20 Ocak’ta Beyaz Saray’daki görevine başlayacak olan Donald Trump, yemin töreninden önce ortaklarıyla birlikte dünyada bir değişim dalgasının fitilini ateşlemeye çalışıyor. Bu bültende hem ABD hem de dünyanın geri kalanının keskin bir değişime gittiği mevcut süreci kısaca sizlere aktaracağım.
Trump Neyin Peşinde
Trump cephesi 5 Kasım’daki seçim galibiyetinin ardından kamuoyuna nasıl bir dünya istediklerine dair cesur mesajlar veriyor. Senatoya sunulacak kabine üyelerinin açıklanmasından sonra bu cepheden pek çok isim, Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’sinin önümüzdeki dört yılda -başta ABD’nin komşuları olmak üzere- küresel çapta kimi ülkeleri paydaş ve partner, kimlerini de hasım olarak gördüğünü ilan etti.
Trump’ın milyarder destekçisi Elon Musk, aşırı sağın muhalefette olduğu pek çok Avrupa ülkesinin mevcut yöneticilerini, sahip olduğu X uygulaması üzerinden hedef alıyor. Almanya’daki yaklaşan federal seçimlerde tarafının aşırı sağcı AfD’den yana olduğunu ilan eden Elon Musk, Fransa lideri Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’i da topa tutuyor.
ABD’de olduğu gibi bu ülkelerdeki göçmen meselesini de köpürterek seçmenleri yönlendirmeye çalışan Musk, Macron tarafından bizatihi “seçimlere müdahale ettiği” şeklinde itham edildi. 6 Ocak’ta X üzerinden bu konu hakkında yorum yapan ve Keir Starmer’in partisi İşçi Partisi’nden birtakım görevlileri seçimden önce ABD’ye göndererek Trump karşıtı kampanya yaptırmak suretiyle seçimlere müdahale ettiğini iddia eden Elon Musk aynı gün içinde İngiliz liderin hapse girmesi gerektiğini de ifade etti.
Aralık ayı sonunda Panama Kanalı’nın kontrolünü geri alacaklarının sinyalini veren Trump, komşuları Meksika ve Kanada’ya karşı yüksek gümrük vergisi tehdidinde bulunmanın yanı sıra Kanada’nın doğrudan ilhakını bile gündemine aldı. Bunun üzerine hem Panama Devlet Başkanı hem de Kanada Başbakanı kendi ülkelerinin bütünlüklerine saygı duyulması yönünde çağrı yaptı. Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun ocak ayının ilk haftasında Liberal Parti’nin liderliğinden istifa edip parlamentonun bir süreliğine askıya alındığını ilan etmesi ise kafalarda iyice karışıklık yarattı. Bu yıl içinde gerçekleştirilecek seçimlerde Muhafazakar Parti’nin zaferine kesin gözüyle bakılıyor. Trudeau’nun Trump ve ekibiyle olan karşıtlığının, Kanada’da işlerin bu noktaya gelmesinde önemli rolü olduğu düşünülüyor.
Donald Trump’ın Kuzey Kutbu’nda bulunan ve aslen Danimarka’ya bağlı olan Grönland hakkında yaptığı ilhak açıklamaları da kamuoyunun tepkisini çekti. İlk başkanlık döneminde Grönland hakkında bu tarz açıklamalarda bulunan Trump, şimdi koltuğa bile oturmadan Grönland’ın ABD’ye ait olduğuna dair açıklamalarda bulunuyor. Hatta oğlu Donald Trump Jr. bu süre içinde bizzat Grönland’ı ziyaret ederek babasının bu hevesini somut bir düzleme taşıdı. Bu konuda gerekirse ekonomik ve askeri çözümlere başvurmaktan geri durulmayacağını beyan eden Trump’a karşı taraftan gelen tepkiler ise hayli sert. Grönland’ın savunmasına yönelik yapılan askeri harcamaların artırılacağını duyuran Kopenhag Hükümeti, Grönland’ın satılık olmadığını belirtti.
Yeni yönetim göreve başlamadan dünyanın dört bir yanından kendine düşman ediniyor. Şayet bu ekip global çaplı planlarını arzuladığı şekilde hayata geçirirse dört yıl sonra ABD kendini dramatik bir yalnızlığın içinde bulabilir. Nitekim yeni hükümetin izolasyon yanlısı bir kampanyayla seçimi kazanıp daha göreve başlamadan müttefiklerine akıl vermeye çalışan ve komşu ülkelerine tehditvari bir yaklaşım sergileyen bu tavrı kimseye herhangi bir yarar sağlamayacak, yalnızca dört yıl sonra işbaşı yapacak hükümete ise bir enkaz devretmiş olacaktır.
Matt Gaetz Mercek Altında
Kasım ayında Adalet Bakanlığı için Trump’ın duyurduğu isim olan Matt Gaetz, hakkındaki soruşturmalardan ötürü Senatodan yeterli onayı alamayacağı düşünülerek adaylıktan geri çektirilmişti. Aralık ayında Temsilciler Meclisi Etik Komitesi’nin hazırladığı rapora göre içinde reşit olmayan bir kişi de dahil olmak üzere adının karıştığı seks ve uyuşturucu skandalı sonrası Gaetz’in eyaleti Florida’nın yasalarını ihlal ettiği sonucuna varıldı.
Gaetz, bu raporun önceden kendisine bildirilmeden yayımlanması gerekçesiyle federal mahkeme üzerinden yayımın durdurulması yönünde bir dava açsa da bu dava başarısızlıkla sonuçlandı. 2021’de benzer konulardan ötürü Gaetz hakkında açılan soruşturmaların 2023’te kapanmasından sonra Etik Komitesi’nin bu olaya yeniden el atması, Cumhuriyetçiler içinde de küçük bir sarsıntıya yol açmış vaziyette görünüyor.
Temsilciler Meclisinin Cumhuriyetçi Başkanı Mike Johnson; Matt Gaetz’in bakan olma hedefiyle Kongreden istifa etmesi durumu söz konusu olduğu için raporun yayınlanmaması gerektiğini düşünürken Gaetz, Etik Komitesi’nin tarafsız olması gerektiği halde “Demokratlar gibi” hareket ettiğini iddia etti.
Sonuçları Harris Açıkladı
Seçimlerde Demokratların adayı olduktan sonra ağır bir hezimete uğrayan Başkan Yardımcısı Kamala Harris, makamının bir gereği olarak Senato Başkanı da olduğu için Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump’ın resmi zaferini açıklayan kişi oldu. 6 Ocak’taki oturumda Senato Başkanı Harris, ABD tarihinde nadir görülen bir durum olarak kendi yenilgisini de alkışlar içinde deklare etti.
Dört yıl önceki oturumda seçim sonuçlarını kabul etmeyen birtakım radikal/aşırı sağ gruplar, Trump’ın kışkırtmasıyla Kongreyi basarak süreci sabote etmeye çalışmıştı. Donald Trump her ne kadar o dönem seçilmiş olan başkan Joe Biden’ın yemin törenine katılmayı reddetse de Biden, Trump’ın 20 Ocak’taki yemin törenine katılım sağlayacak.
Hükümlü Başkan
10 Ocak’ta Yüksek Mahkeme’de üç liberal, bir muhafazakar hakim ve başyargıcın verdiği karara göre Trump’ın geçtiğimiz Mayıs ayında hüküm giydiği, oyuncu Stormy Daniels ile olan ilişkisinde sus payı ödemesi ile alakalı iş kayıtlarında sahtecilik yapmasıyla ilgili davadan koşulsuz tahliye kararı çıktı. Bu karar Trump’ın hapse atılmayacağı veya herhangi bir para cezası ödemeyeceği anlamına gelse de Trump halen resmen hükümlü. Trump hüküm giymiş bir suçlu olarak göreve başlayacağı için bu karara ateş püskürdü ve bozuk adalet sistemini düzelteceklerini iddia etti.
ABD’de gündem çok hızlı değişiyor. Yeni yıla eski bir ordu mensubunun New Orleans’ta düzenlediği bir terör saldırısı ve Las Vegas’taki Trump International Hotel’in önünde Tesla marka bir aracın içindeki havai fişeklerin patlatılarak imha edilmesi ile kanlı bir şekilde giren ABD’de, Trump’ın çılgın politik söylemleri ve hareketli geçiş süreci gündemi sıcak tutmaya devam ediyor.
Beyaz Saray’ın yeni Atlantik ve Pasifik politikaları hepimizi etkileyecek ve şimdiye kadar var olan belli başlı dinamiklerin değişmesi tecrübesini hepimize yaşatacak.
Kaynakça
https://edition.cnn.com/2024/12/23/politics/matt-gaetz-house-ethics-report/index.html
https://edition.cnn.com/2025/01/08/politics/trump-greenland-canada-panama-analysis/index.html