Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Vasatlığın Kurumsallaşması
    Yazılar

    Vasatlığın Kurumsallaşması

    Oytun Meçik19 Şubat 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Toplumsal yaşamın devamlılığı iki ana aks üzerindedir. Bu akslar çoğu zaman anlamsal bakımdan tam bir karşıtlık içerir: vasatlık ve kurumsallaşma.

    Bunlardan biri, ortalama veya ortalamanın altındaki standartların kabulünü temsil ederken diğeri, uygulama ve normların kurumsal çerçevelere yerleştirilmesini ve olumlu anlamda alındığında, bu yerleşmiş yapının sunduğu sürdürülebilirliğin ve istikrarın getirilerini ifade eder.

    Bu akslar aynı zamanda toplumsal alanın tüm boyutları için olduğu gibi ekonominin de uzun dönemde ne yöne evrileceği hakkında hem bir belirleyici hem de bir gösterge niteliğindedir.

    Vasatlık

    Genellikle hırs veya mükemmellik eksikliğiyle karakterize edilen vasatlık olgusu, organizasyonlara ve toplumlara sinsice sızıp yerleşebilir. Rahatlık görünümüne sahip bir iklimin hakim olduğu ve yeniliğin ikinci planda kaldığı ortamlarda gelişme gösteren bu olgu, akademik kurumlardaki düşük performanstan kamu kurumlarındaki yetersiz hizmet sunumuna kadar çeşitli şekillerde kendini gösterir.

    Hatta toplumsal deneyimdeki yaygınlığına bağlı olarak sadece bu alanlarla sınırlı kalmayıp piyasa mekanizmasını esas alan organizasyon türlerinde de çözülmeye sebebiyet verebilir.

    Kuşkusuz tüm bunların toplamda oluşturduğu vasat, toplum genelinde moral ve motivasyonun aşınmasına, yaratıcılığın bastırılmasına ve ilerleme dinamiklerinin ortadan kalkarak durağan bir görünümün oluşmasına sebep olabilir.

    Kurumlarda vasatlığın yerleşmesi ve sürdürülmesine çeşitli faktörler katkıda bulunabilir. Bürokrasinin bürokratikleşmesi, katı hiyerarşik oluşumlar, değişime karşı direncin yerleşmesi, her konuda adil çözümlerin ötelenmesi ve örselenmesi, vasatlığın kök salması için uygun bir zemin yaratabilir.

    Ek olarak, başarısızlık korkusu ve riskten kaçınma; bireyleri, kuruluşları ve yine toplamda toplumları ileriye götürecek hedefleri takip etmekten caydırabilecektir.

    Böylece, sorumluluk bilinci ortadan kalkıp ödül-performans sistemi ve adalet-hakkaniyet uyumu bozulduğunda, vasatlık kültürü hâkim kültür haline gelmiş olur.

    Kurumsallaşma Nedir?

    Kurumsallaşma ise uygulamaların, normların ve yapıların kurumlarda derinlemesine yerleştiği bir süreci ifade eder. Dolayısıyla kurumsallaşma, istikrar ve öngörülebilirlik sağlayan bir ortam yaratır.

    Öte yandan, vasatın kurumsallaşması olasılığı da atalet ve değişime karşı direnci besleyebilir. Bu olasılığın vücut bulması, zamanla süreçlerin katılaşmasına yol açarak gelişen koşullara uyum sağlamayı zorlaştıran, yerleşik normlar ve uygulamaların rehaveti güçlendirmesinden ötürü, vasatlığın kendi kendini sürdüren bir döngüye dönüştüğü bir dinamo etkisi yaratabilir.

    Diğer bir deyişle, vasatlık ve kurumsallaşma birbirini dışlayan şeyler olmayabilirler. Daha doğrusu, uygun koşullar oluştuğunda çoğunlukla bir kısır döngü içinde birbirlerini güçlendirme eğilimi gösterebilirler.

    Kurumsallaşmış yapılar ve kültürler, uyumu yenilik yerine ödüllendirerek ve mükemmellik pahasına statükoyu koruyarak vasatlığı sürdürebilir. Vasatlık, ortalamanın altındaki performansa tolerans gösterildiğinde ve hatta organizasyonlar içinde normalleştirildiğinde kurumsallaşabilir.

    Toplumsal alanda ise vasatlığın kurumsallaşmasının sonuçları, bireysel kurumların sınırlarının çok ötesine uzanır. Eğitimde vasatlık, her türlü öğrenci başarısını engelleyebilir ve öğretimin kalitesini zayıflatabilir. Sağlık hizmetlerinde vasatlık, tedavi süreçlerini ve insan sağlığını tehlikeye atabilir ve tıbbi yenilikleri engelleyebilir. Yönetişim alanında vasatlık, kamu kurumlarına olan güveni aşındırabilir ve politika oluşturmanın etkinliğini azaltabilir.

    Nihayetinde vasatlığın kurumsallaşması, toplumsal ilerlemenin durması ve refah düzeyinin gerilemesi, daha popüler ve basit ifade ile fakirleşmenin açıklayıcısı olarak düşünülebilir. Pek tabii bu noktada fakirleşme, yaşanan sonuçların dar bir çerçevedeki halidir. Ancak insan yaşamından eksilenler bunun çok daha ötesindedir.

    Vasatlıktan Nasıl Kurtulabiliriz?

    “Nerede o eski bayramlar?” dediğinizi duyar gibiyim. Eskinin simidinde, yaz tatilinde, bayramlık alışverişlerinde aranan tadın ne olduğu şimdi sanki daha anlaşılır durumda… Belki akla şimdi tam da şu soru geliyordur: “Merkez bankası başkanı değişti ya, yine de çay-simit yapmanın eski tadını alamayacak mıyız?”

    İşte bu düştüğümüz yerden kurtulmak hem bireysel hem de kurumsal düzeyde ortak çaba harcamayı gerektiriyor. Bazılarımız çok çalışsak buradan çıkamaz mıyız? Cevap basit: Çıkamayız.

    Bunun için hesap verebilirlik ortamının ve risk almanın teşvik edileceği, yeniliğin ödüllendirildiği, kurumlarda esneklik ve uyarlanabilirliğin benimsendiği, her alanda adaletin sağlandığı ve sürdürüldüğü bir iklimin yaratılması, çoğu zaman bu kadar sofistike cümlelere gerek duymaksızın “yapısal reformlar” diye iki sözcükle tanımlanan adımların atılmaya başlanması, her şeyin başlangıcı olabilir. Ama yine de tek başına bunlar da yetmeyecektir.

    Çözüm için topyekûn bir bakış açısı değişikliği gerçekleştirmek ve “Acaba?”lardan azade olarak bunu sürdürmek durumundayız. Bu da toplumsal alanda, toplumu çevreleyen her türlü kurallar bütününün belirli bir rasyonelde sağlanması ve sürdürülmesinden geçer.

    İşin özü, ağızlarda tat bırakmayan, aslında yeni tat olarak vasatın tadını almaya başladığımız ve alıştığımız, bu yüzden eski tadı ararken simit aldığımız simitçiyi, demlediğimiz çayı değiştirdiğimiz, ekonomide de merkez bankası başkanı değişince bir şey değişir diye beklediğimiz bir ortamda hiçbir şeyin değişmeyeceğidir.

    Bunun da arka planı; kuralsızlaşan ve ahlaki değerlerinde erozyon yaşanan piyasa dinamikleri ve buna kısmen de olsa yön ve biçim verme yetkinliğinde olanların, oralı olmamasıdır.

    Yüksek olan ve yüksek seyretmeye devam eden enflasyon, kredi kartı borçluluğunun tarihi zirvelere tırmanışı, tüm zamanların en adil olmayan gelir dağılımı, yoksullaşan ve yoksullaştığı için kural tanımazlığı, keskinleşen ve ahlaki değerlerini daha da hızlı yitiren bireyler… Daha fazla maliyetle daha kötü performans elde edilen eğitim süreçleri, rekabete dayalı sportif aktivitelerde dünya sıralamalarında aşağılarda kalmaya başlayan bir ülke, yıkılınca yerine yenisini koyamadığımız her şey… Bütün bunlar işte akla o soruyu getirmiyor mu: “Nerede o eski bayramlar?”

    Vasatın hakimiyeti sürdüğü sürece ödün verdiğimiz her şey, zihinlerimizdeki eski-yeni karşılaştırmalarını canlandırmaya devam edecek kuşkusuz. Daha yeni ürün ve hizmetler satın alacağız, ama eski mutluluğa sahip olmayacağız. Simit alacak fakat eski lezzeti bulamayacağız.

    Zaten ne yapılması gerektiğini bildiğimiz halde, unuttuğumuz doğruları hatırlatması için dünyanın farklı coğrafyalarından, süslü özgeçmişlerle insanlar getirmeye çalışacağız. Ama bakış açımızı tümüyle değiştirmediğimiz için gelen gideni aratacak, simidin susamları azalmaya, gramajı hafiflemeye ve fiyatı artmaya devam edecek…

    Gelecekte daha yüksek refaha sahip olmak, gösterdiğimiz çabanın karşılığını alabilmek, dünya ekonomisi ve siyasetinde varlık gösterebilmek ve gerçekten uzayda kendimizi kanıtlayabilmek, ancak ve ancak bu köklü değişimi gerçekleştirebilmemizle mümkün. Ancak o zaman gelecek nesiller için daha parlak bir gelecek yaratabiliriz.

    Fotoğraf: Pawel Czerwinski

    Ekonomi R2 Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBarthes’ı Hatırlamak: Kahraman Değil, Amatör Ol | Tuhaf Zamanların İzinde #3
    Sonraki İçerik Aday Adaylarının Sonu | Çavuşesku’nun Termometresi #192

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Kadir Serkan Selçuk
    Yazılar

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Elif Menderes

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}