Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Guillermo Del Toro’s Cabinet of Curiosities
    Yazılar

    Guillermo Del Toro’s Cabinet of Curiosities

    İlhan Archy25 Kasım 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Galiba bu gidişle podcasti güncel filmler için, buradaki yazılarımı da streaming platformları için kullanacağım. Eskiden haftada 2 hatta daha fazla film izlediğim bolluk yılları geride kalmış gibi görünüyor. Neyse, yeni çağ ve yeni yükümlülükler… Ayak uydurmak lazım.

    Artık rekabet arttı. Bir sürü platform ülkemizde faaller, yurt dışındaki içeriklerini, çoğu zaman eş zamanlı olarak Türkiye’de de yayınlıyorlar. Reklamsız ve bol aylık üyelik ücreti ödediğimiz bu hizmetler bize biraz mobilite sağlıyor, ilgimizi çeken şeyleri istediğimiz zaman ve yerde izleme özgürlüğümüz oluyor. Ama esas mesele de bu. Merak uyandıracak bir iş nadiren çıkmaya başladı.

    Mesela Netflix’i ele alalım. Bu sene Andropoz haricinde ilgimi çeken ve eğlenerek izlediğim bir şey var mıydı inanın hiç hatırlamıyorum bile. Sanki koca sene her ay boşuna para saçıyormuşum gibi hissettiriyordu. Ve hayır bunun Netflix’in woke içeriklerle dolup taşması ile alakası yoktu. Bir kere şunu açıklamam lazım. Netflix’te her kesime uygun içerik var. Cinsellik, vahşet, kan, ofansif mizah, çeşitli ırkçı ve cinsiyetçi stereotipleri besleyen dizi ve programlar… Sadece doğru yere bakmanız gerekiyordu bulmak için. Ki böyle onlarca hatta yüzlerce program olduğunu bildiğim için esas merak ettiğim şey bunları nasıl bulamadığınızdı.

    Netflix’in derdi woke’luk değildi hayır. İlgi uyandıran, iyi oyuncuların ve yapım ekibinin elinden çıkan projelere imza atamıyorlardı. Sürekli birbirinin benzeri işleri farklıymış gibi görünen konular perspektifinde karşımıza çıkartıp duruyorlardı. Filmler konusunda çok kötü çuvallıyorlardı, birbirinin peşi sıra reality show ve belgeseller görüyordum ama en güçlü oldukları alanlardan birisi olan diziler cephesinde de durum pek parlak sayılmazdı.

    Neyse lafı fazla uzattım yine, toparlayayım. Guillermo Del Toro’s Cabinet of Curiosities (COC olarak anacağım yazının kalanında) son zamanlarda Netflix’te izlediğim en iyi kotarılmış ve izlenilen zamanı fazlasıyla hak eden muazzam bir iş olmuştu. Hatta korku janrını çok seven benim nazarımda neredeyse bir yıllık üyelik ücretini bile amorti ettirmişti.

    Açıkçası Guillermo abimizle daha yeni yeni barışmaya başladım. Her zaman büyük yönetmendi ama konuları ele alma şekli bazen beni yoruyordu. Ama söz konusu kişi son yılların en başarılı ve faal yönetmenlerinden birisi olunca, bir yerden sonra mecburen tekrar ısınmaya başlıyorsunuz. Mesela geçen seneki Nightmare Alley beni fazlasıyla mutlu etmiş ve artık tekrardan üstadın yeni eserlerini heyecanla bekleyenler arasına almıştı beni. Sırf bu yüzden yakında gösterime girecek olan Pinokyo uyarlaması için şimdiden beklentilerim gayet olumlu. En azından Zemeckis’in imza attığı rezaleti unutturur diye düşünüyorum.

    Peki tam olarak ne var bu COC içinde? Her biri farklı ekipler tarafından çekilmiş korku hikayeleri var. Ekran süresi olarak dizi gibi bir his bıraksa bile bazı bölümleri izledikten sonra bir filmin kurguda kısaltılmış versiyonu gibi hissettiriyor. Genel olarak tüm bölümlere dair konu, oyunculuk vs gibi şeylere (her ne kadar istesem de) çok girmeyeceğim. Çünkü o zaman bu yazının fena halde uzadığını görür gibi oluyorum. Sadece şöyle özetlememe izin verin: En kötü bölüm bile bir kalitenin altına düşmüyor, hatta birkaç bölümün daha uzun ve rahat bir şekilde işlenmesini isterdim. Guillermo Del Toro’nun küratör ve host’luğunda ilerleyen bölümler rahatsız edici, atmosfer ve oyunculukları güçlü, her biri ayrı bir karanlık yolculuğa isabet eden görkemli bir proje. Seyir keyfinizi baltalamak için favori bölümlerimi burada yazmayacağım ama en az keyif aldığım bölümler yer yer Black Mirror havasına yakınsar gibi olmuştu ama o halde bile konuyu gayet iyi bağlıyorlar. Çağımızın Hitchcock Presents’ına imza atmak da Guillerme üstada nasip oldu. Başarılarının devamını dileriz. Son sözüm de Netflix patronlarına. Lütfen Guillermo Del Toro karşınıza bir proje ile gelirse hiç tereddüt etmeden istediği bütçeyi ona verin. Size kalsa doğru düzgün bir şey izlemeye hasret kalacaktık.

    The Devil’s Hour

    Prime bir süredir Rings of Power ile cazibesini sürdürmeyi ve isminden bahsettirmeye çalışıyordu ama dizi (iyisiyle ve kötüsüyle) sezon finalini yaptı ve biz “ee hepsi bu kadar mı?” der gibi ekrana bakar olduk. Rings of Power tartışmasına buradan girmeyeceğim elbette (podcastini çektik merak ediyorsanız oraya bakabilirsiniz) ama genel olarak son 2 yıldır Prime original işlerini Netflix’e daha çok tercih ettiğimi söyleyebilirim. Az ve öz olsa da çeşitlilik ve sunumları ile ortalama olarak rakiplerine kıyasla daha başarılı gibi geliyorlar bana.

    Sadece nicelik olarak platformu doldurmakta ve başka networklerin işlerini portföylerine eklemek konusunda çok başarılı olduklarını söylemek güç. Belki de en büyük handikapları bu olabilir. Ama o konuda da bazı yeni hamleler geldi Amazon Prime cephesinden. Özellikle MGM satın alması ile geniş bir repertuarı elinin altına alan Prime’ın “content is king” döneminde yeni açılımlara imza atmasını bekliyorum.

    Gelelim dizimize. Açıkçası vizyon kıtlığı sebepli streaming platformlarını daha sık kurcalamaya başladım. Madem sinemaya dair seçeneklerimiz azaldı o halde etrafa daha dikkatli bakmam lazımdı ki izlenecek (+ konuşulacak + yazılacak) bir şeyler bulma ihtimalim daha da artardı. Açıkçası ilk başta The Peripheral’ı daha çok merak ediyordum ama onun da henüz bitmesine vardı. O yüzden hemen dümeni The Devil’s Hour’a kırdım ve sonuçtan mutluyum.

    Açıkçası bu dizi üzerinde düşündükçe bir şeylere benzetecek gibi oluyorum. Sonraki satırlar için beni kozmos affetsin ama her ne kadar konu açısından alakaları olmasa da bu dizi bana fena halde Dark’ı anımsattı. Hani şu Almanların çektiği, milletin kimin kimin annesi/ babası/ kardeşi olduğunu koca bir infograf ile takip edebildiğimiz ilk sezon dahi kendisine tanımlanan materyalden fazlasını kullandığını belli eden ve hayal kırıklığı ile final yapan malum abartı dizi.

    Ama Dark ismini görünce sakın yüzünüzü ekşitmeyin. The Devil’s Hour o dizinin başaramadığı her şeyin altından gayet rahat bir şekilde kalkıyor demek mümkün. Zaten ilk bölümden itibaren flash forwardlar ile bir merak unsuru tesis etmeleri yetmezmiş gibi konu akışında kenarlara serpiştirdikleri gizem kırıntıları da sıklıkla aklınızı meşgul edecek gibi. Ancak dizimiz bu noktada kendini fazla ciddiye alıp konusunu satmaya çalışmıyor seyirciye. Konular ve karakterler arasında kurulan bağlantılar tamamen kafanızdaki boşlukları doldurmasa bile bilinmeyen detaylara dair merakınızı tatmin edebilir.

    Şu an genel olarak seyirciler nezdinde nasıl bir ilgi topladığını bilemiyorum ama şimdiden Amazon Prime 2. ve 3. Sezonların onaylandığını duyurdu bile. Ben ilk sezondan yana çok tatmin olduğum için şikayetçi değilim elbette ama yapımcı ve senaristlerin belli bir dengeyi ve akışı gözeteceklerini umut etmek istiyorum. Polisiye, gizem ve gerilim türlerinin güzel bir harmanı olan bu seri, eğer gidişatı bozmazsa uzun yıllar hatırlanacak bir esere dönüşebilir.

    Fotoğraf: Thibault Penin 

    Kültür Sanat Sinema
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikDevlet Kapasitesi Kavramı Üzerine | Devlet Kapasitesi ve Liberteryenizm #04
    Sonraki İçerik The Menu | Sinekritik #69

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}