Geçtiğimiz günlerde Ukrayna ordusunun Kırım’da gerçekleştirdiği sabotaj ve saldırılar sonucu Rusya’da Kırım yarımadasının güvenliğine yönelik tartışmalar başladı. 2014 yılından beri büyük yatırımlarla donatılan yarımada, Rusya için hem stratejik açıdan hem de prestij açısından önem taşıyor. Peki Ukrayna, Avrupa’nın en uzun köprüsü olarak bilinen Kırım Köprüsü’nü vurma kabiliyetine sahip mi?
Ukrayna savaşının altıncı ayına girilirken Kırım’da yaşanan patlamalar, Rusya için savaşın devamında ciddi güvenlik tehdidi haline geldi. 2014 yılında Kırım’ı ilhak eden Rusya, yarımadaya birçok şehirden daha fazla önem veriyor. Bu nedenle bölgeye yıllardır büyük yatırımlar yapıyor ve Kırım üzerinden Karadeniz’deki hakimiyetini pekiştirmeye çalışıyor. Savaşın başlamasıyla Ukrayna’nın Odesa hariç tüm Karadeniz kıyılarının ele geçirilmesi nedeniyle Ukrayna’nın denizlerde hakimiyeti oldukça kısıtlandı.
Kırım’ın Ruslar için önemi saymakla bitmiyor. 1774 yılında Kırım’ın Osmanlı’dan koparılıp Rus toprağı yapılmasıyla birlikte Karadeniz’de Rusya etkisi başladı. İmparatorluk yıkıldı, Sovyetler geldi fakat Kırım önemini korudu. 1954’e kadar Rus toprağı olmaya devam eden yarımada, Kruşçev döneminde Ukrayna’ya adeta hediye edildi. Sonuçta Sovyetler Birliği, kolektif bir yapı olarak yıkılmaz bir bütündü. Bu nedenle Kırım’ı Ukrayna yerel yönetimine bırakmak bir sorun yaratmamalıydı. En azından Kruşçev böyle düşünmüştü.
2014 yılında Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasıyla, ülke ambargolarla karşı karşıya kaldı. Fakat Rusya tekrardan Karadeniz’e dönmüştü ve Ukrayna’ya karşı büyük bir jeopolitik baskı yaratabilecek hale gelmişti. 2018 yılında Rusya anakarası ile Kırım’ı bağlayacak, Avrupa’nın en uzun köprüsü olarak bilinen ve 3,6 milyar dolara mal olan dev Kırım Köprüsü (diğer adıyla Kerç Köprüsü) inşa edildi. Böylece Kırım ile Rusya anakarası bağlandı. Bu dev inşaata hem Ukrayna’dan hem de Avrupa’dan büyük tepkiler geldi. Kırım Köprüsü o zamandan beri milyonlarca insanın kullandığı, Rus mallarının dünyaya çıkış kapısı olan büyük bir rotaya dönüştü.
24 Şubat’ta savaş başladığında beklendiği üzere harekatın bir ayağı Kırım üzerinden başlatıldı. Ukrayna’nın Karadeniz kıyıları bu nedenle daha kolay ele geçirildi. Ancak savaşın üzerinden 6 aydan fazla bir zaman geçmesine rağmen Rusya’nın en büyük hedefi Odesa olarak kalmaya devam ediyor.
Ukrayna, Avrupa’nın En Uzun Köprüsünü Vurabilir mi?
Ukrayna birkaç aydır Kırım Köprüsü’nü vurmaktan bahsediyor. Özellikle Zelenski’nin danışmanlarından Podolyak’ın Kırım Köprüsü’nün yasa dışı bir yapı olduğunu ve Ukrayna tarafından yok edileceğini söylemesi dikkat çekiciydi. Podolyak ayrıca gelecek 2-3 ay içerisinde Kırım’da son haftalarda görülen “gizemli saldırıların” sürebileceğini söylerken, işgal altındaki bölgelerde ikmal hatlarını vurarak “Rus güçleri arasında kaos yaratacaklarını” belirtti. Rusya savaşın başından beri bu köprü üzerinden Kırım’a asker ve teçhizat sevk ediyor. Yani köprü normal zamanda olduğu kadar, savaş zamanı da stratejik bir nokta.
Bu tehditlerin şimdi ciddiye alınmasının sebebi ise son günlerde Ukrayna’nın füzelerle Rus kuvvetlerini vurmaya başlamış olması. Rusya kadar olmasa da Ukrayna da eski Sovyet füzeleri ve NATO müttefiklerinin destekleriyle saldırılar gerçekleştirebiliyor. Ukrayna yetkilileri savaşın başından beri köprünün Ukrayna’nın bir numaralı hedefi olduğunu vurguluyor. Ayrıca NATO müttefikleri de Kırım Köprüsü etrafında keşif uçuşları yapıyor. G Ukrayna resmi Twitter hesabından şu videoyu paylaştı:
Video tabi ki montaj. Yine de geçtiğimiz aylarda Ukrayna’nın Rus amiral gemisi Moskova’yı batırması, halka ve orduya büyük bir umut vermişti. Şimdi ise en prestijli hedef Kırım Köprüsü olarak gözüküyor. Ukrayna medyasına göre Kırım Köprüsü’nün yıkılması sembolik olarak Kırım’ın Ukrayna’ya ait olacağını gözler önüne serecek.
Kırım’da yaşananlar, Rusya’yı Kırım Köprüsü’nü koruma altına almaya itti. İstihbarat bilgileri Rusya’nın köprü yakınlarında hem deniz kuvvetleriyle hem de hava kuvvetleriyle savunma birlikleri tuttuğunu belirtiyor. Ayrıca koruma amaçlı S-400 hava savunma sistemlerinin de bölgeye yerleştirildiği iddia ediliyor. Rus siyasiler köprüden çoğunlukla sivillerin geçiş yaptığını ve sivillerin vurulması halinde Ukrayna’nın çok büyük bedeller ödeyeceğini belirtiyor.
Her ne kadar NATO ve Ukrayna bu köprünün vurulması gerektiğini belirtse de, askeri uzmanlar bunun büyük olduğu kadar zor bir hedef olduğunu söylüyor. Köprü, Ukrayna’nın şu anki sınırına yaklaşık 300 km uzaklıkta, yani oldukça uzak.
Ayrıca köprü potansiyel bir çatışma bölgesinde olduğu için normal bir köprüden çok daha sağlam materyaller ile inşa edilmiş. Ukrayna, köprüyü sabotaj yöntemiyle patlatmaya çalışsa bile binlerce patlayıcı gerekiyor. Bunun yanında eski ve yetersiz savaş uçaklarına sahip olan Ukrayna, Rus hava savunma sistemleri olmasa dahi köprüyü tamamen yok edemeyebilir. ABD’den alınan HIMARS füzeleri de orta menzilli olduğu için köprünün vurulması ancak ilk olarak Kırım’ın ele geçirilmesiyle mümkün gözüküyor. Türkiye’den alınan Bayraktar TB2’lerin ise o kadar uzak bir mesafeye tek başına uçup hedefi vurma kabiliyeti yok. Çoğu Karadeniz şehrini kaybeden Ukrayna’nın büyük bir deniz kuvveti de olmadığı için şu anlık köprüye yönelik kesin sonuç alıcı bir tehdit görünmüyor.