Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Cesaret Etmenin Hikayesi: Poor Things (2023) ve Yorgos Lanthimos
    Yazılar

    Cesaret Etmenin Hikayesi: Poor Things (2023) ve Yorgos Lanthimos

    Ayçe İdil Ağca3 Mart 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    “Oraya gittim ve şeker ve şiddetten başka bir şey bulamadım.”

    80. Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan ile dönen Yorgos Lanthimos imzalı Poor Things (Zavallılar), Türkiye’de ilk kez 2023 Filmekimi’nde kapanış filmi olarak karşımıza çıkmıştı. 23 Ekim’de izleme şansı bulamayan bizler için 9 Şubat’a kadar beklemek çok zor oldu.

    Emma Stone’un Bella Baxter’ı canlandırdığı film “Feminist Frankestein” olarak anılırken Yorgos Lanthimos da The Favourite (Sarayın Gözdesi) filminden tam beş yıl sonra Victorya dönemi yarı fantastik bir dünyadan günümüz toplumsal normlarına bir sorgulama yaşatıyor.

    Alasdair Gray’in 1992 yılında yayınladığı Poor Things kitabından esinlenen filmin senaryosu Tony McNamara tarafından yazıldı. Hem siyah-beyaz hem de renkli sahnelerde Viktorya dönemini siber bir çılgınlıkla birleştiren filmin görüntü yönetmeni ise Robbie Ryan. İzleyici ve eleştirmenden neredeyse tam not alan film 11 Mart gecesi Oscar heykeline çok yakın gözüküyor.

    Yorgos Lanthimos, Poor Things’te de sıra dışı hikayeleri, karanlık mizahı ile anlatma alışkanlığını sürdürüyor. 2009 yapımı, Poor Things ile de benzer şekilde, dış dünya ile hiçbir bağlantısı olmayan üç kardeşin köpek dişleri düşene kadar anne babaları tarafından evden çıkmalarına izin verilmemesinin hikayesini anlatan “Dogtooth” (Köpek Dişi) filmiyle uluslararası tanınırlık kazanan Lanthimos, neredeyse her filmiyle izleyiciye gerçeklik algısını sorgulatıp hayatta “görmediğimiz/göremediğimiz” tuhaflıkları keşfetmeye davet ediyor.

    Lanthimos filmlerinin en belirgin bir diğer özelliği ise alışılmışın dışında hikayeleri konu etmesi. Dogtooth’ta bir ailenin dış dünya ile olan/olmayan ilişkisini sorgularken “The Lobster”da ise izleyiciyi alternatif bir yakın geleceğe, yalnız insanların istenmediği bir dünyaya götürüyor. Bu dünyada yalnız/bekar insanlar tutuklanarak kendilerine uygun bir eş bulmaları için yalnız/bekar insanlarla dolu bir otele götürülmektedir. Otelde geçirecekleri 45 günün sonunda kendilerine bir eş bulamayanlar istedikleri bir hayvana dönüştürülerek doğaya bırakılmaktadır. Absürt, distopik bir kara mizah filmi olan The Lobster, 2015’te Cannes Film Festivali Jüri Ödülü’nü alarak izleyicisine bir kez daha alışılmadık ve rahatsız edici düşünce deneyimleri sunmuştur.

    2017’de Cannes Film Festivali’nde Ethymis Filippou ile Yorgos Lanthimos’a En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandıran The Killing of a Sacred Deer (Kutsal Geyiğin Ölümü), tanınan bir cerrah olan Steven Murphy’nin (Colin Farrel) ve ailesinin kusursuz denebilecek hayatının alt üst olmasını konu alır. İzleyiciye soğuk bir atmosferde aile gerilimi yaşatan film, gerçekliği sorgulamaya tekrar tekrar teşvik edip karanlık yönlerimizi gözler önüne sermeye çalışmıştır.

    Lanthimos filmografisinde öne çıkan filmlerden bir diğeri de 2018 yapımı “The Favorite” (Sarayın Gözdesi). Poor Things gibi İngiltere’de geçen ve başrolünde Emma Stone’un yer aldığı film, 18. yüzyıl İngiltere’sindeki saray entrikalarını ve iktidar mücadelesini Lanthimos’un diğer filmlerinde olduğu gibi sıra dışı bir hikaye ve karanlık karakterleriyle çevreliyor. 2019 yılında Lanthimos’a en iyi film, Olivia Colman’a ise en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazandıran film; Kraliçe Anne’in (Olivia Colman) ve onun sadık hizmetkarlarından biri olan Sarah Churchill (Rachel Weisz) ile saraya yeni gelen Abigail Hill (Emma Stone) arasındaki rekabeti konu eder. Fransa ile savaşta olduğu bu dönemde İngiltere’deki ağır ve lüks atmosferi büyük bir ustalıkla gözler önüne seren Lanthimos, kadınlar arasındaki güç ilişkisini insan doğasının karanlık yönüne odaklanarak yapar.

    Lanthimos filmlerinde karşımıza çıkan karakterlerin ise genellikle duygusuz ve robotik bir konuşma tarzına sahip olduğunu görüyoruz. Filmlerindeki tüm öğelerin bir araya gelmesi izleyiciye alışılmadık bir deneyim sunuyor. Gerçek dışı hikayeler, karmaşık karakterler, gerçeklik sorgulanması insanlığın karanlık yönlerine bakmamızı sağlıyor.

    *Yazının devamı film hakkında spoiler içermektedir.

    Poor Things’e Yakından Bakış

    Bu yönleriyle diğer filmlerine de benzerken öte yandan farklı bir deneyim sunun Poor Things’te ise sıra dışı deneyleri ve bilimsel çalışmaları ile bilinen bilim insanı Dr. Godwin Baxter (Willem Dafoe), intihar ederek ölmüş bir kadını, ölürken karnında olan bebeğinin beyni ile hayata döndürür.

    Kadın bedeninde bir bebek olarak dünyayı kendi gözleriyle görmeye, anlamaya aç olan Bella Baxter (Emma Stone) varoluşunu merkeze alarak, insanın doğası ve toplumsal ilişkiler üzerine derin düşüncelere dalarken izleyiciyi de yanında götürüyor.

    Bella Baxter karakteriyle başlıyor film, tuhaflığını hemencecik belli ederek… Sonrasında ise Dr. Godwin Baxter’ı görüyoruz kesikler ve özensiz dikişlerle dolu yüzüyle. Frankestein hissini ilk burada alıyoruz desem yanılmış olmam sanırım.

    Bilime adanmış hayatıyla Dr. Godwin Baxter kendi yarattığı Bella karakteriyle birlikte belki de hayatında ilk defa bir duygusal bağ kuruyor ve koruyan, büyüten ancak bir deney olarak da görmeye devam eden bir baba figürü oluyor.

    Ancak zamanı geldiğinde de tutsak hayatı yaşattığı deneyi Bellasını özgür bırakma “cesareti” gösteriyor, hem de hiç güvenmediği avukat Duncan Wedderburn (Mark Ruffalo) ile.

    Kıtalar arası bu macera hem Bella’nın kendini ve dünyayı keşfetme sürecini zenginleştiriyor, hem Wedderburn’ün sahip olduğu değerleri sorgulamasına yol açıyor, hem de izleyicinin bu “çılgın” maceraya ortak olmasını sağlıyor.

    Dış dünya ile korunmasız ilk bağlantısı kıtalar arası gemi yolculuğu ile başlayan Bella gemide tanıştığı iki entelektüel sayesinde dünyanın acımasızlığı ile yüzleşiyor. Kitap okumaya, yeni şeyler öğrenmeye başlayan Bella’nın İskenderiye’de gördüğü açlık ve ölümler filmin seyrini bambaşka bir yere çekiyor. 140 dakika boyunca kendini bulma ve büyüme yolculuğunu sıkılmadan izlediğimiz Bella’nın yetişkinliğe ilk adımı da bu gemi yolculuğunda oluyor.

    Bununla birlikte Poor Things, Feminist Frankenstein mi yoksa erkek bakışını (male gaze) besleyen bir fantezi mi sorusu ise önemli bir tartışma konusu. Dr. Godwin Baxter’ın Bella’yı nasıl şekillendirdiği ve Yorgos Lanthimos’un bunu nasıl işlediği bazı eleştirmenler tarafından erkek bakışının bir örneği olarak görülse de film Bella’nın hikayesinde kendini ve kimliğini keşfetme süreçlerine odaklanıyor.

    Özellikle Paris’te genelevde geçirdiği kısmın “uzun” ve “detaylı” olarak aktarılması, benim asla katılmadığım farklı bir eleştiri konusu olsa da, filmin değişmeyen toplumsal yargıları ve erkeklerin kadınları güvende tutmak adı altında kısıtlamak, baskılamak, kontrol etmek için kullandıkları farklı yöntemleri gösterme konusunda oldukça başarılı.

    Sinefil dostlarımın acımasız eleştirilerinden ben de nasibimi almak istemediğim için 5 yıldız veremediğim filmde “rahatsız edici” bulduğum tek detayın gemi yolculuğunda Lizbon harikalığı ile tasvir edilirken İskenderiye’nin tam tersi şekilde, yoksul, tehlikeli, gemideki yolcular için tehdit şeklinde gösterilmesi oldu. Bakalım Lanthimos bir sonraki filminde neler yapacak.

    Kültür Sanat L1 Sinema
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikNeye İnanıyoruz? | Sen Sensizsin #8
    Sonraki İçerik Heidegger’in Kahkahası: Düşkünlerin Kibrinde Bir Dünya | Tuhaf Zamanların İzinde #5

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}