Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Bir Tutarsızlık Hikayesi: Türkiye’nin Eğitimli Muhalifleri
    Forum

    Bir Tutarsızlık Hikayesi: Türkiye’nin Eğitimli Muhalifleri

    Ayhan Sarı28 Nisan 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Korona virüs salgını sosyal medya gündemini de etkisi altına aldı. Her şeyi kutuplaşmanın mezesi haline getiren sosyal medya kullanıcıları tabii ki bundan da ziyadesiyle nasiplendi. Yüzlerce tartışma ve karşılıklı suçlamalardan bir tanesi de virüs sebebiyle kapanan okullarda ders veremeyen ücretli öğretmenler maaş alamazken, kapanan camilerde namaz kıldıramayan imamların maaş almaya devam etmesiyle ilgiliydi. Bir kişinin attığı bu tweet, en son baktığımda yüz bine yakın beğeni almıştı. Tweeti beğenenlerden biri de dünyanın en iyi metot okullarından birinde eğitim almış, çok iyi bir üniversitede hocalık yapan ve en önde gelen uluslararası dergilerde makaleleri yayınlanan bir hocamızdı. Bu Hocamız, tweeti beğenen diğer binler gibi basit bir mantığı yürütememiş, ücretli öğretmenlerin memur statüsünde olmadığı, imamların ise memur statüsünde olduğu gerçeğini es geçmişti. Halbuki, diğer ders vermeyen memur öğretmenler tıpkı memur imamlar gibi ücret almaya devam ediyordu. Kısacası, burada asıl tartışılması gereken mesele, neden benzer işleri yapan bir grup öğretmen memur statüsünde çok daha güvenceli bir iş hayatına sahipken, diğer ücretli çalışan grubundaki öğretmenlerin hiçbir güvencesi olmayışıydı. 

    Bize metot dersi veren, analitik, eleştirel düşünme yöntemlerini öğreten ve bunların ne kadar önemli olduğunu anlatan ve öğreten bir hocamızın, bu kadar basit bir kıyaslama hatasına düşmesi, beni uzun bir süredir gözlemlediğim ve yazmayı istediğim bir meseleye, akademik kariyere sahip eğitimli kesimdeki muhaliflerin bir tutarsızlığına değinmeyi zorladı. Öncelikle bu tutarsızlığın ne olduğunu ve sonrasında bu tutarsızlığın sebebiyle ilgili kişisel düşüncelerimi paylaşacağım. Son bir kere daha hatırlatmak isterim ki, bu yazıda bahse konu olacak muhalif kişiler ülkemizin önde gelen akademisyenleri, uzmanları, kısacası “aydın, okumuş, entelektüel” kesimleridir. 

    Öncelikle bu eğitimli, uzman kişilerin birinci ve en önemli tutarsızlığı, eleştirdikleri, muhalif oldukları parti, kurum ve kişilere karşı tutum ve yaklaşımları ile kendi ideolojilerine yakın kesimlere karşı tutum ve yaklaşımlarının farklılık göstermesi. Bu kesim iktidarı ve iktidar ile bağlantılı kurum ve kuruluşları eleştirirken genel olarak bilimsel yöntemlerden, akıl ve mantıktan ve dünyadaki iyi yönetilen ülkelerle kıyaslamalardan beslenmekte. Çok detaylı ve kendi içinde tutarlılığa sahip, belli normlara dayanarak eleştirilerini sıralamaktalar. Ülke olarak karşılaştığımız bir meseleyi, en küçük detayına kadar inceleyip bu meselenin yönetilmesi esnasında yapılan hataları ve iktidar ile bağlantılı kurum ve kuruluşların bu hatalardaki rollerini adete atomlarına kadar parçalayıp, gözlerimizin önüne sermeye çalışıyorlar. Sonuç olarak ise istisnası olmaksızın her defasında iktidarın ne kadar hatalı bir yönetim sergilediği sonucuna varıyorlar. Eleştirinin değerini sürekli tekrarlayan ve bir olayı analitik bir şekilde her yönünden ele almayı kanun benimsemiş hocaların bu tarz bir yöntem benimsemesi ilk bakışta gayet normal ve anlaşılabilir bir tavır olarak görülüyor.  

    Asıl sorun ve bizim bu yazıda tutarsızlık olarak adlandırdığımız şey, benimsenen tüm bu yöntemlerin sadece iktidara karşı uygulanıp kendi tarafının, desteklediği kurum ve kişilerin ve ideolojilerin, bu ince eleyip sık dokuma anlayışının, eleştirel sorgulamanın tamamen dışında bırakılması. Ne demek istediğimi ülkemizde çok tartışılan bir meseleyi, basın özgürlüğü konusunu biraz açarak anlatmaya çalışalım. Hocalarımızın en fazla eleştirdiği unsurlardan biri iktidarın medyayı kontrolü altına alıp yandaş medya oluşturması. Bu yandaş medya aracılığıyla da insanları manipüle etmesi. Fakat tutarsızlık şu ki, bu insanların yorumcu veya yazar olarak bir parçası olduğu, sosyal medyada faaliyet gösteren platformların istisnasız tamamı iktidara karşı pozisyon almış bir ideolojinin, partinin veya oluşumun taraftarlığını yapmakta. 

    Bunların en çarpıcı örneklerinden bir tanesi de kendi alanın önde gelen uzmanlarının yazılar yazıp programlar yaptığı “Gazete Duvar.” İç politikadan dış politikaya içerdiği bütün analizler ve programların neredeyse tamamı her konuda hükûmeti eleştirirken, bir taraftan da sürekli HDP güzellemesi yapmakta.  Örneğin bir haberde Gazete Duvar, Veli Saçılık’ın “HDP’nin iktidarı çok güzel iktidar olur” sözlerini aynen bu başlıkla Twitter’da gün boyu HDP propagandası yapabilmekte. T24 veya Medyascope gibi mecralar da benzer şekilde bir taraftan hükûmeti ana akım medyayı ele geçirmekle suçlarken, kendileri bir gazeteciden ziyade belli bir ideolojinin taraftarlığına soyunup adeta bir aktivist veya parti üyesi gibi hareket edebilmekte. Bu mecralara analiz ve program yorumculuğu ile katkıda bulunan akademisyenler de karşı tarafı hükûmete yandaşlıkla eleştirirken, parçaları oldukları bu platformlara HDP taraftarlığı ve ideolojik yanlılığı ile ilgili en ufak bir eleştiriyi bile fazla görmekte.

    Kısacası, bu örneklerde çok açık bir şekilde gözlemlenebilen, iki yüzlülük demek istemesem de muazzam bir çifte standart bulunmakta. Maç izleyen bir taraftar nasıl ki kendi oyuncusunun yaptığı hareketin kurallar dahilinde olduğunu iddia ederken benzer hareketleri yapan rakip oyuncunun her hamlesini kural dışı olarak görüyorsa, bu kesimler de tıpkı bir taraftar, tribünde takımını destekleyen ateşli bir seyirci gibi, karşı tarafa gelince farklı, kendi tarafına gelince farklı kuralları benimseme tutarsızlığına savrulabiliyorlar. İşin ilginç ve üzüntü verici yanı da sürekli eleştirinin değerinden bahseden ve iktidarı farklı görüşleri susturmakla ve en ufak eleştiriyi bile kabul etmemekle itham eden bu kişiler, kendilerine yöneltilen en ufak bir eleştiriye aşırı tepkiler verip karşısındakini ya bilgisizlikle ya da iktidarın yandaşlığını yapmakla suçlayabiliyorlar. Mesela, iktidarı en sert eleştiren gazetecilerden biri olan Ruşen Çakır, Twitter’da tamamen saygı çerçevesinde yaptığım bir eleştiriye, beni bloklayarak cevap verirken, ertesi gün hiç yüzü kızarmadan iktidarı özgür düşünceyi kısıtlamak ve eleştirilere sert tepki vermekle suçlayabiliyor. 

    Bu tutarsızlığın ve çifte standardın çeşitli sebepleri olabilir, bu yazıda bunları tek tek incelemeye yerimiz de yeterliliğimiz de yok. Ben yine de dikkatimi çeken olası bir sebebe kısaca değinmeye çalışacağım. Bildiğiniz gibi 2019’un Ağustos ayında hem Kurban Bayramını, hem de 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlandı. İki bayram arasında iki haftalık bir süre vardı. Twitter’dan takip ettiğim, özellikle muhalif kesimler ve akademisyenler tarafından ekonomi alanındaki görüşlerine değer verilen bir ekonomist, “Türk ulusunun en büyük bayramı, Zafer Bayramı Kutlu olsun” şeklinde bir tweet atmıştı. Yine bu kişinin Kurban Bayramı’nın 1 Eylül’de kutlandığı 2017 yılında, 29 Ağustos’ta aynı cümleyle biten bir yazısı da mevcut. Acaba insan neden böyle bir tweet atar diye düşünürken aklıma iki ihtimal gelmişti. Ya bu kişi din aleyhtarı ya da attığı tweet’in iki hafta önce kutlanan Kurban Bayramı ile bir kıyaslama içerdiğinin farkına varamayacak kadar kıt bir zekaya sahipti. Uzmanlığı ve alanındaki yetkinliği düşünülürse birinci şık, ikincisine göre daha olası bir durumdu. 

    Tek bir tweetten çıkarım yapmak, bunu o insan hakkında bir yargıya varmak için bir veri olarak kullanmak elbette tam anlamıyla doğru bir yaklaşım değil. Fakat, “I know it when I feel it (hissettiğim an biliyorum)” sözünden mülhem, yukarıda bahsettiğim, “namaz kıldırmayan imamların maaş alması”, “bayram kıyaslaması” tweetleri, ve umreciler üzerinden yapılan tartışmalar, kanıtlayamayacağım fakat sonuna kadar din karşıtlığını hissettiğim örneklerden sadece birkaç tanesi. Yine kanıtlayamayacağım fakat sosyal medyada gözlemleyebildiğim ve hissettiğim kadarıyla, birçok akademisyen ve uzmanın eleştirilerindeki tutarsızlığın ve tek yanlılığın bir sebebi de, tabii ki istisnalar olmakla birlikte, ağırlıklı olarak dine ve bu ülkenin çoğunluğunun inançlarına olan yabancılıkları ve ön yargıları. 

    Liberal solun bu tutarsızlıkları ve sürekli hissedilen din karşıtlıklarıyla nedeniyledir ki hem ben hem de halkın önemli bir çoğunluğu, bu kimselerin iktidara getirdiği eleştirileri çoğu zaman kendi değer yargılarına yönelik bir saldırı olarak görüp savunma pozisyonuna geçmekteler. Eleştiriyi seven ve yücelten, fakat eleştirilmekten hazzetmeyen bu kimseler, elbette din aleyhtarlığı konusunu yersiz bir eleştiri, hatta iktidarın propagandasına maruz kalmış kitlelerin hezeyanları olarak geçiştirme olanağına sahipler. Fakat, benim gibi insanların bu hissi ve algısını görmezden gelmeleri, öncelikle onların ülkenin büyük bir çoğunluğu tarafından kendi kültür ve değerlerinden ve toplumdan kopuk “sözde” aydınlar olarak algılanmalara sebep olmakta. İkincisiyse, dine ve toplumun önemli bir kısmının benimsediği değerlere olan mesafeleri, ön yargıları ve hatta düşmanlıkları, çifte standarda dayanan eleştirel tutumlarını beslemeye devam edip onların aydın bir kişilikten ziyade sıradan bir taraftar, partizan olarak kalmalarına zemin hazırlamakta. 

    Fotoğraf:  Florian Olivo 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAkademik Hayat ve Vardiyalı Ebeveynlik
    Sonraki İçerik RTÜK Matruşkası #2: Yaptırım Tehditleri

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}