Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » OVP 2025 Bize Ne Söylüyor?
    daktilo2

    OVP 2025 Bize Ne Söylüyor?

    Burak Dalgın14 Eylül 20256 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    “Planlar hiçbir şeydir; planlama ise her şeydir.”
    Dwight D. Eisenhower

    2025-2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. OVP, Beş Yıllık Kalkınma Planı ve senelik Merkezi Yönetim Bütçesi ile birlikte ekonomimizi makro düzeyde idare eden üç büyük plandan biri. Ancak belki yoğun gündemin hayhuyundan, belki kimsenin orta vadeyi düşünecek hali kalmamasından, belki de hedeflere olan inancın düşüklüğünden ötürü üzerinde pek konuşulmadı. Biz geçmiş, bugün ve yarın ekseninde OVP’yi ele alalım.

    GEÇMİŞ: HAYALLER VE GERÇEKLER

    Hedef koymak muhakkak ki önemlidir. Hele de bir ekonomik program için elzemdir. Ancak bu hedeflerin gerçekçi olması ve belirli zamanlarda bunlara erişilebilmesi de bir o kadar hayatidir. Hedeflere ulaştıkça vatandaşın ve yatırımcının güveni pekişir; güven arttıkça risk iştahı yükselir; üretim, yatırım ve istihdamın önü açılır.

    Hedeflerimize ulaşma konusunda karnemiz pek parlak değil. Mesela, Cumhuriyetimizin 100. Yılı için 2011’de konan 2023 hedefleri: milli gelir 2 trilyon dolar, kişi başı gelir 25 bin dolar, ihracat 500 milyar dolar, işsizlik yüzde 5! Hiçbir kategoride bu seviyeleri tutturamadık.

    Benzer bir durum geçmiş OVP’lerde de oldu. İçinde bulunduğumuz yıl için bazı öngörülere bakalım:

    • 2022 OVP’sinde bu yıl için enflasyon yüzde 9.9, 1 dolar 25.76 TL, ekonomik büyüme oranı yüzde 5.5 olarak öngörülmüş.
    • Mevcut ekonomi yönetiminin hazırladığı 2023 OVP’sinde bu yıl için enflasyon yüzde 15.2, 1 dolar 43.93 TL, ekonomik büyüme oranı yüzde 4.5 olarak güncellenmiş.
    • 2024 OVP’sinde, yani geçen sene, bu yıl için enflasyon yüzde 17.5, 1 dolar 42 TL, ekonomik büyüme yüzde 4 olarak hedeflenmiş. Yani bir yıl içinde bile enflasyonda önemli bir sapma gözlenmiş –bu yılı en az 10 puan yukarıda bitireceğiz.

    BUGÜN: “HİSSEDİLEN SICAKLIK”

    Yeni açıklanan OVP’de bu sene için projeksiyon şöyle: yılsonu enflasyonu yüzde 28.5, 1 dolar 39.62 TL, büyüme yüzde 3.3. Kişi başına gelirin 17.748 dolar, işsizlik oranının da yüzde 8.5 olacağı söyleniyor.

    Halihazırda Eylül ayında olduğumuza göre seneyi bu seviyelerde bitireceğimizi söyleyebiliriz. Yani burada “tutmama” riski pek yok. Ancak daha temel bir mesele ile karşı karşıyız: “hissedilmeme.”

    “Bu sıcaklık mı ki, ölçüleni ile hissedileni arasında çok fark olsun?” diyorsanız haklısınız.

    Mesela, nüfusumuzun ne kadarı kişi başı gelirin 18 bin dolar, işsizliğin yüzde 8, enflasyonun %28.5 olduğunu düşüyor? Bence çok azı.

    Mesela, son beş yılda Türkiye’de milli gelir neredeyse iki kat artmış, istihdam yüzde 20 büyümüş, işsizlik yüzde 13’den %8’e düşmüş. Organize sanayi bölgelerinde, küçük sanayi sitelerinde, esnaf çarşılarında, mahalle pazarlarınde böyle bir hava var mı? Net söyleyeyim ki yok.

    Bunun sebebi bazen gelir dağılımı ve büyümenin konsantrasyonu: Nüfusun beşte biri milli gelirin yarısına sahip. Bazen ise tanımların kullanımı: OVP’de geniş tanımlı işsizliğe, yani atıl işgücüne bir atıf yok -halbuki haftada 40 saatten az çalışan eksik istihdam ve “iş bulursam çalışırım” diyenlerin de dâhil edildiği atıl işgücü oranı %30 civarında. Bazen de “ortalama” ile kişinin kendi durumu arasındaki yapısal fark.

    Her halükarda, konkordatolar, karşılıksız çekler, protestolu senetler geçen yıla göre ikiye katlanırken bu rakamlar vatandaş için inandırıcı olamıyor.

    YARIN: AYNEN DEVAM?

    Gelelim OVP’nin hedeflerine. Özetle, 2028 yılı için hedeflenen milli gelir 1.9 trilyon dolar, kişi başı gelir 21 bin dolar, enflasyon yüzde 8, ihracat 308 milyar, hedeflenen işsizlik oranı ise yüzde 7.8.

    OVP (Eylül 2025)
    Gösterge2025 Yıl Sonu Tahmin2026 Öngörü2027 Öngörü2028 Öngörü
    GSYH (Milyar $)1569165817631886
    Kişi Başı Gelir ($)17748186211971020987
    Dolar Kuru (USD/TRY)39,6246,5950,7153,76
    Büyüme (%)3,33,84,35
    Enflasyon (%)28,51698
    İstihdam Oranı (%)49,149,850,551,6
    İşsizlik Oranı (%)8,58,48,27,8

    Dört gözlemimi paylaşayım.

    Birincisi, T+2 formülü işlemeye devam ediyor. Yani işler hep içinde bulunduğumuz yıldan iki sene sonra  düzeliyor, enflasyon o zaman tek haneye düşüyor. Ekonomi yönetiminin yıllar boyu verdiği demeçler bu yönde. Tabii sürekli tekrarlanan bu ifadeler inandırıcılığı yıpratıyor, itibarı düşürüyor. Bu kez T+2’nin gerçekleşmesini diliyorum. Ancak 2027’nin muhtemel bir seçim yılı olması, enflasyon yerine ekonomik büyüme ve istihdamın öne çıkmasına yol açabilir.

    İkincisi, vasatlık meselemizi aşamıyoruz. OVP ile 2028 için konan ekonomik hedefler 2011’de 2023 için konan hedeflerin bile gerisinde. Zamanı çarçur ediyoruz.

    Eskiden İspanya, benim çocukluğumda Kore, oğlumun doğduğu yıllarda Polonya ile aynı seviyede olan ekonomimiz bugün bu ülkelerin çok gerisinde. Üzülerek söyleyeyim, 2028 hedefini tuttursak bile kişi başı gelirde Yunanistan’ın bugünkü seviyesinden (25 bin dolar) aşağıda kalıyoruz.

    Türkiye 2000 yılında da dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. 2014 yılında dünyanın en büyük 16. ekonomisiydi. Fransız yazar Jean-Baptiste Alphonse Karr’ın 1849’da yazdığı gibi: “Ne kadar değişirse, o kadar aynı kalıyor.”

    Üçüncüsü, vergi yükü artmaya devam edecek. OVP’ye göre  2025’te vergi gelirlerinin yüzde 19’unun faize gideceği öngörülüyor. 2028’e kadarki dönemde de bu neredeyse sabit kalıyor. Aynı  projeksiyonlara göre önümüzdeki üç sene boyunca vergi gelirlerinde reel artışlar olacak (2026, 2027 ve 2028’de enflasyon hedefleri yüzde 16, yüzde 9 ve yüzde 8; vergi tahsilatı artış oranları yüzde 28, yüzde 16 ve yüzde 14).

    Dördüncü ve son olarak, meşhur yapısal reformlar. OVP benim de yıllardır dile getirdiğim mühim noktalara parmak basıyor: sanayide yüksek teknolojiye dayalı dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijitalleşme, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, tarımda verimlilik artışı ve yatırım ortamının iyileştirilmesi… Bu adımların hayata geçirilmesi ciddi bir siyasi irade, kurumsal kapasite ve finansman gerektiriyor. Somut yaşadıklarımız ile bu ihtiyaçlar arasında bir makas olduğu çok açık.

    SONUÇ

    OVP’nin bir “temenni silsilesi” yahut “hayal defteri” değil, ekonomik kalkınmanın sağlam bir yol haritası olması için ne yapmalıyız?

    Birincisi, geçmiş hedeflerle gerçekleşen veriler arasındaki farklılıklarla yüzleşmeli, bunların sebeplerini açıkça konuşmalıyız. Hedefler mi uçuktu? Beklenmedik gelişmeler mi oldu? Ekonomik mekanizmaların bazılarında aksamalar mı oldu?

    İkincisi, hedef koyma sürecini daha kapsayıcı hale getirmeliyiz. Beş Yıllık Kalkınma Planı kadar olmasa da sivil toplumu, iş dünyasını, akademiyi ve siyaseti sürece daha fazla dahil etmeliyiz. Dünya tarihinin en büyük çıkartması olan Normandiya’yı yöneten bir general ve ABD’nin 34. Başkanı Dwight D. Eisenhower’ın yazının başına aldığım sözünü unutmamalıyız: “Planlar hiçbir şeydir; planlama ise her şeydir.”

    Üçüncüsü, “ne?” kadar “nasıl?” sorusu üzerinde de durmalıyız. Bilhassa yapısal dönüşüm başlıklarına pek kimsenin itirazı olamaz. Ancak bunların nasıl yapılacağı konusunda net olmakta yarar var. Aksi takdirde, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı 20 yıldır olduğu gibi yüzde 4 seviyesinde kalır.

    Dördüncüsü, genel siyasi ve hukuki öngörülebilirliği sağlamalıyız. Her gün operasyonlar yapılan, adliye koridorlarından görüntüler paylaşılan, el koyma/ kayyum haberleriyle sarsılan bir ortamda yatırım iştahı kalmaz. Daktilo 1984’teki Üç Reform Problemi yazımda (https://daktilo1984.com/yazilar/uc-reform-problemi-pist-ucak-benzin/) bunu havaalanı pistine benzetmiştim. Pist uçağın havalanmasını sağlamaz –bunun için kalkınma hamlesi ve teknolojik sıçrama gerekir. Ancak pist delik deşik ise en iyi uçak en mahir pilotun elinde bile havalanamaz.

    Türkiye’yi hür, zengin ve dünyayla yarışan bir ülke haline getirmek için iddialı ve hayata geçebilen programlar yapmaya mecburuz. Başaracağız.

    Ekonomi Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikDevleti Şirket Gibi Yönetmek: Yoksa Muhteşem Bir Fikir Değil miydi?

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Devleti Şirket Gibi Yönetmek: Yoksa Muhteşem Bir Fikir Değil miydi?

    14 Eylül 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Tanıl Bora’ya Önerilecek Bir Kitap Başlığı: Çıtır Kızlar’dan Manifest’e Kamusal Alanın Dönüşümü

    14 Eylül 2025 Burak Bilgehan Özpek
    daktilo2

    Yönetenler ile Yönetilenler ve Bir Macar Miti

    14 Eylül 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    1970’lere Sıkışan Siyaset

    13 Eylül 2025 Yazılar Cem Özen

    Gürcistan’ın Son Dönemi ve Etki Ajanlığı Yasası

    12 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Selim Yıldırım

    Rusya’nın Yabancı Ajan Yasası

    11 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Bahadır Çelebi

    Gaziantep’te Kadınların Yerelde Güçlenme Hikayesi

    10 Eylül 2025 Yazılar Ayşe Kaşıkırık

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}