Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (26 Şubat-4 Mart 2025)
Trump Salı günü ABD Kongresinde kürsüye çıkarak bugüne kadar bir başkanın Kongrede yaptığı en uzun konuşmayı yaptı. Konuşmadan önemli satır başlarını özetleyeceğim bu yazıda, Zelenky’nin Ukrayna’da barışın sağlanması için Trump’a gönderdiği mektubu da değerlendireceğim.
Trump’ın Kongre Konuşması Şovu
Trump, Kongre konuşmasında adeta şov yaptı. 43 günlük iktidar süresince yaptıklarını sıralayarak ABD tarihinde birçok iktidarın dört senede yaptığını 43 günde yaptıklarını iddia etti. Normalde başkanların Kongre konuşmalarında birleştirici bir tutum takınmaları beklenir. Ancak Trump bu konuda da geleneklere aykırı, partizan tutumunu sürdürdü.
Trump, Amerikan rüyasının gerçeğe dönüşmesinin durdurulamaz olduğunu söylediği konuşmasında, Biden hükümetine de fazlasıyla çattı. Demokratların sessiz ve donuk bakışlarla takip ettiği konuşmayı Cumhuriyetçiler her fırsatta çılgınca alkışladı.
Konuşmadan önemli satır başları ise şu şekildeydi:
- Piyasalarda iki gündür yaşanan çalkantının ardından Trump, bu hafta Meksika ve Kanada’ya %25, Çin’den ithal edilen mallara ise %10 ek gümrük vergisi getirerek başlattığı ticaret savaşının olası ekonomik sonuçlarının ABD’ye zenginlik getireceğini iddia etti. Buna ek olarak, ABD’nin özellikle dış ticaret açığı verdiği ticaret ortaklarına yönelik karşılıklı tarifelerin 2 Nisan’da “devreye gireceğini” de sözlerine ekledi. Piyasalar ise gümrük vergileri konusunda oldukça tedirgin. Bu vergilerin enflasyon yaratacağı ve ABD ekonomisinin büyümesini olumsuz etkileyeceği görüşü hakim.
- Trump günün erken saatlerinde Ukrayna liderinden “önemli bir mektup” aldığını söyledi ki bu mektup içerik bakımından Volodymyr Zelensky’nin sosyal medyada paylaştığı bilgilerle örtüşüyordu. Ukrayna Devlet Başkanı, savaşı sona erdirmek ve “kalıcı barışı yakınlaştırmak için mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına gelmek” için Trump’ın “güçlü liderliği” altında çalışmaya hazır olduğunu sosyal medyada ifade etmişti. Trump, konuşması sırasında mektubu gönderdiği için Zelensky’e teşekkür etti. Bu konuya aşağıda daha detaylı şekilde gireceğim.
- 99 dakikalık konuşmasının büyük bir kısmı iç meselelere odaklansa da Trump’ın dünya siyasetine bakışı da konuşmasında kendini gösteriyordu. Trump’a göre dünyada ABD’nin etkisini arttırmak istediği yerler olduğu gibi geri çekilmek istediği yerler de var. ABD’nin Grönland’ı alma arzusunu yineleyen Trump, “öyle ya da böyle alacağız” sözünü yineledi ve Panama Kanalı’nı da “geri alacaklarını” sözlerine ekledi. Selefi Joe Biden döneminde yapılan ve savurganlık olarak nitelendirdiği harcamaların listesini sıralarken Afrika ülkelerinden de bahsetti. Liberya, Mali, Mozambik ve Uganda’nın ABD yardımlarından haksız yere faydalanan yerler olduğunu belirtti. Gereksiz dış yardımlara harcanan paraları ABD bütçesini dengelemek için kullanacaklarını sözlerine ekledi.
- Trump, salondan kendisini izleyen milyarder danışmanı Elon Musk’ın ismini de zikretti. Musk, yeni kurulan Hükümet Verimliliği Ofisi (DOGE) aracılığıyla on binlerce federal çalışanı işten çıkarmak, milyarlarca dolarlık dış yardımı kesmek ve ABD hükümeti genelinde programları azaltmak için hızlı şekilde harekete geçmişti. Mavi kravatlı koyu renk bir takım elbise giyen SpaceX ve Tesla’nın patronu ismi anılınca ayağa kalktı ve kalabalığın tezahüratlarını kabul etti. Trump Musk’a teşekkür etti ve çok sıkı çalıştığını belirterek bu işe normalde ihtiyacı olmadığını belirtti. Musk’ın kesintileri, belediye toplantılarında bazı öfkeli tepkilere yol açmıştı ve federal çalışanlara verdiği talimatlar zaman zaman Trump’ın kabine üyeleri tarafından da reddedilmişti. Kongrede Demokrat milletvekilleri, “Musk çalıyor” ve “yanlış” yazılı pankartlar açtılar. DOGE şimdiden 105 milyar dolar tasarruf ettiğini iddia ediyor ancak bu rakam bağımsız olarak doğrulanamıyor. Tasarrufların 18.6 milyar dolarlık kısmının makbuzları yayınlandı, ancak rakamları analiz eden ABD medya kuruluşları tarafından muhasebe raporlarının hatalı olduğu rapor edildi. Musk’a yönelen tepkiler ABD’de Tesla fabrikası önünde de eylemlere dönüşmüştü. Ancak Trump, Musk’ı ve yaptıklarını tüm gücüyle desteklemeyi sürdürüyor.
- Beyaz Saray, Temsilciler Meclisi ve Senatonun Cumhuriyetçilerin kontrolünde olması nedeniyle Demokratlar, mesajlarını iletmeye ve Trump yönetiminin faaliyetlerine karşı koymaya çalışırken büyük ölçüde etkisiz kaldılar. Birçok Demokrat kadın protesto amacıyla Temsilciler Meclisi salonuna pembe pantolon takımlarıyla geldi. Bazılarının tişörtlerinin arkasında “Diren” yazan partililerden düzinelercesi konuşma sırasında salondan çıktı. “Onları mutlu etmek için söyleyebileceğim hiçbir şey yok” diyen Trump, partizan öfkeden zevk alıyor gibi görünüyordu. Demokrat Parti yönetimi, partinin resmi tepkisini iletmesi için Trump’ın Kasım ayında kazandığı salıncak eyaletlerden biri olan Michigan’dan ilk dönem senatör seçilen Elissa Slotkin’i seçti. Slotkin, Trump’ı, “milyarder dostlarına eşi benzeri görülmemiş bir hediye vermekle” suçladı ve “bizi resesyona sürükleyebilir” uyarısında bulundu. Ancak görünen o ki Demokratlar’ın karizmatik bir lider çıkarmadan Trump’ın şovlarına karşı koymaları çok zor.
- Seçmenlere göreve geldiğinde enflasyonu yeneceği sözünü veren Trump, konuşmasında ülkeyi yeni petrol ve doğal gaz sondajlarına açarak enerji maliyetini düşürmeye odaklanacağını söyledi: “Ayaklarımızın altında dünyadaki tüm uluslardan daha fazla sıvı altın var ve gidip onu almak için şimdiye kadar bir araya getirilmiş en yetenekli ekibe tam yetki veriyorum. Buna sondaj, bebeğim, sondaj (Drill baby, drill) deniyor.” Yumurta fiyatlarındaki artıştan Biden hükümetini sorumlu tutan Trump, ABD toplumunun alım gücünü arttıracağını da iddia etti.
- Bunların dışında Trump, göçmen ve cinsiyet kartını oynamayı da sürdürdü. Göçmenler tarafından öldürülen çocuklardan bahsetti, spor müsabakalarında trans sporcuların yol açtığı haksızlıklara vurgu yaptı ve artık federal düzenlemelerde yalnızca iki cinsiyetin esas alınacağını söyledi. ABD toplumunda göçmen ve LGBTİ karşıtlığı üzerinden yaşanan kutuplaşmayı körükleyebildiği kadar körükledi.
Peki bu konuşma ne anlama geliyor? Trump, dış politikada ABD’nin II. Dünya Savaşı’ndan bu yana sürdürdüğü küresel jandarmalık rolünden geri çekiliyor. ABD’nin yumuşak güç olma iddiasından vazgeçiyor. Liberal dünya düzenini ve değerlerini hiçe sayıyor. Müttefiklerini gücendiriyor ve ABD’ye olan güveni zedeliyor. Tüm bunları yaparken de açık bir şekilde yalan söylüyor. Rakamları yanlış veriyor, gerçekliği birçok yolla çarpıtıyor. Dünyanın en büyük gücünü, umarsızca kendi politikaları için seferber ediyor. Bu politikaların bu şiddetle sürmesinin dünyaya da ABD’ye de iyi şeyler getirmeyeceğini tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok.
Zelensky Trump Karşısında Geri Adım Attı
Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray’da Trump-Vance ikilisi ve Zelensky arasında yaşanan, diplomatik açıdan bir skandal, Trump açısından ise bir televizyon şovu olarak görülen talihsiz tartışmadan sonra Ukrayna lideri, öngörülen nadir mineraller anlaşmasını imzalamadan ülkesine dönmüştü. Avrupa ülkeleri ise bu gelişmeden sonra birbiri ardına Ukrayna’ya destek olacaklarını açıklamıştı.
Zelensky ABD ile Ukrayna arasında bir anlaşma imzalanması ve barışın sağlanması konusunda dün çok önemli yeni bir adım attı. Trump’a bir mektup yazan Zelensky, anlaşmaya hazır olduklarını belirtti. Bu durumdan son derece memnun olan Trump ise Zelensky’nin mektubunu Kongredeki konuşması sırasında okudu.
Zelensky bu mektubu, Trump’ın zor durumdaki Ukrayna’ya yönelik tüm askeri yardımları durdurmasından bir gün sonra gönderdi. Mektupta Zelensky, anlaşmayı imzalamaya hazır olduklarını, Trump’ın güçlü liderliği altında barış için çalışmak istediklerini ve ABD’ye yardımları için minnettar olduklarını belirtiyor.
Zelensky’nin geçtiğimiz hafta Beyaz Saray’dan anlaşmayı imzalamadan dönmesinden sonra bu adım, Ukrayna liderinin güvenlik garantileri isteme noktasında da geri adım atmış olduğunu gösteriyor. Zelensky, Avrupalıların Ukrayna’ya her durumda güvenlik garantilerini sağlayacağını da düşünüyor olabilir. Ukrayna’nın nadir toprak elementleri, petrol ve gazı için ABD ile yapılacak anlaşmadan sonra ABD’li şirketlerin Ukrayna’ya yatırıma gitmesi, Trump’ın da iddia ettiği gibi -en azından Trump iktidarı süresince- Ukrayna’ya bir tür güvenlik de sağlayacaktır. Ancak barış masasında istediklerini alamayan bir Rusya, Ukrayna ve Avrupa için tehdit olarak kalmayı sürdürecektir.