Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Başkanlık Sisteminde Bürokrasinin Dönüşümü
    daktilo2

    Başkanlık Sisteminde Bürokrasinin Dönüşümü

    Armağan Öztürk19 Ekim 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    2018’den beri başkanlık sistemiyle yönetiliyoruz. Bu sisteminin siyasi sonuçları ciddi biçimde tartışmaya açıldı, üzerine analizler yapıldı. Ancak bürokrasideki dönüşüm en az siyaset alanı kadar kritik sonuçları içinde barındırmakta. Bu bağlamda başkanlık sistemi koşullarında devlet idaresinin içeriği, yönelimi, kalitesi ve geleceğine dair bir şeyler söylemek yerinde olabilir.

    Şöyle ki, 2018’i takip eden süreçte pek çok başkanlık kararnamesiyle kurumlar birleştirildi, kaldırıldı, personel ve bürokrat atamalarında yeni koşullar belirlendi. Cumhurbaşkanlığında bakanlıklara paralel yapıların kurulduğu, bakanın atama yetkisinin kısıtlandığı, bakan yardımcılarının bakanları cumhurbaşkanı adına sınırlandığı ve müsteşarlığın kalktığı yeni bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu arada kamu ile özel arasındaki sınırın bulanıklaştığı, bürokratik yapının ve kurumsal ciddiyetin istikrarsızlaştığı bir yeni kamu yönetimi düzeni tesis edildi.

    Bakanlar Kurulu ile Cumhurbaşkanı yetkilerinin Cumhurbaşkanlığında birleşmesi Türkiye’yi başkanlık sistemine taşıdı. Bu adımı takip eden ayrıntılar ise parlamenter sistemin tasfiyesinden daha önemli sonuçları içinde barındırmakta. Öncelikle çok sayıda bakan, milletvekili olmayan kişiler arasından seçildi. Şüphesiz ki eskiden de meclis dışından bakan atanması mümkündü. Ama çok istisnai anlar ve ara dönemler hariç genelde bu yola başvurulmazdı. Bakanların meclis kökenli olmamasının ilk etkisi vatandaşların milletvekilleri üzerinden bakanlığa talep ve şikayetlerini iletmesindeki eksiklik veya gecikmedir. Bu durumun, iktidar partisinin politik motivasyonunu azalttığı ve AKP’yi seçmenlerden uzaklaştırdığı sıklıkla dile getirilen bir konudur.  

    Tartışmaya değer ikinci husus bakan yardımcılığı mekanizması. Bakan yardımcıları müsteşarların yerini aldı. Müsteşarlıkla sonuçlanan kurum içi hiyerarşiden bakan yardımcılığına geçişin devlet işlerinde kurumsal hafızayı zayıflattığı ve bürokratik ciddiyeti azalttığı söylenebilir. Bakan yardımcılarının bir kısmının özel sektör kökenli olması, bir kısmının ise eski siyasilerden oluşması eksik bürokrasi algısını güçlendirmiştir. Bu arada dışarıdan kamu yöneticisi atanması Avrupa modelinden Anglo-Sakson kamu yönetimine geçiş şeklinde de yorumlanabilir.

    Üst düzey devlet memuriyetinin bürokratik hiyerarşi dışından belirlenmesindeki öncelikli amaç hantallığın engellenmesiydi. Türkiye’deki hakim uygulama bu konuda da başarısız oldu. Çünkü bakan yardımcılarının belirlenmesinde bakanlar çoğu kez belirleyici konumda değil. Bu durum bakanlık kurumunun iç uyumuna zarar veriyor. Ayrıca tüm yetkiler en tepede, yani başkanlık makamında toplandığı için bürokrasi karar almakta, siyaseti yönlendirip onu rasyonellik yönünde sınırlandırmakta zorlanmakta.

    Bürokrasi tartışmasını ideolojik bir kertede de yürütmek mümkün şüphesiz ki. Yakın dönem kamu yönetimi tarihinde iki önemli gelişme yaşandı: Önce, kabaca 2007-2011 yılları arasında Kemalist kadrolar devletteki etkinliklerini yitirdiler. Özellikle ordu, yargı ve üniversitelerde, yani Eski Türkiye’nin zinde kuvvetlerinde bir yaprak dökümü yaşandı. Kemalist bürokrasinin tasfiyesi askeri/bürokratik vesayetin güç ve etkinliğini yitirmesi gibi bir anlama da geliyordu.

    Kemalistlerin sistem içindeki ağırlıklı yeri, daha sonra FETÖ adını alacak cemaatçi kadrolar tarafından dolduruldu. 2011 ile 2013 arası dönemde Gülen cemaatine yakın pek çok isim devlette önemli görevlere geldi. Ancak bu hareketin gittikçe kriminal bir hal alması ve en sonunda seçilmiş hükümete karşı askeri darbe girişiminde bulunması kamu personel rejiminde büyük bir sarsıntıya yol açtı. 15 Temmuz’u takip eden günlerde 100 binden fazla memur devletten ihraç edildi. Bunların bir kısmı hapis cezası da aldı.

    2016 sonrası süreçte ise daha akışkan veya amorf bir bürokrasiyle karşı karşıyayız. Bazı yorumculara göre MHP’nin politik sistemdeki artan ağırlığına paralel bir şekilde milliyetçi kesimin bürokrasideki etki düzeyi yükseldi. Bu yorumu abartılı bulan bir tez de var. FETÖ’nün tasfiyesinin siyasi iktidarla uyumlu çalışan Kemalist kesimler bakımından yeni bir başlangıca yol açtığını iddia etmek de mümkün. Mesela Ergenekon-Balyoz kumpasıyla ordudan ilişiği kesilen epey sayıda subay eski görev yerlerine döndü.

    Bürokratik aygıtın geneli bakımından ise parçalı bir yapı söz konusu. Hiçbir siyasi oluşum, parti içi klik, görüş, çizgi, okul veya gelenek bürokraside hakim konumda değil. Genel olarak devlet, özel olarak ise hükümet, rejimle sorunu olmayan herkesle çalışıyor. Muhafazakarlar bir adım önde olsa dahi, bürokrasinin ilkesi ideoloji değil artık. Pragmatik bakış kamunun iş ve işlemlerinde ön planda.    

    Son olarak dijitalleşmeye değinmek lazım. E-devlet ve e-nabız gibi sistemler aracılığıyla hızlı bir dönüşüm yaşandı kamuda. Artık pek çok işlemi internetten yapmak, belge oluşturmak ve sorgulamak çok daha kolay. Bu durumun memurlar üzerindeki toplumsal baskıyı azalttığı söylenebilir. Ancak eğitim ve sağlık gibi devlet ağırlığının daha çok hissedildiği genelleşmiş kamu hizmeti alanlarında nitelikli işgücü sorunu devam ediyor. Okul ve hastanelerin ihtiyaçları ile öğretmen ve doktor açığı bir türlü kapanmıyor. Bu iki alanda hükümet ya paradigmal bir devrimi örgütleyecek, mesela devletin daha zayıf bir şekilde temsil edildiği bir düzen kuracak ya da kamu bütçesinden eğitim ve sağlığa aktarılan kaynakları arttıracak.   

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAdıyaman’da Kadın Çalıştayı: Ne İçin, Kim İçin Yerel Eşitlik
    Sonraki İçerik Gazze’de Sulh, Ortadoğu’da Sulh

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Aslı Kotaman: Medya okuryazarlığı artık bir seçenek değil, bir toplumsal ihtiyaç

    19 Ekim 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2

    Liberal Küreselleşme Bitiyor, Bölüm 4: Altın ve Doların Hikayesi

    19 Ekim 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Açlık’tan Dünya Nimeti’ne: Knut Hamsun’u Nasıl Okumalı?

    19 Ekim 2025 Mehmet Akif Koç

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Adıyaman’da Kadın Çalıştayı: Ne İçin, Kim İçin Yerel Eşitlik

    18 Ekim 2025 Yazılar Ayşe Kaşıkırık

    Yapay Zekâ İçin 3 Trilyon Dolarlık Veri Merkezleri İnşası Yarışı

    17 Ekim 2025 Çeviriler Daktilo1984

    ABD Gündemi: Ulusal Muhafızlara Tepki Büyüyor, Trump İsrail’de ve Şarm el-Şeyh Zirvesi

    16 Ekim 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Dünya Gündemi: Trump’ın Şovu, İsrail ve Gazze’nin Geleceği

    14 Ekim 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}