Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Muhalefetin Şili’den Çıkartacağı Dersler: Teori ve Pratik Arasındaki Kopukluk
    Yazılar

    Muhalefetin Şili’den Çıkartacağı Dersler: Teori ve Pratik Arasındaki Kopukluk

    Onur Alp Yılmaz9 Eylül 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Şili’de bir yıldan fazladır devam eden anayasa yazım çalışmalarının vardığı menzil, 4 Ağustos’ta yapılan referandum oldu. Halkın %86’sının katıldığı referandumda %38’e karşı %62’yle hayır bloku galip geldi.

    Peki, Şili toplumu neye hayır dedi? Ücretsiz sağlık hizmetlerine, kürtaj hakkının yasallaşmasına, en mikro seviyede dahi toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına, devasa maden sektörünün çevreci bir niteliğe bürünmesine… yani Pinochet’in toplumu edilgenleştiren otoriter ve piyasacı anayasasının tam tersine, kamucu ve eşitlikçi bir anayasaya hayır dedi.

    Teoride bakınca son derece anlaşılmaz görünen bu reddiyeyi, yine teoride daha anlaşılmaz kılan bir durum da var hatta: Şilililer kısa bir süre önce anayasa yapsın diye yüksek bir oranla rıza gösterdikleri iktidarın anayasasına hayır dediler. Peki bunun pratik bir karşılığı yok muydu? Elbette vardı. Hem de birden fazla…

    Her şeyden önce Şili halkı, ülkelerinin üniter yapısının bozulacağıyla ilgili bir endişeye kapıldı. Bu endişenin birkaç nedeni vardı. İlk olarak Araucania bölgesindeki yerli topluluklar ile feodaller arasında yaşanan çatışmalar ve Venezuella’dan gelen göçmenlerin toplumsal huzuru bozduğu iddiasının sonucunda, medya gücünü elinde bulunduran sağın yaptığı karşı propaganda, insanların anayasanın özgürlükçü, sosyal adaletçi ve eşitlikçi ruhunun yerine güvenlik kaygılarından yana irade koymalarına sebep oldu. Bunun yanında anayasada yerli halkların kültürel ve politik haklarının tanınacağının öngörülmesi de yukarıdaki kaygıyla birleşince, toplum hem ülkenin üniter yapısıyla ilgili bir kaygı yaşadı hem de ülkede çoklu bir hukuk düzeninin hüküm süreceğinden çekindi.

    Toplumu, desteklediği anayasadan uzaklaştıran bir diğer unsur da zaten iktidarı karikatürize etmek için tetikte bekleyen basına, siyasetçilerin verdiği nokta atışı paslar oldu. Medya gücünü domine etmiş olan aşırıdan merkeze kadar uzanan sağ gruplar, Pikaçu kıyafetiyle meclise gelen bir parlamenter ve duş alırken çevrimiçi oylamaya katılan bir diğer parlamenter gibi bazı kişilerin ciddiyetsiz tavırları sayesinde anayasayı ve iktidarı karikatürize edebilecek kullanışlı alanlar buldular. Bu da sağın anayasayı yapan iradeyi itibarsızlaştırması sonucunu doğurarak, münferit olaylara karşı ortaya çıkan toplumsal rahatsızlığın iktidar ve anayasa karşıtlığına kanalize edilebilmesi için sağın ekmeğine yağ sürdü.

    Elbette ‘hayır’ın bir diğer yanı da bu anayasanın çok keskin bir dönüşüm vadetmesiydi. Toplumun yıllarca alıştığı bir düzenden ani bir kopuşa işaret eden ve hemen hemen her alanda ivedi bir dönüşüm vadeden bir anayasa, toplumu endişeye sevk etmişti. Mustafa Kemal Erdemol’un ifadesiyle toplum, “ilerici dedik ama bu kadar ilericisini kastetmedik” demiş oldu.

    Son olarak, belki de en önemlisi, toplumun yeni anayasaya yüksek bir rıza gösterdiği dönemde yaşanan %11,7’lik muazzam büyümenin ardından bu tablonun tersine dönerek iktidarın vadettiği dönüşümü ekonomik verilerle destekleyememesiydi. Tüm bunlar, Şili’de büyük bir dönüşüm vaadiyle gelen iktidarın yaşadığı büyük hayal kırıklığının sebepleri arasında sayılabilir. Yani teoride çok makul ve toplumsal desteğe mahzar olmuş görünen yeni anayasa, pratikte yapılan hatalar nedeniyle kapıdan dönmek zorunda kaldı da denebilir.

    Sondan, yani ekonomiden başlayarak Türkiye muhalefetinin Şili örneğinden çıkarması gereken dersleri madde madde sıralayacağım:

    1- Muhalefet, çok hızlı bir kurumsal dönüşümü soyut ve teorik olarak anlatmaktansa atılacak her adımın iktisadi olarak topluma pratikte ne gibi bir katkı sunacağı konusunda net davranmalı ve tartışmayı iktisadi zemin üzerine inşa edeceği bina zırhının arkasından yürütmeli.

    Örneğin Millet İttifakı’nın 100 günün ardından enflasyon hedefi nedir? Faiz politikası ne olacaktır?

    Yine bunun yanında örneğin nitelikli barınma sorunu orta ya da uzun vadede ne gibi bir süre içinde ve nasıl çözülecektir?

    Muhalefetin Türkiye’ye dönük sektörel vaadi nedir? Türkiye, katma değer üreten mal ve hizmetler üretip nitelikli işgücünün niteliksiz işlerde çalışmasının önüne geçebilecek midir?

    Türkiye’nin 1 yıl sonraki döviz kuru hedefleri hangi aralıktadır?

    Ve tabii, tüm bunların muhalefetin Türkiye’ye vadettiği kurumsal altyapıyla ilişkisi nedir?

    2- Muhalefet, tıpkı Şili’deki gibi karşıtının elinde olan medya hegemonyasının ve İletişim Başkanlığı rejimin bilgi asimetrisi ve dezenformasyon yaratmaktaki maharetinin farkına vararak, bir de bunun üstüne kendi iç çekişmeleriyle onun eline kendisini karikatürize edip itibarsızlaştıracak malzemeler vermemeli. Örneğin HDP’yle ilgili başlayan tartışmanın ardından İYİP ve CHP hattındaki gerilim, Barış Yarkadaş’ın İYİP hakkındaki sözleri tam da iktidar medyasının muhalefeti itibarsızlaştırma çabaları için biçilmiş kaftan. Bunların yaşanmaması için herkes, bir yerlere ahlaki sinyalleme yapmaktan vazgeçip sorumlu davranmalı. Başka bir ifadeyle, herkesin birbirini sorumlu davranmaya davet ettiği bir samimiyetsizlik ortamındansa herkesin gerçekten sorumlu davrandığı bir samimiyete ihtiyaç var.

    3- İktidarın, tıpkı Şili’de olduğu gibi, muhalefeti HDP kozuyla güvenlikçi perspektif üzerinden sıkıştıracağı apaçık bir gerçek. Muhalefet, bu tartışmalara girmeden, toplumun asıl kaygısı olan ve iktidarın üretebileceği alternatif kalmayan iktisadi sahada konuşup, iktidarı kendi minderine çekme kabiliyetini gösterebilmeli. Aksi durumda iktidar, 7 Haziran-1 Kasım gibi bir tabloyla da harmanlanmış bir süreçle, Şili’de daha yumuşağının yaşandığı gibi, insanlara, güvenliklerini özgürlük ve demokrasiye tercih ettikleri bir süreç yaşatabilir. İktidarın üzerine giydiği milli güvenlik zırhını o bedenden söküp atıp kral çıplak demenin yegane yolu ekonomi zırhının arkasından konuşmaktır.

    4- Muhalefet hiç olmadığı kadar bir arada ve sağlıklı bir görüntü vermek zorunda. Mevcutta seçmenlerin kendisinden yana tercih yaptığı gerçeğini sabit bir durum olarak algılamamalı. Masanın dağılması ihtimalinin Erdoğan ve iktidar basını tarafından nasıl karikatürize edileceğini unutmamalı. Muhalefetin Erdoğan’ın Türk toplumundaki koalisyon nefretine yaslanarak, olası bir dağılma hâlinde kendisinin tekliğini, muhalefetin çokluğuna ve bu çokluk dolayısıyla daha iktidara gelmeden ortaya çıkan krizlere tercih ettirebileceği gerçeğini aklından çıkarmaması gerekir. Aksi durumda veriler, hiç kimsenin öngöremeyeceği kadar kısa bir sürede tersine bir seyir de izleyebilir.

    Fotoğraf: Olga Stalska 

    Dünya L2 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikDEVA, Türk Siyasetinde Nerede Duruyor? | Sanem Oktar | Masa #4
    Sonraki İçerik Muhalefetin Görünmeyen Siyasi Eksenleri

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Kadir Serkan Selçuk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}