Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Ayakkabılarınız Eskidi mi?
    Yazılar

    Ayakkabılarınız Eskidi mi?

    Oytun Meçik6 Mart 20257 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Önce Bir Hikâye…

    Sabahın erken saatlerinde şehrin kalabalık sokaklarından biri insanlarla dolup taşmaya başlamıştı. Çarşı esnafı kepenklerini açıyor, bankaların önündeki kuyruklar giderek uzuyordu. Ahmet, her zamanki gibi işine gitmek için aceleyle evden çıkmıştı. Elindeki çantasını sıkıca kavrarken, içindeki nakit paraya bir kez daha göz gezdirdi. Son zamanlarda banka işlemlerini artırmış, parasını değer kaybetmeden değerlendirebilmek için sürekli farklı yollar aramaktaydı. Ama her seferinde bu çaba ona zaman kaybettiriyor, ulaşım masraflarını artırıyor ve en önemlisi günün büyük bir bölümünü bu finansal endişelerle geçiriyordu.

    Yüksek enflasyon, Ahmet gibi milyonlarca insanın hayatında gözle görülür değişimlere neden olmuştu. Para her geçen gün değer kaybederken insanlar ellerindeki nakdi mümkün olduğunca hızlı bir şekilde harcamaya çalışıyordu. Bankaların önündeki kuyruklar, ATM’lerde sık sık tükenen paralar ve alışveriş merkezlerinde uzun kasa sıraları, ekonomideki bozulmanın günlük hayata yansıyan en belirgin göstergelerindendi.

    Karşıdaki manav, dükkânının önünde duran fiyat etiketlerini değiştiriyordu. “Daha sabah koyduğum etiketleri akşam tekrar değiştireceğim” dedi iç çekerek. “Biz fiyat belirlerken bile tedirginiz. Her gün yeni bir zam haberi geliyor.” Bu belirsizlik hem tüketiciler hem de işletmeler için ciddi bir problem haline gelmişti. Stok yapmak isteyenler yüksek fiyatlardan dolayı kararsız kalıyor, işletmeler ise sürekli değişen maliyetler karşısında kârlarını korumakta zorlanıyordu.

    Özellikle düşük ve orta gelir grubundaki insanlar, günlük yaşamlarını idame ettirirken enflasyonun etkilerini daha derinden hissediyordu. Ahmet’in annesi, emekli maaşıyla market alışverişine çıktığında artık her adımını hesaplamak zorundaydı. “Daha geçen hafta aldığım pirinç bugün iki katına çıkmış” diye mırıldandı. Cüzdanındaki banknotları tek tek saydı, çünkü her geçen gün aldığı ürün miktarı azalıyor, torbaları hafifliyordu. “Artık her hafta markete gitmek yerine, haftalık alışverişi günlük yapıyorum. Böylece büyük meblağlar harcamadan idare edebiliyorum.” diyordu. Ancak bunun bir bedeli vardı: Her gün tekrar tekrar markete gitmek, zaman ve ulaşım maliyetleri anlamına geliyordu. İşte bu, ekonomide “ayakkabı eskitme maliyeti” olarak adlandırılan olgunun en somut örneklerinden biriydi.

    Merkez bankasının aldığı faiz kararları, piyasalardaki hareketleri yönlendirmeye çalışıyordu. Ancak izlenen faiz politikası da yüksek enflasyonun yarattığı belirsizliği tam olarak ortadan kaldırmıyordu. Örneğin, mahallenin bakkalı tedarikçisinden mal almak için bir hafta beklediğinde, fiyatların daha da artacağını biliyordu. Bu yüzden, elindeki parayı hemen harcaması gerektiğini düşündü. “Eskiden peşin mal almak avantajlıydı, şimdi ise malı stokta bekletmek riskli hale geldi” diye içini çekti. Enflasyonun, ekonominin her katmanında yarattığı belirsizlik, işletmelerin uzun vadeli plan yapmasını neredeyse imkânsız hale getiriyordu.

    Enflasyonun insanlara ve firmalara getirdiği bu ek maliyetler, dünya genelinde de benzer dönemlerde yaşanmıştı. Örneğin, 1920’lerde Almanya’daki hiperenflasyon sürecinde, insanlar maaşlarını aldıkları gün hızla harcamak zorunda kalmışlardı. Çalışanlar, maaşlarını almak için iş yerlerinden erken çıkmak zorunda kalıyor, alışveriş yapmak için uzun mesafeler kat ediyorlardı. 1980’lerin Latin Amerika’sında ise Arjantin ve Brezilya gibi ülkelerde enflasyon yüzünden insanlar günlük harcamalarını bile peşin yapamıyor, sürekli olarak fiyat artışlarını takip ediyorlardı.

    Akşam olduğunda Ahmet, banka sırasından çıkıp eve dönmek için otobüse bindi. Gün boyunca yaptığı hesaplamalar, ödeyeceği faturalar ve markette harcadığı para aklında dönüp duruyordu. Her gün tekrar eden bu döngü, sadece maddi anlamda değil, zihinsel olarak da yorucuydu. Enflasyonun yarattığı bu görünmez maliyet, bireylerin yaşam kalitesini düşürmeye devam ediyordu.

    Yüksek enflasyon süreci, sadece fiyat artışlarıyla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda bireylerin ve işletmelerin ekonomik kararlarını alırken karşılaştıkları zorlukları da katlanarak artırıyordu. Ayakkabı eskitme maliyetleri, modern dünyada fiziksel banka ziyaretlerinden dijital işlem maliyetlerine kadar geniş bir yelpazeye yayılmıştı. Ekonomik istikrarın sağlanması için uygulanacak politikaların, bu tür dolaylı maliyetleri de göz önünde bulundurması gerekiyordu. Çünkü enflasyonun yalnızca fiyatlarla değil, insan hayatındaki küçük ama önemli detaylarla da ilgisi vardı.

    Görünmeyen Maliyetlerde Artış

    Türkiye 3 yılı aşkın süredir ekonomi bilimi açısından oldukça ilginç deneyimler elde ederken, 90’lı yılların Türkiye ekonomisine şahitlik etmiş olanların zihinlerinden kazınmayan enflasyon canavarı bugün de ağzından alevler saçmaya devam ediyor. Her ne kadar ekonomi yönetimi yaklaşık 1,5 yıl önce rasyonele geri dönmeye karar verdiğini deklare etmiş olsa da sürecin en başından bu yana ekonomistlerin büyük uyarılarına sebep teşkil eden yanlış adımların semptomlarını yaşamaya devam ediyoruz. Ekonomide gözlenen pek çok olumsuzluğun yanında belki kulağa en masum gelen, biraz da başlıkta şakayla karışık sorduğumuz ayakkabı eskitme maliyetleri ise bu olumsuzluklardan en uzun soluklu ve sinsi olanı.

    Türkiye ekonomisindeki istikrarsızlıkların yol açtığı ayakkabı eskitme maliyeti, enflasyonist ortamın hanehalkı ve firmalar üzerindeki dolaylı etkilerini anlamak açısından kritik bir göstergedir. Literatürde “shoe-leather cost” olarak bilinen bu kavram, enflasyonun artmasıyla birlikte hanehalkı ve firmaların para tutma alışkanlıklarının değişmesini, daha sık banka ziyaretleri yapmalarını ve sonuç olarak zaman, enerji ve kaynak kaybı yaşamalarını ifade eder. Türkiye’de son yıllarda enflasyonun sürekli yüksek seviyelerde seyretmesi, yalnızca satın alma gücünü düşürmekle kalmadı, aynı zamanda ekonomide karar alma süreçlerini de zorlaştırdı. Bu bağlamda hem teorik açıdan hem de dünya örnekleri ışığında Türkiye’deki ayakkabı eskitme maliyetini analiz etmek, enflasyonun ekonomik yapıyı nasıl dönüştürdüğünü anlamak açısından önemlidir.

    Maliyetler Artıyor, Verimlilik Düşüyor

    Enflasyonun getirdiği belirsizlik ortamı, bireyleri daha sık nakit yönetimi yapmaya zorluyor. Özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde bireyler, paranın hızla değer kaybetmesi nedeniyle nakitlerini bankalarda tutmak yerine daha fazla harcama yapmaya yöneliyor. Ancak harcamalarını uzun vadeye yaymak veya mevduat tutmak isteyenler için, sık sık bankaya gidip para çekmek ve yönetmek kaçınılmaz hale geliyor. Bu durum, günlük hayatta zaman kaybına ve ulaşım gibi ek maliyetlere yol açar. Türkiye’de 1990’lı yıllarda ve 2001 krizinde de benzer şekilde gözlemlenen bu süreç, son yıllarda tekrar gündeme geldi. Yüksek enflasyon ortamında bireylerin ve şirketlerin artan nakit yönetimi ihtiyacı, zaman kaybı ve işlem maliyetlerini artırarak ekonomik verimliliği düşürüyor.

    Firmalar açısından bakıldığında ise yüksek enflasyon ortamında nakit yönetimi daha karmaşıktır. Stok yönetimi ve tedarik zinciri planlamaları enflasyonist ortamda zorlaşırken, firmalar artan fiyat oynaklığı nedeniyle daha fazla finansal işlem yapmak zorunda kalır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, sermaye yapılarının enflasyona karşı daha kırılgan olması nedeniyle nakit akışını daha sık yönetmek durumundadır. Türkiye’de son dönemde artan POS cihazı kullanımı ve kredi kartı işlemlerindeki yükseliş, bireylerin ve firmaların nakit yönetimini nasıl sıklaştırdığını göstermektedir. Ancak bu durum, finansal sistemde ek işlem maliyetleri ve zaman kaybına yol açarak, toplam ekonomik verimliliğin düşmesine neden olmaktadır.

    Yoksulluk ve İmkansızlıkların Paylaşımı da Eşit Değil

    Türkiye’de ayakkabı eskitme maliyetini artıran en önemli unsurlardan biri de finansal araçlara erişim farklılıklarıdır. Büyükşehirlerde yaşayan bireyler ve faaliyet gösteren firmalar, dijital bankacılık olanakları sayesinde enflasyonist ortamda nispeten daha kolay finansal yönetim yapabilirken, Anadolu’nun birçok bölgesinde bankacılık altyapısının kısıtlı olması, bireylerin fiziksel olarak banka şubelerine gitme zorunluluğunu artırır. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayanlar, yüksek enflasyon nedeniyle artan nakit ihtiyacını yönetmek için uzun mesafeler katetmek zorunda kalmakta, bu da ulaşım maliyetlerini yükseltmektedir. Benzer durumlar, Latin Amerika’daki kırsal bölgelerde de gözlemlenmişti. Örneğin Brezilya ve Arjantin’de kırsal kesimlerde yaşayan bireylerin bankalara ulaşmak için uzun mesafeler katetmesi, enflasyonist maliyetleri daha da artırır.

    Sonuç olarak, Türkiye’de ekonomik bozulmanın yol açtığı ayakkabı eskitme maliyeti hem bireylerin hem de firmaların günlük faaliyetlerinde önemli bir yük oluşturur. Enflasyonun yol açtığı işlem maliyetleri, zaman kaybı ve ek ulaşım harcamaları, ekonomik verimliliği düşürerek toplam refah seviyesini olumsuz etkiler. Dünya genelinde yüksek enflasyon deneyimi yaşamış ülke örnekleri, Türkiye’de de benzer maliyetlerin oluştuğunu ve oluşmaya devam edeceğini bize gösteriyor. Bu bağlamda, enflasyonun kontrol altına alınması, finansal sistemin güçlendirilmesi ve dijital bankacılığın yaygınlaştırılması, ayakkabı eskitme maliyetini azaltmak için kritik öneme sahiptir. Ancak enflasyonun yapısal nedenleri çözülmediği sürece, bu maliyetlerin hanehalkı ve firmalar üzerindeki yükü artmaya devam edecektir.

    Sizin de Ayakkabınız Eskiyorsa… Neydi Bu Yapısal Reformlar?

    Türkiye’de enflasyonun gündem olmaktan çıkması ve uzun vadede ekonominin büyüme ve istihdam yaratma kapasitesinin korunması için belirli yapısal reformların hayata geçirilmesi zorunludur. Aksi takdirde, ekonomik verimlilik düşüşü kaçınılmaz olacak ve Türkiye’nin rekabet gücü zayıflayacaktır.

    Bu kapsamda, ilk olarak Merkez Bankası bağımsızlığının sağlanması ve güçlendirilmesi gelir. Para politikalarının siyasi müdahalelerden bağımsız yürütülmesi sağlanmalı, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde şeffaf ve öngörülebilir karar alma mekanizmaları oluşturulmalıdır. Merkez Bankası’nın faiz politikalarının fiyat istikrarını sağlamaya yönelik olması güveni artıracaktır.

    İkinci olarak, mali disiplinin sağlanması büyük öneme sahiptir. Kamuda harcama verimliliği artırılmalı, bütçe açığını sürdürülebilir seviyelerde tutacak önlemler alınmalı ve dolaylı vergilere aşırı bağımlılık azaltılmalıdır. Böylece bütçe dengesinin korunması sağlanarak enflasyonist baskılar hafifletilebilir.

    Üçüncü olarak, üretken yatırımların teşvik edilmesi gereklidir. Katma değeri yüksek sektörlere yönelik teşvikler artırılmalı, sanayi politikaları uzun vadeli bir perspektifle ele alınmalı ve özellikle enerji bağımlılığını azaltacak yatırımlara öncelik verilmelidir. Bu sayede arz yönlü enflasyon baskıları hafifletilebilir.

    Dördüncü olarak, tarım ve gıda arz güvenliği stratejisi oluşturulmalıdır. Tarım sektöründe modernizasyon sağlanmalı, kooperatifleşme desteklenmeli ve gıda fiyatlarında oynaklığın azaltılması için stok yönetimi güçlendirilmelidir. Özellikle temel gıda maddelerinde yerli üretimi artıracak politikalar öncelikli hale getirilmelidir.

    Son olarak, hukukun üstünlüğü ve yatırım ortamının iyileştirilmesi enflasyonla mücadelede kritik rol oynamaktadır. Yatırımcı güveninin artırılması için hukuk sisteminin öngörülebilirliği sağlanmalı, mülkiyet hakları korunmalı ve finansal piyasalara yönelik düzenlemeler uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmelidir.

    Bu reformlar, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir şekilde büyümesini sağlamakla kalmayıp aynı zamanda uzun vadede enflasyonun yapısal bir sorun olmaktan çıkmasına katkı sağlayacaktır.

    Ekonomi L1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikABD Gündemi: Trump’ın Gazze Planı, USAID’nin Geleceği, Diplomaside Kriz Dönemi
    Sonraki İçerik Terörsüz Türkiye’ye Doğru Barış Diyalektiği

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Erdal Kesin
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}