Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Ordunun Değişen Konumu
    Forum

    Ordunun Değişen Konumu

    Semih Bilgiç8 Mart 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Geçtiğimiz günlerde kendisiyle yapılan bir röportajda askerin depremde sahada yer almaması eleştirilerine Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar şöyle yanıt verecekti: “Uzaktan böyle ahkâm kesmekle olmuyor. Hududu kim koruyacak, Suriye’de kim kalacak? Suriye’yi mi boşaltacağız, Irak’ı mı boşaltacağız?” Bu açıklamalarıyla Hulusi Akar, askerin öncelikli görevine dair son on yıllarda oluşmuş bir çerçeveyi yeniden teyit ediyor aslında.

    Buna göre AK Parti Türkiyesinin ordusu, dış misyonları olan, yurtdışında faal, bölgeye etki eden, aktif bir aktör olarak konumlanıyor. Türk ordusunun unsurları Kuzey Kıbrıs, Azerbaycan, Somali, Katar, Libya, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Arnavutluk, Lübnan, Bosna-Hersek ve Kosova’da bulunuyor. Hatırlanacağı üzere Türkiye, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından ise Afganistan’daki askerlerini çekmişti.

    TSK Kıbrıs’ta 40.000’e yakın askeri personel bulunduruyor. 1992 yılından beri Kuzey Irak’ta varlık gösteriyor. Irak’ın Kürt yönetimine ait bölgenin farklı noktalarında irtibat ve üs noktaları bulunan TSK, sınırın 40 kilometresine kadarlık bir alanda hakimiyet kurmak için Pençe isimli operasyonlar yürütüyor. Bölgede yeni üsler oluşturuyor. Uzmanlara göre TSK’nın Irak’taki asker sayısı da 10.000 civarında. Türk ordusu, Suriye’de YPG’ye karşı çeşitli operasyonlar yürüttü ve İdlib ile Afrin başta olmak üzere pek çok askeri nokta inşa etti. Türk ordusunun Suriye’deki askeri mevcudiyetinin 10.500 dolaylarında olduğu tahmin edilmekte. Azerbaycan’a askeri eğitim ve insansız hava araçları (SİHA) ile destek olan TSK, Libya iç savaşında BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) önemli askeri destek sundu. Türk askerleri Libya’da, sıcak çatışmalarda bulunmak yerine, eğitim, lojistik ve teknik destek veriyor. TBMM kararıyla 2015 yılında Katar’da asker görevlendiren Türkiye, burada yeni bir üs kurdu ve belirtildiği kadarıyla 2000 Türk askeri burada görev alıyor. Somali’de 2000 askeri personeli bulunan Türkiye, Somali ordusuna subay yetiştirmede görev alıyor. Bölgedeki korsanlık faaliyetlerine karşı yürütülen savunma faaliyetlerine destek veriyor. 500’ün altında personel bulunan ülkeler ise Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Bosna Hersek ve Kosova.

    Türk ordusunun yurtdışındaki bu konuşlanmasının uluslararası politikalar çerçevesinde karşılıksız bırakılması mümkün değil. Katar, 2016 yılı verilerine göre 375 milyon dolar yatırımla Türkiye’ye en fazla yatırım yapan 7. ülke durumunda. Katar ile Türkiye arasında Mart 2015’te askeri üs antlaşması imzalanmış ve ittifak düzeyinde ilişkiler geliştirilmiştir. Katar’ın başkenti Doha’daki El Rayyan askeri üssünün kurulması ve burada Katar askerlerinin eğitilmesi ve ortak tatbikatlar yapılması, bölgede yükselecek askeri bir çatışma ihtimaline karşı iki ülkenin ittifak arayışının bir örneği olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin ilk kez sınırları ötesinde NATO’nun güvencesi dışında askeri üs kurmuş olması, ordunun son dönemde oluşan yeni konumuna dair bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

    Aslında ordunun Türk dış politikasındaki etkisi 1990’larla birlikte artma eğilimindeydi. Askeri harcamalar bu dönemde artmış, 1985 yılında 3,269 milyon dolar olan askeri harcamalar, 1999 yılına gelindiğinde 9,588 milyon dolara yükselmişti. Askerin dış politikada değişen konumuna bir işaret 1994 yılında Türk Hava Kuvvetlerine katılan tanker uçaklarıdır. Dönemin 2nci Taktik Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Cumhur Asparuk tanker uçakları sayesinde, “Diyarbakır’dan kalkan bir uçağın Şili’yi bombaladıktan sonra üssüne geri dönebileceğini” belirtmiştir. Misak-ı Milli ile sınırlarına çekilen, Çankaya’da konumlu mütevazı bir cumhuriyet görünümündeki Türkiye’nin, dış politikada askeri devreye sokmasına (Kıbrıs) daha önce şahit olunsa da, askeriyenin gücünü daha geniş bir alanda dış politikada koz olarak kullanma isteği görece yeni bir olgu gibi gözükmektedir. Gökhan Koçer ordunun dış politika rolünü analiz ettiği makalesinde tanker uçaklarına sahip olunmasını “savunmayı esas alan bir dış politikadan daha aktif bir dış politikaya geçişin işareti olarak” değerlendirmektedir. Koçer, 90 sonrası batıda silahsızlanma eğiliminin artmasına rağmen Türkiye’de askeri harcamaların artmış olduğuna da dikkati çeker. Bu durumun, iki kutuplu dünyanın 1990’larla birlikte sona ermesi ve yeni dış tehditlerin (özellikle bölgesel savaşlar gibi) artmış olmasıyla ilgili gözüktüğü söylenebilir. Bölgesel savaşların önemli bir kısmı da Türkiye’yi içine alan coğrafyada meydana gelmektedir. Körfez Savaşı, dikkatlerin güneye yani Ortadoğu’ya ve tehdit algısının da bu bölgeye yönelmesine yol açar. 90’lar askeriyenin pek çok ikili ve çoklu ilişkilere girmesine de vesile olmuştur. Özellikle İsrail’le askeri ve stratejik düzeyde çeşitli ilişkiler kurulmuştur. Bu ilişkilerin tesis edilmesinde uzmanlar Ordu’nun öncü olduğunun altını çizer.

    Türk havacılık ve uzay sanayii de önemli ilerlemeler kaydetmiş gözüküyor. Türkiye’nin askeri insansız hava araçları Türkiye’nin askeri kapasitesinde kayda değer gelişmeler olarak niteleniyor. Bugün Ukrayna’da Türk SİHA’ları kullanılmakta. Seçmen açısından bu gelişmeler dünyada Türk varlığının işareti olarak okunuyor ve Türk hükümetinin bir başarısı olarak değerlendiriliyor.

    Hatırlanacağı üzere Türk ordusunun iç güvenlikteki rolü, darbelere gerekçe sunduğu iddia edilen Emasya (Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma) protokolünün 2010’da kaldırılmasıyla önemli ölçüde kısıtlanmıştı. Bu protokol 14 Temmuz 2016 tarihinde yeniden yürürlüğe alınsa da bir gün sonra 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası yeniden yürürlükten kaldırıldı. Darbe girişimi sonrası askeri okul ve hastaneler, sivil kuruluşlara dönüştürüldü. Askeri personel eğitiminin bir kısmı YÖK’e bağlı Milli Savunma Üniversitesine bırakıldı. Genelkurmay ise Milli Savunma Bakanlığına bağlandı.

    Ordunun sivil otoriteye tabi kılınması süreci epey sancılı olmuştu. Ergenekon ve Balyoz operasyonları askerin iç siyasetteki hakim pozisyonunu tartışmaya açtı. Seçmen bu dönemde gerçekleşen seçimlerde açıkça demokrasinin ve sandığın siyasete yön vermesinden yana tavrını koydu. Hatırlanacağı üzere böylece Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün oldu. Bir bakıma açılım süreci de askerin iç güvenlikteki hakim pozisyonuna ve güvenlikçi perspektifine sınır çekmişti. Sonrasında HDP’nin siyasi ajandasının özerklik olduğu ortaya çıkacaktı ve HDP’ye bağlı belediyelerin peş peşe özerklik ilanları sonrasında çatışmasızlık süreci sona erecekti. 2003 Irak işgali sonrasında bölgede bir Kürt yönetimi ilan edildi ve Türk hükümeti ve Türk şirketleri bölgeyle ve yönetimle siyasi ve ticari ilişkiler kurdu. Bu ilişkiler pek çok asker ve sivil özne tarafından eleştirilmişti. Hükümete karşı askeri ve sivil kimi öznelerin itirazlarının önü gecikmeden alındı. Bazı askerlerin siyasal önceliklerinin sivil Türk hükümeti tarafından yok sayılması gerilimi yer yer tırmandırdı ve Türkiye tarihinde bir ilk yaşanarak eski bir genelkurmay başkanı tutuklanıp cezaevine kondu. Bu olay, askerin iç siyasetteki yerini nihai olarak tartışmaya kapadı. Sivil siyasetin kazanımıyla sonuçlanan bu süreçte üst düzey pek çok askeri personel de cezalarla yüzleşti ve bazıları cezaevine kondu. Askerin iç siyasette darbe yiyen bu konumu, dış siyasette parlamasıyla ters orantılı ilerledi. 

    Askerin dış siyasetin unsuru olmasına yönelik çerçeve son on yıllarda inşa edildi ve asker iç siyasetin bir bileşeni olmaktan çıkıp dış siyasetin ana bir unsuruna dönüştü ve bu durumun seçmende önemli bir karşılık bulmadığını iddia etmek hayli zor gözüküyor. Seçmeni bu söylemin alıcısı kılan önemli bir faktör de aslında Afganistan’ın ABD işgaliyle başlayan teröre karşı savaşın Orta Doğu’ya taşınması ve Arap Baharı ile Orta Doğu’da kurulu dengenin değişmesi oldu. Suriye Savaşı’yla Türkiye de bu sürece müdahil oldu. Esad yönetiminin devrilmesinden yana pozisyon alan AK Parti hükümeti ve HDP dışında Türk meclisinde temsil edilen siyasal partiler, sınır ötesi operasyonlara kabul oyu verdi. Rusya-Ukrayna savaşıyla da seçmende dış tehdit ve istikrarsızlık algısı iyice artmış olmalı. Muhalefetin öncelikleri ise daha çok iç siyasete odaklı, dış siyasete ilişkin ve askerin yeni rolüne dair muhalefetin belirsiz açıklamalarının seçmende karşılık bulduğunu söylemek güç. Bir bakıma seçmen, ordusu yurtdışında varlık gösteren büyük Türkiye hayalini depremzedeye çorba dağıtan askere tercih ediyor. Muhaliflerin, atılan bir füzenin maliyetiyle alınabilecek battaniye veya çadır sayısını karşılaştırarak kaynakların etkin kullanımına yönelik çağrılarının da seçmende karşılık bulup bulmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.

    L2 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSeçim Öncesi Bizi Neler Bekliyor | Nabız #125
    Sonraki İçerik Aydınlanma’da Liberalizm ve Devlet | Devlet Kapasitesi ve Liberteryenizm #9

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}