Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İran-Suudi Arabistan Normalleşmesi: Diplomatik Ateşkes
    Yazılar

    İran-Suudi Arabistan Normalleşmesi: Diplomatik Ateşkes

    Eyüp Ersoy19 Mayıs 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    İran ile Suudi Arabistan arasındaki diplomatik ilişkiler, Ocak 2016 tarihinde kesilmişti. Sonraki dönemde iki ülke yönetimleri, diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi ve iki ülke arasındaki gerilimin düşürülmesi amacıyla önce Irak ve sonra Umman yönetimlerinin arabuluculuğunda bir müzakere süreci başlattılar. Bu müzakere süreci, iki ülke heyetleri arasında Çin Halk Cumhuriyeti arabuluculuğunda ve günler süren görüşmelerden sonra 10 Mart tarihinde Pekin’de bir mutabakat ile neticelendi.

    İlan edilen üçlü bildiride taraflar, diplomatik temsilciliklerini iki ay içerisinde karşılıklı olarak yeniden açacaklarını beyan ettiler ve birbirlerinin egemenliklerine ve iç işlerine karışmamaya yönelik ihtiramlarını teyit ettiler. 28 Nisan’da ise İran dışişleri bakanı, Beyrut’ta yaptığı açıklamada büyükelçiliklerin çok yakında açılacağını ifade etti. Orta Doğu coğrafyasının iki önemli devleti arasındaki bu mutabakat, İran ile Suudi Arabistan arasındaki küresel ve bölgesel boyutları bulunan iktidar ve nüfuz mücadelesinde bir ateşkesi temsil ediyor. Mutabakatın her üç tarafı için de bu ateşkesin kabul edilmesinde bir kısım sebepler ve bu ateşkesten beklentiler bulunuyor.

    Suudi Arabistan özellikle Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın fiili olarak idareyi ele almasından sonra dış politikasında çok cepheli faal bir mücadele safhasına geçti. Mart 2015 tarihinde başlatılan Yemen’e yönelik Suudi liderliğindeki çok taraflı askeri müdahale ile Haziran 2017’de başlatılan Katar’a yönelik yine Suudi liderliğindeki çok taraflı abluka, bu mücadele safhasında bölgesel ve küresel politikada geniş yansımaları olan başlıca örnekleri temsil etti. Ne var ki Suudi Arabistan idaresinin Orta Doğu’daki çok sayıda ülkeye yönelik doğrudan ve dolaylı müdahaleleri, kayda değer başarılar üretemediği gibi Suudi Arabistan için çok boyutlu diplomatik, ekonomik ve güvenlik maliyetleri ortaya çıkardı.

    Örneğin, Eylül 2019’da Suudi Arabistan içerisindeki petrol tesislerine yönelik saldırılar gerçekleşti. İnsansız hava araçları (İHA) ile gerçekleştirilen bu saldırılar sonucu ülkenin petrol üretimi yarı yarıya düştü. İran yönetimi iddiaları reddetmesine rağmen Suudi Arabistan ve bir kısım devletler bu saldırıların arkasında İran’ın olduğunu açıkladı. Birçok mücadele alanında İran ile karşı karşıya gelen Suudi yönetimi için bu ülke ile arasındaki aktif rekabetin sınırlandırılması ve münasebetlerin normalleşmesi, dış politikasında ortaya çıkan çok boyutlu maliyetlerin azaltılması noktasında önem arz ediyor. 

    Dış politikada yeni bir değerlendirme sürecine giden Suudi yönetimi, iç politikadaki gelişmelere karşı da oldukça duyarlı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, kendi fiili idaresinin meşruiyetini tahkim etmeye ve bu idareye yönelik mevcut ve muhtemel muhalefeti izale etmeye yönelik kapsamlı ve iddialı bir politika takip ediyor. Bu politikanın başlıca sütununu ise Nisan 2016’da ilan edilen Vizyon 2030 stratejisinin teşkil ettiği iddia edilebilir. Vizyon 2030 çerçevesinde Suudi idaresi, ülkenin ekonomik, bürokratik ve bir ölçüde de sosyal yapısını güncel şartlara göre yeniden tasarlamayı hedefliyor. İktidarın meşruiyeti noktasında önemli görülen bu hedefin tahakkuk etmesi ise dış politikada belirli seviyede bir normalleşme ve istikrar gerektiriyor. Suudi Arabistan’ın en ciddi bölgesel rakibi İran ile mutabakatı kabul etmesi, bu normalleşme ve istikrar ihtiyacının da bir yansıması.

    İran ise özellikle Arap Baharı’nın başlamasından sonra dış politikasında zaten mevcut olan çok cepheli mücadele safhasının kapsamını ve derinliğini genişletti. Mesela, Suriye’de geniş katılımlı protesto gösterilerinin iç savaşa evrilmesi ile birlikte İran yönetimi, Beşşar el-Esed iktidarının idamesi adına, hızlı, etkili ve kapsamlı bir siyasi ve askeri destek politikasını hayata geçirdi. Bugüne kadar da bu politikasını tavizsiz bir biçimde devam ettirdi. İran yönetiminin Lübnan, Irak ve Yemen gibi ülkelerde farklı şekiller alan nüfuz faaliyetleri de benzer biçimde sürmekte. İran, bölgesel jeopolitik mücadele sahalarında kısmi bir başarı sağlamış da görünüyor.

    Ancak bu muvaffakiyetin İran için çok boyutlu diplomatik, ekonomik ve güvenlik maliyetleri ortaya çıkardığı da inkar edilemez. Örneğin, farklı hesaplamalara göre İran yönetiminin sadece Suriye’ye müdahalesinin, İran ekonomisine yıllık 4-6 milyar dolar civarında bir maliyet çıkardığı görülüyor. İran Devrim Muhafızları ve kontrolündeki paramiliter birliklerin Suriye’deki askeri kayıpları ise binlerle ifade edilmekte. Birçok mücadele alanında Suudi Arabistan ile karşı karşıya gelen İran yönetimi için de bu ülke ile arasındaki aktif rekabetin sınırlandırılması ve münasebetlerin normalleşmesi, dış politikasında ortaya çıkan çok boyutlu maliyetlerin azaltılması noktasında önem arz ediyor. 

    Bu maliyetlere ek olarak, Donald Trump yönetiminin “maksimum baskı” olarak nitelediği ve 2018 yılında başlatılan İran’a yönelik kapsamlı yaptırım politikası, Joseph Biden başkanlığında da devam ediyor. Temelde İran ekonomisini hedef alan bu stratejinin şimdiye kadar Orta Doğu’daki başlıca destekçilerinden biri ise Suudi Arabistan. Dolayısıyla, ABD yönetiminin uyguladığı yaptırımların etkisinin azaltılması adına da İran için Suudi Arabistan ile arasındaki münasebetlerin normalleştirilmesi önem arz ediyor.

    İran dış politikadaki baskılara ek olarak ülke içindeki gelişmelerin baskısını da hissediyor. Özellikle, Eylül 2022 tarihinde Mehsa Emini isimli genç bir kadının oldukça şüpheli şartlarda hayatını kaybetmesi neticesinde patlak veren toplumsal gösteriler, İran yönetimini oldukça zor bir durumda bıraktı. Ülke çapına yayılan gösterilerde şimdiye kadar 500 civarında sivil gösterici hayatını kaybetmiş bulunuyor. Geniş çaplı muhalif gösteriler, İran içerisinde sosyal istikrarın temin edilmesini zorlaştırırken, İran yönetiminin siyasi meşruiyetini zayıflatıyor. Bu yönüyle İran’daki dahili sorunlar, İran yönetimini dış politikada görece normalleşmeye ve dolayısıyla Suudi Arabistan ile bir mutabakata sevk etmiş görünüyor. Diğer taraftan ise İran yönetimi, dış politikadaki normalleşmenin ve bilhassa Suudi Arabistan’ın İran muhalefetine sağladığı uluslararası medya desteğinin kesilmesinin, dahili sorunlar noktasında olumlu yansımaları olacağını düşünüyor.

    Pekin’de dünyaya ilan edilen üçlü mutabakat, hiç şüphesiz, Çin Halk Cumhuriyeti adına küresel bir diplomatik başarıyı temsil ediyor. İki İslami yönetimin Çin Komünist Partisi arabuluculuğunda bir mutabakata varması ise uluslararası diplomasinin cilvelerinden birisini teşkil ediyor. Çin yönetiminin bu diplomatik başarısı, hem dost ve müttefikleri adına hem de rakip ve hasımları adına pratik ve sembolik önemi olan bir gelişme.

    Her şeyden önce İran ve Suudi Arabistan’ın nihai müzakerelerdeki arabuluculuk için bir başka alternatifi değil de Çin’i tercih ettiklerini hatırda tutmak gerekiyor. Bu tercih, bu iki ülke hükümetlerinde ve bir ölçüde bu ülke kamuoyları nezdinde Çin yönetiminin güvenilir, tarafsız ve etkili bir diplomatik ortak şeklinde telakki edildiğini gösteriyor. Bu durum da Çin’in Orta Doğu jeopolitiğinde kazandığı üst düzey diplomatik itibara işaret ediyor. Çin yönetimi, İran ile Suudi Arabistan arasında başarılı bir arabuluculuk yaparak, Orta Doğu’da bölgesel ihtilafların çözümünde rol oynayabilecek kapasiteye ve kabiliyete sahip olduğunu göstermiş oldu. Küresel jeopolitikte ise, uzun süredir inşa etmeye çalıştığı, barış ve istikrara taraftar bir yükselen güç olduğu imajına kayda değer bir itibar kazandırmış oldu.

    İran ve Suudi Arabistan yönetimleri, her iki taraf için de maliyetler üreten ve askeri boyutun baskın olduğu doğrudan rekabeti, varılan mutabakat ile hafifletmiş bulunuyorlar. Ancak bu diplomatik ateşkes, iki devlet arasındaki bölgesel ve küresel boyutları bulunan iktidar ve nüfuz mücadelesini sona erdirmeyecek; muharebe bitse de mücadele devam edecek. Bu mücadelede tarafların hangi araçları ne şekilde kullanacağı ise yakından takip edilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor.

    Dünya R2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikEndeks Bülteni: Dünya Endekslerinde Türkiye – I
    Sonraki İçerik Umut var mı? | Masa #47

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Kadir Serkan Selçuk
    Bültenler

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}