97. Oscar (Akademi) Ödülleri, 2024 yılının en çok konuşulan film ve sanatçılarının sahneye çıktığı büyük bir geceyle sahiplerine verildi. Sinema sektörünün kamera önünde ve arkasında emek veren yıldızları bir araya geldi.
Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece Türkiye saatiyle 02.30’da başlayan tören, moda sektörü açısından da en az filmler kadar önemliydi. Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda törenden önce yıldızlar, göz alıcı kıyafetleriyle kırmızı halıda yürüdü. Oscar, 03.00’da komedyen Conan O’Brien’in ödül töreni sunumuyla devam etti.
Geçen yılın Oscar kazanan oyuncuları Robert Downey Jr., Da’Vine Joy Randolph, Emma Stone ve Cillian Murphy de kazandıkları dallarda yeni Oscar sahiplerine ödüllerini verdi.
Sinema sektörü, 2024 yılında hem sanatsal hem de endüstriyel anlamda önemli değişimler yaşarken, bu yılın Oscar kazananları da bu dönüşümlerin birer sonucu oldu.
Törene damgasını vuran film ise Anora oldu. Toplam altı dalda aday gösterilen film, bunların beş tanesi olan; En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Senaryo ödüllerini kazandı.
2024’ten 2025’e Sinema: Krizler, Dönüşümler ve Yeni Trendler
2024, sinema sektörü için pek de kolay bir yıl olmadı. Hollywood’da grev dalgalarının artçıları hissedilmeye devam ederken, büyük yapım şirketleri yeni iş modellerini benimsemek zorunda kaldı. Yayın platformlarının uyguladığı daha fazla bütçe kesintisi, bağımsız yapımların ön plana çıkmasını sağladı.
Ayrıca, politik ve toplumsal olayların sinema üretimine etkisi bu yıl da hissedilmeye devam etti. ABD’deki başkanlık seçimleri, Orta Doğu’daki krizler ve Los Angeles yangınlarının tekrar gündeme getirdiği iklim krizine dair artan endişeler, filmlerin temalarına da yansıdı. No Other Land gibi İsrail-Filistin sorununu konu alan bir belgeselin büyük yankı uyandırması, seyircinin politik olarak daha bilinçli içeriklere ilgi duyduğunu gösterdi.
2025 Oscar Gecesi: Kazananlar ve Dikkat Çeken Anlar
Bu yılın en büyük kazananıyukarıda da dikkat çektiğim gibi Anora oldu. Para için istismar edilen iki gencin hikayesini anlatan ve Sean Baker’ın yönetmenliğini yaptığı film; En İyi Film dahil olmak üzere beş Oscar kazandı. Anora, ABD’deki ekonomik adaletsizlikleri ele alan sert ancak “eğlenceli” anlatısıyla dikkat çekti ve yılın en etkileyici bağımsız yapımlarından biri olarak öne çıktı.
Sean Baker, Anora filminin yönetmeni, kurgucusu, senaristi ve yapımcısı olarak tek bir filmde dört Oscar Ödülü kazanan ilk kişi oldu.
En çok konuşulan performanslardan biri de The Brutalist filmindeki rolüyle Adrien Brody’ye aitti. Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı ve kariyerindeki ikinci Oscar’ını elde ederek büyük bir geri dönüş yaptı. 22 yıl önce Piyanist ile yine Oscar kazanan Adrien Brody, bu ödülü birden fazla kazanan 11. erkek oyuncu oldu. BAFTA, Altın Küre ve Eleştirmenler Birliği’nden sonra Oscar’ı da evine götürdü. Adrien Brody’nin “Oscar Sahibi En Genç Erkek” unvanını aynı kategoride Bob Dylan: A Copmlete Unknown filmiyle yarışan Timothée Chalamet’e kaptırma ihtimali de izleyiciler için büyük heyecan uyandırsa da Adrien Brody unvanını korumaya devam etti.
Brody’nin oyunculuk performansıyla ödüllendirildiği The Brutalist de tıpkı Piyanist gibi Holokost anlatısı olarak öne çıkıyor.Brody kariyerinin ikinci Oscar konuşmasında şunları söyledi:
“Oyunculuk çok kırılgan bir meslek. Çok göz alıcı görünüyor ve bazı anlarda da öyle… Ama buraya yeniden gelme ayrıcalığına sahip olmaktan tek kazancım biraz perspektif sahibi olmak. Kariyerinizin neresinde olursanız olun, neyi başarmış olursanız olun, hepsi uçup gidebilir. Sanırım bu geceyi en özel kılan şey de bunun farkında olmak ve sevdiğim işi hala yapıyor olmaktan duyduğum minnettarlık.”
Geçen yıl Venedik Film Festivali’nde yönetmeni Brady Corbet’e Gümüş Aslan getiren The Brutalist, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra “Amerikan rüyasını” yaşamak için ABD’ye göç eden Macaristan doğumlu, Bauhaus eğitimli Holokost’tan hayatta kalan bir mimar olan Laszlo’nun yolculuğunu ve hayat hikayesini anlatıyor. Üstelik yönetmenin üç buçuk saati aşan, özellikle 1947-1957 arasındaki tarihsel döneme yoğunlaşan bir dram yapımını, Hollywood standartlarına göre çok düşük sayılan 10 milyon dolar gibi bir maliyetle yapabilmesi herkesi daha da şaşırttı. Filmin süresi sebebiyle filme ön yargıyla yaklaşan izleyiciler için Oscar ödülleri belki bir motivasyon olabilir.
Emilia Pérez, Cannes Film Festivali ile Altın Küre arasındaki süreçte iyi bir ödül sezonu geçirirken, 13 Oscar adaylığı ile dikkat çekmişti. Ancak beklediği başarıyı Oscar’da bulamadı. Zöe Saldaña’ya En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü getiren film, Latin Amerika’daki toplumsal dönüşümleri konu alarak Oscar tarihinde önemli bir yer edindi. Ancak birçok tartışmayı da beraberinde getirdi: Trans temsili mi yoksa bir yanılsama mı? Jacques Audiard’ın yönetmenliğini yaptığı film, Meksika’daki kartel dünyasında gecikmiş bir kimlik arayışını konu alarak büyük yankı uyandırdı.
Hollywood’da trans temsili her zaman tartışmaların odağında olmuştu; The Danish Girl ve Dallas Buyers Club gibi filmler, trans karakterleri cis oyuncuların canlandırması nedeniyle yoğun eleştiriler almıştı. Buna rağmen sinema endüstrisi çoğunlukla benzer tercihleri yapmaya devam etti. Emilia Pérez’de bu durum değişse de film konusu itibariyle cinsiyet değişikliği yaşayan bir karakterin “her şeyiyle” değişmesi ve “kadın olmasıyla iyi bir insan olması”nın paralel ilerlemesi nedeniyle eleştirilere konu oldu.
40 yılı aşkın kariyerinde ilk kez Oscar’a aday gösterilen Demi Moore ise törenden eli boş döndü. Demi Moore gibi sektörde yıllarını geçirmiş ünlü bir oyuncu Oscar’ı Anora’daki performansıyla genç meslektaşı Mikey Madison’a kaptırdı.
Gecenin sürprizi ise Los Angeles’ta Ocak ayında çıkan yangınlardaki itfaiye görevlileri oldu. Sunucu Conan O’Brien’ın “onlar birer kahraman” diyerek sunduğu itfaiye görevlileri konuklar tarafından ayakta alkışlandı.
En iyi uzun metraj belgesel ödülünü kazanan No Other Land adlı filmin biri Filistinli diğeri İsrailli olan iki yönetmeni etkileyici bir teşekkür konuşması yaptı. 2019 ile 2023 yılları arasında çekimi tamamlanan filmin Filistinli yönetmeni Basel Adra, kısa süre önce bir kızı olduğunu ve onun hayatının kendisininki gibi olmayacağını umduğunu söyledi. Filmin, Filistinli kardeşlerinin uzun yıllardır katlandığı acı gerçeği yansıttığını belirten Adra, “Dünyayı adaletsizliği ve Filistin halkının etnik temizliğini durdurmak için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi. No Other Land’in İsrailli yönetmeni Yuval Abraham ise “Basel’e baktığımda kardeşimi görüyorum, ama eşit değiliz. Ben özgür yaşarken Basel hayatını kontrol edemediği yasalar altında yaşıyor. Basel’in halkı gerçekten özgür ve güvendeyse benim halkım gerçekten güvende olabilir. Başka bir yol var. Yaşam için, yaşayanlar için çok geç değil.” diyerek tamamladı sözlerini.
En İyi Uluslararası Film ödülünü alan Brezilya yapımı I’m Still Here iseaskeri diktatörlüğün arka planında geçen vurucu ve gerçek bir hikaye.
En iyi kısa belgesel ödülünü Netflix’te izleyebileceğiniz The Only Girl in the Orchestra aldı.
Dune Part 2 ise En İyi Ses ve En İyi Görsel Efekt ödülleri ile geceden ayrıldı.
Ayrıca, Wicked filmindeki kostüm tasarımı, bu kategoride bir ilk yaşatarak Paul Tazewell’ın Oscar kazanan ilk Afro-Amerikalı tasarımcı olmasını sağladı.
Oscar’ın Yönünü Ne Belirledi?
Son yıllarda Oscar’ın kararları üzerinde baskı oluşturan faktörler artıyor. 2025’te de çeşitlilik, bağımsız yapımlar ve politik mesajlar Oscar gecesine damga vurdu.
Görünen o ki sinema sektörü sadece büyük gişe filmlerine değil, toplumsal ve sanatsal olarak anlam taşıyan işlere de daha fazla alan açmaya devam edecek. 2024’te yaşanan olayların sektörde bıraktığı izler, önümüzdeki yıllarda da sinemanın yönünü belirlemeye devam edecek gibi görünüyor.