[voiserPlayer]
Ekonomos Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni (1-7 Mayıs 2023)
TÜİK 2022 yılı gelir dağılımı istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilere göre en yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48 olurken, yüzde 20’lik en alt gelir grubunun aldığı pay yüzde 6 oldu. En üst grubun aldığı pay 2021 yılına göre 1,3 puan artış gösterdi, en alt gelir grubunun aldığı pay ise 0,1 puan azalmış gözükmekte.
Gelir dağılımının yıllara göre gösterildiği Tablo 1’in dikkat çekici yanı, son 10 yıllık sürece baktığımızda özellikle en alt gelir grubunun aldığı pay neredeyse hiç değişmemiş. En üst gelir grubunun aldığı pay ise az da olsa bir artış göstermekte. En üst gelir grubunun aldığı paylar ikinci, üçüncü ve dördüncü yüzde 20’lik gelir gruplarından. Sonuçların doğru olduğunu kabul edersek dünyada gelir eşitsizliğini olağanüstü derecede artıran Covid-19 vakasının belli miktarda negatif etkisinin olduğunu görebiliyoruz örneğin. O dönemde K-tipi büyüme çok tartışılmıştı ki K tipi büyüme gelir eşitsizliğinin daha da artırdığı bir büyümeye işaret etmektedir. 2022 yılındaki bozulmayı ise daha çok enflasyon ve düşük faiz ile açıklayabiliriz. Enflasyon ile orta ve alt gelir gruplarının alım gücü düşerken Türkiye’de uygulanan düşük faiz politikası ile varlık sahibi olan kesim daha da zenginleşti. Krediye ulaşabilenler enflasyondan görece daha iyi korunurken krediye ulaşamayanlar ekonomik anlamda zorluk yaşadı.
Tablo 1: Yüzde 20’lik gruplar itibarıyla yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirinin dağılımı (%), 2013-2022
Grafik 1’e baktığımızda ise özellikle en yüksek yüzde 5’lik dilimin aldığı yüzde 22,86’lık pay dikkat çekmekte. Bu pay yüzde 0,88 oranında pay alan en alt yüzde 5’lik dilimin kabaca 26 katına denk gelmekte.
Grafik 1: 2022 yılı yüzde 5’lik grupların aldıkları paylar (%)
Grafik 2’ye göre 2022 yılı için toplam gelir içerisinde en yüksek payı maaş ve ücret getirisi olanlar elde etti. Bu grup toplam gelirlerin yüzde 46,2’sinin alırken 2021 yılında bir önceki yıla göre aldığı pay 0,9 puan düşmüş durumda. En yüksek payı alan ikinci grup ise müteşebbisler olurken sosyal transfer geliri elde edenler üçüncü sırayı aldı.
Grafik 2: Gelir türlerine göre dağılım (%)
Diğer yandan gelir dağılımının durumunu tek bir istatistikle gösteren ve 0’dan 100’e doğru yaklaştıkça gelir dağılımının bozulduğunu ima eden Gini katsayısı 2022 ili için 0,415 olarak gerçekleşti. Bu oran 2020 yılı için 0,401 idi. Sonuçlar genel olarak gelir dağılımında son yıllarda büyük bir bozulmanın olduğunu ima etmemekle birlikte bir miktar bozulmaya işaret etmekte. Son yıllarda asgari ücrete yapılan görece yüksek zamlar gelir dağılımının daha fazla bozulmasını engellese bile açıklanan istatistiklerin Türkiye’de bozulan gelir dağılımını yeterince yansıttığını söylemek biraz zor.
FED Faiz Artırmaya Devam Etti Ama…
Amerikan Merkez Bankası FED beklentiler doğrultusunda 25 baz puan faiz artışına giderek faizleri yüzde 5-5,25 aralığına çıkardı. FED’in bir süredir devam eden istikrarlı faiz artışı 2007 yılından bu yana en yüksek seviyeyi işaret ediyor. Fakat bu faiz artışlarının sonuna gelindiğine dair işaretler de veriliyor. Metni incelediğimizde önceki metinden farklı olarak “ek sıkılaştırma” ifadesi metinden çıkarılmış durumda. Bu değişiklikte faiz artırım döngüsünde son dönemde yaşanan bankacılık problemleri de etkili olmakta. Metinde bu problemlere karşın bankacılık sisteminin sağlam ve dayanıklı olduğu vurgusu yapılmakta.
Faiz artışlarının durması mesajı ise enflasyonla mücadelenin yeterliliği açısından soru işaretleri doğuruyor, çünkü enflasyon verileri hala güçlü. Nitekim karar metninde enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiği vurgusu var. Karar sonrası açıklama yapan Powell da enflasyon için “geçen yılın ortalarından beri enflasyon yavaşladı ama yüksek kalmaya devam ediyor. Enflasyonu hedefe döndürmekte kararlıyız, önümüzde uzun bir yol var” ifadesini kullandı.
Bu yönleriyle bakıldığında FED, artan bankacılık problemleri ve enflasyonun yüksek seyri arasında karar vermek durumunda kalmakta ve şu ana kadar enflasyon hala öncelik olmakla birlikte bir süredir yaşanan bankacılık sorunu da göz ardı edilmemekte. Hatırlayacak olursak ABD’de geçtiğimiz aylarda Silicon Valley Bank ve Signature Bank iflas etmişti. Bu iflasları geçen hafta bir süredir müşterilerinin korkuyla mevduatlarını çektiği First Republic Bank’ın iflası da takip etti ve ABD Federal Mevduat sigorta Kurumu (FIDC) bankanın JP Morgan Chase’e satıldığını açıkladı.
Kısaya Düşen Notlar
— Yapılacak 14 Mayıs seçimleri öncesi borsa tarafında sert düşüşler devam ediyor. Endeks geçtiğimiz aylarda 5704 zirve seviyesine ulaştıktan sonra geçen hafta 4311 seviyesine kadar düşerek yüzde 25’e yakın değer kaybetmiş durumda. Üstelik bu dönem, BES fonlarında hisse oranının artırılması ve Türkiye Varlık Fonu’nun hisse alımlarına rağmen bu kadar yüksek düşüşün olduğu bir dönem. Bu yönüyle bakıldığında kamu alım ve teşvikleri de düşüşü durduramamış gözükmekte. Buradaki sert düşüşe bakarak piyasanın seçimlerin akıbetine dair hala belirsizliği fiyatladığını söylemek mümkün.
— Resmi verilere göre Nisan ayı sonu itibariyle Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 43,68 olurken, aylık artış yüzde 2,39 oranında gerçekleşti. Üretici fiyatlarındaki artış ise yıllık olarak yüzde 52,11 oranında gerçekleşti.