İklim Değişikliği Artık Fazlasıyla Gerçek
Birleşmiş Millet çatısı altında iklim bilimleri konusunda uzman bilim insanlarından oluşan ve iklim değişikliği ile ilgili düzenli raporlar yayınlayan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 6. raporu 9 Ağustos tarihinde yayınlandı. 800’den fazla bilim insanının katkı verdiği rapor yaşanan iklim değişiklikleri, sıcaklıklardaki artış, buzulların erimesi ve deniz seviyelerinin yükselmesinin insan kaynaklı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Hızlı, yoğun ve yaygın bir iklim değişikliğinin tüm dünya için söz konusu olduğunu veriler ile açık bir şekilde kanıtlıyor. Bu konuda tüm insanlık ailesinin derhal harekete geçmesinin aciliyetini vurguluyor ve geri dönülemez noktaya ulaştığımızı tekrar teyit ediyor.[1]
BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 6. Raporunun Akdeniz ülkelerindeki orman yangınlarının tartışıldığı bir dönemde gündeme gelmesi artık durumun tesadüften öte anlamlar içerdiğini gösteriyor. 11 Ağustos’ta İtalya’nın Sicilya adasında ölçülen 48.8 derecelik sıcaklık bir rekor olarak kayıtlara geçti. Bu tür bir sıcaklığa ulaşılmasının nedeninin Lucifer olarak adlandırılan ve bilimsel adı antisiklon olan bir tür doğa olayından kaynaklandığı uzmanlar tarafından belirtiliyor. Antisiklon, yüksek hava basıncına sahip, bulutsuz ve oldukça kuru bir hava kütlesi yaratarak içindeki bölgenin sıcaklığının olağanüstü boyutlarda artmasına sebep oluyor.[2]
Bu tür bir hava olayının İtalya’da görülmesi ve Türkiye, Yunanistan, Cezayir gibi Akdeniz ülkelerinin aşırı sıcakların neden olduğu geniş ölçekli orman yangınlarıyla karşı karşıya kalması İspanya, Portekiz ve Fransa gibi Akdeniz ülkeleri için de alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. Tüm bunlara Türkiye, Almanya ve Belçika’daki sel felaketlerini de ekleyince durumun vahameti daha da netleşiyor. Daha bölgesel ve küçük çaplı çevre felaketlerini yaşamak özellikle yaz ayları için normal gözükürken iklim değişikliği raporunun da belirttiği üzere artık bu tip olaylara daha yoğun ve sık şekilde karşılaşmamız işten bile değil. İklim değişikliği meselesi tüm bunlara rağmen hak ettiği kadar tartışılmıyor ve uluslararası camianın ilgisini yeterince çekemiyor. Ancak bilimsel verilerin de gösterdiği üzere iklim krizi hükümetlerin kaçabileceği noktayı çoktan geçti ve sonuç veren yeni önlemler derhal alınmazsa doğa bize bazı şeyleri zor yoldan öğretecek.
Orman Yangınları Birçok Bölgede Devam Ediyor
2021 yazı Akdeniz bölgesindeki ülkeler için korkutucu boyutlara ulaşan yangınlarla mücadele yazı olarak şimdiden arşivlerde yerini aldı. Temmuz ayının sonunda Türkiye, İtalya ve İspanya’da birçok noktada başlayan orman yangınları son olarak Cezayir’i vurdu. 8 Ağustos günü yoğun duman bulutları başkent Cezayir’in doğusunda bulunan Kabliye bölgesinin semalarını kaplarken, yangın söndürme operasyonuna katılan 25 askerin de dahil olduğu 42 kişi yangınlar sırasında hayatını kaybetti.[3]
Yunanistan’da ise yangınlar hala sürüyor. Atina’nın hemen kuzeyinde yer alan Evia adasında ciddi boyutlarda süren yangına müdahale için Ukrayna, Romanya ve Sırbistan yardım gönderdi. Su bombalı helikopterler ile yangına müdahale sürerken birçok kasaba da tahliye edildi. Avrupa Birliği ise Yunanistan ve yangınla boğuşan diğer ülkelere yardım etmek için şimdiye kadar görülen en büyük yangın müdahale operasyonlarından birini hayata geçirdiğini açıkladı.[4]
Akdeniz dışında Rusya’nın Sibirya bölgesinde de yangınlar sürüyor. Sibirya devasa büyüklükte bir coğrafya ve her yaz mevsiminde bu bölgede yangınlar görülüyor. Ancak bu sene birçok uzmanın yorumuna göre kapsamı daha da genişleyen ve dünyadaki en geniş alanı kaplayan yangınların bu derece ciddi boyutlara ulaşmasında küresel ısınma ve karbon emisyonun vardığı ciddi boyutun da etkisi var. Bölgede 190 farklı noktada süren orman yangınları büyük bir duman kütlesinin Kuzey kutbuna doğru yayılmasına neden oldu.[5] Bu geniş coğrafyadan atmosfere yayılan çok büyük miktarda karbon ise küresel ısınmayı arttıran kısır bir döngüye yol açıyor.
Ağustos ayında tüm dünyanın gündemini işgal eden ve birçok ülkede büyük bir ekonomik ve insani krize yol açan bu yangınlar, özellikle Akdeniz bölgesi ülkeleri için en azından bundan sonraki yıllarda yangınlar ile proaktif bir şekilde mücadele etmenin bir zorunluluk olduğunu ortaya koyuyor. Geniş çaplı orman yangınlarının gösterdiği diğer bir gerçek ise hükümetlerin tek başlarına bu orman yangınlarıyla mücadelede yetersiz kalması. Hükümetlerarası işbirliğinin bu alanda da geliştirilmesi ve ülkelerin yangınlara hızlı bir şekilde müdahale edilebilmesini sağlayacak uluslararası operasyonlar planlamaları elzem görünüyor. Orman yangınları, seller ve küresel ısınmanın yol açtığı diğer felaketler ulus devletlerin sınırlarını ve kapasitelerini aşarak küresel boyutlarda işbirliğinin kaçınılmazlığını bir kez daha bu orman yangınları vesilesiyle gözler önüne serdi.
Afganistan Sorunu Büyüyor
ABD’nin Afganistan’dan hızlı bir şekilde çekilmesinin ardından, Taliban güçleri ile Kabil Hükümeti arasındaki savaş gündemin en sıcak maddesi olarak tüm dünyada tartışılmaya devam ediyor. Taliban güçlerinin çok hızlı bir şekilde ilerleyerek başkent Kabil’in etrafındaki birçok şehri ele geçirmesi askeri ve diplomatik çevrelerde şaşkınlık yarattı. Bu alanda yazan hiçbir uzman Taliban’ın bu kadar kısa sürede böylesine güçlü bir şekilde ülkenin kontrolünü ele geçirmeye başlayabileceğini öngörmemişti.
Taliban’ın Kandahar, Herat, Lashkar Gah gibi ülkenin Peştun nüfusa dayanan güney ve batı bölgelerindeki büyük şehirleri ele geçirmesinden sonra başkent Kabil’e yakın Ghazni ve Pul-e-Khumri şehirlerini de alması, örgütün Kabil’e giden yolları kontrol edebilmesini oldukça kolaylaştırdı. Bu durumdan dolayı Kabil’de yaşayan Afganların bir kısmı yerlerini terk ederek göç etmeye başladı. Amerikan istihbarat kaynakları Taliban güçlerinin bir ay içinde Kabil’i tamamen izole ederek kuşatabileceği yorumunu yapıyorlar.[6]
Bu hafta alınan diğer bir karar ise Amerika’nın Afganistan’dan tamamen çekilmesinin ne kadar zor bir süreç olduğunu ortaya koydu. ABD ve İngiltere, Taliban güçlerinin hızlı bir şekilde ilerlemesiyle birlikte tahliye sürecine destek olmak amacıyla Kabil havalimanına 3 bin Amerikan, 600 de İngiliz askeri göndermeye karar verdi. Afganistan’daki mevcut güçlerini geri çekmek için yeniden bu bölgeye asker göndermek ise ABD’nin geri çekilme planlarının başarısızlığını ironik bir şekilde ortaya koyuyor. Bu yeni birliklerin Kabil’e ulaşması ile Taliban’ın başkente saldırıp saldırmayacağı ise merak konusu.[7]
Amerika’nın geri çekilmesi sürecinin bölgede yarattığı karmaşa konusunda birçok analiz yapılırken Biden’ın Afgan halkının kendileri ve ülkeleri için savaşmalarını söylemesi, Beyaz Saray sözcünün ise Afgan halkının savaşmak için siyasi irade gösterme konusunda kendilerinin karar vermesi gerektiğini açıklaması, eğer yeni önlemler düşünülmez ise Afganistan sorununun uluslararası arenada ciddi bir sorun olarak endişe yaratmaya devam edeceğini gösteriyor. Özellikle, Amerika’nın 80 milyar dolardan fazla para harcamasına ve uzun yıllardır ülkede bulunmasına rağmen merkezi hükümete ait Taliban güçleri ile savaşabilecek düzeyde bir ordu kuramaması eleştiri oklarının Amerika’ya yönelmesine yol açıyor.[8]
Afganistan’da süren iç savaş yalnızca siyasi ve diplomatik bir sorun değil büyük bir insani krize dönüşme riski taşıyan sosyo-ekonomik bir sorun. Suriyeli göçmenlerin özellikle Türkiye ve diğer komşu ülkelerde yol açtığı sorunlar ekonomik problemler ile birleşerek daha da derinleşirken, ciddi bir Afgan nüfusun bölge ülkelerine yayılması birçok yeni problemi beraberinde getirecektir. Bu kriz daha fazla derinleşmeden uluslararası işbirliği içerisinde etkin çözüm önerilerinin geliştirilmesi her geçen çok daha acil bir hale gelmektedir.
[1] https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg1/downloads/report/IPCC_AR6_WGI_Headline_Statements.pdf
[2] https://www.independent.co.uk/climate-change/news/anticyclone-lucifer-heat-dome-europe-weather-b1902146.html
[3] https://www.reuters.com/world/africa/algeria-blames-forest-fires-arson-death-toll-rises-six-2021-08-10/
[4] https://www.bbc.com/news/world-europe-58160938
[5] https://www.washingtonpost.com/world/2021/08/11/siberia-fires-russia-climate/
[6] https://www.independent.co.uk/asia/south-asia/taliban-kabul-afghanistan-clashes-b1902375.html
[7] Editörün Notu: Bültenin yazıldığı saatlerde henüz Kabil düşmemişti.
[8] https://www.theguardian.com/world/2021/aug/12/afghanistan-us-military-analysis-biden-rumsfeld