Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kılıçdaroğlu Ne Başardı, Yeni Program Ne Öneriyor?
    Yazılar

    Kılıçdaroğlu Ne Başardı, Yeni Program Ne Öneriyor?

    Onur Alp Yılmaz11 Aralık 20224 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Kılıçdaroğlu, uzunca bir süredir CHP’nin temas edemediği, kendi ifadesiyle “sosyal gruplar” ile partisinin temasını arttırırken bunun doğal sonucu olarak bu gruplarla partisi arasında bir güven ilişkisi tesis etme çabası içinde. Özellikle hükümetin “dâhiyane” iktisadi politikalarının toplumdaki bir avuç imtiyazlı şımarık yandaşın dışında her gruptan tepki çektiği bu dönemde CHP lideri, halk lehine kapsamlı bir dönüşümü, mülkiyeti tabana yaymayı, adil bölüşümü ve dolayısıyla yoksulluğun bertaraf edileceği bir düzeni uzunca bir süredir zaten vadetse de söyleminin başlığını yer yer “sosyal demokrat” olarak atıyor. Mesela, Kılıçdaroğlu’nun göreve gelmesinin ardından sosyal güvence ağlarının dışında kalanlar için savunduğu Aile Sigortası’nı nasıl sosyal demokrat saymayabiliriz? CHP liderinin bu konuda bugün konuştuğunu söylemek haksızlık olur. O, 2011’de Oktay Ekşi’yle yaptığı “Türkiye’ye Sözüm Var” başlıklı nehir söyleşisinde de sosyal hukuk devletinin anayasanın değişemez maddelerinden biri olmasına karşın, “yoksulluğun siyasi sömürü alanı hâline” getirildiğini belirtmiş ve “sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz, refahı tabana yayacağız, bu coğrafyada tek bir çocuk yatağa aç girmeyecek” demişti.

    Unutmamak gerekir ki CHP lideri, “yatağa aç giren çocukları” hiçbir dönem gündeminden düşürmedi. Bu vurgunun vardığı menzil, Hacer Foggo’nun liderliğinde parti içinde bir Yoksulluk Dayanışma Ofisi kurulması oldu. Ancak Kılıçdaroğlu, Türkiye’de refahın ve büyüme hızının görece yüksek olduğu, iktidar partisinin farklı kimliklerle diyalog kurduğu ve henüz kadro hareketinden tam manasıyla bir kişi örgütüne dönüşmediği bir dönemde partisinin başına geldi. Bu dönemde ulusalcılık cereyanı dolayısıyla partinin söylemi, kapsayıcı olduğundan çok dışlayıcıydı ve dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun önce parti-içinde bir dönüşüm gerçekleştirmesi gerekliydi. Yine unutmamak gerekir ki Kılıçdaroğlu, tüm bunlara rağmen muhalefet partileriyle diyalog kanallarını açık tutarak 2015’te Erdoğan’ı yenmeyi başardı. Ancak Türkiye’nin 2015 sonrası yaşadığı olağanüstülüklerin olağanlaştığı süreç içinde kurumsallaşan tek adam rejimi, bu galibiyetin meyvelerinin toplanmasını erteledi. 2017 sonrasında herkesin umudunu kestiği bir anda yine meydana çıkan Kılıçdaroğlu, kolları sıvayarak tek ölçütü asgari demokratlık olan bir birleştirici çatı inşa etti ve bin bir benzemez muhalif partiyi en çok istedikleri üzerinden değil, en çok istemedikleri üzerinden, “bu ucube sistem”e karşı bir araya getirmeyi başardı.

    Tüm bunlar yaşanırken kurumsallaşmış tek adam rejiminin Türkiye’ye maliyeti günden güne arttı. Dolayısıyla iktidar partisinin toplumu fay hatları üzerinden bölme çabaları, bu rejimin olumsuz çıktılarından günden güne daha da muzdarip olan seçmen açısından tatsız bir şakadan ibaret kalmaya başladı. İşte tam da bu noktada CHP lideri günden güne el yükseltti. Gençlere iktidarın lüks gördüğü temel gereksinimlere vergiden azade ulaşacakları, memurlara 3600 ek gösterge haklarının tanınacağı, EYT’lilere emeklilik haklarının iade edileceği ve genel olarak kamu kaynaklarının “beşli çete” için değil, toplum için seferber edileceği bir düzen vadetti.

    Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun “Ben sosyal demokratım” vurgusunu, onun helalleşme söyleminden de bağımsız değerlendirmemek lazım. CHP liderinin temel amacı, Ak Parti sonrası sürecin olası toplumsal barışına yeniden fay hatlarının kaşınarak halel getirilmemesi. O, sadece bugün değil, yarın için de sağ popülist siyasetin alanını kapatmaya çalışan bir strateji izliyor. Yani o, 1970’lerde Ecevit’in yaptığı gibi toplumu kimlikler üzerinden ayrıştıran “tarihsel yanılgı”yı bertaraf ederek, ilericilik-gericilik ayrımının bu sahada değil, iktisadi sahada gerçekleştiğini gözler önüne sermenin peşinde.

    Dolayısıyla, “gerici” olanı Türkiye’nin tüm kaynaklarını üç-beş kişiye peşkeş çekenler olarak kodlarken, kendisinin ve partisinin sosyal demokrat kimliğini hatırlatarak, kamu kaynaklarını halk için seferber edeceğini belirtip “ilericilik” anlayışını da ortaya koyuyor. Yani Kılıçdaroğlu, tıpkı 1970’lerde Ecevit’in yaptığı gibi kimlik temelli çatışma ve kavgalardan kaçınarak tartışmayı sosyo-ekonomik zemine çekiyor. Bunu yaparken de toplumla diyalog kanallarının geliştiği ve toplumun sosyal demokrat bir dönüşüme belki de hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğu bir dönemde üst perdeden “sosyal demokratım” demeye başlamalı. Bu söyleme duyulan ihtiyacın sebebiyse Kılıçdaroğlu’nun dönüşümü değil, halkın sosyal demokrat dönüşüme olan ihtiyacı ve CHP liderinin pek çok konudan bahsetmeye çalışırken sabit bir söylem geliştirememesi. Ecevit, 1960’ların ortalarından 12 Eylül’e kadar sabit bir söylem ve sabit karşıtlıklar üstünden topluma nasıl bir dönüşüm vadettiğini anlatabilmişti. Kılıçdaroğlu’nun vaatleri, en az Ecevit’inkiler kadar değerli ve günün gerçeklerine uygun olsa da siyasal iletişim stratejisinde değişikliğe gitmesi elzem. Bu değişiklik, kısa grup konuşmaları ve her konuşmada tekrarlanan “ezenler” ve “ezilenleri” de mutlaka kapsamalı. Çünkü bizim gibi iktidar lehine medya hegemonyasının var olduğu seçimli otoriter rejimlerde belirleyici olan şey, savunduğunuzun haklı olmasından çok, savunduğunuz hakkın halka ulaşmasıdır. Bunun yolu da sabit ve ortaklaştırılmış bir söylemden geçer.

    Fotoğraf: Brett Sayles

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikNezih Onur Kuru: Ülkenin bulunduğu psikolojik şartları kaldırabilen kişiler sivil toplum faaliyetlerine katılabiliyorlar
    Sonraki İçerik Ekonomi Gündemi: Borsada Yükseliş, Cari Açık, Asgari Ücret

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Kadir Serkan Selçuk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}