Daktilo1984, Serbest Piyasa Vakfı başkanı Máté Hajba ve eski milletvekili Zoltán Kész ile Macaristan’daki yabancı ajan yasası, sivil toplumun durumu ve demokrasi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.
2017 STK Şeffaflık Yasası ve Milli Egemenliğin Korunması Yasası’ndan Yabancı Ajan Yasası’na kadar Macaristan’daki yasal değişikliklerin, yönetimin sivil topluma yönelik tutumunu nasıl şekillendirdiğini anlatır mısınız?
Zoltán Kész: 2017 tarihli STK Şeffaflık Yasası, 2023 tarihli Ulusal Egemenliğin Korunması Yasası ve 2025 tarihli Yabancı Ajan Yasası, Macaristan hükümetinin sivil topluma yönelik düşmanca tavrını kurumsallaştıran, birbirini destekleyen bir dizi mevzuattır. Amaçları yalnızca şeffaflık değil, aynı zamanda eleştirel sivil toplum kuruluşlarını sindirmek ve damgalamak ve “yabancı etkisi altında” olarak etiketleyerek faaliyetlerini kısıtlamaktır.
Aynı zamanda hükümet, siyasi olarak kendisine bağlı sivil toplum kuruluşlarını destekleyerek ikili bir sistem yaratıyor: Bağımsız kuruluşları onaylıyor ve hükümete yakın olanları güçlendiriyor. Dolayısıyla sivil alan giderek özerkliğini kaybediyor ve “ulusal egemenlik” adına eleştirel sesler susturuluyor.
Máté Hajba: Yönetim, politikalarına katılmayanlara karşı her zaman düşmanca davranmıştır. Ancak devleti kontrol eden parti Fidesz, seçim zaferleriyle cesaretlenerek seçim sonuçlarından kaynaklanan meşruiyetini, muhalif seslerin varlığını daha da zorlaştırmak için kullanmaktadır. Fidesz gibi partiler, ulusu tehdit ettiği varsayılan bir düşmanı tespit etmenin birlik yarattığı fikrine dayanmaktadır ve bu dış tehdit yanılsamasını sürekli olarak geliştirir; STK’lar ise mükemmel bir hedeftir. Genellikle bu tür yasaların amacı, sivil toplum kuruluşlarını yasadışı ilan etmek değil, onları kötü ekonomi veya Macaristan’ın iç karartıcı uluslararası imajı gibi sorunların günah keçisi haline getirmek ve böylece suçu hükümetten başkalarına atmaktır; bu şekilde, benzer yasalar genellikle dikkatleri başka yöne çekerek ciddi konulardan uzaklaştırır.
Macaristan Hükümeti’nin Yabancı Ajan Yasası çalışmalarını “Otoriterliğin Ek Kitabı”nın bir parçası olarak görüyor musunuz? Hangi ülkelerin mevzuatları ve uygulamaları Macaristan Hükümeti’ne ilham kaynağı oluyor?
Máté Hajba: Bu kesinlikle Putin’in oyun planının bir parçası. Liberal demokrasileri illiberalizmle baltalamak ve Avrupa ve Amerika’da anlaşmazlık yaratmak Putin’in çıkarına. STK karşıtı yasalar Putin’in damgasını taşıyor. Macaristan hükümeti bile yasa için Rusların kullandığı bahaneyi kullandı: ABD’de de FARA gibi benzer yasalar olduğu bahanesini. Gerçekte ise FARA hiç de benzer değil.
Macaristan’da sivil toplumun etki alanını nasıl tanımlıyorsunuz? Sivil toplumun muhalifleri, ortakları ve müttefikleri kimler? STK’lar kamusal söylemi ne kadar geniş bir şekilde etkileyebiliyor?
Zoltán Kész: Macar sivil toplumunun etkisi bugün son derece sınırlı, ancak önemsiz değil. Hükümet sosyal görevlerden tamamen çekildiği için mültecilere, azınlıklara, evsizlere, engellilere ve ihtiyaç sahibi diğer kişilere sağlanan yardımlar çoğunlukla sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanıyor ve bu kurumlar on yıl öncesine göre çok daha az kaynağa sahipler.
Gerçek muhalifler, hak savunucuları, insan hakları ve bağımsız araştırma kuruluşları dış destek olmadan hayatta kalma mücadelesi verirken, hükümet propagandası sivil sesleri susturmak için milyarlarca dolar harcıyor. Müttefikleri son bağımsız medya kuruluşları ve yerel örgütlenmeler, ancak onlar da sürekli baskı altında.
Kamu alanında, “ulusal egemenlik” söylemi, hükümetin ezici iletişim gücü nedeniyle sivil toplumun sesini neredeyse tamamen bastırıyor. Yine de sivil toplum, Macar demokrasisinin son özerk sütunlarından biri olmaya devam ediyor. Devletin kaderine terk ettiği her insanın kaderi, kurtardığı her hayat ve başarılı her hukuki savunma bu küçük ama ısrarcı çemberin sayesindedir.
Muhalefet sivil topluma nasıl bakıyor? Muhalefetin seçimlerde olası bir zaferinin ardından devletin tavrında bir değişiklik olacağına dair güvenilir bir beklentiniz var mı?
Zoltán Kész: Macar muhalefeti sivil topluma dair temelde iyimser bir bakış açısına sahip: Sivil toplumu demokrasinin son savunma hattı ve toplumsal dayanışmanın koruyucusu olarak görüyorlar. Çoğu muhalefet partisi, bir hükümet değişikliğinden sonra sivil toplum kuruluşlarının özerkliğini yeniden tesis edeceklerini, siyasi saikli ayrımcılığa son vereceklerini ve kritik aktörlerin kamu katılımını ve kaynaklara erişimini sağlayacaklarını vurguluyor.
Ancak, Orbán hükümeti tarafından 2023 yılında kurulan Egemenliği Koruma Ofisi, devlet ve sivil toplum arasındaki ilişkinin ne kadar zehirli hale geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Kamu tarafından finanse edilen bu kurum, iktidar partisinin siyasi gündemini fiilen uygularken, açıkça “yurt dışından desteklenen” kuruluşları cezalandırmak için kurulmuştu. Bu ofisin “dış etkilere” karşı hareket etmesi gerekirken, Macaristan hükümetinin artık Rusya ve Çin tarafından açıkça desteklenmesi çarpıcı bir çelişki. Ancak bu etkiler, ofisin gözünde sorunlu görülmüyor.
Muhalefetin zaferinin sivil toplumun durumunu önemli ölçüde iyileştireceğine inanıyorum: Sivil toplum ile devlet arasında bir ortaklık gelişebilir, siyasi damgalama sona erebilir ve sivil toplumun toplumdaki rolü bir kez daha kamu yararına hizmet ettiği kabul edilebilir. Macaristan’ın gelecekteki demokratik yenilenmesi, büyük ölçüde yeni yönetimin sivil toplumu bir düşman değil, bir müttefik olarak görüp göremeyeceğine bağlı olacaktır.
Avrupa Birliği’nin, Macaristan Hükümeti’ne yönelik STK’larla ilişkiler konusundaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Máté Hajba: AB, Macaristan’da gündemi belirleyemiyor; tam tersi geçerli. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, veto yetkisiyle AB karar alma mekanizmalarını rehin tutabiliyor ve yasaları Macar sivil toplumuna karşı bir koz olarak kullanabiliyor. AB taviz talep ettiğinde, kendisi üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmayan bu mevzuatı yumuşatabiliyor.
Ancak, AB Macaristan’ın içişlerine müdahale etmeye devam ederse, bu genellikle Orbán’ın Brüksel’in müdahale ettiği yönündeki AB karşıtı söylemine hizmet ediyor. Bu da sadece Macaristan hükümetinin işine yarıyor.

