Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Devletin Çocuğu: Şehirli Seküler Milliyetçilik
    Yazılar

    Devletin Çocuğu: Şehirli Seküler Milliyetçilik

    Cem Özen29 Temmuz 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Son birkaç yıldır şehirli ve seküler bir milliyetçilik (ŞESEM) anlayışının siyaset sahnesinde etkin hale geldiğini görüyoruz. Siyasi alanda milliyetçi söylemlerin daha çok yer kaplaması ve toplumda görünürlüğünün artması ŞESEM’in yükselişine delil olarak gösteriliyor. Bir sonraki seçimde bu durumun oy oranlarına nasıl yansıdığına tanıklık edeceğiz.

    Milliyetçiliğin tapusuna sahip olan Milliyetçi Hareket Partisi 2018 yılında bölündü. İYİ Parti kendisini milliyetçi olarak tanımlamakta bir çekince görmüyor. İki partinin 2018 yılında aldığı oy oranı toplamda 21,6’yı (MHP: %11,10, İYİ: %9,96) buldu. Şüphesiz ŞESEM’in yükselişi sadece oy oranı ile ölçülemez ancak son seçimlerdeki oy oranı da dikkate alınmalı.

    Entelektüel camiada ve siyasi arenada da bu konunun ana parametreleri inceleniyor. Bunun sosyolojik ve siyasi kökenleri araştırılıyor. Çoğu uzman hükümetin politikalarının şehirli ve seküler insanların aleyhine gelişmesinin bunun yanında ülkenin kaynaklarının hoyratça ve haksızca Türkiye dışından aktörlere aktarılmasının bu yükselişte payı olduğu görüşünde. Ancak tüm bu tartışmalar sürerken siyasetin en önemli aktörüne yeterince paye verilmiyor. Bu aktör devlettir.

    ŞESEM: Yükselen Mi, Yükseltilen Mi?

    Türkiye Cumhuriyeti ceberut bir devlettir.

    Osmanlı’dan gelen merkezi devlet geleneği Cumhuriyet döneminde de devam etti. Türkiye’de eğitimden sağlığa, polisten valilere, ekonomik kaynak dağıtımına kadar her şey merkezden, Ankara’dan yönetilir. Devlet hem ekonomik hem psikolojik olarak güçlüdür. Bu toprağın insanı devletten çekinir. Hukuk ve kurallar değil güç ve şiddet kullanma hakkı egemendi bu topraklarda.

    İşte bu yüzdendir ki devletin yumruğunu yiyen siyasi akımlar buna karşı koyamaz ve büyük ölçüde dağılır gider. Devletin bir grubu hedef göstermesi onun varlığının sonunun başlangıcıdır. Tam tersi de geçerlidir. Devletin yol verdiği, başını okşadığı, görmezden geldiği, “iyi çocuklar” muamelesi yaptığı siyasi gruplar serpilir, gelişir, rahat rahat hareket ederek güçlenir.

    1960’ların atmosferinde mazur görülen solcu gençlik, 70’lerde komünizm tehlikesine karşı desteklenen ülkücü gençlik, 80’lerde önü açılan İslami akımlar hep böyledir. Devletin çözüm sürecinde muhatap kabul ettiği ve uslu çocuk ilan ettiği Kürt siyasi hareketi de 2015’te hiç tahmin edilemeyecek %13 oy oranına başka türlü nasıl ulaşabilirdi?

    2015’ten bu yana Türkiye farklı bir atmosfere büründü. Bir yandan demokratik düzen askıya alınırken öte yandan yoğun bir rejim propagandası ülkeyi kara bulutlarla kapladı. Yeni düzenin sloganı “yerli ve milli” idi. Türkiye pek çok koldan dışarıya kapanmaya başladı. Yerli üretim 70’li yıllara benzer bir romantizm ile tüm topluma boca edildi. Eskiden Türkiye ekonomisinin barometresi kabul edilen borsadan yabancı yatırımların çıkmasıyla borsa, kendi içine kapanık bir trende uğradı. Yabancıyla görüşmek, yabancı fonlardan yararlanmak, uluslararası atılan her bir adım ihanetle suçlanır hale geldi.

    Elbette bu yeni durum otoriterleşen bir ülkenin kendi içine kapanarak daha kolay yönetilebilmesi ve dış etkilerden azade olabilmesi için bilinçli bir politika idi. Medyanın özgürlüğünü yitirdiği, ifade hürriyetinin ayaklar altına alındığı ve tek bir elden tüm ülkenin yönetildiği bir Türkiye ancak ülke dışarıya kapanarak oluşturulabilirdi. İnsanlar yurt dışına daha az gidiyor, ithal tüketim azalıyor ve milliyetçi/izolasyonist bir dış politika izleniyordu.

    Makbul Muhalefet?

    Böylesi bir ortamda tüm gücü elinde bulunduran ve kendince yorumladığı bir milliyetçiliğe ve güvenlikçiliğe meşruiyetini bağlayan bir hükümetin kendi savunduğu değerler yumuşak karnı haline geldi. “Yerli ve milli” sloganını ekonomide kullanan bir hükümete neden yabancılara madenler konusunda sınırsız imtiyaz verdiğini sorabilirsiniz. Türkiye göçmen kampı haline gelmişken hükümete “Hudut namustur” diye çıkışabilirsiniz. Türk milliyetçiliği meşalesini elinde tutan bir hükümetin Çin’in Uygurlara baskısına karşı neden sessiz kaldığını sorgulayabilirsiniz. Tüm ülkeyi dolarizasyondan kurtarma iddiasındaki bir hükümetin neden köprü geçiş garantilerini dolarla verdiğini cesurca ortaya atabilirsiniz.

    Tüm bu muhalefet manevraları hükümet tarafından kriminalize edilemeyecek ancak savunma psikolojisi ile karşılanabilecektir. Dolayısıyla Şehirli Seküler Milliyetçilik (ŞESEM), Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminde makbul bir muhalefet olarak yükselişe geçmiştir. Kendi propagandasını rahatça yapabilmektedir. Polis baskısına, medya ve sosyal medya linçlerine, siyasi hedef göstermeye en az maruz kalan kesim şehirli seküler milliyetçilerdir.

    ŞESEM’in Muhalefeti Dönüştürmesi

    Hükümet bileşenlerini kendi silahlarıyla vurmak elbette siyasi olarak etkin bir muhalefeti beraberinde getiriyor. Milliyetçiyim diyene milliyetçi olmadığı yerleri deşifre etmek siyaseten gol atmayı getiriyor. Ancak bunun bir sınırı var ve bu sınırın bir esnekliği var. Örneğin, ŞESEM anlayışının Kürt sorunu konusunda hiçbir açılım getiremediğine tanıklık ediyoruz. Kürt sorunu konusunda ancak hükümet yerel seçim öncesi Öcalan’ın mektubunu okutmak gibi kendi kalesine gol atarsa muhalefet için bir siyaset yapma şansı doğuyor. Onun dışında özellikle HDP ile girilen veya girilmesi gereken ilişki bu sefer hükümet için muhalefeti sindirme şansı doğuruyor.

    Diğer bir başlık da uluslararası destek konusunda önümüze çıkıyor. Yurt dışından STK’larla ya da resmi görevlilerle veyahut da medya ile iletişime geçme konusunda muhalefet partilerinin oldukça zorlandığını görüyoruz. Milliyetçi atmosfer içinde bunlarla iletişime geçmenin hükümet tarafından doğrudan suçlanmaya neden olacağı kaygısıyla bu yola girilmiyor. Erdoğan’ın pazarlık masasında anlaşıldığı takdirde her türlü politikayı uygulayabilme esnekliği, gerek Batılıların gerekse Rusya ve Suudi Arabistan gibi diktatörlüklerin işine geliyor ve hükümet dış destek sağlayabiliyor.

    ŞESEM bir yandan içeride hükümete baskı yapma aracı olarak uygun bir politika seti sunarken öte yandan kendini dar bir alana sıkıştırması nedeniyle muhalefetin gerçek potansiyelini ortaya koymasına ve gerçekten siyaset yapmasına da engel oluyor.

    ŞESEM’in Geleceği

    Sloganı “yerli ve milli” olan bir hükümete “Ben senden daha yerli ve milliyim” diyerek karşı çıkmak meşru ve güvenli bir muhalefet alanı sağlıyor. ŞESEM’in yükselişinin temelinde bu var. Elbette dini cemaatlerin ayrıcalıklı ilan edilmesi, şehirli insanların hayatının giderek zorlaşması, genç insanların bir yandan Türk kimliğini koruyup öte yandan dünya ile temas etmek istemesi, mültecilerin yerleşik insanların hayat alanlarını zorlaması gibi nedenler de bu yükselişte pay sahibidir. Ancak devletin çizdiği ideolojik çerçeve anlaşılmadan bu yükseliş de anlaşılmaz.

    Milliyetçiliği ortaya çıkaran nedenler ortadan kalktıktan sonra ŞESEM de düşüşe geçecektir. ŞESEM konjonktürel olarak 2015 sonrasında devletin benimsediği milli güvenlikçi ve içe kapanmacı politikaların doğal refleksidir. Devlet kendi hikayesine paralel şeyler savunan akımları destabilize edememektedir. Günümüzde ŞESEM makbul, kullanışlı ve güvenli bir siyaset alanıdır. Bu durum değiştiğinde ŞESEM’in dönüşümüne de tanıklık edeceğiz.

    Fotoğraf: AHMED HINDAWI 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKılıçdaroğlu Aday mı? | Beril Eski ve İlkan Dalkuç | Nabız #97
    Sonraki İçerik Disney+ Koleksiyonu | Sinekritik #53

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}