[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (28 Kasım-4 Aralık 2023)
Hamas ve İsrail arasında Katar’ın arabuluculuğunda varılan ve yedi gün süren ateşkes herhangi bir anlaşmaya varılamadan sona erdi. Geçici ateşkes sırasında 80 İsrailli rehine ve 240 Filistinli mahkum serbest bırakıldı. İnsani ara olarak adlandırılan bu 7 günün ardından savaş kaldığı yerden tekrar başladı.
İsrail ordusu, Hamas’ın ateşkesi ihlal ettiğini ve İsrail topraklarına roket saldırısında bulunduğunu iddia ederken Hamas’a yakın bir kaynağın AFP’ye yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın silahlı kanadı, çatışmaya devam etme ve Gazze’yi savunma emri aldı.
İsrail ordusu geçtiğimiz hafta Gazze’nin güney ve kuzeyini vurmaya devam etti. Gazze’de ortaya çıkan korkunç yıkımın arasında sirenler tekrar çalmaya başladı. Gazze’nin güneyinde yer alan ve kısmen boşaltılmış olan Han Yunus kenti de bombalandı.
İsrail ordusu ayrıca Gazze’nin kuzeyindeki Jabalia mülteci kampının içinde ilerlediğini duyurdu. Kampta Birleşmiş Milletlerin verdiği rakamlara göre 116.011 mülteci yaşıyor. Bu kampta İsrail saldırıları nedeniyle sayısı tam olarak bilinmeyen sivil ölümleri gerçekleşti. İsrail ordusu ise kamp içinde yer alan Hamas’ın komuta merkezini ele geçirdiklerini duyurdu.
Hamas’a bağlı sağlık bakanlığının son açıklamasına göre bugüne kadar 6000’i çocuk olmak üzere 15800 Filistinli hayatını kaybetti. 7 günlük arada Gazze’ye ulaşan yardımların sayısı çatışmaların tekrar başlamasıyla azalmaya başladı. UNICEF Gazze’ye yardım ulaştırılabilmesi için bölgede herhangi bir güvenli bölgenin olmadığını açıklarken Dünya Sağlık Örgütü ilerleyen her saatte durumun daha da kötüleştiği tespitini yineledi.
Gazze’nin altında yer alan ve uzunluğu Londra metro sisteminin uzunluğundan daha fazla olan tüneller İsrail ordusunun öncelikli hedefleri arasında. İsrail ordusu tünellere Akdeniz’den su basmak suretiyle Hamas’ı geriletmeyi planlıyor. Ancak bu planın ne kadar gerçekleştirilebilir olduğu tartışma konusu.
2021 yılında Hamas ve İsrail arasında yaşanan çatışmalarda İsrail ordusu bu tünellerin 100 kilometrelik kısmını yok ettiğini açıklamış, Hamas ise 500 kilometre uzunluğunda olan tünel sisteminin yalnızca yüzde 5’inin zarar gördüğünü iddia etmişti. Londra metro tünellerinin uzunluğunun 420 kilometre olduğu düşünüldüğünde İsrail ordusunun Hamas’ın en büyük kozu olan bu tünelleri yok etme çabasında oldukça zorlanacağı anlaşılıyor.
Gazze’de tüm bunlar yaşanırken İsrail, Batı Şeria’daki operasyonlarını da sürdürüyor. Son olarak dün gece yapılan saldırıda bir sivil yaşamını yitirirken 4 kişi de yaralandı. Son bir haftada Batı Şeria’da hayatını kaybedenlerin sayısı 2’si çocuk olmak üzere 8’e yükseldi. 7 Ekim’de Hamas’ın büyük saldırısının gerçekleşmesinden bu yana Birleşmiş Milletler verilerine göre 65’i çocuk olmak üzere 246 kişi Batı Şeria’da hayatını kaybetti.
İsrail otoriteleri geçici ateşkes sonrası Hamas ve Gazze’de bulunan diğer silahlı gruplarla savaşının daha şiddetli olacağına dair açıklamalar yapıyor. İsrail ordusu Han Yunus kentine işaret ederek Hamas’ın o bölgede de vurulacağını ifade ediyor. Nitekim, şehrin doğusundan gelen İsrail tanklarının bölgede göründüğüne dair raporlar geliyor.
Han Yunus, Gazze’ye yardım ulaştırılabilen tek çıkış kapısı olan Refah’a yakın olduğundan bu bölge etrafında yaşanan çatışmalar insani yardımların ulaştırılmasını zorlaştırıyor. Han Yunus kentinde yaşayan siviller batıda Akdeniz ve güneyde Refah tarafına doğru kaçıyorlar. İsrail, Hamas’ı yok etme konusunda kararlığını gösterirken uzun bir savaşa hazırlandığının da işaretlerini veriyor.
Sivil kayıplar konusunda umursamaz bir tavır içerisinde olan İsrail, en yakın müttefiki ABD’yi de bunaltmış durumda. Zira, tüm dünyadan gelen tepkiler ABD iç kamuoyundan gelenlerle birleştiği için İsrail’e çok güçlü bir destek veren Biden hükümeti köşeye sıkışmış görünüyor. Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 7 Ekim’den bu yana İsrail’e en sert uyarılarını yaptı.
Blinken, İsrail hükümetini Filistinlileri daha fazla kitlesel olarak yerlerinden etmemesi ve hastaneler, elektrik santralleri ve su tesisleri gibi kritik altyapıları vurmaması gerektiği konusunda uyardı. Ateşkesten sonra önceki döneme benzer şekilde sivillerin zarar görmemesi gerektiğini vurgulayan Blinken, İsrail’e savaşın başlamasından bu yana yaptığı 4. ziyarette en net uyarılarını yapmış oldu.
Ancak tüm bu uyarılar ABD’nin İsrail’in insan hakları ve savaş hukukuna aykırı eylemlerini engellemek için harekete geçeceği anlamına da gelmiyor. Zira, ateşkesin bitmesinden bu yana İsrail’in Hamas ile mücadele adı altında yaptığı saldırılar, sivillerin yaşamını dikkate aldığına dair işaretler vermediği gibi İsrail’in daha da sertleşeceğini gösteriyor. Dolayısıyla şu an görünen tabloda, 7 günlük aranın İsrail’in dur durak bilmeyen saldırılarını daha dikkatli ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde yapacağına dair bir umut sağlamadığı anlaşılıyor.
COP28: Umut Var, Eylemleri Göreceğiz
30 Kasım’da başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük kenti Dubai’de gerçekleştiriliyor. 12 Aralık’a kadar sürecek olan 28. Taraflar Konferansı (COP28) çevre konusuyla ilgili aktörlerin ve özellikle de kömür, petrol ve gaz endüstrisi temsilcilerinin geniş katılımıyla başladığı için önceki toplantılara göre daha fazla ilgi topladı.
Her yıl düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, iklim değişikliği konusunda dünyadaki her ülkenin neredeyse tam üyeliğe sahip olduğu çok taraflı bir karar alma forumudur. Bu nedenle, iklim değişikliği konusundaki ana gündemi belirleyen ve ülkelerin yapmaları gerekenler konusunda bir yol haritası sunan COP toplantıları, küresel siyaset ve ekonomi için çok büyük önem arz ediyor.
COP28’e, dünyanın en büyük üçüncü fosil yakıt üreticisi olan Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi’nin yöneticisi Sultan Al Jaber başkanlık ediyor. İklim Konferansı’nın Dubai’de yapılması ve bir fosil yakıt şirketi yöneticisinin başkanlığında gerçekleştirilmesi, çevrecilerin tepkisine neden oluyor. Ancak COP28’in gündemi, gezegenimizin geleceğini belirleme açısından umut vadeden tasarılar da sunuyor.
COP27’de alınan ve uygulama konusunda eksiklikler yaşanan kararların gözden geçirilmesi, karbon salımının azaltılması alanındaki yatırımların finansman sorunları ve sanayi öncesi dönemi sıcaklığının 1.5 derece daha üzerine çıkılmaması amacına ulaşmak için yeni hedefler konulması gündemleriyle toplanan COP28, bugüne kadarki Taraflar Konferansları arasında en geniş katılımcıya ev sahipliği yapan konferans oldu. Bu yönüyle daha somut projelerin hayata geçirilmesine vesile olabilecek bu toplantıları ve alınan kararları, konferansın bitiminden sonra daha geniş şekilde ele alacağım.