Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon
    Yazılar

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    Armağan Öztürk23 Mayıs 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    PKK’nın kendini feshettiğine dair duyuru ikinci çözüm sürecinin kırılma noktalarından biri olarak tarihe geçti. Böylelikle Öcalan’ın çağrısı örgütü tarafından resmen kabul edildi. Silah bırakma ve fesih için her hangi bir ön koşul, aşama veya takvim öngörülmemesi PKK’nın kaçınılmaz sonu kabul ettiği şeklinde yorumlandı. Ancak Suriye jeopolitiğinde yaşananlar bu kararın etkisini ciddi ölçüde azaltmaktadır. Siyasi iktidar, DEM çevreleri ve hükümetin organik aydınları Suriye hakkında konuşmak istemiyor. Onların özenle kaçındıkları gerçek ise şu: PKK’nın silahlı terör varlığının ezici bir çoğunluğu Suriye’de. 26 Nisan Kamışlı kongresinden sonraki manzara bakımından ise Suriye PKK’sının silahsızlanma sürecine girmesi ihtimal dahilinde değil. Hatta aksi yönde gelişmeler daha güçlü.

    Suriye’nin Kuzey ve Kuzey Doğusunda fiili PKK devletinin Şam rejimi tarafından özerk bir yapı olarak tanınması, Suriye’deki Kürt aktörlerinin ortak dileği. Bir zamanlar Irak’ta ön plana çıkan konjonktür Suriye için de geçerli olacak. Kürtlerin başkent karşısında özerk bir idareye sahip olduğu, bu durumun hukuk politik bir gerçek olarak anayasa metninde güvence altına alınacağı bir gelecek yaklaşmakta. Suriye’de yaşanan gelişmeler nedeniyle pek çok muhalif PKK’nın silah bırakma sürecini bir kandırmaca olarak görüyor.

    Bu genişçe parantezi kapatıp fesih metnine baktığımızda ise iç siyaset bakımından oldukça tedirgin edici bir manzarayla karşı karşıya kalıyoruz. PKK kendini feshettiğini açıklarken “PKK ismiyle” sürecin tamamlandığına dikkat çekti. Bu vurgu PKK’yla ilişkili ama doğrudan PKK ismini taşımayan yapıların devam edeceği anlamına geliyor. Ayrıca fesih metni son derece iddialı ideolojik bir söyleme oturtulmuş durumda. Silah bırakan PKK terör örgütü liderleri yaptıkları hiçbir şeyden pişman değil. Toksik dil 1924 Anayasası ve Lozan Anlaşmasını hedef alan içerikte kendi yetkinliğine ulaşıyor. Cumhuriyetin ilk anayasası ve devleti kuran barış anlaşmasının hedef alınması, bu tarihsel belgelerin bir önceki versiyonlarına özlem duyulduğunu göstermekte. PKK zihniyeti kurulduğu zamandan bugüne pek değişmemiş. Lozan yerine Sevr, 1924 yerine 1921 Anayasasını istiyor terör örgütü. Tam da bu noktada Öcalan’ın durduğu yer ile PKK’nın tavrı arasındaki farklılığı yeniden hatırlatmak gerekli. Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısı sadece silah bırakma ve fesih talebini kayıt altına almıyor, aynı zamanda geçmişte yaşananlara yönelik özeleştiri iradesini de ortaya koyuyordu. Öcalan’a göre bağımsız devletten komün örgütlenmesine kadar yasa dışı Kürt hareketinin pek çok yönelim ve akımı tarih tarafından yanlışlanmıştı. Dahası Türkiye ve dünya gerçekleri ile Ortadoğu jeopolitiği bakımından silahlı mücadele sürdürülemez nitelikte bir araçtı. Bu sözler karşısında PKK’nın tavrı ise geçmişi diri tutmaya, ayrılıkları körüklemeye ve yeni tartışmalar açmaya yönelik bir içeriği yansıtmakta. Burada kritik mesele DEM’in yeni çözüm sürecinin yasal ve anayasal çerçevesinin inşasında hangi rotayı izleyeceği hususudur. DEM en baştan beri hukuki adımlar atılmasını talep etmekte. Peki, nasıl bir perspektifle hareket ediyor Kürt siyaseti? PKK gibi Cumhuriyetle ve ulus devletle hesaplaşan bir dil mi, Öcalan gibi ucu açık bir radikal demokrasi pratiği mi siyaset yapma biçimine yön verecek?

    PKK tartışmasının Kürt sorunuyla birleştiği düzlemde Bahçeli’den önemli bir çağrı geldi.  MHP lideri mecliste temsil edilen tüm partilerin katkı sunacağı 100 kişilik bir komisyon kurulmasını önerdi. Aslında Kürt sorununun TBMM’de, komisyon aracılığıyla tartışılıp karara bağlanması CHP’nin kadim önerilerinden biridir. Ana muhalefet uzun süreden beri meclisi göreve çağırmakta. Bahçeli’nin CHP’ye hiç atıf yapmadan bu söylemi devralıp yeni açılım gündeminin odak noktası haline getirmesi ise birkaç bakımdan ilginç: Öncelikle AKP ile MHP arasında yine bir ritim farklılığı sorunu var. İktidar partisi silahlar tümüyle teslim edilene kadar yasal adım atılmasına karşı. Yani önce alacağı her şeyi alıp sonra adım atmaktan yana. Bu bakış açısına göre komisyon kurulsa bile bir sonraki yasama dönemi, yani 1 Ekim’den önce somut bir gelişme yaşanması imkansız.

    İkinci mesele yürütme ile yasama arasındaki farklılaşmayla ilgili. AKP, ikinci çözüm sürecini daha devletçi ve yukarıdan aşağıya emir ve fiili durumlar aracılığıyla yönetmek istiyor. MHP ise artık gelinen nokta itibariyle yasama ve yargının üzerine bazı sorumluluklar düştüğünü söyleyen bir politik hattı takip etmekte. Bu bağlamda MHP’nin komisyon çıkışıyla DEM ve CHP çizgisine yaklaştığını söylemek mümkün. Son olarak ise anayasa hususuna değinmek gerek. MHP’nin kurulmasını talep ettiği milli birlik komisyonu 100 kişiden oluşacak. Bu bir komisyon için oldukça yüksek bir rakam. Bahsi geçen olası komisyon meclis içinde bir alt meclis gibi çalışma kapasitesiyle donatılabilir. Bu siyaset hattının yeni anayasayla birleşmesi ise kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde durmakta. Kurulursa görünüşte Kürt sorunuyla ilgilenecek komisyonun gerçekte ise tek bir gündemi olacak. Meclisin yeni komisyonu anayasa yazarken Kürt sorununu kalıcı bir şekilde çözecek bazı önerileri de gündemine alabilir.

    Sonuç olarak şöyle bir yargıda karar kılabiliriz: Seçime kadar geçecek sürede ülke yoğun bir şekilde anayasa ve ideoloji tartışması yapacak. Türk devletinin niteliği, Türk milletinin içeriği ve rejimin biçimi hukuk politik temel meseleleri olarak önümüzde durmakta.   

    M Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBatık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Batık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı

    22 Mayıs 2025 Alper Yağcı
    Yazılar

    Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?

    21 Mayıs 2025 Deniz Gün Eraslan
    Videolar

    Küreselde ve Yerelde Kadınlar, Romanya-Polonya Seçimleri ve Trump’ın Ortadoğu Gezisi |2’li Görüş #41

    20 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi ve Melis Konakçı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Batık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı

    22 Mayıs 2025 Yazılar Alper Yağcı

    Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?

    21 Mayıs 2025 Yazılar Deniz Gün Eraslan

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}