Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Devlet İşlerini Ticaret İşlerine Karıştırmanın Zararları ve 1858 Cidde Krizi
    Yazılar

    Devlet İşlerini Ticaret İşlerine Karıştırmanın Zararları ve 1858 Cidde Krizi

    Ömer Faruk Topal3 Mayıs 20204 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    15 Haziran 1858 günü Cidde büyük bir kargaşaya sahne oldu. Büyük bir kalabalık şehirdeki yabancı tüccarlara saldırdı ve 22 kişi öldürüldü. Ölen kişiler arasında şehirdeki İngiliz ve Fransız konsülleri de vardı. İngiliz konsül Stephan Page yatağından alınıp evinin camından aşağı atıldı ve linç edildi. 

    Hikâyenin merkezinde aslen Hindistanlı olan ancak uzun yıllar önce Cidde’ye yerleşerek şehrin önde gelen tüccarlarından biri haline gelen Salih Cevher var. Salih Cevher Cidde’deki İngiliz konsolosluğunun ailesinin ticari faaliyetleri aleyhinde tahkikat yapmakta olduğunu öğrenince İrani adındaki gemisinden İngiliz bayrağını indirip yerine Osmanlı bayrağını çekti. 

    Salih Cevher Hindistanlı olması dolayısıyla İngiliz vatandaşıydı. Ancak uzun yıllar Cidde’de yaşadığından Osmanlı vatandaşlığı da almıştı. Yani çifte vatandaşlığını kendi işine gelecek şekilde kullanıp gemisini İngiltere’nin olası yaptırımlarından korumak istemişti. Ancak ortada ciddi bir sorun vardı. İngiliz konsolosluğu bu geminin ABD’nin New Hampshire eyaletinin Portsmouth şehrinde inşa edildiğini ve inşa edildiği andan itibaren İngiliz vatandaşları tarafından işletildiğini söyledi. Geminin bayrağını değiştirmek bir İngiliz gemisini işgal etmek anlamına geliyordu ve İngiliz hukuku gemiye el konulmasını gerektiriyordu. Şu tesadüfe bakın ki denizaltından geçirilecek bir telgraf hattı için keşif yapmakta olan HMS Cyclops adlı savaş gemisi o sırada Cidde açıklarındaydı ve İrani’yi ele geçirerek tekrar İngiliz bayrağını çekti. Bu olayın akşamında yukarıda bahsettiğim hadise meydana geldi. 

    Kırım Savaşı’nda omuz omuza savaştıkları Osmanlıların İngiliz konsülünü öldürdüğünü duyan HMS Cyclops’un kaptanı Pullen, Cidde valisi Namık Paşa’ya “Bu olay İngiltere’de duyulduğunda insanlar İnkerman’da, Alma’da, Sivastapol’da bu insanlar için mi kan döktük diye soracaktır” demişti. Suçluların bir an önce cezalandırılmasını isteyen Kaptan Pullen, Osmanlı bürokrasisinin olayı ağırdan aldığını görünce Cidde’yi bombaladı. Bunun üzerine yapılan yargılamalarda suçlu bulunan 11 kişi idam edildi, İstanbul’daki İngiliz büyükelçisi Cidde’nin bombalanmasından dolayı özür diledi ve yukarıda bahsettiğim İrani Bombay’a nakledildi. Ayrıca olayda zarar görenlere tazminat ödendi ve mesele kapandı. 

    Peki, bu olayın arkasındaki asıl neden neydi? Tek bir geminin hangi bayrağı taşıyacağından çıkan bir tartışmanın bütün bir şehri kaosa sürüklemesi pek mümkün görünmüyor. İnsanları İngiliz konsülünü öldürmeye sevk eden şey neydi?

    Dönemin İngiliz bürokratları fanatik Müslümanların Hıristiyanları kutsal saydıkları Arap yarımadasından atmak için bu saldırıyı düzenlediğini iddia ettiler. İngiliz devlet adamları ve diplomatları arasındaki yazışmalarda dini fanatizm vurgusu net bir şekilde görülüyor. Ancak belli önyargılardan kaynaklanan bu iddianın bir temele dayandığını savunmak çok güç. Ünlü gezgin Carsten Niebuhr’un anlattığı gibi Avrupalı tüccarlar uzun süredir sorunsuz bir şekilde Cidde’de faaliyet gösteriyordu. Üstelik, Cidde’deki Nakşibendi dergahının bitişiğindeki bir arsa Sava adındaki bir Hıristiyan tarafından satın alınmıştı. Bir Hıristiyan’ın hem de bir dergâhın bitişiğindeki arsayı alabilmesi, İngiliz diplomatların sandığı gibi bir fanatizmin olmadığını gösteriyor. Ayrıca Osmanlı Hükümeti, Cidde Valiliğini şehirdeki Hıristiyan mezarlığını genişletmek için hemen yanındaki araziyi mezarlığa katma konusunda yetkilendirdi. Yani, dini fanatizm Cidde’de yaşanan katliamı açıklamıyor. Başka bir şey olmalı.

    Bahsi geçen dönemde bir devlet adamının görev tanımı net bir şekilde sınırlandırılmamıştı. Büyükelçi veya konsolos olarak bir şehre atanan bir diplomat aynı zamanda bir tüccar olarak hareket ediyor ve o şehirde iş kuruyordu. Ancak burada büyük bir sorun var: Ticaret ve siyaseti birlikte yürüten bu kişiler çoğu zaman siyasi güçlerini ticari çıkarlarını korumak ve çoğaltmak için kullanıyordu. Bu sayede yerli tüccarlara karşı haksız bir üstünlüğe erişiyordu. Cidde hadisesinde linç edilen İngiliz konsülü aynı zamanda zengin bir tüccardı. Kahire’de oldukça karlı bir işi vardı. Ayrıca kalabalığın yağmaladığı malların bir kısmı İngiltere’nin Limni konsolosu Donca Paleologo’nun sahip olduğu şirkete aitti. 

    İngiliz konsoloslar aynı zamanda görev yaptıkları şehirlerdeki zengin tüccarlar olduğundan bunlarla yerli tüccarlar arasındaki rekabet kolaylıkla siyasi krizlere dönüşebiliyordu. Cidde’de de bu olmuş, İngiliz konsülle rekabet edemeyen tüccarlar meseleyi kanlı bir şekilde çözmeye kalkışmıştı. İngiltere ve Osmanlı tarafından kurulan ortak komisyonun vardığı sonuca göre kalabalığın temel hedeflerinden biri Toma Sava şirketinin merkezindeki kayıtların yok edilmesiydi. Ayrıca Salem Sultan adında bir tüccarın bu şirkete saldırmaları için insanlara para verdiği ortaya çıkmıştı. En başından itibaren bu işin başında Cidde’deki Müslüman tüccarlar vardı. 

    Üstelik aynı durum Osmanlı için de geçerliydi. Cidde’deki tüccarlar şehrin finansörleri arasındaydı ve bu sayede siyasi güç sahibi olmuşlardı. Şehirdeki polis gücünün başında Abdullah Furrau adında aslen fırıncı olan biri vardı ve İngiliz konsüle husumet beslediği bilinmekteydi. İngilizler onu konsülle yaşadığı ticari anlaşmazlık nedeniyle olaylara müdahale etmemekle suçladı.

    Siyasi güçlerini ekonomik çıkarlarını korumak için kullanan Cidde’deki İngiliz konsülü kendisiyle rekabet etmekte zorlanan diğer tüccarların düşmanlığını kazanmıştı. Salih Cevher’in gemisine Osmanlı bayrağı çekmesini bir fırsat bilmiş ve husumet beslediği bu kişiyi cezalandırmak için gemiye el koymakta aceleci davranmıştı. Namık Paşa’nın da vurguladığı gibi insanları sakinleştirmek yerine daha da tahrik etmişti. Bu hadisenin sonunda hem kendi canından oldu, hem şehirde büyük bir kargaşa çıktı hem de iki yıl Ruslara karşı birlikte savaşan iki ülke arasında fiili çatışma meydana geldi.

    Fotoğraf: Jorge Fernández Salas  

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikArda Mevlütoğlu: Türkiye’nin şu ana kadar askeri alanda geliştirdiği endüstriyel, siyasi, teknolojik ilişkilerin S-400 alımından dolayı radikal bir şekilde değişme olasılığı bulunuyor
    Sonraki İçerik Abicim Sizin Twitter’da İşiniz Ne?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}