Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Mülteci Statüsü ve Cenevre Sözleşmesi
    Yazılar

    Mülteci Statüsü ve Cenevre Sözleşmesi

    Osman Can Akdeniz22 Eylül 20237 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Geçtiğimiz günlerde Melissa Vargas ve göçmenlik kavramları üzerine yazmış olduğum yazının ardından birkaç geri dönüş ve eleştiri aldım. Özellikle ülkemizdeki Suriyeliler ve Afganların statüleri ile ilgili bazı kafa karışıklıkları olduğunu tespit ettim. Bu sebeple uluslararası alanda mültecilerin statüsünün belirlenmesi için imzalanan ve Türkiye’nin de taraf olduğu Cenevre Sözleşmesi ve iç mevzuatı oluşturan Göç İdaresi Başkanlığı yönetmeliğini inceleyerek daha kapsamlı bir yazı yazmak istedim.

    Bu noktada “geçici koruma statüsü” ülkemizde daha çok “geçici sığınmacı” kavramı ile bilindiği için bir önceki yazıda bu kavramı kullanmıştım. Ancak bu yazıda hukuki kavramları olduğu halleriyle kullanmaya özen gösterdim.

    Cenevre Sözleşmesi Nedir?

    Tam adı “Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme” olan Cenevre Sözleşmesi, 1951 yılında imzalanmış, Türkiye ise 1961 yılında bu sözleşmeye taraf olmuştur. Sözleşmenin ilk maddesi mülteci tanımı ile birlikte bu sözleşmenin kimleri kapsadığını belirtmektedir. Birinci madde şu şekildedir:

    “1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.”

    Birinci maddede görüldüğü üzere “1 Ocak 1951’den önce” ifadesi ile sözleşme hükümlerine bir zamansal sınırlama konmuştur. Bu sınırlama, 1967 yılında imzalanan bir protokol ile kaldırılmış ve zaman kısıtlaması olmadan bu tanıma uyan herkes mülteci kabul edilmiştir. Türkiye de bu protokolü 1968 yılında imzalamıştır. Ancak sözleşme uyarınca suçlu olduğu kanıtlanmış kişiler bu haklardan yararlanamayacaktır.

    “Bu Sözleşme hükümleri: (a) barışa karşı suç, savaş suçu veya insanlığa karşı suç gibi suçlar için hükümler koyan uluslararası belgelerde tanımlanan bir suç işlediğine; (b) mülteci sıfatıyla kabul edildiği ülkeye sığınmadan önce, sığındığı ülkenin dışında ağır bir siyasi olmayan suç işlediğine; (c) Birleşmiş Milletler’in amaç ve ilkelerine aykırı fiillerden suçlu olduğuna; dair hakkında ciddi kanaat mevcut olan bir kişi hakkında uygulanmayacaktır.”

    Bu noktada Türkiye’ye toplu bir şekilde gelen yabancıların geldikleri ülkede ne gibi bir sabıka geçmişinin olduğunun detaylıca incelenmesi ve kontrollerinin yapılması gerekmektedir.

    Sözleşmenin 3. Maddesi, “Taraf Devletler, bu Sözleşme hükümlerini mültecilere, ırk, din veya geldikleri ülke bakımından ayırım yapmadan uygulayacaklardır.” ifadesini içermektedir. Buna ek olarak ise 40. maddede, “Herhangi bir Devlet, imzaladığı, onayladığı veya taraf olduğu anda, işbu Sözleşme’nin, uluslararası alanda sorumlu bulunduğu bütün topraklarda ya da bu toprakların herhangi bir bölümünde uygulanacağını ilan edebilir. Böyle bir ilan, Sözleşme’nin söz konusu Devlet için yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olacaktır.”

    Bu 40. madde kapsamında ve yine sözleşmenin öngördüğü çekince koyma şartları kapsamında Türkiye, sözleşmeye coğrafi çekince koyarak taraf olmuştur. TBMM’ye sunulan 1961 tarihli Dışişleri Bakanlığı Komisyon Raporu’nda bu coğrafi çekince, “Sözleşmenin tatbik sahası hususunda iki ihtimal derpiş olunmuştur: Sözleşmeyi tasdik eden bir devlet isterse bunu yalnız Avrupa ‘ya, isterse bütün Dünyaya teşmil edebilir. Bu hususun tasdik sırasında bir beyanatla tasrih edilmesi gerekmektedir. Nitekim delegemiz, imza esnasında memleketimiz bakımından Sözleşmenin tatbik sahasını Avrupa’ya inhisar ettiren bir beyanda bulunmuştur.” ifadeleri ile belirtilmiş, Sözleşme de TBMM tarafından coğrafi çekince ile kabul edilmiştir.

    Yani Türkiye bu coğrafi çekince ile Türkiye’ye Avrupa Konseyi üyesi ülkeler dışından gelenler için mülteci statüsü vermeme hakkına sahiptir. Bu bağlamda, Ukrayna’dan gelenler mülteci statüsünde kabul edilirken Suriye ve Afganistan’dan gelenler mülteci olarak kabul edilmemektedir.

    Suriyeli Sığınmacılar ve Geçici Koruma Statüsü

    2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı sonrası ülkemize yönelik başlayan göç hareketi kapsamında milyonlarca Suriyeli ülkemize giriş yapmak durumunda kaldı. Bu kişilere mülteci statüsü verilememesinden dolayı Türkiye iç hukuku kapsamında bu kişilere yönelik geçici koruma statüsü verilmesi kararlaştırıldı. Çünkü bu kişiler, aynı zamanda “şartlı mülteci” kapsamına da alınamıyorlardı. Şartlı mültecilik statüsü yalnızca bireysel başvuru vasıtasıyla alınabileceği için Suriyelilerin durumunda bireysel başvuru imkânı bulunmamaktadır. 2014 yılında yayınlanan Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamında 7. maddede kimlerin geçici koruma statüsünden yararlanabileceği belirtilmiştir.

    “Geçici koruma; ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılardan, haklarında bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemi yapılamayan yabancılara uygulanır.”

    Tıpkı Cenevre Sözleşmesi’nde olduğu gibi bu yönetmelikte de suça karışmış olanlar ve özellikle, ülkesinde silahlı çatışmaya katılmış olduğu halde bu faaliyetlerini kalıcı olarak sonlandırmayanlar, terör eylemlerinde bulunduğu veya planladığı ya da bu eylemlere iştirak ettiği tespit edilenler, ciddi bir suçtan mahkûm olarak topluma karşı tehdit oluşturabileceği değerlendirilenler ile milli güvenlik, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğu değerlendirilenler, Türkiye’de işlenmesi hâlinde hapis cezası verilmesini gerektiren suç veya suçları daha önce işleyen ve bu suçun cezasını çekmemek için menşe veya ikamet ülkesini terk edenler bu geçici koruma statüsünden faydalanamayacaklardır.

    Ayrıca, yönetmelik kapsamında Suriye’den kitlesel veya bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen Suriye vatandaşları ile vatansızlar ve mülteciler, uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olsalar dahi geçici koruma altına alınırlar. Geçici korumanın uygulandığı süre içinde, bireysel uluslararası koruma başvuruları işleme konulmaz. Bu da bu kişilerin bireysel başvuruda bulunsalar dahi başvurularının kabul edilmeyeceğini ve geçici koruma statülerinin devam edeceğini belirtmektedir.

    Geçici koruma statüsü Cumhurbaşkanı tarafından kaldırılabilir. Bu noktada herhangi bir engel bulunmamaktadır. Madde 11 ve 15 gereğince gerekli görüldüğü durumlarda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile geçici koruma statüsü ile uygulanan tedbirler askıya alınabilmektedir.

    Buna ek olarak Madde 25 kapsamında geçici koruma statüsü için verilen kimlik kartı Türkiye’de kalma hakkı sağlarken Türk vatandaşlığına başvurma hakkı sağlamamaktadır. Bu bağlamda vatandaşlık verilen geçici koruma statüsündeki kişilere neye göre, nasıl vatandaşlık verildiği sorgulanması gereken bir durumdur.

    Afganlar ve Yasal Statüleri

    Bu noktada en çok kafa karıştıran ve üzerinde tartışma bulunan grup ise Afganlardır. Çünkü Afganların bir kısmı Türk soylu oldukları gerekçesiyle İskan Kanunu kapsamında göçmen olarak kabul edilmekteyken özellikle Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi üzerine başlayan göç hareketi kapsamında Türkiye’ye gelenler bu kanun kapsamında değerlendirilmemektedirler.

    Ayrıca ülkemize gelen Afgan göçmenlerin bir çoğu ekonomik sebeplerle geldiği için uluslararası koruma başvuruları da genellikle kabul görmemektedir. Taliban yönetiminin baskılarından ve şiddetinden kaçarak gelenler, yine toplu olarak geldikleri için şartlı mülteci başvurusu yapamamaktadırlar. Afganistan’dan gelenler için geçici koruma statüsü ilanı olmaması nedeniyle bu statü kapsamına da alınamayan Afganlar, düzensiz göçmen ya da halk tabiriyle kaçak göçmen olarak tanımlanabilir.

    Nuray Ekşi 2022 yılında yazdığı makalesinde, “Türkiye’de bulunan Afgan vatandaşlarının zaten Pakistan ve İran üzerinden Türkiye’ye giriş yapmaları sebebiyle tamamını, Afgan vatandaşı olanlar açısından güvenli üçüncü ülke ve ilk iltica ülkesi olan İran ve Pakistan’a geri göndermesi gerekmektedir. Zaten 2016 yılında Pakistan ile Türkiye arasında geri kabul anlaşması yapılmıştır ve Pakistan üzerinden yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yapan bütün Afgan vatandaşları bu anlaşma uyarınca Pakistan’a geri gönderilebilecektir.” ifadelerini kullanmaktadır.
    İran ile Türkiye arasında ise herhangi bir geri kabul anlaşması bulunmamaktadır. Bu sebeple İran üzerinden yasadışı bir şekilde Türkiye’ye giriş yapanların İran’a geri gönderilmesi bir anlaşma olmadan mümkün gözükmemekle birlikte bu kişilere sınır dışı işlemi yapılmasında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir.

    Sonuç

    Sonuç olarak, Türkiye’ye yönelik göç oldukça önemli ve hukuki açıdan da oldukça karmaşık bir konudur. Mevcut hükümetin bu konuyu ele alışı ve plansızlığı aslında hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hem de göçmenlerin kendisine büyük zararlar vermektedir. On yıl içerisinde nüfusunun yüzde 10’u kadar bir yabancı nüfusu sistemin içerisine dahil etmek; altyapı, sağlık, güvenlik ve eğitim gibi alanlarda problemler yaratmaktadır.

    Buna ek olarak, ülkelerindeki zor durumdan kaçıp gelen göçmenler için ise insanlık dışı şartlarda çalışmak zorunda bırakılmaları, güvencesiz olmaları ve toplumdan dışlanarak adeta paralel bir toplum yapısı kurarak gettolaşmaları önemli sosyo-politik sorunlar olarak önümüze çıkmaktadır. Hükümet bu meseleyi kimine göre ucuz iş gücü ithalatı, kimine göre ise kendi dünya görüşüne uygun oy ithalatı için kullanmaktadır. Her iki durumda da Türkiye’nin acilen bu mesele ile ilgili hem göçmenlerin haklarını muhafaza edecek hem de Türkiye’deki vatandaşların kaygılarını giderecek bir eylem planına ihtiyacı bulunmaktadır.

    Göç Sorunu Hukuk R2 Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTarih Yazmaktan Tarih Olmaya Ramak Kala: İYİ Parti
    Sonraki İçerik Twitter’da Bir Hayalet Dolaşıyor: Sovyet Toplu Konutları

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}