Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Akademisyenlerin Gazetecileşmesi ve Gazetecilerin Trolleşmesi
    Yazılar

    Akademisyenlerin Gazetecileşmesi ve Gazetecilerin Trolleşmesi

    Armağan Öztürk4 Temmuz 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Siyasetteki yozlaşma, siyasete eklemlenmiş tüm alanları olumsuz bir şekilde etkilemekte. Akademisyenlerin gazetecileşmesi, gazetecilerin ise trolleşmesi bu bahsi geçen irtifa kaybının görünümleri arasında. Siyaset konuşan her meslek grubu kendi kötü kopyasına veya alt formuna doğru gerilemekte. Bu iddiayı bir dizi alt önerme ve örnek üzerinden açmadan önce siyasetin yozlaşması tam anlamıyla ne anlama geliyor sorusuna yanıt bulmak lazım.

    Bilindiği üzere siyasetle ahlakın bir arada yürümeyeceği, siyasetçilerin yaptıkları işin doğası gereği sıklıkla ve kolay bir şekilde yalan söyledikleri, siyaset yapmaya başladığınız anda kaçınılmaz bir şekilde insanları aldatan ve sadece kendi çıkarını düşünen bencil öznelere dönüşeceğinize yönelik ciddi bir literatür var. Pek çok düşünür, filozof, bilim insanı ve sanatçı siyasete yaklaşmayı, yaptıkları meslekleri niteliksizleştiren ölümcül bir hata olarak görmekte. Tabii kamuya katılma, yurttaş sorumluluğu, toplum adına görev üstlenme ve siyasi bilinci öven karşı literatürün de en az siyaseti yalana mahkum eden görüş kadar güçlü olduğunu unutmamak gerekir.

    Bu çatışma hattı karşısında duyumsadığımız gerçek ise şu: Hassas kalpler için siyaset çok zor bir tercih. Çünkü siyaset olmaksızın toplum hayatı devam edemiyor. Bütünle bağlantı kurmamız, insanlığa doğru kendi özel alanımızı açmamız siyasetin varlığına bağlı. Ancak acımasız, şiddet dolu ve yalancı olmadan siyasette kişisel başarı ve (veya) politik etkinlik yoluyla bir şeyleri ortak iyiye doğru değiştirmemiz imkansız. Uzlaşmaz bir çelişki, çözülemez bir ikilikle karşı karşıyayız.

    Modern dünyada işlerin daha da karmaşık hale geldiğini, hakikat karşısında kendini sorumlu hisseden entelektüel karakterli akademisyenin işlev ve nitelik kaybına uğradığını söylemek gerekir. Richard Rorty’ın deyimiyle filozofların ve şairlerin gereksiz hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Pek çok kişi kamusal hayattan çekildi. Sözünü toplumdan saklayan aydınların sayısınca ciddi bir artış var. Post-modernizmin her şeyi göreli bir oyuna çevirdiğini de unutmamak lazım. Hakikatin peşinden koşan insanlara nesli tükenmiş yaratıklar gibi bakılıyor. Hakikat yok çünkü. Sadece olumsal bir dünya ve anlık zevkler var.

    Bu vasatın siyasetteki yozlaşma düzeyini çok arttırdığı ve kaliteyi düşürdüğü ise açık. Kimsenin bir davayı savunduğu yok. Siyaset sadece çıkar için yapılıyor. Lider podyuma çıkan manken gibi. Bütün gözler onun üzerinde, bütün flaşlar aynı anda patlıyor. Bir beğeni yarışmasını izler gibi izliyoruz siyaseti. Akademisyenin bu koşullar altında organik aydın olması bile artık çok zor. Karşımızda siyaset kurumuna fazlasıyla eklemlenmiş, ama bu durumu etik politik, ilkesel veya ideolojik bir düzlemde temellendiremeyen kanaat teknisyenleri var. Üstelik post-modernizm akademik ahlakı keyfiliğe doğru yozlaştırmakta. Pozitivist terbiye önemli ölçüde aşındı. Uzmanlık alanı siyaset bilimi olmayan pek çok siyaset bilimci Profesör ve Doçent var ekranlarda. Bu uzman olmayan uzmanların ne söyleyeceği ise çoğu kez belli. Siyaset kurumunun kurşun askeri gibi davranan akademisyen yorumcu, tarihin belli bir anında menfaat ilişkisi içinde olduğu parti, lider veya siyasi organizasyonunun ihtiyaç duyduğu söylemi yeniden üretiyor. Ayrıca Türkiye gibi kutuplaşmanın çok yüksek düzeyde seyrettiği ülkelerde akademisyen yorumcunun bir işi daha var: Tribünlere oynaması. Akademisyenler gazeteci, hatta sosyal medya içerik üreticisi seviyesinde konuşuyor. İnsanlara duymak istedikleri şeyleri vermek, coşkuyu arttırmak ve karşı tarafı provoke etmek temel başarı ölçütleri arasında.

    Siyaset kurumunun ciddiyetsizleştiği, akademisyenlerin gazeteci ve siyasetçi gibi davrandığı lümpenlik düzeyinde gazetecilerin durumu ise çok daha feci. Gazetecilik araştırmacı niteliğini kaybetti önemli ölçüde. Basın sadece iletken işlevi görüyor. Önünüze düşen olayları yorumlayan ve (veya) karşılaştığı insanların düşüncelerini aktaran kişilere gazeteci diyoruz. Ayrıca siyaset kurumuyla gazeteciler arasındaki menfaat ilişkisi hikayelerinin sayısında büyük bir patlama var. Maaş dışında alınan paralar, bedava gidilen tatiller, haber yapma görüntüsü altında siyasetçilerin ayarladığı uçaklarla yapılan şehir dışı seyahatler ve kalınan lüks oteller gazetecilerin günah listesini kabartmış durumda. Siyaset kurumunun postacısı haline gelmiş gazetecilerin kontrolünde olan medya bu nedenle en az siyaset kurumu kadar itibarsız.

    Bir de trolleşme etkisi var tabii ki. Gazetecilerin dahil olduğu sosyal medya polemiklerinin sayısında ciddi bir artış var. Dil de kabalaştı. Geçer akçenin “laf sokma” olduğu bir ortamda sosyal medya yer yer doğa durumunu hatırlatan sosyal bir çöplüğe dönüştü. Gazeteciler o çöplüğün popüler horozları gibi. Her zaman bizi uyandırdıkları doğru. Ama seslerinde nadiren hakikat, çoğu kez yanlı yorum ve bilgi eksikliği olduğundan bizim üzerimizdeki etkileri daha çok uyuşmaya/uyuşturmaya yönelik. Yaptığı yorum ve analizle okuyucuyu şaşırtan akademisyenlerin sayısı da azaldı. Ortaya koyduğu araştırtmayla saklı olanı görünür hale getiren gazetecilerin sayısı da.

    Başlıktaki hatırlatmayla tekrar dönmek istiyorum. Siyasetin yozlaştığı, akademisyen ve gazetecilerin de siyasetle birlikte yozlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu normalleşmiş anormallikte akademisyen, gazeteci ve trol; gazeteciler ise siyasetçi ve trol gibi davranıyor. Her şeyin irtifa kaybettiği bir gerçeklikte yaşamak, yani işin zor kısmı ise bize düşmekte.

    Fotoğraf: Matthias Wagner

    M Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikCHP’ye Yeni Dalga Operasyon | Çavuşesku’nun Termometresi #260

    Diğer İçerikler

    Videolar

    CHP’ye Yeni Dalga Operasyon | Çavuşesku’nun Termometresi #260

    3 Temmuz 2025 Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç
    Yazılar

    Film Yorum: Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?

    3 Temmuz 2025 Oğuzhan Erden
    Yazılar

    Zehir ve Panzehir: Birer Propaganda Aracı Olarak “Ekosistem” ve “Muhtar Bile Olamaz” Belgeselleri

    2 Temmuz 2025 Görkem Yaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Akademisyenlerin Gazetecileşmesi ve Gazetecilerin Trolleşmesi

    4 Temmuz 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Film Yorum: Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?

    3 Temmuz 2025 Yazılar Oğuzhan Erden

    Zehir ve Panzehir: Birer Propaganda Aracı Olarak “Ekosistem” ve “Muhtar Bile Olamaz” Belgeselleri

    2 Temmuz 2025 Yazılar Görkem Yaz

    After Hiroshima, After Gaza: Who Owns Morality Now?

    2 Temmuz 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}