Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Nazi Almanyası’nda Müzik
    Yazılar

    Nazi Almanyası’nda Müzik

    Ecem Doğantekin9 Şubat 20247 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Sanat, gündelik hayatın gerçeklerinden kaçmanın bir yolu olarak bilinir çoğu zaman. İnsanoğlu kendini ifade etmenin bir aracı olarak sanatı kullanır. Sanat, insanların birbirleriyle bağ kurabilmesinde de oldukça etkili bir araçtır. Aslında bir araç değil, hayatın ta kendisidir ve her ne kadar onu güzel olan ile bağdaştırsak da kimin eline geçtiği, kim tarafından yönlendirildiğine de dikkat edilmesi gerekir. Çünkü sanatın amacı, onu elinde tutan kişinin nasıl kullandığına göre şekil değiştirebilir.

    1939-1945 yıları arasında insanlığa korkunç yıkımlar getiren II. Dünya Savaşı; şairlerin, yazarların, bestecilerin, müzisyenlerin, ressamların sanat anlayışlarında da büyük etkiler yaratmıştı. İtalya’da Benito Mussolini ile ilk olarak kendini göstermeye başlayan Faşizm dalgası, İspanya’da Francisco Franco, Almanya’da Adolf Hitler, Yugoslavya’da Ustaşa Hareketi, Portekiz’de Salazar rejimi ile neredeyse tüm Avrupa’yı sardı.

    Sanat, özellikle de müzik, tarihsel süreçte devletlerin politikalarında her zaman özel bir yere sahipti. II. Dünya Savaşı milyonlarca insanın ölümü ve toplama kamplarıyla hafızalarımızda yer tutuyor olsa da, bu büyük savaş yalnızca bu özelliğiyle değil, sanata olan etkileriyle de ön plana çıkmıştır. Bu dönemde müziğin propaganda amacına hizmet ettiği en belirgin örnek Nazi Almanyası’dır. II. Dünya Savaşı, sanatın propaganda aracı olarak kullanılmasının dönüm noktasıdır.

    Çok iyi resim yapmasının dışında büyük bir klasik müzik tutkunu olan Adolf Hitler, Nasyonal Alman İşçi Partisi’nin iktidar olmasıyla birlikte saf Alman ırkı ideolojisini kültürel alana da taşımaya başladı. Hitler için kendi yaptıklarını Alman halkına doğru olarak göstermek çok önemliydi. Bu nedenle Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı’nı kurdurdu ve başına Nazi Almanyası’nın kilit isimlerinden Joseph Goebbels’i getirdi.

    Propaganda Bakanlığı’nın ve Goebbels’in amacı Nasyonal Sosyalistlerin “ulusal birliği korumak” amaçlı faaliyetlerinin mesajlarını sanat ve medya organları yoluyla halka iletmekti. Bu kapsamda tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi sanatta da bir Alman ideali yaratılmalı, bu ideal ulus çapında vurgulanmalı ve Alman milliyetçiliği ön plana çıkarılmalıydı.

    Reichsmusik , İmparatorluk Müzik Odası Başkanlığı (Third Reich Muzic Chamber) ve Saf Alman Sanatı

    Nazi Almanyası’nın baskıcı ve totaliter dönemini ifade eden III. Reich Dönemi’nin kültür ve sanat anlayışı, sanat için sanat anlayışının karşısındaydı ve tamimiyle Nazi görüşlerini yansıtmaktaydı. Nazilerin müzik politikaları, önemli müttefikleri Mussolini İtalya’sından müzisyenlerin yer aldığı konserlerle başlamış ve Kasım 1936 Roma-Berlin mihverinin ilanından sonra yoğunlaşarak devam etmiştir (Karabiber ve Doğrusöz Dişiaçık, 2023:519).

    Bu dönemde hangi bestecilerin müzik yapmalarına izin verileceği, hangi parçaların orkestralarda ön plana çıkarılacağı, hangi müzik türlerinin yasaklanacağı gibi konular Hitler ve Goebbels başta olmak üzere Nazilerin önde gelen liderleri tarafından belirleniyordu. Güzel sanatlar, müzik, edebiyat, sinema, basın ve radyo odalarına ayrılan Kültür Odası’na üye olmayan sanatçıların sanat hayatları son buluyordu. Nisan 1933’te yürürlüğe giren Sanat Yasası’na uygun olmayan tüm sanatçılar kamuoyunun dışına atılmıştı (Ekiz, 2022:49).

    İmparatorluk Müzik Odası Başkanlığı tam da bu dönemde iktidarın müzik politikalarının yürütülmesi için kuruldu. Bu doğrultuda II. Viyana Okulu müziği, Yahudilerin icra ettikleri müzikler, kabare ve caz müziği, Nazi sanat anlayışı içinde yer almıyordu (Gürer, 2007:1). Dolayısıyla sanatçılar ya Nazi politikalarını kabul ederek Almanya’da Nazilerin istediği şekilde sanat yapmaya devam edecekler, ya bu durum karşısında direnebildikleri yere kadar direnecekler, ya da ülkeyi terk etmek durumunda kalacaklardı.

    Nazi politikalarına direnmek çok mümkün olmadığı için sanatçılar, çareyi ülkeyi terk etmekte bulmuştu. Erken Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde Ankara Devlet Konservatuvarının kurulmasına öncülük eden ve çok sesli Klasik Batı müziğinin Türkiye’de gelişmesi için rapor hazırlayan Paul Hindemith, o dönemde Nazilerden kaçan müzisyenlerin en bilinenlerindendir.

    Bazı müzisyenler ise devlet koruması altında “Alman toplumu için” sanat yapmaya devam etmişlerdi. Nasyonel Sosyalist Almanya’da sanat ve dolayısıyla müzik, Alman kimliğinin ideolojik savunucusu ve taşıyıcısı olmak amacındaydı. Bu nedenle sanatçıların bireysel yaklaşımları dikkate alınmıyor ve bastırılmaya, yok edilmeye ve sansüre maruz kalıyordu. Ayrıca sanatçıların etnik kökenleri, milliyetleri ve kimlikleri sanat yapabilmelerinin önündeki en büyük engeldi. Felix Mandelsohn, Gustav Mahler, Arnold Schoenberg gibi Yahudi kökenli besteciler yasaklanan isimler arasındaydı. Ayrıca Nazi politikalarının karşısında olan Alman isimler veya Yahudilerle herhangi bir ilişkisi olduğu düşünülen isimler de yasaklanmıştı.

    Bu yasaklamalar yalnızca Yahudilerle sınırlı kalmamış ve komünizm propagandası sayılabileceği düşünülen isimler de yasaklanmıştı: Pyotr İllyich Tchaikovsky, Petrovich Mussorgsky, Rimksy-Korsakov. Benzer şekilde Avangard sanat ve caz müziği de payına düşen sansürü almıştı. Kaynağı dini referanslara dayanan Koral müzik türü ise iktidarın toplum nezdinde dini yönüyle bağdaşan bir görüntü yaratmıştır (Gürer, 2007:5).

    Askeri ve milli marşlar da bu dönemde sıkça bestelenmiştir. Buna karşılık toplama kamplarında orkestralar kurulmuş, konserler düzenlenmiş ve Nazilerin uygun gördüğü sınırlar çerçevesinde müzisyenlerin sanat icra etmesine izin verilir olmuştu. Auschiwtz kampında kurulan Kadınlar Orkestrası buna örnek olabileceği gibi bu kamplar arasında en bilindik olanı Theresienstadt toplama kampıydı.

    Çoğunluğunu Yahudilerin oluşturduğu bu kamp, Nazilerin kültür sanat yuvası olarak bilinirdi. Rafael Schachter, Gideon Klein, Karel Svenk gibi sanatçıların toplatıldığı kampta operalar sahnelenir, orkestralar kurulur, enstrümantal müzikler düzenlenir, tiyatrolar oynanır ve Alman sanatı karşısında “dejenere sanat” olarak adlandırdıkları eserler sergilenir ve kötülenirdi.

    Theresienstadt getto kampı Nazi kültürel faaliyetlerinin önemli bir sembolüydü. Amaç, Nazi faaliyetlerini dış dünyaya “makul” göstermek ve modernizm anlayışını saf Alman ırkına uygun olarak yeniden inşa etmekti. Sachsenhausen toplama kampında mahkumların sıra halinde yürüdükleri veya fiziksel işkence gördükleri sırada ya da Alman Yahudi mahkumları demoralize etmek için zorla şarkı söyletilmek çok yaygındı (Brauer, 2016:11).

    Nazilerin müzik politikalarının temelinde toplumsal alan içinde yaratılmak istenen tek kimliklilik, uyum, ahenk ve bütünlük yatıyordu. Bu doğrultuda Hitler, Almanya’nın köklü müzik geçmişinden oldukça yararlanmıştı. Bu konuda klasik müzik özellikle dikkat çeken bir müzik türü olmuştur. Müzik hakkındaki fikir ve kanılarını Richard Wagner ve Anton Bruckner üzerine oturtmuş, onları saf Alman sanatının çok önemli isimleri olarak görmüştür. Ludwig van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart, Johann Sebastian Bach, Joseph Hydn, Robert Schumann, Johannes Brahms gibi isimler de “güzel ve doğru” Alman sanatını anlatmak için kullanılmış önemli diğer isimlerdi.

    Alman Romantik döneminin etkili isimlerinden olan orkestra şefi ve besteci Richard Strauss bu dönemin önemli isimlerinden biriydi. Strauss, Hitlerin iktidara gelişiyle beraber İmparatorluk Müzik Odası Başkanlığı adına teklif aldı, iki sene boyunca bu görevde kaldı, Friedenstag operasını besteledi. Ancak bir eser üzerinde Yahudi kökenli yazar Stefan Zweig ile birlikte çalışması sonucunda dikkatleri üzerine çekti ve görevini bıraktı (Bakbak ve Kaynak Akçaoğlu, 2022:49-50).

    Goebbels tarafından Besteciler Birliği Başkanlığı’na getirilen, yine onun tarafından ödüle layık görülen Werner Egk, ari ırka mensup sanatçıların ödüllerini takdim etmiş ve Hitler döneminin gençliğine sanat danışmanlığı yapmıştır (Bakbak ve Kaynak Akçaoğlu, 2022: 50). Nazi Almanyası’nda ününe ün katan bir diğer isim Carl Orff olmuştur. Carmina Burana adlı eseriyle bilinen Orff, Hitler yönetimi sırasında çokça eser talebi almıştır.

    II. Dünya Savaşı başta Uluslararası İlişkiler tarihi olmak üzere pek çok açıdan iz bırakmıştır. Milyonlarca sivil sürgün edilmiş, öldürülmüş, işkenceye ve istismara uğramıştır. Tarihin karanlık sayfalarında yer edinen bu dönemden sonra propaganda konusunun politikanın içinde yer alması da boyut değiştirmiştir.

    Sanatın, bir iktidarın eline geçtiği zaman nasıl bir araç haline gelebileceği, insanlara fiziksel ve psikolojik olarak ne kadar zarar verebileceği konusunda Nazi Almanyası tek örnek olmasa da, özgün bir örnek olarak gösterilebilir. Her zaman güzel olan ile ilişkilendiren sanat, insanları bir araya getirme özelliğinin yanında, ayrıştırma özelliği ile de Hitler Almanyası’nda tezahür etmiştir. Bununla beraber Bahaus Akımı gibi Nazi Almanyası’nın baskıcı ve otoriter tutumuna tepki olarak ortaya çıkan sanat akımları da olmuş, II. Dünya Savaşı sonrası küresel kültür ortamı yavaş yavaş özgürleşmeye başlamıştır.

    Kaynaklar

    Aşkın Bakbak ve Tuğçe Kaynak Akçaoğlu, “II. Dünya Savaşı Döneminde Klasik Müzik ve Müziksel Gelişmeler”, Online Journal of Music Sciences, Vol: 7, Sayı:1, Haziran 2022, 42-69.

    https://doi.org/10.31811/ojomus.1055513

    Gözde Ekiz, “İkinci Dünya Savaşı Döneminde Almanya’dan Kaçan Sanatçıların Sanata Katkıları” (Yüksek Lisans Tezi), Işık Üniversitesi, Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisans Programı, Nisan, İstanbul, 2022

    Halide Karabiber ve Nilgün Doğrusöz Dişiaçık, “Nazi Almanyası’nda Bir Propaganda Aracı Olarak Keman: Goebbels’ın Stradivarius’u”, Yegah Müzikoloji Dergisi, Cilt:6, Sayı:3, Aralık 2023, 511-528.  https://doi.org/10.51576/ymd.1400548

    Juliane Brauer, “How Can Music Be Torturous?: Music in Nazi Concentration and Extermination Camps” Music and Politics, Vol:10, Sayı:1, Kış 2016,  http://dx.doi.org/10.3998/mp.9460447.0010.103

    Yeşim Özlem Gürer, “II. Dünya Savaş’ında Almanya’da Baskı Altında Müzik” (Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi, Müzikoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, 2007.

    Kültür Sanat R2 Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYüzyıl Değil, Uzun Yirminci Yüzyıl | Tuhaf Zamanların İzinde #1
    Sonraki İçerik Siyasette Gençsizlik | Zedcast #7

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler
    Podcast

    İrlanda Tarihi I: Keltler, Cromwell, IRA | Çerçeve S3 #72

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}