Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Sabahattin Ali’nin Çıkmaz Yolları
    daktilo2

    Sabahattin Ali’nin Çıkmaz Yolları

    Öznur Akcalı Yılmaz28 Eylül 20255 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Geçtiğimiz günlerde bir edebiyat öğretmeni, öğrencisinin kendisine, Sabahattin Ali’nin karakterlerinin neden hep yolda öldüğünü sorduğunu yazmıştı.[1] Verdiği örnekler ise Kuyucaklı Yusuf’taki Yusuf, “Ayran”daki Hasan, “Kamyon”daki delikanlı idi. Ama dahası da var: mesela “Kağnı”daki anne, “Yeni Dünya” öyküsündeki öyküye ismini veren Yeni Dünya, “Komik-i Şehir” öyküsündeki jandarmalar… Üstelik sadece hikâye ve romanlarındaki ölümler değil, yazarın kendi trajik ölümü de yolda gerçekleşmişti. Yolda ölümler bir tesadüf mü? Bir süre bunun üzerine düşündüm.

    Gerçekten de “yolda ölmek” Sabahattin Ali’nin öykü ve romanlarında sık tekrarlanan bir kurgu. Genellikle yolu gitmek istemeyen ama bir şekilde gitmek zorunda kaldığında da başına ölüm dâhil pek çok şey gelen karakterler var bu metinlerde. Bir mekân olarak yol, bize aslında geçiciliği ifade ediyor. Çünkü yol hem kurmaca metinde hem de gerçek hayatta asıl mekân değildir, arada kalmış bir yerdir ve bir mekândan diğerine ulaşmak için geçici olarak kullanılır; bir araftır. İki mekânın arasındaki bu geçici yer, bazen tüm hikâyenin gerçekleştiği mekâna dönüşebilir. Öyle ki sadece yolculukta geçen filmler ve hikâyeler de vardır.

    Sabahattin Ali’de tamamı yolda geçen bir kurmaca yoktur ama yol önemli bir temadır. Bir kere dönemin ekonomik koşullarını ele verir bu yollar; genellikle bozuk, çamurlu, dar ve tehlikelilerdir. Yine de bu zor, tekinsiz ve bazen de belirsiz yollara çıkmak, Sabahattin Ali’nin karakterleri için bir umut arayışıdır.

    Örneğin, “Ayran” öyküsünde kardeşlerine bir parça ekmek götürebilmek umuduyla ayran satmaya giden ve soğuk kış gününde çıplak ayakla uzun bir yolu yürüyen çocuk, yolun sonunda önce ekmek götürebilme umudunu sonra da eve varma umudunu kaybeder ve en sonunda bu yolda ölür. Bu koşulların karakterlere ölümden başka sunduğu bir şey yoktur. İzmir’e çalışmaya giden ve kendisinden “delikanlı” diye bahsedilen bir başka karakter de yoksulluktan kurtulma umuduyla yola çıkar, ama otobüs parası olmadığı için bilet soracak olan görevliden korkar ve kendini otobüsten atar. Bu yol da ölüm içerir.

    Öldürmeyen yolların sonu da iyiye çıkmaz hatta. “Ses” öyküsünde yolda keşfettikleri muhteşem bir sese sahip karakter de uzun yolların sonunda katıldığı seçmelerde başarılı olamaz ve umudu boşa çıkar. “Uyku” öyküsünde bir an önce gideceği yere varma, hiç olmazsa biraz dinlenme umuduyla bekleyip duran şoförü yollar uykusuzluktan tüketmiştir. Yani karakterlerin hepsi bir umut için yola çıkar ama bu yolun sonu bazen ölümle, bazen kazalarla, en iyi ihtimalle umudun boşa çıkmasıyla biter.

    “Asfalt Yol” öyküsü ise yolun başlı başına bir karakter olduğu bir kurgudur. Aslında bu hikaye, yolların neden umuda çıkmadığının sistematik bir açıklaması gibi düşünülebilir. Bozuk bir yolu düzelttirmek için devasa bir bürokrasiyi aşmayı, aşınca da bürokrasinin akılcı gibi görünen akıl dışılığıyla mücadele etmeyi konu alan öykü, en sonunda halkın sorununa yine çözüm bulunamayan bir aşamada son bulur. Bürokrasiyle mücadele etmeye ya da en azından ona ilgisiz kalmaya çalışan karakterler ise kendilerini yine “hükümet kapıları”nın yolunda bulur, bu mücadele ya sonuçsuz kalır (“Asfalt Yol”da olduğu gibi) ya da o kadar korkutucudur ve o kadar çıkmazdır ki o yolda can verilir (“Kağnı”da olduğu gibi).

    Kısacası Sabahattin Ali’nin yolları hep zorluklarla dolu ve genellikle sonu mutlu bir yere çıkmayan yollardır. Sabahattin Ali’nin kahramanları o kadar umutsuzdur ki yollardan bir beklentileri yoktur ve yolun sonu çoğu zaman ölümlerine çıkar.

    Sabahattin Ali’deki yol imgesini alegorik okumak mümkün mü peki? Burada hemen akıllara Fredric Jameson’ın sert eleştirilere konu olmuş “üçüncü dünya metinlerinin zorunlu olarak alegorik olduğu”[2] tezi geliyor. Bu tez her açıdan tartışmalı, bir kere üçüncü dünya metinlerinin tamamı alegorik mi? Bunu kabul etsek bile Türkçe yazılmış romanları ve öyküleri bu gruba dâhil edebilir miyiz? Peki kabul etmesek bile alegorik bir okuma yaparsak ülkenin tarihiyle gerçekten paralellik kurabilir miyiz?

    Her ne kadar tartışmalı olsa da zaman zaman Jameson’ın tezinin Türk edebiyatında uygulanan örnekleri görülür. Örneğin Jale Parla, Babalar ve Oğullar’da Tanzimat dönemi edebiyatına alegorik bir okuma yapar ve Osmanlı’nın son dönemleriyle Tanzimat dönemi romanlarının paralelliğine dikkat çeker.[3] Buna göre Tanzimat romanlarının babasız evlerinde babanın yokluğu siyasi gücü azalmış Osmanlı İmparatorluğu’yla ilişkilendirilir, babasını kaybetmiş oğullar ise ne yapacağını bilemez ve oradan oraya savrulur.

    Sabahattin Ali’nin öykü ve romanlarındaki yollar Türkiye’nin o dönemki toplumsal yapısı, siyaseti ve gerçekliğiyle ilişkilendirilebilir mi diye düşündüğümde iki kurmaca mekânı arasındaki yol imgesi benim aklıma; araf, arada kalmışlık ve bir yere varamamışlık gibi çağrışımları getiriyor. Gelişmiş değil, gelişmekte olan ülke anlatısı ya da gelişme yolunda olan ama buraya hâlâ varamamış bir ülke. Ayrıca Türkiye’nin bir zamanlar tanıtımında çok sık kullandığı “köprü” imajı da bir yoldur mesela. İlkokulda öğrendiğimiz “Türkiye’nin stratejik önemi” ile ilgili Doğu ve Batı’yı, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan bir köprü olduğu argümanıyla çok iyi örtüşür bu imaj. Bu köprü, sonuçta bir yoldur. Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan ve Cumhuriyet döneminde de devam eden Türkiye’nin Batılılaşma “yolculuğu” devam etmektedir.

    Tıpkı Sabahattin Ali’nin karakterleri gibi daha iyi bir gelecek, güvenli bir yer, adalet, refah gibi umutlarla çıkılan yolculuğun sonunun kötü bitmesi endişesi ile bunun arasında bir benzerlik kurulabilir mi? Ya da bu yolun bitmez tükenmez bürokratik engelleri ile? Hedefe bir türlü ulaşamayıp yolun mekân haline gelmesiyle? Bu benzerlik bana pek imkânsız görünmüyor. Ne olursa olsun, Sabahattin Ali’nin bu yolculuklardan pek umutlu olduğunu söylemek de mümkün görünmüyor. Sanki kendi kişisel hayatının, pek çok soru işaretiyle birlikte, meçhul bir yolda son bulması, Sabahattin Ali’yi umutsuz olma konusunda çok da haksız çıkarmıyor. Bilindiği gibi hayatı, hakkında açılan soruşturmalar, davalar, yargılamalar, aldığı hapis cezaları ile geçen Sabahattin Ali’nin ölümü de mücadelesini verdiği hak ve özgürlüklerin kazanılamaması nedeniyle geride hayal kırıklıkları bırakarak çıktığı yolda son buluyor.

    Dolayısıyla Sabahattin Ali’de yol, karakterleri bir yere ulaştıran değil, aksine onları tüketen, umudu yutan bir mekâna dönüşüyor. Bu yol imgesi, hem dönemin ekonomik-sosyal gerçekliklerini, hem de Türkiye’nin modernleşme yolculuğunun sancılarını alegorik biçimde görünür kılıyor.


    [1] https://x.com/merveladov/status/1968345032609665332

    [2] Fredric Jameson, “Third-World Literature in the Era of Multinational Capitalism,” Social Text, No. 15 (1986): 65–88, https://doi.org/10.2307/466493.p.69.

    [3] Jale Parla, Babalar ve Oğullar:Tanzimat Romanının Epistemolojik Temelleri, 7th ed. (İletişim Yayınları, 2009).

    Edebiyat
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBirleşmiş Milletler, Gazze ve Hamas
    Sonraki İçerik Birleşmiş Milletler Toplantılarının Sayısı Neden Arttırılmalı?

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Şebnem Gümüşçü: Türkiye’de artık iktidarın önünü kesebilecek hiçbir denetleyici güç kalmadı

    28 Eylül 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2

    Liberal Küreselleşme Bitiyor. Nasıl Bilirdiniz?

    28 Eylül 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Siyonizmin Kurucusu Theodore Herzl, Stefan Zweig’ın Nesi Olur?

    28 Eylül 2025 Mehmet Akif Koç

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Kamusal Alan Üzerinde Yargının Ağır Baskısı

    26 Eylül 2025 Yazılar Gürkan Özturan

    Rus Ruleti: Türkiye’de Etki Ajanlığı Yasası

    24 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Tarık Beyhan

    Vakıf Üniversitelerine Kayyım Atanması: İstanbul Bilgi Üniversitesi Kararı ve Hukuki Çerçeve

    19 Eylül 2025 Yazılar Bekir Biçkin

    “Foreign Agent” Draft Bill in Turkey

    19 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Gürkan Özturan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}