Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları bugün başlıyor. Organizasyona ilgi oldukça yüksek. Bu ilginin en önemli sebeplerinden biri, Olimpiyat Oyunları açılışının stadyumda değil de Sen Nehri’nde gerçekleşiyor olması ve kadın-erkek sporcu katılımının eşit şekilde planlanmasıdır. Bu vesile ile ben de bu yazıda olimpizm felsefesi, olimpik değerler, olimpiyat oyunları ve Türkiye’de olimpizm adına yürütülen çalışmalar ile olimpik değerlerin nasıl yaygınlaştırılabileceği konularına değinmek istedim.
Olimpizm
Olimpizm; dostluk, kardeşlik ve mükemmellik değerleriyle daha iyiye ve güzele ulaşmak için her türlü dil, din, ırk, politik görüş ve benzeri farklılıkları spor yoluyla yeniden anlamlandırmaktadır. Hümanizmin esas canlanışını temsil eden Rönenans’ın ortaya koyduğu yeni insan yaklaşımı, Antik Çağ’a uzanan değer ve sembollerin anlam kazanmasıyla kendini gösterir. Modern düşünce perspektifinden olimpizm, bu değer ve sembollerle evrensel düzeyde benimsenmektedir. Olimpizm, ilkelerini spordan alan bir dünya görüşü ve yaşam biçimidir (Tavares, 2006: 3).
Olimpizm bireylere kendini geliştirme ve yaşamlarında ilerleme fırsatı sunar. Bireylerin spor kültürü edinmelerine; bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri için spor yapmaya yönlendirilmelerine; karşılıklı saygı, dayanışma ve adil oyuna dayalı tutum ve çevreyi koruma bilinci ile kişiliklerinin zenginleştirilmesine katkı sağlar.
Olimpiyat Oyunları, Değerleri ve Sembolleri
Olimpizmin en somut biçimi, Olimpiyat Oyunları’nda karşımıza çıkmaktadır. Olimpiyat Oyunları, Antik Çağ’dan günümüze dünyanın farklı bölgelerindeki yetenekli ve başarılı sporcuları bir araya getiren, spor yoluyla insanlığa ilham veren ve dünyanın yakından takip ettiği uluslararası etkinliklerdir.
Olimpiyat Oyunları, Antik Çağ ve Modern Olimpiyat Oyunları olmak üzere ikiye ayrılır. Antik Olimpiyat Oyunları ilk olarak MÖ 8. yüzyılda Yunanistan’ın Olimpia kentinde gerçekleşmiştir. Antik Yunan dünyasında farklı kentleri bir araya getiren bu etkinlikler, aynı zamanda siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan oldukça önem arz etmekteydi. Koşu, boks, quadriga (beş atın sürdüğü araba), katır sürme, zırhlı koşu, cirit, disk, atlama, güreş branşlarının yer aldığı Antik Olimpiyat Oyunları her ne kadar sınırlı aktiviteleri içerse de bu oyunların politik etkisi oldukça fazlaydı. Antik Yunan kent devletleri olimpiyatlarda rekabet içine girerlerdi. Savaşlar, göçler, krizler, kıtlıklar vb. olmak üzere pek çok sosyal olay, Antik dönemdeki Olimpiyat Oyunları’nı etkilemiştir.
Olimpiyat Oyunları’nın tekrar önem kazanması ise 19. yüzyıl’a dayanıyor. Spor, kültür ve eğitimi bir araya getiren Olimpik Hareket, temelinde insanlığın daha medeni düzeyde olmasını hedefleyen değerler bütünüdür. Olimpizm felsefesine dayanan Olimpik Hareket kavramı, 19. yüzyıl sonlarında Avrupa’da ortaya çıkan Uluslararası Barış Hareketi’nin ve Uluslararası Spor Hareketi’nin bir parçası olarak Modern Olimpiyat Oyunları’nın ortaya çıkmasının temelini oluşturur (Özbey ve Güzel, 2011: 3).
Bu anlamda Modern Olimpiyat Oyunları, 1894’te Pierre de Coubertin’in önderliğinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) kurulmasıyla başlar. IOC, Olimpiyat Oyunları’nı düzenleyen küresel bir organizasyondur. IOC’un amacı, dünya çapında Olimpiyat değerlerini desteklemek ve Olimpiyat Oyunlarına, Ulusal Olimpiyat Komiteleri ve Uluslararası Spor Federasyonları ile Olimpiyat Hareketi’ne öncülük etmektir. Modern Olimpiyat Oyunları’nın ilki, 1896’da Yunanistan’ın Atina kentinde gerçekleşmiştir. Elbette Modern Olimpiyat Oyunları’nın ilk olarak Yunanistan’da düzenlenmesi bazı değer ve sembollerin bu bölgeden çıkması ile ilgilidir. Bu semboller; Olimpiyat Ateşi, Olimpiyat Meşalesi, Olimpiyat Halkaları, Olimpiyat Yemini, Olimpiyat Madalyaları ve Olimpiyat Marşı’ndan oluşturmaktadır.
Olimpiyat Ateşi, olimpiyatların sürekliliğini simgelerken meşale rölesi, Olimpiyat Oyunları’nın açılışını ve insanlara barış/dostluk mesajı iletmeyi temsil eder. Modern Olimpiyat Oyunları’nda Olimpiyat Ateşi ilk defa 1936 Berlin Olimpiyatları’nda yakılmıştır. Geleneğe uygun olarak Yunanistan’ın Olimpos Dağı’nda yakılan meşale, sporcular tarafından olimpiyatların yapılacağı şehre getirilir ve ev sahibi ülkenin sporcularına teslim edilir ve Olimpiyat Ateşi oyunların son gününe kadar yanar (IOC, 2023).
Olimpiyat Bayrağı, beyaz zemin üzerine birbirine geçen ve kenetlenen beş ayrı renkteki olimpiyat halkalarından oluşur. Dünyanın beş kıtasının birliğini ifade eden bu halkalar, her ulusun bayrağında mevcut olan mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızı renkler kullanılarak yapılmıştır. Mavi Avrupa’yı, siyah Afrika’yı, kırmızı Avustralya’yı, yeşil Amerika’yı ve sarı Asya’yı temsil eder. Baron de Pierre Coubertin tarafından dünyanın beş kıtasının birleştiğini göstermek amacıyla 1914 yılında Paris’te yaptırdığı ve sergilettiği bu bayrak, ilk defa 1920 Antwerp Olimpiyatları’nda göndere çekilmiştir (International Olympic Committee, 2023). O günden sonra Olimpiyat Bayrağı, açılış töreni sırasında stadyuma getirilmekte ve oyunlar süresince stadyumda dalgalanmaktadır. Olimpiyat Oyunlarının kapanış töreninde ise bayrak indirilerek bir sonraki oyunlara ev sahipliği yapacak ülkeye devredilmektedir.
Olimpiyat Sloganı, Coubertin’in yakın arkadaşı Rahip Didon tarafından bulunarak “Citius, Altius, Fortius” (Daha Süratli, Daha Yükseğe, Daha Kuvvetli) Modern Olimpiyat Oyunları’nın sloganı haline getirilmiştir. 2021’de IOC’un onaylamasıyla “Birlikte” kelimesi de slogana eklenerek “Citius, Altius, Fortius – Communiter” olarak son halini almıştır (IOC, 2023).
Olimpiyat Yemini, Olimpiyat Oyunları’nın başladığı ilk günden itibaren sporcuların olimpiyat ruhuna uygun olarak yarışacaklarına dair yemini içerir. Oyunların düzenlendiği ülkeden bir sporcu, kürsüye çıkarak şu yemini eder: “Bütün müsabakalar adına, olimpiyat oyunlarına adil, kaidelere riayet eden yarışmacılar olarak ve sporun zaferi ile ekibimizin şerefi için mertçe mücadele etmek gayesiyle katılmak istediğimize, yemin ederim.” Sporcuların bu yemininden sonra yine ev sahibi ülkeden bir hakem, diğer hakem ve yöneticiler adına şu şekilde yemin eder: “Bu olimpiyat oyunlarında tarafsız olacağımıza, kaidelere ve gerçek sportmenlik prensiplerine uygun hareket edeceğimize bütün hakem ve resmi görevliler adına and içerim” (IOC, 2023).
Örneklerde görüldüğü üzere olimpizm, bir spor aktivitesinden çok daha fazla anlama sahiptir. Elbette bu sembol ve değerlerin anlam kazanması, yaygınlaştırılması ile mümkün olabilir. Olimpizmin ideallerine ulaşmayı sağlayabilmesinin en ideal aracı şüphesiz eğitim ile kalıcı hale gelir. Bu açıdan Olimpik Eğitim, bireylerin bilgi kazandığı, olimpik ilkeleri anladığı, cesaretlendirildiği, sportmenlik ruhunu kazandığı, sosyalleştiği ve özgüvenini geliştirdiği bir araç olmaktadır (Arnold: 1996: 100). Bu eğitim, “Olimpik Değerler Eğitimi Programı” olarak IOC tarafından benimsenmekte ve uygulanmaktadır.
Türkiye’de Olimpizm
Uluslararası Olimpiyat Komitesi birçok çalışmaya öncü olurken Türkiye’de bu alanda neler oluyor, biraz da buna bakalım. Örneğin, Türkiye’de olimpik değerler eğitimi var mı, hangi etkinlikler gerçekleştiriliyor, çalışmalar yeterli mi?
Türkiye’nin Olimpiyat Oyunlarına olan ilgisi Osmanlı’nın son dönemine kadar uzanıyor. Osmanlı ilk kez özel davetle 1908 Londra Olimpiyatları’na sporcu gönderdi ve Cimnastikçi Aleko Mulos olimpiyatlarda Osmanlı Devleti’ni temsil etti. Sultan II. Abdülhamit’in II. Meşrutiyet’i ilan etmesiyle dernekleşme çalışmaları, bu alanda da kendini gösterdi. Başta Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe olmak üzere birçok kulüp tescillerini yaptırdı. Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti kurmak adına çalışmalar başladı. Bu cemiyet, 1924 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Millî Olimpiyat Cemiyeti adını alarak kamu yararına bir kuruluş olarak kabul edildi (TMOK, 2024). Bu gelişmelerden, Osmanlı’dan kalan mirasın olimpiyatlar alanında da Türkiye Cumhuriyeti ile devam ettiğini ve modern cumhuriyetin olimpiyatlara verdiği önemi görmek mümkün.
Bu hazırlıklardan sonra başarıların gelmesi çok da uzun sürmedi. Türkiye’nin olimpiyat tarihinin ilk madalyası 1936 Berlin’de Ahmet Kireççi’nin güreş branşında kazandığı bronz madalya oldu. Sonrasında atletizm, boks, halter, judo vb. farklı branşlarda elde edilen başarılar, özellikle çocuklar ve gençler için yeni bir hayali beraberinde getirdi. Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu, olimpiyatlarda madalya kazanan ilk kadın sporcu Hülya Şenyurt ve süreç içerisinde nice başarılar, hikayeler, Türk çocuklarının ideallerini süsledi. Bu idealler için spor kulüpleri kuruldu, tesisler açıldı, kurslar yaygınlaştırıldı ve bu konuda özel çalışmalar yapıldı.
Peki Olimpizm felsefesini yaygınlaştırarak bu değerleri benimseme ve başarılı birer milli sporcu idealini taşımaya yönelik neler yapıldı? İşte bu kısımda yakın zamanda hayata geçen Olimpik Değerler Eğitimi Projesi’ne de değinmek istiyorum.
Olimpik Değerler Eğitimi Projesi, Olimpik ve Paralimpik değerlerinin ve spor kültürünün yaygınlaştırılması, spor ile toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcılık, dayanışma, barış ve insan hakları ile ilgili farkındalığın artırılması ve çocukların ve gençlerin spora ve sosyal hayata katılımının güçlenmesi ve özgüvenlerinin artırılmasını hedefliyor. 2024 yılında 12 ili kapsayan (İstanbul, İzmir, Aydın, Adana, Antalya, Mersin, Kahramanmaraş, Hatay, Ordu, Ankara, Gaziantep, Van) projede, 11-18 yaş arasındaki çocuklara ve gençlere Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne ait eğitim ve atölyeler uygulanarak “Sağlıklı Yaşam, Eşitlik, Sosyalleşme, Dirençli Toplum, Özgüven, Saygı, Dostluk, İlham, Cesaret, Fair Play, Kararlılık, Mükemmellik” değerleri yaygınlaştırılıyor.
Bu değerler, uluslararası eğitim metotlarından biri olan eğitmen eğitimi modeli kullanılarak o illerde bulunan uzmanlar, sporcular ve eğitimciler tarafından yaygınlaştırılıyor. Çocuklar ve gençlere, yerelde işbirliği ile düzenlenen Spor Şenlikleri’nde olimpiyat aktivitelerini deneyimleme imkanı sağlıyor. Bu aktivitelerde milli sporcularla bir araya gelen, onların çalışmalarını, hayallerini ve nasıl bu noktaya geldiklerini dinleyen çocuklar ve gençler, geleceğe yönelik yeni bir ufuk kazanıyor. Projenin en büyük hedeflerinden biri olan toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik, kız çocuklarının denizi sevmeleri ve bu bilinci hayatları boyunca taşıyabilmeleri adına “Deniz Kültürü Kampı” hayata geçiriliyor. Proje kapsamında deprem bölgesinden gelen kız çocuklarına kanodan yelkene, yüzmeden meditasyona, yürüyüşten farklı branşlardaki seminerlere kadar çok kapsamlı bir program uygulandı. (Habitat Derneği, 2024).
Ben de bu projeye tanıklık ettim ve bu çalışmalarda tanık olduğum bir şey varsa o da her şeyin bu topraklarda fazlasıyla yer aldığıdır. Okunu çekerken Öznur Cüre Girdi olma hayali taşıyan, Taekwondo kıyafetini giyerken Hakan Reçber olarak kendini düşleyen, azim ve hırsıyla ben de yapabilirim düşüncesini Buse Naz Çakıroğlu’ndan öğrenen, The Colak hareketiyle literatüre geçen İbrahim Çolak’tan ilham alan milyonlarca çocuk ve gence bu ideallerin tohumları atılıyor. Olimpizm felsefesi ile bu ideallerin önce değerler sonrasında nice başarılar ile ülkemizde yaygınlaşmasını umuyor, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’yi temsil eden tüm sporcularımızı başarılar diliyorum.
KAYNAKÇA:
Arnold, P. (1996). Olympism, Sport and Education.QUEST, 48,93-101.
Habitat Derneği. 2024. Erişim Tarihi: 23 Temmuz 2024. https://habitatdernegi.org/kapsayici-ve-surdurulebilir-buyume/olimpik-degerler-egitimi/
International Olympic Committee (IOC). 2023. Olympic Values Education Programme. https://olympics.com/ioc/education/olympic-values-education-programme/ovep-toolkit
Özbey, S., & Güzel, P. (2011). Olimpik Hareket ve Kadın. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14(25), 1-18.
Tavares, O. (2006). Olympic Values in the 21st Century: Between Continuity and Change, University Lectures on the Olympics.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK). 2023. Erişim Tarihi: 23 Temmuz 2024 https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Olimpiyatlarda-Turkler