülkenin elbette ki doğusundaki ülkelerle ilişkilerini geliştirmesi doğaldır; ancak Erdoğan’ın ıskaladığı, başta Putin olmak üzere bu ülkelere ve liderlerine karşı elini kuvvetlendiren, demokratik ülkeler grubuna mesafeli durmak değil, tersine o grupta sözü dinlenen saygın bir üye olarak bulunmasıdır. 

    Fotoğraf: Frederic Köberl

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTartışmalarıyla Nobel Ekonomi Ödülü ve Ben Bernanke
    Sonraki İçerik Türkiye’nin Kaderi mi? | Çavuşesku’nun Termometresi #129

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}