Temmuz ayı belki de ABD’nin son yıllardaki en adrenalin dolu ayı oldu. Siyasi ajandaları derinden sarsıp Kasım’daki seçimlere yön verecek pek çok gelişmeye sahne olan Temmuz ayı, kimilerine göre ABD’nin gelecek on yılını bile şekillendirdi.
Cumhuriyetçilerin Başkan adayı Donald Trump’a düzenlenen suikastın kıl payı başarısız olmasıyla birlikte pek çok kanaat önderinin “Seçimde Trump Biden’ı kaç delege farkla yener?” analizlerinin Başkan Biden’ın adaylığını yardımcısı Kamala Harris’e devretmesiyle yeniden şekillenmesi, önümüzdeki aylarda hepimiz için ibretlik olacağa benziyor.
Trump’a Suikast Girişimi
27 Haziran 2024 tarihinde CNN kanalından canlı verilen başkanlık münazarasında Joe Biden’ın Donald Trump karşısında sergilediği vasatın altı performansının ardından tüm Demokrat entelijansiyanın Biden’a adaylıktan çekilme çağrısı yaptığı ve olası adaylar olarak mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve eski First Lady Michelle Obama’yı konuştuğu bir atmosferde; anketlerde Biden’a karşı kesin bir zafer sağladığı görülen Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın 13 Temmuz’da Pensilvanya’da yaptığı mitingi sırasında düzenlenen silahlı saldırıda ufak bir kafa hareketi sayesinde ölümden dönmesi, hem Trump’ı hem de özellikle parti içinde “Make America Great Again (MAGA)” olarak bilinen sıkı destekçilerini kendi zihinlerinde “American Establishment”ına (müesses nizam) karşı kritik bir iç sorgulamaya itmişe benziyor.
Donald Trump’ın açıkça rövanşist bir tutum takınarak sürdürdüğü başkanlık yarışında devlet kurumlarının liberaller tarafından “işgal” edildiğini düşünmesi ve destekçilerini de bu düşünceye sevk ederek ülkedeki polarizasyon yangınına körükle gitmesi, belki de bu suikast girişimine giden kilometre taşları olmuş oldu. Nitekim ülkedeki siyasi ortamı germek ve kaos yaratmak günün sonunda herkesi etkiliyor.
Mississippi eyaletinin Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Bennie Thompson’ın yanında çalışan bir personelin Trump’a suikast girişiminde bulunan kişi hakkında “bir dahaki sefere kaçırmaması için atış derslerine ihtiyacı olduğunu” söylediği bir Facebook paylaşımının ardından Thompson, toplumsal gerginlik ve kutuplaşmanın dozajını düşüren bir hareket olarak bu çalışanın işine son verdiklerini kamuoyuna deklare etti.
Başkanlara yönelik suikast girişimleri ABD’nin yabancı olduğu bir durum değil. Abraham Lincoln’den Ronald Reagan’a, William McKinley’den John F. Kennedy’e kadar pek çok ABD başkanı suikast girişimine uğramış, uğrayanlardan dördü ise (Lincoln, Garfield, McKinley, Kennedy) suikast sonucu hayatını kaybetmişti.
Donald Trump suikast girişimi sonrası halihazırda parti içinde güçlü olan pozisyonunda yerini iyice sağlamlaştırmasının ardından 15-18 Temmuz 2024 tarihlerinde Wisconsin eyaletinin Milwaukee şehrinde düzenlenen parti kurultayında yanına Ohio Senatörü James David Vance’i alarak resmi başkan adayı oldu. Geçmişte Trump karşıtlığıyla zihinlere kazınmış bu ismin şimdi neden Trump tarafından yardımcı olarak ilan edildiği ise J. D. Vance’in şimdiki açıklamalarından az çok belli oluyor.
Vance dış politikada izolasyon taraftarı olmakla, hatta Ukrayna hakkında umursamaz olduğunu açıkça ifade etmesiyle bilinmekle birlikte, iç politikada da başta kürtaj karşıtlığı olmak üzere aşırı-muhafazakar bir noktada konumlanıyor. Trump’ın bugün Mike Pence’e kıyasla daha “MAGA tarzında” bir isim seçmesi, bizlere kendisinin olası başkanlığında ABD ve dünyayı nasıl gelişmelerin beklediğine dair ipuçları da veriyor.
Donald Trump’ın aynı zamanda 1992 Başkanlık Seçimleri’nde %20’ye yakın oy alarak yarışı üçüncü tamamlayan Ross Perot’un 1995 yılında kurduğu popülist Reform Partisi’nde de geçmişte siyaset yapmış olması, Cumhuriyetçi Parti’nin bugün geldiği noktayı daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Biden Out, Kamala In
Trump’a yönelik suikast girişiminin üstünden bir hafta geçmesinin ardından bu sefer de Başkan Biden’ın adaylık sürecinden çekilmesini ilan etmesiyle gündem buraya kilitlendi. 21 Temmuz’da yaptığı yazılı açıklamayla 2024 Başkanlık Seçimleri’nde başkan adayı olmayacağını belirten Joe Biden, adaylık için yardımcısı Kamala Harris’i onayladı. Bu gelişmeyle birlikte Donald Trump ABD tarihinin en yaşlı başkan adayı unvanını Joe Biden’dan almış oldu.
CNN’deki başkanlık münazarasının ardından anketlerde oylarının düştüğü gözlenen Biden hakkında pek çok Demokrat senatör, meclis üyesi ve vali “çekil” çağrısı yapmıştı. Biden’ın yaşlılık ve hastalık durumu gerekçe gösterilerek yapılan bu çağrılara Biden’a yakınlığıyla bilinen Barack Obama ve Nancy Pelosi gibi isimlerin de destek verdiği medyada konuşuluyor.
Joe Biden’ın ardından Kamala Harris’in adaylığını onaylayan bazı üst düzey isimler Temsilciler Meclisi Kaliforniya temsilcisi ve eski başkanı Nancy Pelosi, eski Başkan Bill Clinton ve eşi eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile adaylık için ismi geçenlerden biri olan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom oldu. Obama çifti de -birkaç gün geç kalarak da olsa- telefondan Kamala Harris’i arayarak adaylığını onaylayıp tebrik ettiler. Böylece Michelle Obama’nın adı da başkanlık için elenmiş oldu.
Demokrat Parti’nin 19-22 Ağustos 2024 tarihlerinde Illinois eyaletinin Chicago şehrinde düzenlenecek kurultayında Kamala Harris’in resmi başkan adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Eski Demokrat başkanlardan Lyndon Baines Johnson’ın 1968 seçimlerinde yarıştan çekilip yerine aday olan yardımcısı Hubert Humphrey’nin seçimden ağır bir yenilgi alarak çıkması, Cumhuriyetçilerin propagandalarında çokça dillendirdiği bir mevzu olsa da Kamala Harris anketlerde gayet iyi bir durumda gözüküyor. Savcı kimliğiyle Trump’ın hükümlü kimliğine karşı psikolojik üstünlük sağlayan Harris, Morning Consult’ın anketinde Trump’a %4 fark atarken, CNBC’ye göre Trump’ın önünde; ancak oy oranları başa baş.
10 Eylül’de ABC moderatörlüğünde Biden ile Trump’ın ikinci defa karşılaşması planlanmış ancak daha sonra Biden tarafı bu programı iptal etmişti. Şimdi ise Kamala Harris bu münazara için istekli taraf. Ancak Trump, karşılaşmanın Fox moderatörlüğünde olması şartını öne sürüyor. Harris ise tek başına bile olsa ABC’ye çıkıp konuşmayı göze almış vaziyette. İlerleyen günlerde münazara takvimi netleşecektir.
Kamala Harris’in seçtiği yardımcısı da muhtemelen ben bu satırları yazdıktan birkaç saat sonra açıklanmış olacaktır. Olası adaylar arasında Pensilvanya Valisi Josh Shapiro, Arizona Senatörü Mark Kelly ve Minnesotta Valisi Tim Walz bulunuyor. Her ismin parti içinde destekçileri bulunsa da seçimi kazanmanın yolu salıncak eyaletlerden (swing states) geçtiği için bu üç adaydan biri başkan yardımcısı olarak seçilecektir.
Joe Biden’a kıyasla seçilme ihtimali çok daha yüksek olan Kamala Harris, eğer seçilirse, ABD tarihinin ilk kadın başkanı olmakla kalmayıp aynı zamanda bunu non-WASP (White Anglo-Saxon Protestant olmayan) kimliğiyle başarmış olacak. Babası Jamaika ve annesi Hindistan kökenli bir göçmen olan Kamala Harris, 2020 seçim sürecinde de Donald Trump tarafından ırkçı ithamlara maruz kalmıştı. Bugün ise ona karşı elde edeceği bir ulusal zafer, uluslararası arenada güçlenen alternatif ve aşırı sağın elini oldukça zayıflatacaktır.
Netanyahu ABD Kongresinde
Aylardır ABD Kongresine geleceği yazılıp çizilen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Temmuz ayının son haftası kongreye gelerek yaptığı konuşmasında ABD ile İsrail’in çıkarlarını paralel göstermekten ABD’deki Filistin yanlısı gösterilere kadar pek çok konuya değindi.
Filistin’de gerçekleştirilen soykırımdan ötürü Netanyahu’yu protesto ederek Kongreye gelmeyen pek çok Kongre üyesinin yanında, kongreye gelip Netanyahu’yu protesto edenler de vardı. Yalnızca siyasetçiler değil halkın her kesiminden pek çok insan hakları savunucusu da sokaklarda kendi protestolarını düzenledi.
Netanyahu’nun konuşması sırasında İsrail liderini alkış yağmuruna tutanlar ise ekseriyetle İsrail’in Gazze’de uyguladığı kıyım politikasına başından beri destek veren ve sivillerin yaşam hakkını savunan herkesi Hamas destekçisi olmakla itham eden Cumhuriyetçi kongre üyeleri oldu.
Bitirirken
Amerika Birleşik Devletleri, Temmuz 2024’te devasa bir siyasi gündem yumağının içerisine girdi. Yazıda değindiğim gelişmeler eminim ki seçime katılım oranını da etkileyecektir. Amerikan seçmeni 5 Kasım’da hukukçu liberal bir kadın ile muhafazakar bir hükümlü arasında oylama yapacak ve bu seçimlerin sonuçları da hepimizi yakından ilgilendirecek.
Trump’a kıyasla çok daha fazla bağış toplayan Harris kendisine verilen bu şansı iyi değerlendirebilirse global bir krizin eşiğinden dönebiliriz. Nitekim Ukrayna yardımlarını tamamen durdurmak, Tayvan’ın Çin’e karşı direnişini umursamamak ve İsrail’in Gazze’de uyguladığı politikalara yüksek tondan destek vermek dünyamıza kaostan başka bir miras bırakmayacaktır.
Kaynakça
https://edition.cnn.com/politics/live-news/election-biden-trump-07-13-24/index.html