Yazar: Naime Beken
1968 İzmir Eşrefpaşa semtinde üç çocuklu bir ailenin ilk ve tek kızı olarak dünyaya geldim. Babam kunduracı, annem ev hanımı. Ev hanımı dediysem üç çocuğuna, kocasına bakması dışında aile bütçesine katkı için evin içinde yapılabilecek her türlü işi yapan (dantel örer, dikiş diker, çocuk bakar) bir kadındı benim annem. Yoksulduk fakat hiçbir şeyin yoksunluğunu yaşamadık; mutlu çocuklardık biz.
Babamın erken vefatı sebebiyle ticaret lisesinden henüz mezun olmadan yarı zamanlı iş hayatım başladı. Mesleğimi seviyor bir yandan da Açık Öğretim’den eğitime devam ediyordum. 25 yıl serbest muhasebeci mali müşavir olarak birçok firmada yöneticilik yaptım ve emekli oldum.
Bizim mesleğimiz 7/24 oldukça yoğun mesaili bir meslektir. Çalışırken yapamadığım birçok hobimi emekli olduktan sonra yapmaya başladım. Turistik turlara katılıyor, gitar kursu alıyor, folklor, TSM korosu gibi aktivitelere katılıyordum.
Sonra bir gün kent konseyinin düzenlediği KİHEP (Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı) eğitimine kaydoldum. O kursta hayata bakış açım değişti. Her kadının benim kadar şanslı olmadığını fark ettim. Daha doğrusu kadınların farkındalığını artırmak gerektiğini daha iyi idrak ederek bu konuyu kendime dert edindim.
KİHEP eğitiminin sonunda herkes iki yıl sonra kendini nerede görmek istiyor diye bir soru vardı. Ben de bu soruyu “Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı olmak istiyorum” diye cevapladım.
Cumhuriyet Halk Partisi Gaziemir İlçe Başkanlığına giderek partiye kaydımı yaptırdım. Yakın zamanda seçimler olacağı için kadın kolları yönetimine aday olmam tavsiye edildi. Kimseyi tanımadan girdiğim bir seçim sonucunda kazanan taraftaydım. Yönetimde sayman olarak ben de görev aldım.
Kısa bir zaman sonra seçim zamanında muhalefet adayı olarak seçilen kadın kolları başkanımız baskılara dayanamayınca yönetimin düşmesi ve tekrar seçim yapılması için toplu olarak istifamızı vermeye karar verdik. Fakat bir kişi istifasını geri alınca yönetim düşmedi. Sıradakiler yönetime girip yeni başkanlarını seçerek yola devam ettiler. Ben ne olduğunu anlayamadan oyunun dışında kalmıştım.
Atatürkçü Düşünce Derneğine kaydoldum. Orada kadın kolları yok. Kadın-erkek birlikte mücadele ederek kadının “KOL” değil “BEYİN” olduğunu savunarak dernekte demokratik yollarla hak temelli projeler ürettik. Amacımız kadını her yerde, özellikle de karar mekanizmalarında görünür kılmaktı.
Yaklaşan yerel seçimlerde yaşadığım mahalleden “muhtar adayı” olmam için derneğim tarafından cesaretlendirdim. Seçime kısa bir zaman kalmıştı. Çok da iyi hazırlanmaya vaktim olmadığı için az bir farkla mahallemizin mevcut muhtarı tekrar seçildi. Ben kazanamadım. Fakat alanda müthiş bir deneyim yaşadım.
KİHEP eğitiminde aldığım karar gereği Kent Konseyi seçimlerinde aday oldum ve Gaziemir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı seçildim. Pandemi’ye rağmen yürütme kurulumla birlikte ilçemizde oldukça güzel projeler gerçekleştirdik. üç yıllık görev süremizin sonunda olağan genel kurul kararı alarak seçime gittik.
Seçim günü Divan Başkanının yanlı davranması neticesinde tüzüğe aykırı alınan kararlar ile yeni yönetim göreve başladı. Yapılan yanlışa itirazlarımız sonucunda mahkeme önce yürütmeyi durdurma daha sonra da seçimin tekrarlanması kararı verdi. Bu kararlara rağmen Belediye Başkanı, seçimi tekrarlatmak yerine kent konseyini kapatmayı tercih etti. İlçemizde halen Kent Konseyi kapalıdır. Son seçilmiş Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı olarak ben ise İzmir Kent Konseyinin projelerinde gönüllü olarak görev almaya devam ediyorum.
2019 yılındaki yerel seçimlerde uğradığım hüsran sebebiyle kadın muhtar adaylarını güçlendirmek için yollar araştırıyordum. Ege Kadın Buluşması Platformu (Platform 8 ilde kadının güçlenmesi için eğitimler veren özellikle pandemi döneminde ZOOM üzerinden eğitimleriyle farkındalık oluşturan, paydaşı birçok kadın STK’dan oluşuyor.) İzmir sekreteryasına katıldım.
Platformumuz 1933 yılında ilk kadın muhtar ünvanı kazanan Gül Esin’in başladığı öncü yolda yeni kadın muhtarların seçilmesine katkıda bulunmak amacıyla “Gül Esin Kadın Muhtarlar Akademisi’ni kurdu. KAPI (Küresel Eşitlik Kapsayıcılık Ağı) işbirliğiyle 8 ilde ilk kez muhtar olmak isteyen adaylar için bir eğitim programı oluşturdu. 13 Aralık 2023 tarihinde ilki İzmir’de yüz yüze olmak üzere online eğitimin her aşamasında bizzat çalışmak bana bu alanda da tecrübe kazandırdı. Çalışmalarımız halen devam etmektedir.
Tüm bunların yanı sıra KADER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) üyesiyim. Bu platformun Siyaset Okulu eğitimini de tamamladım.
Daktilo1984 ve ALDA sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa düzenlediği WeAct projesi kapsamında “Siyaset ve Medya Eğitimi” eğitimini aldım. Bu eğitim sayesinde siyasal iletişim, etkili siyasal kampanya yönetimi, seçmenlerle iletişim, liderlik ve kamu önünde konuşma, bülten ve metin hazırlama, sosyal medya gibi konularda eğitimler aldık. Sürecin sonunda İstanbul’da ulusal medya ve basın mensupları ile tanıştık.
14 yıllık siyasete giriş hikayemde bu dönemde yeni bir sayfa açıldı. CHP Gaziemir Belediye Meclis Üyesi Adaylığı başvurum kabul edildi. Asil adaylar listesinde 21. sıradayım. 31 Mart Seçimleri için kendimi hazır hissediyorum. Eğitimlerimi aldım. Gaziemir’in 16 mahallesini de biliyorum. Gaziemirli hemşerilerimim ihtiyaçları doğrultusunda projelerim hazır. Yerel Eşitlik Eylem Planı’nın uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasının takipçisi olacağım.
Seçimi kazanmak elbette önemli. Ancak kaybedersem de kazandığım tecrübeyi cebime koyup evime döner kendime yeniden başka cepheler açarak mücadeleye devam ederim. Ne zamana kadar derseniz, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanıncaya kadar…
Kadınların siyasete girmesindeki en büyük engel kendisidir diye düşünüyorum. Herkes kendini bilir. Güçlü yönlerini, zayıf yönlerini gerçekçi olarak ortaya koyup kendisini geliştirmek için ayağa kalkıp kararlı adımlarla yürüdüğü zaman önünde hiçbir engel duramaz.
Türkiye’de hepimizin maruz kaldığı ataerkil sistem henüz çocukken kız çocuklarını yakalar. Ailede okumaya gönderilen erkek çocuklar, evde anneye yardımcı olacak olan da kız çocukları olur. Bir şekilde meslek sahibi olabilen kadınlar bu kez işyerlerinde cam tavanlara çarpa çarpa kendilerine yer bulmaya çalışırlar.
Ve kapitalist sistem kadınların siyasete atılmasında en büyük engeldir. Genellikle çoğu kadın aileden manevi anlamda pek destek göremezlerken bir de finansal kaynaklara erişememek onların cesaretini kırabilir. Siyaset uzun soluklu bir iştir. Sermayesi zaman artı paradır.
T.C. Anayasasında kadın-erkek eşitliği sağlandığı halde erişebilirlik, yani fırsat eşitliği olmadığı için kadınlar yarışa her zaman bir adım geriden başlar. Oysa toplumsal kalkınmanın vazgeçilmez unsuru kadın-erkek eşitliğine dayanır. Siyasette sağlanacak eşit temsil kadın-erkek eşitliğinin her alanda gerçekleşmesini kolaylaştırır. Bu sebeple tek çözüm karar alma mekanizmalarında kadınların çoğalmasıdır.