[voiserPlayer]
MCU 2022 yılına sorunlu bir başlangıç yaptı. Bugünlerde eskisi kadar sükse yapamıyorlar. Projeler o kadar dağılmış durumda ki artık filmin kendisinden daha çok yapım sürecinde yaşanan aksilikleri konuşuyor oluyoruz. Ve elbette eskisi kadar gişe garantili bir performans ortaya koyamıyorlar. Bu sene yayınlanan işlere kısaca bir bakalım isterseniz:
Moon Knight orijinal materyalden uzaklaşırken eklemeye çalıştığı yenilikleri düzgün işleyemediği için çok çabuk unutuldu. Doctor Strange in the Multiverse of Madness kendine has bir yönetim ve diğer filmlerden ayrışan sunumuna rağmen erken prodüksiyon döneminde yaşanan sıkıntılar yüzünden ölü doğmuştu. Ms. Marvel aşırı eğlenceli ve enerjik bir başrolle işi ilerletmeye çalışan, anlatımı bir süre sonra tıkansa da fena olmayan bir diziydi. Thor Love and Thunder biraz komik olsa dahi sürekli zorlama esprilerle izleyiciyi sıkboğaz eden, bir hikâye anlatma derdi olmayan bir filmdi. She-Hulk aslında internette üzerinde kopartılan tartışmaları ve suçlamaları hak edecek kadar kötü bir iş değildi ama yer yer komik olabilmesinden başka bir olayı yok gibi geldi bana.
Tüm bu sinematik evrenin üzerinde dolaşan kara bulutların yanı sıra gelecekteki projeler için de daha şimdiden aksilikler baş göstermiş durumda. Blade filmi mesela şimdiden yönetmen ve senarist değişikliği ile başa çıkmaya çalışıyor. Diğer muhtemel dizi ve filmlerden de ara sıra casting ve prodüksiyon temelli bazı kötü dedikodular dolaşıma giriyor bile. Genel resme baktığımızda pek iç açıcı olmayan bir durum var gibi. Ama neyse ki içleri rahat edebilir. DCEU birkaç filmle MCU’yu gölgede bırakacakmış intibaı verse de sonrasında hızlıca eski performanslarına geri döndüler. Yani gişe hakimiyeti konusunda kafaları bir nebze rahat. Ve şimdi de vizyonda ikonik başrol oyuncusunu kaybetmiş, soru işaretlerini gidermeyi hedefleyen bir yapım var: Black Panther Wakanda Forever.
Yönetmen: İlk filmin yönetmeni ve senaristi olan Ryan Coogler serinin ikinci eserinde de bu title’larını koruyor. İlk Black Panther’ın çok büyük hayranı olmasam da özgün soundtrack’i ve karakterlerini yansıtma konusunda kısmen farklı yaklaşımı nedeniyle diğer MCU filmlerinden ayrı bir istikamete gitmeyi denediğini söyleyip hakkını teslim ederim. Ama… AMA kısmını eklemek zorundayım, kusura bakmayın AMA En İyi Film Oscar’ı ödülüne aday olacak kadar da nitelikli bulmam. Devam filminde yine elinden ne geliyorsa yapmış ama yerini dolduramadığı bir başrolün yokluğunda zaten kendi başına ayakta durmakta zorlanan filmi vasat olmaktan kurtaramamış gibi görünüyor.
Senaryo: Şimdi daha başlangıç aşamasındayken çeşitli handikaplarla karşılaşan film, maalesef senaryo alanında da geçer not almakta zorlanıyor. Merhum kralın boşluğunu doldurmaya çalıştığı hikayeler de, yeni tehditlere dair yaratılmaya çalışılan anlatılar da, sonraki filmlere asist yapmak için inşa edilen mizansenler de bir süre sonra boşa çıkıyor. Hem de önceki krala dair kayda değer bir zaman ayırıp, üzerine yeni bir hikâye ve yan hikayelerini bonkörce eklemeye çalışınca biraz uzun ve kafa karıştırıcı bir film çıkıyor ortaya. Aslında bunu yazarken biraz tereddütteyim, acaba ikide bir sjw aşağı yukarı diyen tipler gibi görünür müyüm bilmiyorum ama yazmazsam olmaz: Yönetmenin cultural diversity artsın diye Namor’u Meksikalı Aztek torunu yapması, hayatımda gördüğüm en absürt senaryolardan birisi olabilir. Namor çizgi romanlarda beyaz asilzadelerin o küstahlığının ve şımarıklığının vücut bulmuş halidir. Özellikle Wakanda ve Talokan (hayır Atlantis değil, onu da değiştirmişler) krallıkları arasında kurulmak istenilen karşıtlığı her ne kadar anlasam da şu an MCU orijinal Namor gibi birisini kullanabilirdi, o yüzden çok yazık olmuş.
Oyunculuk: Wakanda Forever’ın kadrosu sadece siyah ağırlıklı olmakla kalmıyor aynı zamanda anlatımın bütün yükünü kadınlar çekiyor. Letitia Wright fena değil, Lupita N’yongo çok iyi, Danai Gurira ve Winston Duke çok eğlenceliler. Her ne kadar Namor’un filme aktarılma şekli beni pek mutlu etmese de ona hayat veren oyuncu Tenoch Huerta çok iyi iş çıkartmış diyebilirim.
Sinematografi/Diğer: Acaba benim mi gözlerim yamuluyor bilemiyorum ama şimdiye dek görsel efektleri bana en zayıf görünen filmlerden birisi bu oldu. Olaylar sakinken, özellikle deniz altı çekimlerinde, görsel açıdan hiç fena değilken işler kızışınca bir anda makyaj bozuluyor gibi geldi. Özellikle atlaması zıplaması bol sahnelerde çok rahatsız etti bu acemilik beni. Acaba Disney piyasadaki tüm CGI sanatçılarını kurutup bir kenara mı attı bilemiyorum, ama bu haliyle çok rahatsız edici. Müzikler her ne kadar tarzım değilse de beni rahatsız etmedi.
Kurgu: Aslında bu kısımda söylenecek çok şey var. Tamam, her MCU filmi artık sonraki eserlere referans teşkil edecek şeyler bırakmalı. Evet anlıyorum eski olayları da filme bağlamak zorundalar. Ve yine ok anlarım kendi içinde bütünlük barındıran bir film(imsi) olma çabası da var çoğunda ama… 2 saat 41 dakika nedir abiciğim ya? Çok avam bir yorum gibi gelebilir ama alt tarafı ciyuv ciyuvlu uçan karakterlerin olduğu bir film izleyeceğiz. Bir yerinden kırpın şu sürenin ya. Bazı yan hikayeleri çıkartıp anlatımı sadeleştirmek yerine seyirciyi kafakola alıp bırakmamayı hedefliyor Wakanda Forever. Eğer filmi severseniz amenna, ama ilk perdenin ortalarına doğru dikkatiniz dağılırsa filmin kalanı size işkence gibi gelebilir. Uyarmadı demeyin.
Son Söz: Kral öldü, yaşasın yeni Kraliçe. Özellikle İngiliz kraliyetinin tersine bir iktidar değişimi görebileceğiniz bu film, uzun süresi ve çorbaya dönmüş anlatımıyla ilk başta gözünüzü korkutabilir. Aslında o kadar da haksız sayılmazsınız ya. 5 ay sonra Disney+’a gelmesini beklemeniz o kadar da mantıksız olmayabilir.